Delillerin Yok Edildiği Davada Göz Göre Göre Gelen Beraat

ARTI GERÇEK

Diyarbakır’da Enes Ata ve Mahsum Mızrak adlı iki çocuğun ölümüyle ilgili 3 özel harekat polisi hakkında 12 yıldır süren davada sanıklar beraat etti.

Mahsum Mızrak ve Enes Ata, Diyarbakır’da 28 Mart 2006 yılında çıkan olaylarda polisin attığı gaz fişeği ile hayatını kaybetti. Olaydan 4 yıl sonra başlayan yargılama 12 yıldır devam ediyordu. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada özel harekât polisleri H.A, N.Ö. ve B.Ö. “Olası kast sonucu ölüme neden olmak” suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanıyordu.

Deliller Birer Birer Eksildi

Yargılama süresince davanın en önemi delillileri birer birer kaybedildi. İlk olarak 14 yaşındaki Mızrak’ın ölümüne neden olan ve kafatasından çıkarılan gaz fişeğinin adli emanette değiştirilerek, yerine av tüfeği fişeği konulduğu yargılama sırasında ortaya çıktı. 8 yaşındaki Enes Ata’nın ölümüne yol açan ve adli emanette zarf içinde muhafaza edilen gaz fişeğinin kaybolduğu anlaşıldı. Ata öldürüldüğü sırada üzerinde bulunan ve Enes Ata’nın elbiseleri mahkeme kararı olmadan imha edildi. Elbiseler, polisin yakın mı yoksa uzaktan mı ateş ettiği mesafeyi belirleyecek delilerden biriydi. Sanık polislerin telsiz görüşmelerine ilişkin kayıtları da imha edilen deliller arasında yerini aldı. Sanık polisler ise aile ve avukatların tüm taleplerine rağmen hiçbir zaman tutuklanmadı.

Toplam 39 Duruşma Görüldü

2006 yılında dava 2010 başında dava açıla bildi. Bu güne kadar toplam 39 duruşma görüldü. Bu süre zarfında yaklaşık 8 kez mahkeme heyeti değişti. Görülen duruşmalar ‘eksikliklerin giderilmesi’ gerekçesi ile her defasında ertelendi. Ertelen her duruşmada ise bir delil eksildi. Görülen tüm duruşmalara Mahsum’un anne ve babası Hasan ve
ile Enes Ata’nın babası Selamettin Ata katıldı.

Ailenin Adalete Dair Umudu Yok

Bugün Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya, öldürülen Enes Ata ve Mahsum Mızrak’ın aileleri ve avukatları katıldı. Duruşma öncesi Artı Gerçek’e konuşan Mahsum’un annesi Besire ve babası Hasan Mızrak, adaletin sağlanacağına dair umutlarının olmadığını söyledi.

Oğlunun vurulduğu 2006 yılında Diyarbakır’da bazı olayların yaşandığını anlatan baba Hasan Mızrak, “27-28 Mart olmalı. Dönemin başbakanı (Recep Tayip Erdoğan) ‘çocukta olsa, kadında olsa güvenlik görevlileri gereğini yapacaktır’ diye açıklama yapmıştı. Benim oğlum Mahsum bu açıklamanın ardından 30 Martta şakağından gaz fişeği ile vuruldu. O delil savcılıkta adli emanete alındı. Adli emanetteki delil av tüfeği fişeği ile değiştirildi. Avukatlarımız ‘Deliller nasıl kaybolur’ diye sorunca ‘Poşetin altı delikmiş, oradan düşmüş’ dendi. Bu konu bu şekilde saptırıldı, üzerine gidilmedi. Ciddi yaklaşılmadı. Ben bu yargılamadan ceza çıkacağını düşünmüyorum. Beraat çıkar. Ceza çıksa bizim için sürpriz olur” dedi.

Mahsum Mızrak’ın annesi Besire Mızrak

Mahsum’un annesi Besire Mızrak’ta eşi ile aynı görüşte. Yargılamadan ceza çıkmayacağını belirten Besire Mızrak, “Tek talebim faillerin hak ettikleri cezayı almalarıdır. Ben ceza çıkacağını sanmıyorum. Mahsum suçsuzdu. Suçsuz yere öldürüldü. Davadan bu aşamada bir beklendim yok. Ama tek temennim faillerin hak ettiği cezayı almalarıdır. Bu gün Kemal Kurkut duruşması da vardı. Orda da tutuklama çıkmadı. Bu tür davalarda failler hak ettikleri cezaları almıyor” dedi.

Savcı Mütalaasını Tekrarladı

Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya öldürülen Enes Ata ve Mahsum Mızrak’ın aileleri ve avukatları katıldı. Duruşma yargılanan sanıklar katılmadı. Mahkeme heyeti karar duruşmasında değişti. Savcılık önceki duruşmada verdiği delil yetersizliğinden dolayı sanıkların beraatine yönelik mütalaasını tekrarladı.

Aileler Şikayetçi Oldu

Duruşmada söz alan Enes’in babası Selamettin Ata, savcının mütalaasına tepki gösterdi. Selamettin Ata, “Bu mütalaayı kabul etmiyorum. 7 yaşındayken vefat etti oğlum. Şikayetim sürüyor” dedi. Mahsum Mızrak’ın babası Hasan Mızrak’ta savcının mütalaasına tepki gösterdi. Başından beri delillerin kaybedildiğini hatırlatan Hasan Mızrak, “Oğlumun başından çıkarılan gaz fişeği poşetten düğüp kaybediliyor. Açık açık deliller çalınmış, karartılmıştır. Mütalaaya katılmıyorum” dedi. Anne Besire Mızrak ise, “hak hukuk talep ediyorum” dedi. Beraat istenmesini doğru bulmadığını söyleyen Mızrak, “Bir ana olarak faillere ceza verilmesini bekliyorum” ifadelerini kullandı.

Abdullah Zeytun: Delilleri Kolluk Kuvvetleri Kararttı

İHD Diyarbakır Şube Hukuk Komisyonu üyesi ve Enes Ata ailesinin avukatı Abdullah Zeytun, Adli Emanette gaz fişeğinin kaybedilmesi ile ilgili takipsizlik kararının kendilerine tebliğ edilmediğini söyledi. Bu davada çok sayıda delilin kaybedildiğini hatırlatan Zeytun, “O tarihlerde 5 çocuk 10 kişi yaşamını yitirdi. Etkin soruşturma yürütülmedi. Biz kolluğun müdahaleci etkenleri doğrultusunda delillerin kaybedildiği düşüncesindeyiz. Otopsi sırasında elbiseler, gaz fişekleri emanette iken 2015 de kaybedildiği belirtildi. Adli Emanetteki deliller bizce memurlar ve kolluk tarafından kaybedildi. Sanığın polis olması ve delillere ulaşır olmasından deliller kaybedilmiştir. Ayni şekilde elbiselerde atış mesafesini belirlenebileceği için kaybedilmiştir. Polislerin telsiz kayıtları ve içerikleri ile ilgili mahkeme talepte bulunmuştu. Ve bunun da imha edildiğini gördük. Bunlar tesadüf olamaz. Delillerin değiştirildiği dosyalarda sanıkların polis olması tesadüf olamaz. AİHM kararlarında da kolluğun adli makamlarca korunduğu belirtiliyor” dedi.

Barış Yavuz: Emniyet Polisleri Koruyor

Mızrak ailesinin avukatı Barış Yavuz, Emniyet’in polis memurlarını koruduğunu söyledi. Emniyetin seri numarası bilinen fişeğin hangi silahtan çıktığını bilmesine rağmen, faili söylemediğini ifade eden Yavuz, “Emniyet, bu 3 polisten hiç vazgeçmedi. Emniyet bu gerçeği biliyor. Bu çocukları bu 3 polis memurundan biri öldürdü, ama ben kim olduğunu söylemeyeceğim diyor. Emniyet bu ölümden sorumludur. Bu silahların öldürme mesafesi 10 metredir. Tam kimim öldüreceğini bulacağımızda deliller kaybedilmiştir. Sanıkların kasten öldürmeden cezalandırmasını talep ediyoruz” dedi.

Sanıklara Beraat Verildi

Sanık avukatları ise savcının verdiği beraat mütalaasına katıldıklarını belirtti. Mahkeme heyeti verdiği aranın ardından kararını açıkladı. Savcılık mütalaası yönünde karar veren mahkeme heyeti, 3 Özel Harekat Polisi hakkında “Suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması” gerekçesiyle beraat kararı verdi.

Yayınlanma tarihi

26 April 2018

Kategori Listesi

Etiket Listesi