Mardin’in Kızıltepe ilçesinde 1992-1996 yılları arasında 22 kişinin yasadışı keyfi infaz edilmesi veya zorla kaybedilmesine* ilişkin emekli Albay Hasan Atilla Uğur, dönemin Diyarbakır İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu, Jandarma Komando Bölük Komutanı Ahmet Boncuk, Başçavuş Ünal Alkan ve köy korucuları Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ramazan Çetin, Mehmet Salih Kılınçaslan ile İsmet Kandemir hakkında “silahlı örgüt kurmak veya yönetmek, silahlı örgüte üye olmak ve tasarlayarak öldürmek” suçlarından 2014 yılında dava açıldı. Dava daha başlamadan güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya nakledildi.
Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 03 Mart 2015 tarihinde görülen ilk duruşmada sanıklar Hasan Atilla Uğur ve Eşref Hatipoğlu’nun rütbeleri nedeniyle CMK M.161/5’e dayanarak dosyanın izin istemiyle HSYK’ya gönderilmesine karar verildi. 15 Ocak 2016 tarihli duruşma öncesi HSYK’nın sanıkların “silahlı örgüt kurmak” ve “tasarlayarak insan öldürmek” suçlarından yargılandıkları için izin alınmasına gerek olmadığına ve doğrudan kovuşturma yapılabileceğine hükmeden kararı mahkemeye ulaştı.
15 Ocak tarihli duruşmada müdafii avukatları mahkeme heyetinin çekilmesini talep etti. Savcının usule ve esasa aykırı olduğu gerekçesiyle reddettiği bu talebi mahkeme heyeti yetkili merciiye gönderme kararı aldı.
Davanın 27 Nisan 2016 tarihli bir sonraki duruşmasında müşteki avukatlarının talebi kabul edilerek iddianame okundu. Sanık savunmaları bir sonraki gün, 28 Nisan 2016 sabahına ertelendi. Sanıklar ifadelerini verdiler ancak müşteki avukatlarının sorularını yanıtlamayacaklarını beyan ettiler. Savcı Levent Savaş mütalaasında tutuklama ve adli kontrolün “gereği olmadığını” açıkladı. Zorla kaybedilenlerin yakınlarının müştekilik talebi kabul edildi, sanıkların duruşmalardan vareste tutulmaları talebi reddedildi.
24 Haziran 2016 tarihli duruşmaya kayıp yakınlarının avukatları katılmadı. Av. Erdal Kuzu katılmama gerekçelerini mahkemeye sunduğu dilekçede dile getirdi. Köy korucuları Fahri Ertaş ve Ahmet Aksoy tanık olarak ifade verdiler. Sanıklardan Ramazan Çetin’in de SEGBİS sistemiyle savunma yaptığı duruşma sonucunda tüm sanıkların duruşmalardan vareste tutulmasına karar verildi.
Nurettin Yalçınkaya’nın Yaşadığı İddiası
Nüfus kayıtları ve Pendik 2. Aile Mahkemesi’ne ait boşanma kararı ile gündeme gelen ve yaklaşık bir yıldır mahkemeyi meşgul eden, maktullerden Nurettin Yalçınkaya’nın yaşadığı iddiasını açıklığa kavuşturmak üzere boşanma davasının taraflarından Zeynep Yalçınkaya’nın beyanına başvurulmasına karar verildi. Zeynep Yalçınkaya ile 28 Kasım 2017 tarihli duruşmada SEGBİS bağlantısı kurulamadı. 26 Nisan 2018 tarihli son duruşmada ise avukatlar, ifade işleminin 30 Mayıs 2018’e ertelendiği konusunda bilgilendirildi.
26 Nisan 2018 tarihli duruşmada ayrıca katılan avukatlarından Erdal Kuzu’nun iddianamede yer alan Yusuf Çakar’ın ve Birlik ailesi ile Yiğit ailesinin öldürülmesine ilişkin bilgisi ve görgüsü olduğunu belirttiği kişilerin tanık olarak dinlenmesine dönük dilekçesi dosyaya eklendi. Bu talep, tanıklığına başvurulacak kişiler hakkında adres araştırması olmaksızın, Erdal Kuzu’nun mahkemede hazır etmesi şartıyla kabul edildi.
13 Eylül 2018 tarihli duruşmada mahkeme heyeti başka suçlardan tutuklu sanıklar Eşref Hatipoğlu ve Mehmet Salih Kılınçaslan’ın bulundukları cezaevlerinden SEGBİS ile bir sonraki duruşmada hazır edilmelerine karar verdi. Ayrıca Zeynep Yalçınkaya’nın duruşmada hazır edilmesine, duruşmaya gelmez ise hakkında zorla getirme kararı çıkartılmasına katılan avukatlarının tanık dinlenmesi ve adres araştırılması talebinin delil durumu ve dosyanın geldiği aşama dikkate alınarak reddine karar verdi.
18 Aralık 2018 tarihli duruşmada iddia makamının esasa ilişkin mütalaasını, katılan ve sanık vekillerinin esasa ilişkin beyanlarını sunması için süre verildi. Ancak 11 Nisan 2019 tarihli son duruşmada talepleri üzerine iddia makamına esasa ilişkin mütalaa için, sanık ve katılan vekillerine esasa ilişkin beyanlarını sunmaları için yeniden süre verildi. Nurettin Yalçınkaya’nın yaşadığı iddiası ve sanık avukatlarınca buna dayanak olarak gösterilen boşanma davasına ilişkin ise Pendik 2. Aile Mahkemesi’nden istenen dosyanın incelendiği ve 22.01.2010’da boşanmaya karar verildiği belirtildi. Sanık vekilleri boşanma dosyasında tebligatların kime yapıldığını sordu. Mahkeme başkanı celse arasında boşanma davası dosyasını inceleyip konuyla ilgili yazılı beyanda bulunmaları için sanık avukatlarına süre verilmesine karar verdi. Ayrıca başka suçtan tutuklu sanık Mehmet Salih Kılıçarslan’ın bir sonraki celse SEGBİS ile hazır edilmesine karar verildi.
28 Mayıs 2019 tarihli duruşmada, katılan vekillerinin esasa ilişkin beyanları alındı. Savcı iki celse önce hazırlanması talep edilen mütalaasını okudu. Tüm sanıklar için istenilen cezalar eski Ceza Kanunu dönemine dair suçlar olduğundan 10 ve 20 yıllık zaman aşımı süreleri nedeniyle düşme talep etti. Ayrıca bir kısım sanıklar bakımından ‘müsnet eylemlerin gerçekleştiği sabit olmadığından’ ya da ‘suç unsuru bulunmadığından’ beraat talep etti. Nurettin Yalçınkaya’nın ise ölümü kesin olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etti. Sanık avukatları mütaalaya karşı bir sonraki celsede beyanda bulunacaklar. Ayrıca, sanık müdafilerine esasa ilişkin savunmalarını sunmaları için 15 gün süre verildi.
9 Eylül 2019 günü görülen karar duruşmasında, katılan avukatları kovuşturmanın genişletilmesi talebinde bulundu. Mahkeme heyeti, taleplerin dosyaya bir katkı sağlamayacağı gerekçesiyle oy birliği ile reddine karar verdi. Verilen kararda: Sanıklar Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ahmet Boncuk, Ünal Alkan, İsmet Kandemir, Mehmet Salih Kılınçaslan, Ramazan Çetin hakkında; İzzettin Yiğit, Yusuf Çakar, Abdurrahman Öztürk, Mehmet Ali Yiğit, Abdülbaki Yiğit, Abdülvahap Yiğit, Mehmet Nuri Yiğit ve Tacettin Yiğit’i öldürme suçundan zamanaşımı nedeniyle düşmesine, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan suçun sabit olmaması nedeniyle beraatine,
Sanık Hasan Atilla Uğur hakkında silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçundan, suçun sabit olmaması nedeniyle beraatine; Sanık Eşref Hatipoğlu hakkında; silahlı terör örgütü kurma ve yönetme suçundan, suçun sabit olmaması nedeniyle beraatine, Memduh Demir ve Şeyhmus Kaban’a yönelik tasarlayarak öldürme suçlarından beraatine,
Sanıklar Abdurrahman Kurğa, Mehmet Emin Kurğa, Ahmet Boncuk, Ünal Alkan, İsmet Kandemir, Mehmet Salih Kılınçaslan, Ramazan Çetin ve Hasan Atilla Uğur hakkında; Necat Yalçınkaya, Mehmet Emin Abak, Mahmut Abak, Yusuf Tunç, Süleyman Ünal, Zübeyir Birlik, Abdulbaki Birlik, Kemal Birlik, Zeki Alabalık, Hıdır Öztürk’e yönelik tasarlayarak öldürme suçundan suçun sabit olmaması nedeniyle beraatine,
Sanıklar Abdurrahman Kurğa Mehmet Emin Kurğa, Ahmet Boncuk, Ünal Alkan, İsmet Kandemir, Mehmet Salih Kılınçaslan, Ramazan Çetin ve Hasan Atilla Uğur hakkında; Nurettin Yalçınkaya ve Abdulvahap Ateş’e yönelik tasarlayarak öldürme suçundan, suçun unsurları oluşmaması nedeniyle beraatine
Karar verildi.
Katılan vekillerinin karara itiraz ederek istinaf incelemesi talep etmesi üzerine önce Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’ne giden dava dosyasında “görevsizlik” kararı verilerek, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesine gönderildi. 19. Ceza Dairesi ise 14 Temmuz 2021 tarihinde avukatların duruşmalı inceleme talebini dikkate almadı ve Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin beraat ve düşme kararlarının “hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre verilen hükümde bir isabetsizlik bulunmadığı” gerekçesiyle onanmasına, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verdi.
Daha detaylı bilgi edinmek isterseniz davanın seyrini anlatan zaman çizelgesine, takip ettiğimiz duruşmaların izleme raporlarına ve basında çıkan ilgili haberlere de göz atabilirsiniz.
(*) “Kızıltepe JİTEM Davası” olarak da anılmaktadır.
(*) Kızıltepe Davası kapsamında failleri aydınlatılmayı bekleyen zorla kaybedilenler: Zübeyir Birlik, Abdulbaki Birlik, Kemal Birlik, Zeki Alabalık, Menduh Demir, Nurettin Yalçınkaya, Necat (Şemsettin) Yalçınkaya, Mehmen Emin Abak, Mahmut Abak, Hıdır Öztürk, Abdulvahap Ateş, ve Yusuf Tunç.