Diyarbakır’da 1992 yılında öldürülen yazar Musa Anter cinayetiyle ilgili davanın duruşmasına MİT tartışmaları damgasını vurdu. Sanık avukatları, önceki duruşmada Kutlu Savaş’ın Susurluk Raporu’nda JİTEM’in Diyarbakır sorumlusunun Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ı İsviçre’ye göndermek için MİT’le görüştüğünü belirterek, bu görüşmenin içeriğinin kurumdan istenilmesini talep etmişti. Mahkemenin talebi üzerine başbakanlık tarafından gönderilen belgede, bu iddia doğrulandı. Ancak Diyarbakır’da Yeşil’i yurtdışına göndermek için MİT’le görüşme yapan dönemin jandarma ya da JİTEM komutanın ismi açıklanmadı. Bunun üzerine avukatlar, ” MİT 1993 yılında yapılan bir görüşmenin içeriğini biliyor, belge gönderiyorsa görüşme yapan kişinin ismini de biliyor ve bunu neden göndermiyor. İsmi saklanan kişinin Musa Anter davasında yargılanan sanık Savaş Gevrekçi mi değil mi açığa çıkması gerekiyor.” diye sordu.
Diyarbakır 7’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya Anter olayında tetikçilikle suçlanan tutuklu sanık Hamit Yıldırım ile dönemin JİTEM komutanı olduğu belirtilen tutuksuz sanık emekli albay Savaş Gevrekçi katıldı. Duruşmada söz alan avukatlardan Tahir Elçi, Diyarbakır’da yıllardır görülen ancak bir neticeye verilmeyen JİTEM davasının dosyasının mahkeme heyeti tarafından okunmasını talep etti. Anter davası iddianamesinin çok önemli olduğunu belirterek, ” Çünkü iddianamede yıllardır inkar edilen JİTEM’in yapısını detaylı anlatıyor. İddianamede JİTEM’in devlet görevlisi kimliğiyle insanları götürüp öldürdüğünü, kaybettirdiğini ve işkence yaptığını anlatıyor” dedi. Elçi. sanık Gevrekçi’nin tutuksuz yargılandığını belirterek, ” Sanık emekli olsa da görevdeki arkadaşlarıyla ilişkisi devam ediyor ve delilleri etkileyebilecek konumda. Bu yüzden tutuklanmasını istiyoruz” diye konuştu. Söz alan tutuksuz sanık Gevrekçi ise Avrupa’da yaşanan Aygan’ın kendisine iftira attığını ve kendisiyle ilgili hiçbir belge ve delil olmadığını dile getirdi. Anter ailesinin avukatların Barış Yavuz da söz olarak elinde belge olduğunu ve bunu bir kez de mahkemeye sunmak istediğini söyledi.
MİT Gönderdiği Belgede JİTEM yerine Jandarma Yetkilisi İfadesini Kullandı
Yavuz, “Kutlu Savaş susurluk raporunda MİT’e ait bir bilgiye şöyle yer veriyor: ‘16.02.1993 tarihinde Diyarbakır JİTEM Grup Komutanı Vekili, ilgili birimimizle yaptığı görüşmede; adı geçenin teşkilatımızla ilişki kurmak istediğini, yanında Muş Alan Sorumlusu bulunduğunu, Şemdin Sakık’ı öldürmeyi planladığını ve eylemden sonra İsviçre’ye gitme garantisi istediğini belirtmiştir.’ Son olarak taleplerimiz doğrultusunda gönderilen belgede ise MİT bu görüşmeyi doğruluyor ama bu sefer sadece ‘bir jandarma yetkilisi’ ifadesini kullanıyor JİTEM ismini kullanmıyor” diye konuştu. Yavuz, MİT’in görüşmenin içeriğinden haberdar olduğunu, 1992 yılına ait belge bulundurduğunun ortaya çıktığını belirterek, ” MİT o zaman bu görüşmeyi yapan JİTEM Grup Komukanı Vekilinin de kim olduğunu biliyor. Bizim yeni talebimiz bunun ilgili kurumdan istenmesi.” dedi. Yavuz, belgede devletin kurumu olan MİT’in ve jandarmanın ‘infaz emrini’ kabul ettiğini belirterek, “Bu Şemdin Sakık için geçiyor ama buradan şunu anlamak gerekiyor demek ki infaz emirleri veriliyormuş.” şeklinde konuştu.
Yıldırım: Köy Korucuları Bulundukları Yerde Askerlik Yapıyordu
Davanın tutuklu sanığı Hamit Yıldırım ise önceki duruşmada köy korucularının bulunduğu yerlerde askerlik görevlerini yaptıklarını belirtmiş, kendisinin Şırnak’ın Kumçatı beldesinde vatani görevine yerine getirdiğini söylemişti. Mahkemenin talebi üzerine ASAL böyle bir uygulamanın olduğunu bildirdi. Bunun üzerine Yıldırım, Kumçatı’da ikamet eden 4 kişinin ismini vererek bunların bulundukları yerde askerlik yaptığını ve fiiliyatta olduğunu dile getirdi. Yıldırım, Musa Anter olayıyla ilgisinin olmadığını ve tahliye edilmesini talep etti.
Gevrekçi: En Büyük Sorun MİT’le Bir Araya Gelemememizdi
Tutuksuz sanık emekli Albay Savaş Gevrekçi ise 1992 yılında Diyarbakır’da çalıştıkları dönem en büyük sorunun MİT’le bir araya gelememelerinin olduğunu söyledi. Gevrekçi, ” Zaten en büyük sorun buydu. Herkes kendi başına çalışırdı.” dedi. Gevrekçi, itirafçı Abdulkadir Aygan’ın kendisine iftira attığını belirterek, ” Türkiye Cumhuriyeti, cumhuriyetse onu yurtdışından getirsin yüzleşelim. Onu yutrdışına PKK çıkardı. Orhan Miroğlu’nun yazdığı kitabı savunmam olarak kullanıyorum çünkü bütün doğruları yazmış. PKK 45 bin dolarla onu yurtdışına çıkarmış. Onun yeri güvende o yüzden konuşuyor.” dedi.
Gevrekçi’nin avukatı Hikmet İşler ise Aygan’ın her olayda kendisini masum gösterdiğini ancak bunun doğru olmadığını söyledi. İşler, ” Aygan Diyarbakır’da 20 kişinin ölümü, iki gazete bürosunun bombalanması, iki aracın altına bomba konulması olaylarında yargılanıyor. Evet getirilsin buraya kim suçluysa ortaya çıksın” dedi.
Avukatlar Arasında Tevilli İkrar Tartışması
Avukat İşler’in bu sözleri üzerine ayağa kalkan mağdur avukatlarından Selim Okçuoğlu, sanık avukatının tevilli ikrarda bulunduğunu söyledi. Okçuoğlu, ” Aygan’ın cinayetlerinden bahsettiniz. Aygan o dönemde nerede çalışıyordu. Bu bir tevilli ikrardır” dedi. Okçuoğlu, bu ifadelerin tutanağa geçirilmesini istedi. İşler, meslektaşının kendisini suçladığını belirterek,düzeltmesini istedi. Ancak daha sonra söz alan İşler, dilinin sürçtüğünü, Aygan’ın avukatı olmadığını ve sadece müvekkilini savunduğunu dile getirdi.
MİT ve JİTEM’İN Arşivleri İstendi
7’nci Ağır Ceza Mahkemesi, Musa Anter’in öldürülmesine ilişkin davada ara kararlar aldı. Mahkeme, MİT’in Şemdin Sakık’a suikastla ilgili mahkemeye gönderdiği belgede İl Jandarma Komutanlığı yetkilisi olarak ifade edilen kişinin kim olduğuna ilişkin belge ve bilgilerin de gönderilmesini istedi. Mahkeme MİT’ten ayrıca Musa Anter’in öldürülmesine ilişkin 1991-1993 yılları arasında MİT arşivlerinde bulunan bilgi ve belgelerin gönderilmesini talep edip, ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın MİT’te çalıştırılıp çalıştırılmadığını sordu.
Mahkeme Jandarma Genel Komutanlığı’ndan JİTEM arşivinin 1991-1993 yılları arısındaki bölümünden Musa Anter’in öldürülmesine ilişkin İstihbarat Grup Komutanlığı dahil arşivlerde olan bütün bilgi ve belgelerin gönderilmesini istedi. Emekli Albay Arif Doğan’ın evinde ele geçirilen belgelerin dava dosyasına gönderilmesini isteyen mahkeme ayrıca ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın sosyal güvenlik kayıtlarının SGK’dan istenmesine, Mahmut Yıldırım’a silah ruhsatı verilip verilmediğinin araştırılması için Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılmasına karar verdi. Ara kararların ardından duruşma ertelendi.
Davayı Demirtaş da İzledi
Demirtaş, İl Jandarma Genel Komutanına kadar bütün sıralı yetkililerin tamamının sorgulanması, ifadesinin alınması gerektiğini söyledi. Demirtaş, “Bu yapılmadığı müddetçe biz ape Musa cinayetinin maalesef ki gerçekleri ortaya çıkaracak bir yargılama olmayacağını düşünüyoruz. Bu duruşmada bizzat bulunarak konunun takipçisi olduğumuzu ve ape Musa cinayetinin kapanmasına siyasi sorumlularının ortaya çıkarılmasına engellenmesine izin vermeyeceğimizi belirtiyoruz. Binlerce faile meçhul cinayet var. Bunların soruşturulması için özel bir ekibin oluşturulması gerekir. Hem adliye bünyesinde bir ekibin oluşturulması hem de siyasi irade olarak siyasi anlayışın olması lazım. Bugüne kadar açılan dosyaların çoğu ailelerin ve avukatların çabasıyla açılan dosyalardır. Bugüne kadar hiçbir savcı elindeki dosyayı derinlikli inceleyerek neticeye ulaşmış değil. Bunun için adliyelerde özel ekiplerin oluşturulması lazım. Hem iktidar da hem de adliyelerde faili meçhul cinayetler konusunda güçlü bir irade göremiyoruz” dedi.