Lice Davası İzleme Raporu – 30 Ocak 2018

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 22 Ekim 1993 tarihinde gerçekleştirilen askeri operasyon sırasında 15 sivil, bir asker ve dönemin Jandarma Bölge Komutanı Bahtiyar Aydın yaşamını yitirdi; 242 işyeri ve 401 konut zarar gördü.

Enis Köstepen – 30 Ocak 2018

Mahkeme: İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2015/58

Duruşma Öncesi

30 Ocak Pazartesi günü saat 14:00’te başlayacak duruşma için, saat 13:30’da İzmir Adliyesi’nin C Bloğunda yer alan 1. ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin karşılıklı olduğu kat oldukça sakindi. 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önünde bekleyen küçük bir grup vardı. Lice Davası’nın görüşüleceği 1. Ağır Ceza Mahkemesi Duruşma Salonu’nun önünde ise bekleyen kimse yoktu. 15-20 dakika içinde İHD İzmir Şubesi’nden katılımcılar, gazeteciler, katılan avukatlarından Av. Yunus Muratakan, katılanlardan Sebahattin Kayran geldiler. Daha sonra davanın maktullerinden Yüksel Bayar’ın yakınları Muhammet Bayar ve İlhami Bayar da duruşma salonunun önüne geldiler. Bir başka köşede de sanık Eşref Hatipoğlu’nun avukatı Av. Mehmet Eren Turan bekliyordu. Saat 14:00’te başlayacak duruşmanın bilgi kağıdı saat 13:56’da mübaşir tarafından kapının yanındaki panoya asıldı. Bilgi kağıdında davacılar ve davaya konu suça yer verilmiş ancak davalı kısmı boş bırakılmıştı. Saat 14:06 gibi mübaşir, avukatları ve katılanları duruşma salonuna aldı.

Duruşmaya Katılım

Salona yerleşilirken mübaşir, aralarında sanıklar olduğunu sanarak katılanlar Muhammet Bayar, İlhami Bayar ve Sebahattin Kayran’ı sanık bölümüne oturmaları gerektiği konusunda uyardı. Bu uyarıyı duyan katılan avukatı Av. Yunus Muratakan “Sanık yok!” diyerek mübaşiri uyardı. Mübaşir, iki sanıklı davanın, hayatta olan tek sanığı Eşref Hatipoğlu’nun duruşmalardan vareste tutulduğundan habersizdi.

Katip duruşmada hazır bulunanları yazarken, mahkeme başkanı katılan avukatlarından Abdullah Zeytun’u sordu ve mübaşirden dışarı çıkıp bekleyen olup olmadığını sormasını istedi. Mübaşir çıktı seslendi, kimseyi bulamayınca geri döndü. Bacak bacak atarak not aldığımı görerek yanaşıp bacak bacak üstüne atmamam konusunda uyarıda bulundu. Duruşmayı izlemeye gelenler için geniş bir amfisi olan salon boştu.

Duruşmaya Dair Gözlemler

Tamamında herhangi bir gerginlik yaşanmayan duruşma, katılan avukatı Av. Yunus Muratakan’ın Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gelen cevabı incelemek için ek süre istemesiyle başladı. Ardından mahkeme heyetinden değerlendirilmesini istediği şu taleplerini sıraladı:

  • Lice Emniyet Müdürlüğü’nden 22.10.1993 tarihinde olanlara dair elinde olan bilgi ve belgelerin istenmesi,
  • Lice’de 22.10.1993 günü yaşananlardaki faillerin tanık olarak dinlenmesi için yüzbaşı olarak görev yapan Şahap Yaralı’nın, Lice Kaymakamı Mustafa Ölüsoy’un, İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Öztancı’nın, Diyarbakır Valisi İbrahim Şahin’in mahkemeye çağrılması,
  • Olay yeri tutanaklarında imzaları olan Mustafa Küçük, İlhami Karabük, Ahmet Gümüş, Ömer Çınar ve Atakan Çevik’in mahkemede dinlenmesi,
  • Lice Emniyet Müdürlüğü’nden ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nden Lice’de o dönem görev yapanların listesinin istenmesi,
  • Diyarbakır’dan F-16 uçağının kalkıp kalkmadığı, topçu bataryalarının atış yapıp yapmadığına dair bilgi edinilmesi,
  • Jandarma Genel Komutanlığı’na yazılarak Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı’ndan 22.10.1993 tarihinde ya da öncesinde yapılan harekat planının istenmesi,
  • Helikopterlerin gerçekleştirdiği bombalamalarla ve zırhlı araçların katılımıyla ilgili Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan personel listesi istenmesi,
  • Milli Savunma Bakanlığı’ndan o gün harekata katılan rütbeli askerlerin listesinin istenmesi,
  • Dosyadaki Lice ve olay yeri krokisinin yanlış olduğu ve kroki doğruluğu için mahkemenin keşif yapması.

Av. Muratakan, o gün Lice’de yaşananlardan çatışma olarak bahsederken, “çatışma” sözcüğünü tırnak içinde kullandığını belirtti. Muratakan, insanların mahkemeden 20 yıl sonra adalet beklediğine, eskiden tıka basa dolu olan salonun bugün birkaç insan hakları aktivisti ve gazeteci dışında boş kaldığına dikkat çekerek “İnsanların neden adalet talebinde bulunmayı kestiğini sormamız gerekir,” derken, mahkeme heyeti başkanı “Sözünüzü kesiyorum ama talebiniz nedir?” diye sordu. Muratakan insanların adaleti mahkemede aradığını söyledi ve sanık Eşref Hatipoğlu’nun tutuklanmasını talep etti. Öldüğü söylenilen diğer sanık Tünay Yanardağ’la ilgili olarak da, Tahir Elçi’ye atıf yaparak, 90’larda işlenen ihlallerin kimi faillerinin öldü denilerek saklandığını ve hayatlarına devam ettiklerini hatırlattı ve sanığın feth-i kabir yapılarak DNA testine tabi tutulmasını istedi.

Mahkeme başkanı katılanların sözü olup olmadığını sordu, katılanlar avukata katıldıklarını belirttiler.

İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunun kapısına asılan listede davalı, dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı Eşref Hatipoğlu’nun ismi yazmıyordu.

Mahkeme başkanı savcıya söz verdi. Savcı, üzerinden neredeyse 25 yıl geçmiş bir olayın ayrıntılarının hatırlanmasının hayatın olağan akışına aykırı olacağını, bu kişilerden düzenledikleri tutanaklardaki ayrıntıları hatırlamaları istendiğinde verecekleri beyanlara itibar edilmesinin mümkün olmadığını, unutmanın doğal bir fiziki gelişim olduğunu belirtti. Bugün verilecek beyanların güvenilir olmayacağını ekledi. Tutanakların ihtiyarlamalarının mümkün olmadığından her zaman doğru kalacaklarını söyledi. “Hangi personelin de o gün ne yaptığının, nerede bulunduğunun ayrıntılı tespiti mümkün olmayacaktır,” diyen Savcı ayrıca olayın büyüklüğünün ve toplumsal sonuçlarının araştırılmasının mahkemenin görevi olmadığını, mahkemenin görevinin sanıkların eylemlerinin suç olup olmadığını araştırmak olduğunu ekledi. Olayların hangi gerekçeyle, nasıl olduğu ve ne gibi sonuçlar doğurduğunun mahkemenin araştıracağı konular olmadığını savunan Savcı, “Talepler sanıkların suçlarına dair ve delil niteliğinde değildir,” diyerek reddini istedi.

Savcının itirazından sonra Av. Muratakan tekrar söz aldı. Meselenin basit bir öldürme olmadığını, olay mahallinin ilçenin bütünü olduğunu belirterek, Sanık Eşref Hatipoğlu’nun Bahtiyar Aydın vurulduktan sonra harekatı kendisinin yönettiğini beyan ettiğini, bu durumda diğer failleri azmettirenin de Hatipoğlu olduğunu söyledi. Mahkemeye tanık olarak çağrılmasını talep ettiği ilgili kişiler dinlendiğinde dosyanın aydınlanacağını savundu. Muratakan ayrıca Hasan Kundakçı’nın Güneydoğu’da Unutulmayanlar kitabından Lice’de yaşananlara dair bölümü okuyarak Hasan Kundakçı ve İlker Başbuğ’un da dinlenmesini talep etti.

Savcı tekrar söz aldı ve “Eşref Hatipoğlu harekatı yönetmiş olsa da teröristlere karşı müdahalede bulunmak üzere görev yaptığı eylemler olduğu, yazılı delil ve tutanaklarda mevcuttur,” dedi. Bu yüzden araştırılmasına gerek olmadığını vurguladı.

Daha sonra söz alan sanık avukatı Av. Mehmet Eren Turan da yaşananlara ilişkin tutulmuş olan tutanakların doğruluğunun mahkemenin konusu olmadığını, tutanakların doğru olduğunu söyledi. Tanıklardan Lice İlçe Emniyet Amir Vekili Mustafa Öztan’ın şüpheye yer bırakmayacak şekilde Lice’deki saldırının PKK tarafından yapıldığı yönündeki beyanını hatırlattı. Bahtiyar Aydın öldükten sonra emir komutanın Eşref Hatipoğlu tarafından alındığına dikkat çekerek “Bahtiyar Aydın tarafından yönetilen bir harekattı ve burada Bahtiyar Aydın sanık değil,” diye ekledi.

Katılanların avukatı Av. Muratakan’ın mahkemeden adalet beklentisinin azaldığına dair bir gösterge olarak ifade ettiği davayı takip edenlerin sayısındaki düşüşe istinaden de “Mahkemenin buraya seyirci, gazeteci toplamak gibi bir görevi mi var?” diye sordu ve  “Talepler için yeniden karar verilmesine gerek yok,” diyerek sözünü bitirdi.

Saat 15:10’da mahkeme heyeti değerlendirmeye girdi. 15:16’ta karar açıklandı. Önceki duruşmalarda sunulan belgelerin incelenmesi için katılan avukatlarınca istenilen sürenin verilmesine, taleplerin ise davanın tarihi kapsamı nazara alındığında yargılamanın geldiği aşama göz önünde bulundurularak dosyaya yenilik katmayacağı için reddedilmesine karar verildi

Bir sonraki duruşma tarihi 27 Mart 2018 saat 14:00 olarak belirlendi.

Yayınlanma tarihi

2 February 2018

Kategori Listesi