Dilan Kortak Davası İzleme Raporu – 26 Nisan 2024 

Esma Yaşar, Esra Kılıç- 26 Nisan 2024 

Mahkeme: İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi

Dosya No: 2023/496

İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde 3 Aralık 2015 tarihinde emniyet birimlerine gelen ihbar üzerine Dilan Kortak’ın bulunduğu eve polisler tarafından baskın yapıldı. Baskın sırasında operasyona katılan polisler tarafından ateşlenen silahtan çıkan kurşunlar ile yaşamını yitiren Dilan Kortak’ın öldürülmesine ilişkin açılan dava önce İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılmış, Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararı sonrasında İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmişti. Davanın Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki birinci duruşması 26 Nisan 2024 tarihinde görüldü. 

Duruşma Öncesi

Saat 09:50’de duruşma salonun önünde duruşmayı izlemek için gelen ÖHD (Özgürlük için Hukukçular Derneği) üyesi iki avukat, Dilan Kortak ailesinin bir avukatı, polis olduğu düşünülen sivil giyimli on kişi bulunuyordu. Saat 10:00’da başlayacak duruşma beklenirken mahkeme katibinden sanık müdafilerinden birinin bekletme talebi gönderdiği ve duruşmanın bu nedenle biraz geç alınacağı öğrenildi. Bu sırada Dilan Kortak ailesinin diğer avukatı da duruşma salonunun önüne geldi. Duruşma, daha önce belirlenmiş olan başlama saatinden yarım saat gecikmeli olarak 10:30’da başladı. 

Duruşmaya Katılım

Duruşmaya Dilan Kortak ailesinin avukatlarından Av. Ömer Çakırgöz ile Av. Bülent Aşa, sanık Yusuf Yavuz Alemdar ile müdafi Av. Tülay Sinan ve sanık Fatih İnan Bayazit ile müdafi Av. Tolga Yurdakul katıldı. İzleyici kısmında duruşma salonu önünde duran ve polis olduğu düşünülen on sivil giyimli ile iki üniformalı polis, ÖHD üyesi iki avukat duruşma salonunun izleyiciler için ayrılmış kısmında bulunuyordu. Ayrıca bir üniformalı polisin de sanıkların yakınında durduğu görüldü. 

Duruşmanın Seyri

Mahkeme Başkanı kimlik tespitine başlarken Dilan Kortak ailesinin avukatlarından Av. Bülent Aşa, izleyici sırasında oturan kişileri işaret ederek duruşma salonunda bulunan kişilerden bazılarının operasyona katılan kolluk memuru olabileceğini ve bunların tespit edilmesini, ilerde yargılamada tanık olarak dinlenilme ihtimalinin olduğunu ve duruşmanın güvenliğini sağlayan resmi görevli polisler dışında polislerin duruşma salonundan çıkarılmasını talep etti.

Bunun üzerine Başkan, “Aranızda operasyona katılan var mı?”  diye sordu. Salondan  kimse cevap vermeyince başkan tek tek isim okudu ve devamında katip aracılığıyla polis olduğu düşünülen bu kişilerin kimlikleri alındı ve başkan kimliklerden isimleri okuyup kontrol ettikten sonra dosyada ifadesi alınan operasyona katılan polislerin salonda olmadığını tespit etti ve duruşmayı izlemelerine izin verdi. Bu sırada iki üniformalı polis daha duruşma salonuna geldi. 

Müşteki vekili Av. Bülent Aşa tarafından duruşmanın SEGBİS kaydı ile alınması talep edildi. Başkan tarafından önce sanık Fatih İnan Bayazit’in kimlik tespiti yapıldı. Sanık emekli olduğunu söyledi. Sonrasında sanık Yusuf Yavuz Alemdar’ın kimlik tespiti yapıldı. Sanık özel şirkette çalıştığını söyledi. Sanıkların kimlik tespitinin yapılmasının ardından duruşmanın SEGBİS aracılığı ile kayıt altına alınmasına karar verildi.  SEGBİS kaydı açıldıktan sonra Başkan davayı özetledi, haklarında takipsizlik kararı verilmesinin ardından etkili soruşturma yapılmadığından bahisle AYM’nin ihlal kararı verdiğini anlatarak, iddianameyi, Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği görevsizlik kararını ve eklerini hızlıca  okudu. 

Başkan bu belgeleri okurken belgelerde adı geçen polislerin isimlerini okuduktan sonra “burada olan var mı?” diye soru sorup devam etti. Bu sırada iki sanığın kendi aralarında konuştuğu ve duruşma salonunun izleyici kısmına iki sivil giyimli kişinin daha girdiği görüldü. 

10:50’de sanıklardan Fatih İnan Bayazit savunma yapmaya başladı. Soruşturma sürecinde alınan ifadesi okundu ve ifadesinin doğru olup olmadığı soruldu. Sanık, bu ifadelerin doğru olduğunu ve tekrar ettiğini söyledi. Ayrıca Başkan sanığa, savunması bittikten sonra müşteki avukatlarının ve diğer avukatların kendisine soru sorabileceğini açıkladı. Bu sırada resmi giyimli bir polis memurunun sanık müdafiine su getirdiği görüldü.

Sanık Savunmaları

Sanık Fatih İnan Bayazit savunmasında, “Olay günü ekip amiri E. Sancaktepe’de görev var dedi, biz de hazırlık yapıp  gittik. Bize teknik takip olduğu, dört şahsın şüpheli olduğu içlerinden birinin kırsaldan gelen eğitimli, silahlı olduğu ve bombalı eylem yapabileceği söylendi. Diğer kişiler dışarı çıkmıştı. 4 kişi olduğu zamanı denk getirip eve girecektik. 3 kişinin yarım saat önce dışarı çıktığını istihbarat ekibi söyledi. İçlerinden biri karakolda bunu söyleyince eve gittik. Biz söylenen adrese gittik. Bir veya ikinci kattı ve evin ışıkları yanıyordu. Defalarca kapıyı aç dedim, kapı açılmadı. Birinin mercekten baktığını hissettim. En önde ben bulunuyordum. Bombacı olduğu için acele etmemiz lazımdı. Kapıyı kırıp içeri girerken silah kırma sesi geldi. Sağa döndüm içeri girince. Koridorun sağından ilerlerken soldaki kapıdan bir el ateş geldi. Bombacı olduğu için ben de tedirgindim. Korkutmak için banyonun içine ateş ettim. Yatağa doğru ateş ettim. ‘Hayır teslim olmam hep beraber öleceğiz.’ dedi. Tekrar ateş etti. Biz sağa sola ateş ettik, çünkü el bombası atacak ise engellemek içindi. Sonra içeri ateş ederek girdim, odanın içine doğru. İki ayağının üzerine kafası öne doğru olduğunu, yaralandığını gördük. Sol eli gözükmüyordu. Sağ elinin altında silah vardı. Ben teslim ol diye bağırıyordum. Sağ elinin altındaki silahı patlattı ben de patlattım. Yavuz komiser de üstümden ateş etti. Olay budur.” dedi. 

Başkan “içeride maktulu sağ ele geçirme ihtimaliniz var mıydı?” diye sordu.

Sanık “Yoktu. Biz terör şubesinde çalıştık, profesyonel ekibiz, bir çok operasyon yaptık. Silah yoksa asla ateş etmeyiz. Kapıyı açsaydı, teslim olsaydı, ateş edilmezdi  ve sağ ele geçirirdik. Daha başta ateş etti meşru müdafaa hakkımız kullandık.”

Başkan: “Kaç el ateş ettiniz?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “3-4 el” 

Başkan: “Maktulun buna benzer eylemi var mı?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Biz sadece operasyon aşamasında işimizi yaparız, çalışmayı istihbarat ekibi yapar. O bilgiye göre operasyon yapılır biz şahsı bilmeyiz. Şahsın terör dosyası vardı. Eğitim gördüğüne dair bize bilgi verilmişti. İhbar eden şahsı da örgüt infaz etmişti. Dışarda alınan 3 kişiden biri olaydan sonra infaz edildi.” dedi.

Başkan: “Operasyon planlaması yazılı yapılıyor mu? Bu eve girmeden önce operasyon planı var mı? Bir yazılı belge var mı?”

Sanık Fatih İnan Bayazit:“Hayır yoktu biz operasyon birimiyiz onun çalışmasını istihbarat yapar. Biz acil müdahale yaparız.Kırsaldan gelmiş bir terörist. Binada çocuklar var. Bir tane bombacı demişti. Biz mermi saymayız. Bizim amacımız eylemden vazgeçirmek. Banyoya atmamın nedeni de bu. Korksun fünyeyi birleştirmesin diye dikkat dağıtmaya çalışıyordum. Teslim olsa asla ateş edilmez. Asayiş polisi değiliz yıllarımızı verdik bu işe.” dedi.

Başkan: “soruyu anlamadınız” dedi  ve tekrar “eve girmeden önce operasyon planlamasını yaptınız mı yazılı bir belgeniz planınız var mı?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Biz acil durumda gecikmesinde sakınca hal olan durumda devreye gireriz, bizim zamanımız yok hızlı hareket etmemiz gerekiyor. Biz mermi saymayız 3 tane ayrım 5 tane attım saymayız.Biz asayiş polis değiliz.”

Başkan sanığın emniyet ifadesini okudu sonra savcılık ifadesini okudu. Savcılık beyanı ile şimdiki beyanı arasındaki  çelişkiyi sordu. Başkan sanığın daha önceki beyanlarında “şahıs kendi kafasına sıkmış olabilir ben de başka arkadaşlarım da o kadar yakın mesafeden ateş etmedik.” ifadesinin doğru olup olmadığını sordu. 

Bu sırada SEGBİS kaydında sorun yaşandı ve Başkan duruşmanın tutanağa yazılarak devam edileceğini söyledi. 

Sanık biraz düşündükten sonra “bir şey ekleyebilir miyim?” dedi ve ekledi. “En son maktulün teslim olmayacağına inandıktan sonra içeriye girmeye karar verdiğimizde ikinci veya üçüncü atışı tam hatırlamıyorum. Sanık Osman’ın elinde bulunan silahın dürbününe değerek kapının pervazına girdiğine dair kriminal raporda mevcuttur. Aynı zamanda savunmalarımda sol kolunun gözükmediğini beyan ettim. Daha sonra maktulün sol kolunun altında bir tabancanın daha çıktığı sonradan ortaya konuldu. Biz görmedik ama olay yeri inceleme raporunda bu husus yazmaktadır.”dedi.

Başkan: “Bu nerde olay yeri inceleme raporunda mı yer alıyor?” diye sordu.

Sanık, bu sırada avukatına dönerek “olay yeri inceleme raporunda mı?” diye sordu. Avukatın başını onaylayarak sallaması üzerine sanık “evet” dedi.

Sanık savunması sonrasında Başkan sanığın Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki savunmasını okudu. Bu sırada SEGBİS kaydı düzeldi ve duruşma SEGBİS kaydı ile alınarak devam etti. 

Başkan müşteki vekillerine soruları varsa sorabileceklerini söyledikten sonra müştekiler vekili Av. Ömer Çakırgöz sanığa soru sormak için söz aldı. 

Kısa süreliğine mikrofon çalışmadı. Sonrasında devam edildi.

Av. Çakırgöz:  “Size gelen istihbarat bilgisinde bombaya ilişkin ne bilgi verildi. Bu konudaki bilgiyi size kim veriyor?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “İstihbarat bunlarla ilgileniyor, bunu biz bilmeyiz. Bu konuyla ilgili bilgiyi istihbarat veriyor amire veriyor. Yavuz komisere söyler o bize aktarır. Bana ekip amirim E. komiser verdi.”

Av. Çakırgöz: “ Kimin eve nasıl gireceğine ilişkin kararı kim verdi, planlamasını kim yaptı?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Biz kendimiz karar veririz.”

Av. Çakırgöz: “ Bu olay özelinde nasıl oldu?”

Başkan söz alarak müşteki müdafinin sorusunu açıklayıcı bir şekilde tekrarladı.

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Ne maksatla soruyorsunuz bilmiyorum ekipte 5 kişi vardır. Herkesin görevi bellidir. Biri kalkancıdır, keskin nişancıdır vs. Ben hasta olsam gelemesem ikinci adam da bellidir. Bu belli olduğu için herkesin ne yapacağı bellidir. O an ruh halimi beğenmez ekip amiri, değiştirebilir.” 

Başkan: “Bu olayda kim ne yaptı, ne planlandı?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Ben kalkancıydım.”

Av. Çakırgöz: “Beş kişiden her birinin görevi neydi? Planlamayı nasıl yaptınız? Yolda mı konuştunuz?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Herkesin görevi belli”

Başkan: “Anlatır mısınız kimdir onlar?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Ben kalkan, E. özel ekip amiri, Osman benim yardımcım, M.şöfor en arkada. Eve ilk ben girdim sonra sırasıyla Yavuz, E., Osman, M. girdi.”

Av. Çakırgöz: “Bu beş kişi haricinde giren oldu mu?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Çatışma sırasında bizim dışımızda kimse yoktu, biz görevimizi yaptıktan sonra kim girdi, kim girmedi bilmiyorum. Bunlar harici eve giren yok. Biz görevimizi yaptık ayrıldık. Terör ekipleri aşağıda bekliyordu.”

Av. Çakırgöz: “Tutanak nerede, ne zaman tutuldu?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Olay tutanağının benimle bir ilgisi yok, ben bilmiyorum.” 

Müşteki vekili sorusunu tekrarladı. Hakim tekrar soruyu açıkladı.

Av. Çakırgöz: “Beş kişi eve girerken öncesinde kimin ne yapacağına dair bilgi paylaşımını kim yaptı?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Beni anlamıyorsunuz. Ben kalkancıydım. Bana yardımcı olacak görevli belli.” 

Başkan: “Diğerleri ne yapıyor?”

Av. Çakırgöz “Kapıyı kim kırdı?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Biz operasyon ekibiyiz kim ne yapacak kestiremeyiz o anlık gelişen bir durum. Kapıyı kıran Osman ondan sonra ben girdim benim arkamda Yavuz sonra Osman sonra E. ve M. vardı. Bir kalkan tek vardı onu da ben tutuyordum. Beş kişilik ekip içerisinde üç kişi silah kullandı başka kullanan olmadı.”

Av. Çakırgöz “Apartmanı tahliye ederek mi etmeyerek mi girdiniz?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Apartmanı tahliye etmeden girdik çünkü tahliye etsek panik olurlar şahıs uyanır düzenek kurar. Ses yapmadan bina içine girdik.” 

Av. Çakırgöz:  “Dairenin kaç cephesi dışa dönük.”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Hatırlamıyorum.”

Av. Çakırgöz: “Birinci kat sizce kaç metredir?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit:“Bilemem.”

Av. Çakırgöz: “Sizin camdan içeri bayıltıcı gaz atmanız mümkün mü?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Ülkemizde yasak gaz atıp insanları zehirleyemeyiz.” 

Av. Çakırgöz: “Kamera kullanılıyor muydu?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “ Hayır”

Sanık devamında “Sol elini görmedim. Sağ elinin hemen altında silah vardı. Hangi yöne baktığını hatırlamıyorum, on sene geçti. Kendi kafasına sıktığını düşünüyorum. O sırada tam önünde karşısındaydım başka kimse yoktu. Sağında duvar vardı.”

Katılan vekillerinden Av.Bülent Aşa söz alarak sanığa soru sordu.

Av. Aşa “Hangi  marka silah kullandınız?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “CZ75.  2 adet silah vardı üzerimde. Mermi bitince sırtımda taşıdığım silah vardı.”

Av. Aşa: “Envantere kayıtlı silah dışında silah kullanıldı mı?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit:“Asla, yoktu.” 

Av. Aşa: “Maktul kendisine nasıl mevzi yapmıştı?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Yatak bazalı, büyüktü.”

Av. Aşa: “Yatağın konumu nasıldı?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Bombalama şüphesine karşı olay yeri inceleme orta tarafa çapraz getirmişti. Sağ tarafta dikine, cama yakın duruyordu.”

Av. Aşa: “Olay yeri inceleme ekibi olay yerinin bütünlüğünü bozdu mu?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Bomba şüphesi olduğunda olay yeri değiştirilir, bir yerde bomba var mı diye bakmak için”

Av. Aşa: “Olay yeri inceleme ekipleri olay yeri bütünlüğünü bozdu o zaman

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Mecburdu bomba riski vardı.”

Av. Aşa: “Savcı geldi mi? 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Bilmiyorum.” 

Av. Aşa:  “İlk yere yığıldığında neredeydi?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Yatağın dibinde pencerenin kenarında dizlerinin üstüne çökmüştü.”

Av. Aşa:  “Operasyon planlamasından kim sorumluydu?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Yavuz komiser sorumluydu.”

Katılan vekillerinin soruları bittikten sonra savcı soru sordu.

Savcı “İçeri girdiğinizde karanlık mıydı aydınlık mıydı? Işık var mıydı? Silah kurma sesini ne zaman duydunuz?Ateş edilirken maktulü görebiliyor muydunuz?”

Sanık Fatih İnan Bayazit:“İlk başta salon ve koridor ışığı yanıyordu. Yatak odası ışığı yanmıyordu daha sonra yaktık. Tam kapıyı kuracağımız zaman silah kurma sesini duydum. Ateş edilirken maktulu göremedik. Bize doğru ateş ettiğini gördüm.”

Üye hakim başkanın kulağına bir şeyler fısıldatıktan sonra başkan sanığa soru sordu.

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Eve girdikten sonra görsel temas ilk ateş eşiğinde mesafe ne kadardı? Maktul ile temasın süresi ve mesafesi ne kadardı? Eve girdikten sonra ateş etme süresi ne kadar sürdü?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “4- 5 metre falan vardı aramızda maktulun suratını değil ama sırtını gördüm. Bütün operasyon en fazla 3 dakika sürdü.” 

Katılanlar vekili Av.Bülent Aşa söz alarak sanığa soru sordu. 

Av. Aşa: “Dışarıda 3 şahsın yakaladığını söylediniz onlara ne oldu?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Operasyonun üstünden 10 yıl  geçmiş her şeyi ayrıntılı hatırlamamı beklemeyin benden.”

Av. Aşa: “O kişilerle konuştunuz mu?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Hayır, biz konuşmayız.”

Av. Aşa: “Olay esnasında helikopter kullanıldı mı?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit:“Helikopter kullanıldı mı hatırlamıyorum.” 

Sanık müdafi Av. Tolga Yurdakul sanığa soru sordu.

Av. Yurdakul “Olayın son aşamasında maktulun hareketinden bahsettin. Anlatır mısın? Bir de kalkanı hangi elde silah hangi elde tuttun ve bunlarla ne şekilde yürünür odaya girerken şahsa yaklaşmayı canlandırabilir misin?” 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Biz de insanız neticede, bombadan ürkeriz. Kısa kısa adımlar ile kendimizi korurayarak yatağın etrafından döndüm, arkadaşlar arkama geçti. Israrla bağırdım sol elini göster, teslim ol dedim. Yapmadı. Baya yakındı amacım,  sol ayağımla silahını almak emniyetli bir yere atmaktı o esnada silahı alıp patlattı. İlk anda dokunamazdım.”

Av. Yurdakul: “Son odaya girdiğinizde atışların hepsi kesildi mi ?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Evet kesildi”

Av. Yurdakul:  “Daha önce böyle olaylara kaç defa katıldınız, neler oldu, kaç kişi şehit oldu? 

Sanık Fatih İnan Bayazit: “ Bizim ekipte 27 tanesi gazi üç tane şehit vardı yaklaşık 27 sene çalıştım.” 

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar  müdafii Av. Tülay Sinan sanığa soru sordu.

Av. Sinan: “Canlı bomba ihtimali bulunuyordu. Operasyon yaptığınız esnada bomba imha ekipleri operasyon alanında mıydı?”

Sanık Fatih İnan Bayazit: “Hatırlamıyorum, Canlı bomba ihbarı olmasa bomba ekibi olmazdı. Ambulans da vardı.” 

Av. Çakırgöz: “O güne kadar kaç defa çatışmalı operasyona katılmıştınız?”

Sanık Fatih İnan Bayazit:“Sayı veremem.”

Av. Çakırgöz: “Operasyon sonrası bir çatışma var ise  psikolojik  tedavi alıyor musunuz veya size  eğitim veriliyor mu?”

Sanık müdafi söz alarak “Dosya ile ilgisi yok”

Av. Çakırgöz “Profesyonel davranıp davrandıkları konusuna işaret ediyorum. Kendisi kendi psikolojisinden bahsettiği için soruyorum. Devletin uyguladığı psikolojik destek var mı?” dedi.

Bu soru sonrasında duruşma salonunda gerginlik yaşandı. Sanık ve müdafi soruya birkaç kez karşı çıktı, katılanlar vekilleri de sorunun tam olarak dosya kapsamında olduğunu belirtti. 

Başkan cevap vermedi, üyeler ile görüştü sonra soruyu kayıttan çıkarma kararı aldıklarını söyledi.

Av. Çakırgöz: “Bu durumları ölçmeye ilişkin yasal düzenlemeler var mı?” diye cevap verdi.

Başkan cevaben “Yasal boşluk var ise bizimle alakası değil.” dedi 

Av. Çakırgöz: “Devletin kişinin yaşam hakkını koruyucu pozitif yükümlülüğü var.” dedi.

Başkan: “Bunun dava dosyası ile alakası yok.” dedi. 

Av. Çakırgöz “TCK madde  61’e göre sanığın kastını anlamak için suç öncesi ve sonrası davranışlarını görmek ve anlamak gerekir. Biz sanık açısından operasyona giderken ki ruh halini sorduk. İç dünyasına düşünce özgürlüğüne herhangi bir müdahale söz konusu değil.”

Av. Aşa “ Sanığın 26 buçuk yıl hizmeti var, emekli mi olmuş yoksa FETÖ’den  ihraç mı edildi?”

Başkan “Bunun bu davayla ne ilgisi var? Dosyada bu bilgiler varsa, kayıtlarda varsa bizim sormamıza gerek yok dedi. Yargılama konusu değil, bizi ilgilendirmiyor, bu kişilerin herhangi bir örgütte yer alması iddianamede geçmiyor.” dedi bu sorunun kayıttan düşürülmesine karar verdi. Ayrıca, “Anlatılmayan bir şeye biz giremeyiz, biz kişinin eylemini mi yargılayacaz yoksa herhangi bir örgütle bağlantısını mı yargılayacağız?….Olayımız anlatıldığı şekilde iken alakası yok. Olası kast tartışmasına ilişkin. Kişinin terör örgütü üyesi olması ile nasıl bağ kuracaksınız?” 

Av. Çakırgöz: “Örgütsel amaç var ise 309 da gündeme gelir. Maddi gerçeğin araştırılması ilkesi de var. Mahkeme tarafından burda tespit edilirse suç duyurusunda bulunabilir.”

Başkan “AYM başvurusunda bu durumu ileri sürdünüz mü?” 

Av. Çakırgöz “Bilmiyorduk öğrenince tekrar AYM’ye başvurduk. Orada ileri sürdük. Takipsizliğe yaptığımız itirazda konuya değindik.” dedi.

Başkan “Eylemde anlatılmamış bir bağ ve nitelendirme ile anlatılmayan bir şeye giremeyiz sınırımız var. Dışına çıkamayız. Eylemi yargılayacağız.” dedi. 

Av. Çakırgöz: “MİT dosyasında da başta iki kişi yargılanıyordu sonra neler çıktı. Dosyada bilgiler var ama.”

Başkan “ O halde beyanınızı alırken söyleyin, soru olarak sormayın.” dedi.

Duruşmanın başlamasının üzerinden bir saat onbeş dakika geçtikten sonra, 11:46’da duruşma salonunda bulunan diğer sanık Yusuf Yavuz Alemdar’ın savunmasına geçildi.

Sanık Yusuf Yavuz Almedar yaptığı savunmada “Asliye Ceza Mahkemesinde yaptığım savunmayı tekrar ediyorum.” dedi. 

Başkan “Olayı bir anlatın.” dedi.

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Bölücü büro amiri bize bilgi verdi. Daireye gittik kapının zilini çaldık. Dürbünün aydınlandığını gördüm. İçerden ses geldi. Kırdık girdik. Koridorun sağından ateş edildi. Uyardık teslim ol dedik.Boş odalara banyoya atışta bulunduk. Sonra odaya girdik.” dedi. 

Başkan sanığın önce emniyet ifadesini sonra savcılık ifadesini okudu. 

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Biz kişiyi sağ ele geçirmeye azami özen gösteririz. Slogan attı canlı bir şekilde ele geçirmeye çalıştık. Öldürme kastımız yoktu kesinlikle.” dedi. 

Başkan sanığın Asliye Ceza Mahkemesindeki savunmasını okudu ve sanık ekleyeceği bir hususun olmadığını söyledi.

Katılanlar vekili Av. Çakırgöz söz alarak sanığa soru sordu.

Av. Çakırgöz:  “Siz maktulde bomba olduğuna nasıl kanaat getirdiniz, Bomba olduğunu nerden biliyordunuz ?”

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Bu bilgi bize istihbarattan verildi. Kim verdi bilmiyoruz. Bu bilgi bize üçüncü şahsı aldıktan önce verildi, ayrıca yakalanan şahıslardan biri de aynı şeyi söyledi.” 

Av. Çakırgöz “Tutanağa geçirdiniz mi?”

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Tutanak tutuldu mu bilmiyorum. Bizim tutanakla ilgimiz yok, onu TEM yapıyor.” 

Av. Çakırgöz “Daha önce istihbari bilgi gelip de bomba olmayan şahsa denk geldiniz mi?” 

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Soruşturma ile alakası olduğunu düşünmüyorum.” 

Başkana soruldu başkan “Cevap verin” dedi. 

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Daha önce de oldu fakat şahıslar ateş etmediyse biz de ateş etmedik.” 

Av. Çakırgöz “İstihbari bilgiyi teyit edebiliyor musunuz?”

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Hayır yok. Tedbirli olarak gidiyoruz. Teyit edeceğimiz bir durum yok, bomba var bilgisi var diye hareket ediyoruz.”

Av. Çakırgöz “Bir bombacı şahıs infilak ettiği anda hatalı eylemi nedeniyle 20 kişi ölebilir doğru mu?”

Sanık müdafileri bu soruya dosya ile ilgili olmadığını söyleyerek itiraz ettiler.

Başkan,  Av. Çakırgöz’e “Bu sorunuz bir ihtimal, ihtimali soruyorsunuz. Binanın boşaltılmadığı tutanaklarda mevcut değil mi?İhtimalleri değerlendirmiyoruz. Eylemleri değerlendiriyoruz. Dosyada belli zaten neden soruyorsunuz?Dosyada zaten binanın boşaltılmadığı sabit. Dosyada belli olan şeyi neden soruyorsunuz?” dedi.  

Av. Çakırgöz “Maddi gerçek için cevabını bildiğimiz soruları sorabiliriz.” dedi ve devamla “Çatışma esnasında içeri kaç kişi girdi?”

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Çatışma yaşandığında dört kişiydik,  beşinci kişi dışarıdaydı.”

Av. Çakırgöz: “Helikopter var mıydı?”

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar:  “Helikopter operasyonun planlamasını biz yapmıyoruz bilmiyorum.” 

Av. Aşa “Bu operasyon için eve girmeden önce kendi ekibinizle bir planlama yaptınız mı? TEM veya istihbarat ekibiyle bir planlama yaptınız mı? Brifingi kimden aldınız dışarıda gözaltına  aldığınız kişileri sorguladınız mı?”  

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “İstihbarat bize bilgi veriyor. Kendi ekibimizle konuştuk planlamaya istihbarat şube dahil olmadı. Öncesinde brifing aldık üç şahıs yakalandıktan sonra ayrı bilgi aldık. Biz sorguya katılmadık. Maktulu ilk yatağın arkasına doğru kaçarken gördüm. Koridorda karşılaşmadım.”

Savcı “Maktulu yatak odasında kontrol ettiğinizde ilk kim gördü? Aynı anda mı gördünüz?” 

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar:“Ben ve Fatih aynı anda gördük.”

Sanık müdafi Av. Tülay Sinan sanığa “Son anda maktulun sol elinde silah olduğunu söylediniz, maktül silah ile ateş etmeseydi siz eder miydiniz? Önce maktül mü ateşledi?”

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Biz etmezdik. Maktulün silahı saniye farkıyla bizden önce patladı. Sol eli altında kalmıştı görünmüyordu.” 

Başkan sanığa “Oda içinde kaç kişiydiniz?”

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Üç kişiydik”

Bu sırada müşteki vekili Av. Çakırgöz  diğer sanık Fatih’in arkadan  bu sanığa üç kişi diye söylediğini sonra bu sanığın üç dediğinin tutanağa geçirilmesini söyledi.

Av. Sinan: “Kimin ateş edeceğine nasıl karar veriliyor?”

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “O anda ateş edince hep beraber ben ve Fatih karşılık verdik. “

Av. Yurdakul “Silah seride miydi?”

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar: “Değildi” dedi. 

Soruların bitmesinin ardından başkan sanığa HAGB’yi kabul edip etmediğini sordu.

Sanık ve müdafi kabul ettiklerini söyledi.

12:10’da dosya tanığı E.Ö. duruşma salonunda yerini aldı. 

Tanık Beyanı

Tanık beyanında “Öncü bürodan Yavuz bey aradı ben ekip amiri idim. Sancaktepe’de emniyete gittik. Kırsaldan bombalı eyleme gelen şahıs olduğu söylendi. Bilgiyi alınca istihbarattan yeni bilgi geldi. Silahlı olduğu ve çantasının olduğunu söylemiş. Eve geldiğimizde ikinci kat ışığı yanıyordu, hava kararmıştı. Zile bastık. ‘Polis, kapıyı aç’ dedik. İçerden mekanizma sesleri duyduk. Mercekte karartma gördüler. Kapıyı kırdık, içeri girdik. Arkadaşlar ‘teslim ol’ dedi. ‘Ölürüm teslim olmam’ dedi ‘hep beraber öleceğiz’ dedi. Banyoya sıktı arkadaşlar. Korkutmak için. Ona odaklanmasın diye. Sonra tam göremedim kalkancı arkadaş girdi. Evin içindeydim, beş kişi olmamız lazım. Ben ilk girişte karşı odaya geçtim. Herkesin görevi belli. Ona göre hareket ediyoruz. Planlamayı sonradan yazıya döküyoruz. Başlangıçta nasıl olacağı, olayın durumuna göre değişiyor. Planlama o anda yapılıyor. Genelde başta yazıya dökülmüyor. Ani gelişen bir olaydı her zamanki gibi yapıldı. Şahsın bombalı eylem yapma amacıyla geldiğini bildiğimiz için ani hareket ettik. İçeride bir kişi olduğunu biliyorduk. Sayı olarak hatırlamıyorum.” dedi. 

Başkan Tanık E.Ö.’nün daha önce şüpheli sıfatıyla ifade verdiğini söyledi ve ifadesini okudu. 

Katılanlar vekili Av. Çakırgöz tanığa soru sordu.

Av. Çakırgöz: “Operasyonun nasıl yapılacağını kim planlıyor? Operasyonun nasıl yapılacağına ilişkin siz mi istihbarat mı planlama yapıyor?” 

Tanık: “Herkes kendi işini yapıyor. Kendimiz karar veriyoruz. Üzerimde amirler var. Hiç kendi başımıza karar vermeyiz. Bir üst Yavuz bey benim amirim. Ben ekip amiriyim, Yavuz bey büro amiri. Operasyon planlamasını olayın geliştiği anda yaptık.”

Tanığın gergin bir ses tonuyla Av. Çakırgöz’e cevap verdiği görüldü. Bunun üzerine, Başkan 

“Olay öncesinde siz planlama yaptınız mı diye soruyor avukat bey” diye açıklamada bulundu.

Av. Çakırgöz: “Yavuz bey mi planladı?”

Tanık: “Beraber planladık. Ben ekibe anlatırım.”

Başkan: “Öncesinde nasıl gidildi?”

Tanık: “Operasyon yapan arkadaşlarım yıllardır bu işi yapan insanlar herkes ne yapacağını biliyor. Bizim planlamamızı ev, kahve, otobüs, fabrika vs. olayın gerçekleşeceği yere göre konuşur ve yaparız. Bu durum bulunduğumuz yerin özelliğine göre şekilleniyor. Somut olayda evin planını bilmiyoruz. Bu nedenle plan yok. Plan dediğiniz nedir ki? Sizin o soruyu sormamanız lazım.”

Tanığın Av. Çakırgöz’e sesini yükseltmesi sonrasında Başkan tanığa “Kamu görevlisine yakışır cevap verin, üsluba dikkat edelim” dedi. 

Tanık: “Planımız şu kalkancı Fatih..” 

Av. Çakırgöz: “Sayın tanık ben size normal görev tanımlarını sormuyorum. Planlamayı yaparken eve nasıl girdiniz?”

Tanık: “Biz konunun ne olduğunu Sancaktepe’de öğrendik zaten akşam 17.30-18.00 civarıydı. Vatan Emniyetteki TEM büro amiri bilgi verdi. Vatan TEM bize Sancaktepe’deki emniyet ile görüşmemiz gerektiğini söyledi. Onlar konu üzerinde çalışır, bize bilgi verir, biz bunun üstüne operasyon yaparız.”

Av. Çakırgöz “ Sancaktepe’de aldığınız bilgiyi Vatan Emniyetten aldığınız bilgiden ayıran neydi?”

Tanık: “Bize Sancaktepe’de Mehmet bey ile görüşün dedi. Bombalı eylem yapacağına dair bilgi verildi. İstihbarat size böyle bir bilgi verildi.”

Av. Çakırgöz: “Sizin dışınızda takip eden var mı?”

Tanık: “Mehmet bey konu üzerine çalışan ekipten, biz operasyon ekibiyiz, bizim onlarla ilgimiz yok. Operasyonun tamamlanmasından sadece biz sorumluyuz.”

Daha önce olduğu gibi tanığın avukata gergin ve yüksek sesle cevap verdiği görüldü. 

Bununla birlikte Başkan Av. Çakırgöz’e bazı sorularının ardından “Yoruma dayalı soru soruyorsunuz.” dedi.

Tanık: “Bu üç şahsı ilçe emniyet müdürlüğünde sorgulanmadı, Yavuz komiser ve Mehmet komiser kısa bilgi aldılar.”

Av. Çakırgöz: “Evin odaları planı krokisi soruldu mu?”

Tanık: “Bilmiyorum. Ben de ayaküstü soru sorarken yanlarındayım. Tam hatırlamıyorum ama.”

Başkan uyardı kısa ve net soru sorun dedi.

Av. Çakırgöz “İstihbaratın doğru mu yanlış mı bilgi verdiğine dair nasıl işlem yapılıyor kendiniz mi teyit ediyorsunuz?

Tanık: “Dağ kadrosunda eğitim aldığı bilinen bir şahıs dendi. Sansasyonel bombalı eylem için gelmişti.Avukat beyin sorusunu anladım. Sokakta yakalansaydı anlamına getirmeye çalışıyor kendince.”

Başkan sorulara cevap verin dedi. 

Tanık “Direkt bana geldi bilgi dedi. Geldiyse büro amirine gelmiştir.”

Av. Çakırgöz “Kamu tanığı olarak cevap vermek zorundasınız susma hakkınız yok.” ….“Yemini tahtında konuştuğunuzu hatırlatıyorum. Mahkeme doğru olmayan bilgiye dair tutuklama kararı verebilir.” ….“Bomba imha uzmanları ile birlikte mi gittiniz?”

Tanık: “ Bomba imha uzmanları sonradan gelir işini yapar. Bomba imha uzmanı sonradan geldi.” 

Av. Çakırgöz:  “Bombalı olduğu konusunda bilgi almanıza rağmen uzman olmadan mı gidildi?”

Tanık: “Operasyon bitmeden operasyon bölgesine bomba imha uzmanı girmez. Operasyon bitmeden gelmez.” 

Av. Çakırgöz: “Ne zaman geldi?”

Tanık: “Bilmiyorum.”

Av. Çakırgöz “Sizin haricinizde diğer polis memurlarının görevleri ve tanımları neydi?”

Tanık: “Ekip memuru idiler. Ekip amiri ben. Büro amiri Yavuz bey. Diğeri memur. İçeri beş kişi girdik. Sıcak çatışmada beş kişi idi.”

Av. Çakırgöz: “Sizin kaç silahınız vardı?”

Tanık: “Üzerimde 2 silah vardı biri demirbaş, diğeri zimmetli silahtı. Bir uzun namlulu diğeri beylik tabancasıydı. Envanter dışında silah almadık hepsi envantere kayıtlıdır. Envanter dışı silah yoktu. Asla olmaz. Hepsi kayıtlı idi.” 

Av. Çakırgöz: “Maktul kaç el ateş etti?”

Tanık: “Dört veya beş olabilir aralıkla attı. Öndeki arkadaşlar sağa sola ateş etti. Zaman kazanmak için. ‘Katil polis’ dedi biz alışığız hepsi diyor.”

Av. Çakırgöz: “Apartmanda yaşayan insanlar vardı ve zarar görebilirlerdi. Bunu göze mi aldınız?”

Tanık: “ Evet mecbur.”

Av. Çakırgöz: “İçeri girerken kim talimat veriyordu? Operasyonu kim yönetti icrası aşamasında?”

Tanık: “Ekip amiri olarak Yavuz bey yönetti.”

Av. Çakırgöz: “Operasyon öncesinde kimin nereye gireceğini kim söyledi?” 

Tanık: “Kimi hangi yöne gireceği ani gelişen bir olaydı o anda yapıldı. Ben iki silahı da kullanmadım” 

Av. Çakırgöz “Evin içine sırayla kimler girdi?”

Tanık: “Eve girerken beş kişi girdik. Dağıldık içerde. Dar koridor olduğu için mesafelendik.  Kapının açılmasını beklerken silah kurma sesi duyuldu. Maktulün vurulduğunu görmedim. ‘Sol elini göster’ diye bağırdığını duydum. Maktulü görmedim ama polisleri gördüm. Odadaki yatağı düşününce maktulu görmem mümkün değil.” 

Tanık avukata “ikna olun” dedikten sonra Av. Çakırgöz’ün yanına giderek odayı ve yatağın konumlanışını eliyle tarif ederek gösterdi.

Tanık: “Olay bittikten sonra maktulun yatış pozisyonu hatırlamıyorum.” 

Sanık müdafi Av. Tülay Sinan söz alarak olaydaki bomba istihbaratına ilişkin bilgiyi tekrarladıktan sonra sanığa soru sordu.

Av. Sinan:  “Bomba istihbaratı gelince sizin bu bilgiyi teyit etme göreviniz ya da şansınız var mı?”

Tanık: “Hayır, yok.”

Av. Sinan:  “7.65 Baretta ile diğer silah sesi ayırt edilebilir mi?”

Tanık: “Evet, ederiz.”

Av. Sinan: “Son andaki 7.65 sesi duydunuz mu?”

Tanık: “Duydum aynı anda idi. Ben fark ettim.”

Av. Sinan: “Maktulu gördünüz mü? Her iki eli de dışarıda mıydı?” 

Tanık: “Hatırlamıyorum. Yüzü koyundu. Sol eli altında idi.” 

Av. Sinan: “Canlı bomba ihtimali olan birinin sol elinin altında fünye patlama ihtimali var mı?” 

Tanık: “Evet bu yapılır el bombasını pimini çekip göğsünün üstüne yatar çevirince arkadaşlarımızdan şehit verilir. Bu düşünce ile tedbirli hareket ettik. O nedenle bomba imha uzmanına bırakırız.”

Av. Sinan: “İçeri girdikten sonra maktulün etrafında bomba yoktur diye emin olunabilir mi?” 

Tanık: “Hayır, mümkün değil.”

Av. Sinan: “Operasyona katılanlar maktule yaklaşmış. Amaç sağ ele geçirmek mi yoksa kafasına ateş etmek mi?”

Tanık: “Hayır biz teslim olmasını istedik sonuna kadar. İmha edileceğini anladığında  böyle eylem yapabilir. ”

Av. Çakırgöz itiraz ederek “Dışarıda da imha edildiklerini anladıklarında böyle bir şey yapabiliyor dediniz. İmhadan kastınız nedir?”

Tanık:  Av. Çakırgöz’e “Askerlik yaptınız mı?” diye sordu 

Av. Çakırgöz “Yapmadım.”

Tanık: “Bilmiyorsunuz zaten..”

Başkan tanığa “Cevap verin” dedi. 

Av. Çakırgöz “Siz az önce ‘imha edileceğini anlayınca’ dediniz.”

Tanık: “Yanlış ifade etmişim.” 

Başkan Av. Çakırgöz’e dönerek  “Tanığın o anlamda söylemediğini siz de biliyorsunuz.”  

Av. Çakırgöz: “Hayır bilmiyorum.” 

Tanık: “Teslim olmamak için kendini imha ediyor, tecrübe edildi bunlar.” 

Av. Çakırgöz: “Operasyon öncesinde yanınızda hangi ekipmanlar vardı?”

Tanık: “Devletin verdiği malzeme. Silah, mermi vardı.” 

Av. Çakırgöz: “Başka?”

Tanık: “Başka hiçbir şey yok.” 

Av. Çakırgöz: “Helikopterden haberiniz var mıydı?”

Tanık: “Helikopterden haberimiz yok. Çevrenin emniyeti için olmuştur bizim dışımızda.”

Başkan Av. Çakırgöz’e sorular konusunda uyarıda bulundu.

Av. Çakırgöz: “Sanık müdafileri itiraz etmedikçe benim sorularımı reddedemezsiniz.”

Av. Tolga Yurdakul oturduğu yerden ayağa kalkarak yüksek bir sesle “Burda bizim zamanımızdan geçiyor.” dedi.

Av. Çakırgöz soru sormaya devam etti. “Operasyonun planlaması ve icrası ile ilgili başka kim vardı?”

Tanık: “Kimse yoktu.”

Av. Çakırgöz: “ Helikopteri kim çağırdı?” 

Başkan: “Ambulans da var. Kim çağırdı mı diyeceğiz. Bu soruyu sormanıza müsaade etmiyoruz. Siz yazılı olarak beyanda bulunun.”dedi

Av. Çakırgöz “Tevsii tahkikat talebinde zaten ileri süreceğiz ama tanık varken sormaya çalışıyorum.” 

Başkan “ Tanık ‘bilmiyorum’ diyor.” dedi. 

13:03’de tanığın beyanlarının ve tarafların sorularının bitmesi üzerine tanık duruşma salonundan çıkarıldı.

Başkan katılma taleplerini okudu ve tanık M.S.’nın beyanının talimatla alındığını söyledi ve tanık M. S.’nın olayı görmediğini içeren beyanını okudu.

Sanık müdafi Av. Yurdakul katılma taleplerinden birine ilişkin olarak, maktül ile kan bağı olmadığını, kişinin maktulün üvey annesi olduğunu ve reddini istedi. 

Av. Çakırgöz’e söz verildi ve başkan “Tüm beyanlarınızı alacağız.” dedi. Av. Çakırgöz “Katılma taleplerimizi, tanık beyanlarına karşı beyan ve diğer taleplerimizi hepsini şimdi mi yapalım?” diye sordu başkan “Evet” dedi.  

Katılan Vekillerinin Talepleri ve Beyanları

Av. Çakırgöz Dilan Kortak’ın tüm aile üyelerinin davaya katılma talebi olduğunu söyledikten sonra tanık M.S.’nin beyanlarının çelişkili olduğunu ve huzurda dinlenmesini talep etti. 

Ayrıca, operasyonun planlanması, icrası ve o esnada kullanılan teçhizat ile operasyona gitme planı, araç ve gereçler ile ilgili İçişleri Bakanlığı’na, emniyet ve valiliğe yazı yazılmasını, sanıklara ve tanıklara ait teçhizat ve mühimmat listeleri ile  sayım tutanaklarının getirilmesini talep etti. 

Otopsi ve kriminal raporlarına göre 68 adet atış bulunduğunu ve bu atışlardan 25’inin vücuda doğrudan isabet ettiğini, 21’nin tek başına öldürücü nitelikte olduğunu ve birinin enseden bitişiğe yakın atış olduğunu, sanıkların maktulun arkasında kimsenin bulunmadığını beyan ettiklerini belirtti. Devamında “Eldeki raporlar ile sanık ve tanık beyanları çelişiyor ve sanıklar suçtan kurtulmaya yönelik beyanda bulundular. Maktulun başında üç adet mermi çekirdeği bulunuyor. Maktule yönelik atış sayısı 68 ve bunlardan 48’inin envantere kayıtlı olmadığı bilgisi savcılığa bildirilmiş. Sanıklar ve tanık envantere kayıtlı silahlar dışında silah kullanılmadığını söyledi. Ama ortada böyle bir durum var ve savcı bunun nedenini sormamış. Maktul ateş etmediyse polisler ateş etmediyse 48 kurşun kime ait. Konuyla ilgili ek soruşturma kararı verilmesini talep ediyoruz. Mevcut yeni veriler ile ortaya konulduğu üzere bu hususun araştırılması için sizin suç duyuruda bulunmanızı talep ediyoruz. Kriminal raporunda 48 kurşunun ait olduğu silah TEM biriminin bir başka olayda kullanıldığı yönünde tespit var. 

Tanık da dedi biz maktulun pozisyonunu değiştirdik dedi. Delil üretme, karartma girişimi var. Atışlardan birinin bitişik olduğu gözetildiğinde kasten hareket edilmiş olma olasılığı çok yüksek. Olayın üstünden her ne kadar dokuz yıl geçmiş olsa da tutuklama şüphesinin olmadığı ileri sürülemez. Tanığın gerçek dışı beyanda bulunması ve olaya dahil olması, operasyonda yer alması nedeniyle işlem yapılmasını talep ediyoruz. 

Maktulde yapılan otopsi tutanağında yedi veya sekiz  atışın mesafenin tayinine ilişkin kesin kanaate ulaşılması için elbiselerin gönderilmesi gerektiği bildirilmişti. Buna rağmen maktulun kıyafetleri gönderilmediği gibi AYM’nin ihlal kararı sonrasında da gönderilmedi. 

Hala keşif yapılmadı, sanıkların bizzat bulunacağı bir şekilde sanıkların yer göstererek yapılmasını keşif yapılmasını talep ediyoruz. Maktulun kıyafetlerinin gönderilmesini ve  atış mesafesi ile giriş ve çıkış delikleri itibariyle atışların açı ve yönünü ortaya çıkarabilmek için rapor alınmasını talep ediyoruz.

Polis memurlarının olay yerine gidişleri ile ilgili çok açık beyanda bulunmaması nedeniyle fiziki ve teknik takipte bulunduğunu beyan ettiklerine göre telsiz ve bylock kayıtlarının olay ile ilgili kayıtların celbini talep ediyoruz. Bylock uygulamasını kullandıkları yönünde dosyalarında bilgi var.” dedi

Bylock uygulaması ile ilgili Av. Çakırögöz’ün ifadelerinin üstüne Başkan “Sanıklar yargılanıyor mu?” diye soru sordu.  

Av. Çakırgöz “Ceza aldılar.” dedi.

Av. Çakırgöz beyanlarına “Yaşam hakkı soruşturması polisten ve ilgili kolluk biriminden ari tarafsız bağımsız bir şekilde yürütülmelidir. AYM kararı sonrasında savcı tarafından bizzat yerine getirilmeliydi  ama ifadeler emniyet tarafından alındı. 25 polisin tanık beyanı kopyala-yapıştır bir şekilde. Böyle bir soruşturma olmaz. Bu açıkça maktulun öldürülmesinde sorumluların cezalandırılmasını önlemek için kendi meslektaşlarının eliyle uydurulmuş hususlardır. Bu polis memurları da tekrar dinlensin. 

Çatışma iddiası tamamıyla suçtan kurtulmaya dönüktür. Bu gibi durumlarda mahkeme ve savcılar durumun kötüye kullanılma ihtimalini düşünmeden hareket ediyor. Sanık polis memurları ile ilgili bir silahlı örgüte üye olmak suçundan ceza var. Bu da bir maddi vaka. Mevcut eylemi gerçekleştirenler ülke barışına yönelik bir kasıt ile mi bu eylemi gerçekleştirmişler hususu incelenmelidir.  Polisler bir istihbari veriyi teyit etmeden olay yerine varmışlar. Bir kişi ölmüş, maktul hakkında istihbari bilgi haricinde hiçbir kayıt yok. 

Suçun nevi itibariyle sanıkların tutuklanmasını ve tanık hakkında yalan beyandan suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz. Hem bu tanık hem de sanıkların beyanlarına bakılınca henüz kapıyı koçbaşı ile kırmadan silah kurma sesi duyulduğunu söylediler ama Asliye Ceza Mahkemesinde içeri girdikten sonra silah kurma sesi duyulduğu beyan edilmişti. Bu durum tamamen çelişkilidir.” dedi. 

Savcının Mütalaası

Av. Bülent Aşa’nın benzer yöndeki beyanları sonrasında savcı, katılma taleplerinin kabulüne, haklarında takipsizlik verilen altı polisin tanık olarak dinlenmesine, talimat ile beyanı alınan tanık M.S.’nin SEGBİS aracılığı ile tekrar beyanının alınmasına, İstanbul TEM’e yazı yazılarak operasyon öncesi tutulan ilgili evrakların istenmesine, olay zamanında evde ikamet eden komşuların tespit edilerek tanık olarak dinlenmesine, sanık ve tanıkların hazır bulunarak olay yerinde keşif yapılmasına, olay öncesi haklarında  istihbari bilgi alınan kişilerin soruşturma dosyaları olup olmadığının araştırılmasına ve varsa istenilmesine, sanık Osman Yıldız. hakkında savunmasının alınması için zorla getirme emri düzenlenmesine, sanıkların bylock kayıtlarının istenilmesi ve tutuklanması taleplerinin reddine, suça konu 48 adet merminin faili meçhul bir olayda kullanılıp kullanılmadığı ile ilgili raporun getirilmesine, ATK’dan maktulün kıyafetleri üzerinde detaylı inceleme yapılmasına ve giriş çıkış deliklerinin tespiti yönünde rapor aldırılmasına ilişkin mütala verdi.  

Savcı mütalaası sonrasında sanıklara söz verildi ve sanıklar bir diyeceklerinin olmadığını söyledi. 

Sanık Müdafiilerinin Beyanları

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar müdafii Av. Tülay Sinan Taleplere ilişkin beyanda bulunacağını söyleyerek  “Öncelikle dinlenmesi istenilen tanıklar var, ancak olay anının öncesindeki olaylara ilişkin bir yargılama yapmıyoruz. Bu nedenle reddedilsin. Üç kişinin dosyası da reddedilsin. Katkısı yoktur. Kıyafetle ilgili gerekli inceleme yapılmış zaten, ayrıca 48 adet faili meçhul mermi, maktulün üzerinde 25 adet mermi hangi silahtan çıktığı dosyadan belli. 48 merminin etkisi yoksa katkısı da yoktur…..Dilan Kortak ile ilgili Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinde açılan dosya var, maktulün cenaze töreninde babasının “kızım şehit edildi” beyanları nedeniyle yargılaması mevcut. Bu dosyanın içine alınsın. Maktul ile ilgili istihbari bilgilerin getirilmesini, medyaya yansıyan ölümden sonra, bombaların ele geçirildiğine yönelik iddialar var. Bu husus TEM’e sorulsun. ‘Yaşam hakkı’ deniyor, evet, kutsal bir hak ama öncelik kendi yaşam hakkıdır. Yaşam hakkının sanıklar yönünden de değerlendirilmesi gerekiyor. Yaşam hakkı hepimizin hakkı ama maktul teslim olsaydı tehlikeye girmeseydi  maktul belki de sanık olarak yargılanacaktı. Eylemi başlatan kişi maktul. Bu olayda müvekkilim şehit de olabilirdi.  TMK’nın Ek. 2. maddesi ve PVSK 16. maddesi gereği müvekkilin karşılık verme yetkisi var. Sanıkların burada yargılanması bile benim vicdanımı sızlatıyor. Son ana kadar çaba göstermişler. 

Ölçülülük ilkesinin aşılmasından bahsediliyor. Kendilerini ve apartmanı korumak için aynı anda ve hatta maktulden sonra ateş edip gereğini yapmışlar.”  

Sanık Fatih İnan Bayazit  müdafi Av. Tolga Yurdakul söz alarak “ AYM kararı ile dosya geri geldi, AYM kararında etkili soruşturma yapılmaması hususları; ifadelerin alınmaması ile keşif, kriminal inceleme ile ilgili. Muhalefet şerhi de var kararda. Bu muhalefet şerhinde doğru tespitler yapılmıştır ve lehimizedir. Olay sırasında polislere yapılan saldırı var. İstihbarat canlı bomba bilgisi almış. Bu kolluk görevlisi istihbaratı alır, gerisini sormaz. Dilan Kortak’ın evine gidilmeseydi bir sürü kişi ölecekti. Yüzlerce eve girip kimseyi öldürmedikleri olaylar var. Türk polisi kendisine silah doğrultmadan kimseye sıkmaz. Kendileri de istemez burada olmayı ve yargılanmayı. Karşı tarafın taleplerine ilişkin ise M.S.’nin ifadesi zaten alındı. Amaç tanıkları sıkıştırmak, defalarca aynı şeyi sorup olayı değiştirmek takdir sizin, gelsin doğru şaşmaz. 

Planlama ve teçhizat ile ilgili talepleri yargılamaya katkı sağlamaz. 

Silah ile ilgili sayım tutanakları atışlar belli olduğu için yeni bir araştırma yargılamaya katkı sağlamaz. 68 atışın hepsi maktule değil sanıklar da korkutmak için sağa sola attıklarını söylediler. Bir tane faili meçhul kovan bulunuyor o da evde daha önce de olabilir. Kısaca faili meçhul kovan bulunmuyor. Maktulün pozisyonunu değiştiren yok, bilakis bomba ihtimali nedeniyle hiç ellenmiyor. 

Olayın üstünden 10 yıl geçmiş keşfin yapılması mümkün değil. Evde kim oturuyor bilinmiyor, ev tadilata uğramış olabilir. 

Bylock ve HTS kayıtlarının yargılamaya herhangi bir  katkısı bulunmuyor. Bu taleplerin reddine karar verilsin” dedi. 

 

Mahkeme ara kararlarını açıklamak üzere beş dakikalık ara versiyse de yaklaşık yirmi dakikalık aranın ardından duruşmaya 14:36’da devam edildi. 

Ara Kararlar

  1. Dilan Kortak ailesinden katılma talebinde bulunanların taleplerinin kabulüne,
  2. Sanık Osman Yildiz hakkında yakalama emri çıkarılmasına, yakalandığında savunmasının alınmasına,
  3. Dilan Kortak’a ait olay zamanında üzerinde bulunan eşyaların ATK’ya gönderilmesine ve atışların yakın, bitişik, uzak atış olup olmadığına ilişkin ayrıntılı rapor alınmasına,
  4. İstanbul Emniyet Müdürlüğünden suç tarihinde operasyon öncesi sanıklara verilen tabancaların cinsi, markası, mühimmatlar ve adedi ile operasyon sonrasında sanıklar tarafından teslim edilen mermilerin cinsi ve miktarına ilişkin varsa tutulmuş tutanak, belgelerin onaylı suretlerinin istenmesine,
  5. Dosyada bulunan 48 adet kovanın olay yerinde kullanılan uzun namlulu silahlardan atılmamış olduğuna ilişkin uzmanlık raporunun onaylı suretinin gönderilmesine ve rapora göre dava açılmış ile dava dosyasının istenmesine,
  6. Olayın meydana geldiği binanın yerinde olup olmadığının,tadilat yapılıp yapılmadığının, olay tarihinde kimin oturduğunun ve kira sözleşmesi olup olmadığının araştırılmasına, oturan kişilerin tespitine,
  7. Soruşturma sırasında haklarında takipsizlik kararı verilen yedi polis ile soruşturma aşamasında bilgisi alınan sekiz polisin tanık olarak duruşma gününde dinlenmesine, 
  8. Dilan Kortak hakkında İzmir 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesindeki dosyanın gönderilmesine,
  9. Operasyon öncesi yakalanan üç kişinin soruşturma dosyalarının olup olmadığının varsa dosyaların gönderilmesine,
  10. TEM’den olaydan sonra Dilan ile alakalı patlayıcı madde bulunduğuna ilişkin varsa ellerinde evrak belgenin suretlerinin gönderilmesine,
  11. Talimatla beyanı alınan tanık M.S.’nin duruşma gününde SEGBİS ile bağlanarak beyanlarının alınmasına,
  12. Sanıkların tutuklanması talebinin reddine,
  13. Tanık E.Ö. hakkında yalancı tanıklıktan suç duyurusunda bulunulması talebinin reddine,
  14. Binaya ilişkin yapılacak araştırma sonrasında, sanık ve tanık beyanları,ATK’ya yazılan yazı cevabı geldikten sonra dosyadaki kamera görüntülerinin olay yerinde uygulanarak uzman bilirkişi vasıtasıyla keşif yapılmasına, şimdilik keşif talebinin reddine,
  15. Katılanlar vekillerinin sanıklar hakkında FETÖ’ye ilişkin yargılama dosyaları ile Bylock ve HTS kayıtlarının istenmesinin reddine,
  16. Olay sırasında bina sakini olan M.K’nin tanık olarak getirilmesine, 
  17. Katılan vekillerinin Dilan Kortak’ın babasının örgüt propagandası suçuna ilişkin dosyanın getirilmesi talebinin reddine,
  18. İstihbarat Şube Müdürlüğü ile TEM’e yazı yazılarak olaydan önce Dilan Kortak hakkında örgüt üyeliği veya propagandasına ilişkin suç kaydının olup olmadığı, varsa örneğinin dosyaya gönderilmesine karar verildi.

 

Bir sonraki duruşma 22 Kasım 2024 günü saat 09:30’da yapılacak.


Yayınlanma tarihi

17 May 2024

Kategori Listesi

Etiket Listesi