Ankara Davası İzleme Raporu – 22 Aralık 2017

Burcu Ballıktaş Bingöllü – 22 Aralık 2017

Mahkeme: Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2014/163

Aralarında Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da bulunduğu 19 kişinin 1990’lı yıllarda zorla kaybedilmesi veya yasadışı keyfi infaz edilmesine ilişkin 19 kişinin yargılandığı Ankara Jitem Davası’nın 14. Duruşması 22 Aralık 2017 tarihinde Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti.

Duruşma Öncesi

Ağır ceza mahkemelerinin olduğu E-Blok, Ankara Adliyesi’nde süren tadilattan oldukça etkilenmiş bir bina. Binaya aşina olmayanlar için duruşma salonlarının yerini bulabilmek, yönlendirme işaretlerinin de yetersizliği nedeniyle çok güç hale gelmiş. Mahkemelerin ofis katlarındaki kapalı kapılara asılan “Danışma değil! Yön sormayınız!” türünden duyurular, bina içerisinde sıradan yurttaşların yönlerini bulmakta çektikleri zorluğu ve danışacak muhatap bulamamasını resmediyordu. Yaklaşık yarım saat önce duruşma salonunun önüne geldiğimizde, sadece iç güvenlikten sorumlu personel ve bir katılan avukatı salonun önünde bekliyordu. Binadaki şantiyeyi andıran atmosfer, duruşma salonunun önündeki alanın aydınlatmasının çalıştırılmasına dahi gerek duyulmamasına yol açmış olacak ki gayet loş olan ortamı aydınlatmak üzere otomatı bulup ışıkları açan kişi katılan avukatı oldu.

Duruşma saati olan 10:00’a doğru salonun önü kalabalıklaştı. Mübaşirin bazı bekleyenlere “Gazeteci misiniz? Müşteki misiniz?” şeklinde sorular yönelttiği görüldü. Taraflar birbirlerinden ayrı bir şekilde bekliyorlardı.

Duruşma Salonu ve Katılım

Bekleyenler duruşmanın başlama saatinden yaklaşık 15-20 dakika sonra salona alındı.

Duruşmaya sanık Mehmet Ağar’ın avukatı Av. Abdülkadir Toluç, sanık İbrahim Şahin’in avukatı Av. Basri Aydın, sanık Alper Tekdemir’in avukatı Av. Ozan Eren Yalçın, sanık Ayhan Akça’nın avukatı Av. Onur Erkman, sanık Lokman Külünk’ün ve Ahmet Demirel’in avukatı Av. Tuncay Tarkın, sanık Abbas Semih Sueri’nin avukatı Av. Berrin Tunç Köroğlu ve sanık Korkut Eken’in avukatı Av. Gökhan Kılınç ile; katılan Raife Baskın’ın avukatı Av. Yusuf Alataş, kendi adına ve katılanlar adına Av. Sertaç Kamil Ekinci, katılan Tarık Ziya Ekinci, Sertaç Ekinci, Begüm Erdoğan, Rumet Serhat ve Gazal Cantürk’ün avukatı Av. Mehmet Emin Aktar, katılan Candan ailesinin avukatı Av. Levent Kanat katıldı.

Sanıklardan sadece Alper Tekdemir salonda hazır bulunuyordu. Maktul yakınlarından ise Abdülmecit Baskın’ın oğlu Eren Baskın’ın izleyici sıralarında ve Namık Erdoğan’ın kızı Begüm Erdoğan’ın da katılanlar için ayrılan bölümde hazır bulunduğu görüldü.

Ayrıca CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve Mezopotamya Haber Ajansı’ndan bir muhabir ile diğer üç kişinin oturduğu izleyici kısmında üç de özel güvenlik görevlisi yer alıyordu.

Duruşmadaki Gelişmeler

15 Eylül 2017 tarihli son duruşmada geçici bir heyet bulunmuştu. Bu duruşmada heyette tekrar değişikliğe gidildiği görüldü. Bu yüzden mahkeme heyeti bir önceki duruşma tutanağında yer alan ara kararların yerine getirilip getirilmediğini, yazışmaların ne aşamada olduğunu kontrol ederek işe başladı.

Öncelikle tanık yoklaması yapıldı. Tanık olarak dinlenmesine karar verilen ve en son SMS yoluyla bilgilendirilen Fikri Sağlar’ın mazeret bildirdiği kayıtlara geçti. Bir önceki duruşmada katılan avukatlarının dinlenmesini talep ettiği Tansu Çiller’in danışmanlarından Memduh Bayraktaroğlu’nun açık adresine ulaşılıp ulaşılmadığı katılan avukatlarına soruldu. Avukatlar ulaşamadıklarını ifade ettiler.

Mahkeme başkanı, Sinemi Önder’in avukatı aracılığıyla duruşmadan iki gün önce, 20 Aralık 2017 tarihinde katılma dilekçesi verdiğini belirterek, katılan avukatlarına Önder’i tanıyıp tanımadıklarını sordu. Katılan avukatları böyle bir talepten haberdar olmadıklarını ve Önder’i tanımadıklarını belirtti. Dilekçe sahibi Av. Maruz Kaymaz’ın da salonda bulunmadığı anlaşıldı.

Sonrasında, kamuoyunda Ergenekon Davası olarak bilinen dava dosyasında yer alan, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanarak dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’a sunulmuş Susurluk Raporu’nun ekleriyle birlikte gönderilmesi için yazılan müzekkereye İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin yanıt vermediği belirtildi.

11 Kasım 2016 tarihli duruşmada, katılan avukatlarından Av. Sertaç Ekinci, Mehmet Eymür’ün beyanlarında adı geçen ve öldürülmesinde MİT bağlantısı olduğu şeklinde Times gazetesinde yer alan haberler aracılığıyla yeniden gündeme gelen Mehmet Kaygısız cinayetine ilişkin soruşturmanın yeniden başlatıldığını belirtmiş ve İngiliz makamlarından soruşturmaya ilişkin belgelerin birer suretinin teminini talep etmişti. Bu duruşmada bu talebin eksiklikler gerekçe gösterilerek Adalet Bakanlığı tarafından reddedildiği anlaşıldı.

Bu duruşmada dinlenmesi kararlaştırılan tanıklar, hazır bulunmamaları ya da SEGBİS bağlantısının kurulamaması nedeniyle dinlenemedi. Bunlardan ilki dönemin Başbakanlarından Mesut Yılmaz’dı. Yılmaz’ın ifadesi için Beykoz Asliye Ceza Mahkemesi’yle kurulması planlanan SEGBİS bağlantısı kurulamadı. İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde SEGBİS aracılığıyla tanık olarak dinlenmesi beklenen Ahmet Duran Alp’in bağlantısı kurulsa da duruşma salonunda hazır bulunmadığı görüldü. Yine geçen duruşma zorla getirilerek tanık olarak dinlenmesinin yanı sıra sanık Alper Tekdemir’le yüzleştirilmesine karar verilen Şevket Öztürk’ün de duruşmaya katılmadığı belirtildi.

Talepler

Avukat taleplerine geçmeden önce mübaşir, kulağında telefonla izleyici sıralarına yaklaşıp salonda bulunan tek muhabiri bilgisayarını kapatması yönünde uyardı. Muhabir gazeteci olduğunu ve bilgisayarına not alması gerektiğini belirtmesine rağmen ısrarcı olan mübaşir “Mahkeme başkanı böyle istiyor,” derken neden kulağında telefon olduğu merak konusuydu. Gelen bir telefon üzerine mi böyle bir uyarıya giriştiğini anlamak mümkün olmadı. Mübaşirin duruşma öncesi salonun önünde bizlere de “Gazeteci misiniz? Müşteki misiniz?” şeklindeki sorularıyla birlikte düşünülünce bu durum keyfi bir uygulamayı andırıyordu.

Katılan avukatlarından Av. Yusuf Alataş söz alarak, Tansu Çiller’in 4 Kasım 1993 tarihinde Holiday Inn Oteli’nde yaptığı konuşmasında bir infaz listesinden bahsettiğinden dolayı dinlenmesini talep etti. Av. Alataş ayrıca katılan avukatları olarak gizli tanıklar “Emek” ve “Ayışığı”nın da dinlenmesini istediklerini belirtti.

Daha sonra söz alan katılan avukatı Av. Mehmet Emin Aktar da yargılamanın doğrudan doğruyalık ilkesi gereği Mesut Yılmaz ve Ahmet Duran Alp’in huzurda dinlenmesi talebini dile getirdi.

Katılan avukatı Av. Sertaç Kamil Ekinci ise daha önceki duruşmalarda Tansu Çiller ve Özer Uçuran Çiller’in dinlenmesine karar verilmişken, bir önceki duruşmadaki geçici heyetin bu ara kararı değiştirerek “dinlenmelerine şu aşamada gerek olmadığı” şeklinde hükme vardığını, heyetin bunu gözden geçirmesini, bir infaz listesinin varlığının söz konusu olduğunu ve bu yüzden dönemin Başbakanı Tansu Çiller ve eşinin dinlenmeleri talebini yineledi. Neden dinlenmeleri gerektiği konusunda daha önce ayrıntılı yazılı beyanda bulunduklarını hatırlattı. Ayrıca üç senedir süren davanın üçüncü duruşmasında sanıklar hakkında duruşmalardan vareste tutulmaları kararı verildiğini, bunun kaldırılarak sanıkların tutuklanmalarını talep etti.

Sanık avukatları “dosyada bu aşamaya dek somut delil elde edilemediği” gerekçesiyle tutuklama talebinin reddini istedi.

Sanık Alper Tekdemir’in avukatı Av. Ozan Evren Yalçın söz alarak yüzleştirme yapılması için iki celsedir müvekkilinin Kocaeli’den gelerek duruşmaya katıldığını, ancak yüzleştirme yapacak Şevket Öztürk’ün tanık olarak hazır bulunmadığını belirterek, Tekdemir’in Kocaeli’den SEGBİS aracılığıyla yüzleştirme talebini mahkemeye iletti. Av. Yalçın ayrıca Alper Tekdemir’in sol tarafında belirgin bir ben bulunduğunun zapta geçirilmesini istedi. Tanık beyanında böyle bir ben bulunduğunun belirtilmediğine dikkat çekti.

Sanık Ayhan Akça’nın avukatı Av. Onur Erkman söz alarak müvekkilinin yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti.

Savcı Mütalaası

Savcı mütalaasında sanıkların tutuklanması talebinin, CMK 100. Maddesinin gerekleri oluşmadığı için reddini; sanık Ayhan Akça’nın yurtdışı yasağının kaldırılmasının kaçma şüphesi göz önünde bulundurularak reddini isterken, tanık olarak dinlenmesi istenen Tansu Çiller, Özer Uçuran Çiller ve Mesut Yılmaz’ın dinlenmeleri talebini mahkemenin takdirine bıraktığını belirtti.

Ara Kararlar

Talepler ve mütalaanın ardından ara kararlara geçildi. Mahkeme başkanı ara kararları açıklarken katılan avukatlarından Av. Sertaç Kamil Ekinci “Gereği Düşünüldü” kısmında uygun olmadığını bilse de söz isteyerek, Kutlu Savaş’ın daha önce tanıklıktaki beyanlarına dayanarak infaz listesinden çıkmak isteyenlere ödemeler yaptığını, Ziraat Bankası kayıtlarında bunların mevcut olduğunu düşündüklerini, bu bakımdan ilgili belgelerin büyük ihtimalle mahkemeye iletilmesi istenen raporun eklerinde yer alabileceğini, bu yüzden de raporun tüm ekleriyle birlikte istenmesini hatırlattı. Bunun üzerine sanık avukatlarının bulunduğu bölümden, söz almaksızın, Ziraat Bankası kayıtlarının mahkemece de istendiği ama hiçbir şey çıkmadığı yönünde ifadeler yükseldi.

Mahkeme heyeti duruşma başlangıcında bir önceki celsede geçici heyetin aldığı ara kararların yerine getirilip getirilmediğini kontrol etmiş olsa da, kimi konularda önceki celselerdeki ara kararları dikkate almayan tutumu göze çarptı. Örneğin 5 Mayıs 2017 tarihli duruşmada tanık olarak dinlenen Nur İnuğur’un, Tarık Ümit’in kaybolmasının ardından 1995 Mart’ında Maslak Ordu Komutanlığı’na gittiği ve burada Ahmet Astsubay tarafından sorgulandığı ve üst düzey yetkililerle görüşüp beyanda bulunduğu yönünde ifadelerinden hareketle, Genelkurmay Başkanlığı’na müzekkere yazılmıştı. Bu müzekkerede komuta kademesinde yer alanların açık adları ve Tarık Ümit’in kaybolmasına ilişkin bir soruşturma yürütülüp yürütülmediği, bu kapsamda Nur İnuğur’un ifadesine başvurup başvurulmadığının sorulmasına, varsa soruşturma evraklarının mahkemeye gönderilmesinin istenmesine karar verilmişti. 15 Eylül 2017 tarihli duruşma ara kararlarında ise bu müzekkereye 13 Haziran 2017 tarihinde Genelkurmay Başkanlığı Adli Müşavirliği’nce yanıt verilmiş olmakla birlikte, yazı ekinde soruşturma yürütülüp yürütülmediğine ilişkin ayrıntılara yanıt verilmesi için tekrar yazılması kararı yer almıştı. Heyet bu celsede bu yazının beklenmesinden vazgeçilmesine karar verdi.

Yine bir önceki celsede Mehmet Kaygısız cinayetiyle ilgili İngiliz makamlarından istenecek belgelere ilişkin tercümenin gelmesinin ardından 10 Şubat 2017 tarihli duruşmada alınan ara karar gereği Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler görevlileri aracılığıyla ara kararın gereğinin yapılmasına karar verilmişti. Bu duruşmada ise tercüme evraklarının gelmiş olduğu bilgisine rağmen Mehmet Kaygısız cinayetinin iddianamede belirtilen olaylarla bağlantısı olmadığı gerekçesiyle talimat yazılmasından vazgeçildi.

Sonuç olarak;

  • 20.12.2017 tarihli dilekçe aracılığıyla katılma talebinde bulunan Sinemi Önder’in avukatı Av. Maruz Kaymaz’ın çağrılarak müvekkilinin maktullerle ilgisinin sorulmasına,
  • Memduh Bayraktaroğlu’nun açık adresi tespit edilemediğinden tanık olarak dinlenmesinden vazgeçilmesine,
  • Sanık Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama kararının devamına ve UYAP’tan kontrol edilmesine,
  • Gizli tanıklar “Emek” ve “Ayışığı”nın gelecek duruşma tanık koruma odasında SEGBİS bağlantısı kurularak dinlenmesine,
  • Başbakanlık Teftiş Kurulu’ndan dönemin hükümetine sunulmak üzere Başmüfettiş Kutlu Savaş’ın hazırladığı Susurluk Raporu’nun hem CD formatında hem de kitapçık olarak tüm ekleriyle birlikte istenmesine,
  • Katılan vekillerine esas hakkında beyanlarını sunması için bir ay süre verilmesine,
  • Tüm SEGBİS dökümlerinin dosyaya konulmasına,
  • Genelkurmay Başkanlığı’na yazılan müzekkerenin içeriği gözetilerek beklenmesine yer olmadığına,
  • Mehmet Kaygısız cinayetinin iddianamede belirtilen olaylarla bağlantısı olmadığı gerekçesiyle talimat yazılmasından vazgeçilmesine,
  • Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in 4 Kasım 1993’te yaptığı konuşmada belirttiği “Ölüm veya İnfaz Listesi” ile ilgili olarak MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’ndan bilgi ve belge olup olmadının sorulmasına,
  • Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller’in dönemin başbakanları, Özer Uçuran Çiller’in başbakanın eşi olması, dönemlerinde işlenen cinayetlerin faillerinden birebir haberdar olmayacaklarının açık olması, aradan geçen zamanın dönemin İçişleri Bakanının dahi haberdar olmadığının mahkemece alınan ifadesinde belirtmiş olması karşısında[1] bu şahısların dinlenmesi yönündeki talebin reddine,
  • Sanık Ayhan Çarkın’ın adli kontrolün kaldırılması talebinin reddine ve ayrıca sanıkların tutuklanması talebinin reddine karar verildi.

Daha önceki heyetlerce alınan çoğu ara karardan vazgeçilmesi, yerine getirilmesine gerek duyulmaması gibi ara kararlarla sonlandırılan duruşmadavanın sona doğru gittiği izlenimi  uyandırırken, bir sonraki duruşma da bu izlenimi kuvvetlendirdiği söylenebilecek bir şekilde erken bir tarih olan 2 Şubat 2018 günü saat 10.00’a ertelendi.


[1] Burada dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe’nin 17 Haziran 2016 tarihli duruşmadaki ifadeleri kastediliyor. Duruşma raporunu incelemek için tıklayınız.

 

Yayınlanma tarihi

27 December 2017

Kategori Listesi