AİHM, 21 yıl önce Silopi’deki Görümlü (Bespin) beldesinde gözaltına alınıp kaybedilen altı köylünün ailesinin başvurusunu sonuçlandırdı. Türkiye, yaşam hakkını ihlal ve etkin soruşturma yapmamaktan mahkum oldu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Silopi’nin Görümlü (Bespin) beldesinde 14 Haziran 1993’te gözaltına alınan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan altı kişinin ailelerinin başvurusuyla ilgili karar verdi.
Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yaşam hakkını düzenleyen 2. maddesi uyarınca ve etkin soruşturma yapmamaktan suçlu bulundu.
Gözaltında kaybedilen Şemdin Cülaz, Hamdo Şimşek, Hükmet Şimşek, İbrahim Akıl, Mehmet Salih Demirhan ve Halit Özdemir’in ailelerinden her birine 65 biner Euro manevi, 5 biner Euro da maddi tazminat ödenecek.
Altı köylü gözaltına alındıktan sonra ailelerinin arama çabaları ve hukuki girişimleri hiçbir sonuç vermedi, olayın üzerinden 20 yıl geçtikten sonra köylülerin gömüldüğü yer olduğu düşünülen yerde kazı yapıldı. Üst düzey askerlerin de aralarında bulunduğu jandarma görevlilerine, köylüleri öldürdüğü suçlamasıyla dava açıldı.
20 yılın ardından dava
Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Görümlü (Bespin) beldesinde 14 Haziran 1993’te altı köylünün askerlerce gözaltına alındıktan sonra öldürülmesiyle ilgili, dönemin Şırnak 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanı emekli Tuğgeneral Mete Sayar’ın da aralarında bulunduğu subaylara dava açıldı.
Davanın ilk duruşması 5 Kasım 2013’te görüldü. Bu duruşmada, davanın Adalet Bakanlığı’nın kararıyla ve “can güvenliği” gerekçesiyle Ankara’ya taşınmasına karar verildi.
Halit Özdemir, Hamdo Şimşek, Hükmet Şimşek, İbrahim Akıl, Mehmet Salih Demirhan ve Şemdin Cülaz’ın gözaltında kaybedilmesiyle ilgili hazırlanan iddianamede, Görümlü beldesi yakınlarında köylere baskın yapılarak 13 kişinin gözaltına alındığı ve aralarında çocukların da bulunduğu altı kişinin öldürüldüğü belirtildi. Köylülerin evleri de yakılmıştı.
Öldürülen köylüler bilinmeyen bir yere gömüldü. Cenazeleri halen kayıp.
“PKK’ye katıldı” deyip kapattılar
Olayla ilgili soruşturma, “Köylüler PKK’ye katıldı” denilerek kapatılmıştı.
Davada Tuğgeneral Mete Sayar, Görümlü 1. Mekanize Piyade Tabur Komutanı emekli Albay Hasan Basri Vural, 3. Bölük Tim Komutanı Üsteğmen İbrahim Kıraç, Yüzbaşı Murat Ali Yıldız, Kayseri Hava İndirme Tugayına bağlı Teğmen Serdar Tekin ile 2. Komando Tabur Komutanlığından Tansel Erok sanık olarak yargılanıyor.
Sanıkların 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 450/5 maddesinde düzenlenen “birden fazla kimseyi öldürmek” suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası ile cezalandırılmaları isteniyor.
Hiçbiri tutuklu değil.
Yedi kişi aldılar, biri dönebildi
Cumartesi Anneleri/İnsanları’nın eyleminde de olay şöyle anlatılmıştı:
“Keldani aileden Hikmet Şimşek ve Hamdin Şimşek’in evinden getirdikleri İncil’i cebine, Haç’ı boynuna astılar. ‘Bakın sizin imam Hıristiyan olmuş, siz nasıl bir Hıristiyan’ın arkasından namaz kılıyorsunuz?’ dediler. Sonra yedi kişiyi alıp Tabur’a götürdüler. Yaklaşık bir saat sonra Tabur’un içinden silah sesleri gelmeye başladı.”
“Akşama doğru Abdurrahman Kayek serbest bırakıldı. Derisi yüzülmüş, tırnakları çekilmişti. Hiç konuşmadı. Aynı gece köyünü terk etti. Aileler iyice endişelenmeye başladılar. Hemen Tabur’a gidip, Tümen Komutanı olan Mete Sayar’a yakınlarını sordular.”
“Tümen Komutanı Mete Sayar, ‘Gidin! köyünüz Ermeni, imamınız Ermeniymiş. Bir daha sormayın yoksa aynı akıbeti paylaşırsınız’ diyerek yanından kovdu. Savcıya dilekçe verdiler. Savcı, ‘Evet aynı gün gözaltına alınmışlar, sorgulandılar, bunlar dağ kadrosuna katılmışlar” dedi. Altı kişiden bir daha haber alınamadı.”
Silopi’deki Jandarma Tabur Komutanlığı’nın bahçesi toplu mezar olduğu iddiasıyla kazıldı ve bölgede kemikler bulundu. Kemikler Adli Tıp Kurumu’nda incelemede.