Diyarbakır’da görülen Musa Anter cinayeti ve Mardin’de açılan Kızıltepe JİTEM davalarının “güvenlik” gerekçesi ile başka bir ile nakledilmeleri talep edildi.
Kızıltepe JİTEM Davası Ankara’ya Nakledildi
Mardin’de 1992-1996 yılları arasında işlenen 22 “faili meçhul” cinayete ilişkin açılan JİTEM davası, duruşmanın görülmesine 8 gün kala sanıkların talebi üzerine “güvenlik” gerekçesiyle başka bir kente taşınması için mahkemece Yargıtay’a gönderildi. Talebi kabul eden Yargıtay, davayı Ankara’ya nakletti.
Mardin ve ilçelerinde, 1992-1996 yılları arasında işlenen 22 “faili meçhul” cinayet, kaybetme ve köy yakma olaylarında yer alan aralarında dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu ile Kızıltepe İlçe Jandarma Komutan vekili Hasan Atilla Uğur’un da bulunduğu 9 sanık hakkında açılan dava, daha görülmeye başlanmadan faillerin lehine işlemeye başladı. Kızıltepe Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma sonucunda 4’ü asker 5’i köy korucusu 9 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilmesi sonrası ilk duruşma için 28 Kasım tarihi belirlenmişti. Ancak duruşmanın görülmesine 8 gün kala sanık avukatlarının, hafta içerisinde mahkemeye “güvenlik” gerekçesi ile davanın başka bir kente taşınması talebinde bulundu. Dava Yargıtay tarafından “güvenlik” gerekçesi ile Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledildi.
Musa Anter Cinayeti Davası’nda Nakil Talebi
Gazeteci yazar Musa Anter’in öldürülmesiyle ilgili açılan davada, sanık avukatları davanın başka ilde görülmesi için Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuruda bulundu. Mahkeme, bu talep üzerine dava dosyasını karar vermek üzere Yargıtay’a gönderdi.
Sanık avukatları, Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvuruda bulunarak, yargılamaya başka bir ilde devam edilmesini istedi. Sanık avukatları gerekçe olarak ise 6-8 Ekim tarihleri arasında kentte de yaşanan Kobani eylemlerini gösterdi.
Anter ailesinin avukatlarından Selim Okçuoğlu, “Zaten ağır aksak ilerleyen bir davanın, bu başvuru ile bütünüyle içinin boşaltılmak istendiğini” söyledi. Davada şu ana kadar herhangi bir güvenlik zaafiyeti yaşanmadığını belirten Okçuoğlu, Yargıtay’ın davanın nakli konusunda sanık avukatların talebini onaylamasını kabul etmeyeceklerini ifade etti.
Nakiller Cezasızlığı Besliyor
Kamuoyunda bu davaların başka şehirlere taşınmasının asıl amacının failleri korumak ve davaların cezasızlıkla sonuçlanmasına yol açmak olduğuna dair genel bir kanı oluşmuş durumda. Şu ana kadar nakledilen davalarla ilgili verilen kararlar ve yargılama süreci boyunca yaşanan gelişmeler maalesef bu kanaati doğrulamaktadır. Bugüne kadar devlet görevlilerince işlenmiş yaşam hakkı ve diğer insan hakkı ihlallerine ilişkin açılmış birçok dava “güvenlik” gerekçesi ile başka illere naklediliyor. Bunlara örnek olarak Trabzon’a nakledilen Gazi Davası, Afyon’a nakledilen Metin Göktepe Davası, Eskişehir’e nakledilen Ahmet ve Uğur Kaymaz Davası ve Şerzan Kurt Davası verilebilir. Bunlara ek olarak 90’lı yıllarda işlenmiş zorla kaybetme ve yargısız infaz suçlarının yargılandığı davalarda nakiller adeta bir kural olmuş durumda. Bunlar arasında Mardin’den Çorum’a nakledilen ve beraatle sonuçlanan Musa Çitil Davası, Dİyarbakır’dan Ankara’ya nakledilen Kulp Katliamı Davası, Şırnak’tan Ankara’ya gönderilen Görümlü Kayıpları Davası, Diyarbakır’dan İzmir’e gönderilen Lice Katliamı Davası, Hakkari’den Eskişehir’e gönderilen Nezir Tekçi Davası ve Muş’tan Kırıkkale’ye nakledilen Vartinis/Altınova Davası sayılabilir.
Dava nakilleri hakkında daha fazla bilgi için: Saniye Karakaş, “Adaletin Önündeki Uzun Yol: Dava Nakilleri”