Görümlü’de 1993 yılında biri imam, altı köylünün faili meçhul ölümüne ilişkin dönemin Tuğgenerali Mete Sayar’ın da aralarında bulunduğu 6 asker aleyhine açılan davanın üçüncü duruşması görüldü. Duruşmada, daha önceki duruşmalarda ‘delil yok’ diyen sanıklar, tanık asker Yusuf Özdemir’in ifadelerine rağmen tutuklanmadı.
Görümlü’de 1993 yılında biri imam, altı köylünün faili meçhul ölümüne ilişkin dönemin Tuğgenerali Mete Sayar’ın da aralarında bulunduğu 6 asker aleyhine açılan davanın üçüncü duruşması görüldü. Duruşmada, daha önceki duruşmalarda “delil yok” diyen sanıklar, tanık asker Yusuf Özdemir’in ifadelerine rağmen tutuklanmadı. Özdemir’in anlatımına göre köylüler, Sayar’ın “intikam yemini” sonrasında karakolda işkence gördüler. Ardından üzerlerine yüzlerce kurşun sıkılarak infaz edildiler.
İntikam Yemini İddiası
13 Haziran 1993 yılında Şırnak’ın Silopi ilçesinin Görümlü beldesi yakınlarında PKK ve Güvenlik Güçleri arasında çatışma çıkmış, altı asker yaşamını yitirmişti. İddiaya göre dönemin Tuğgenerali Mete Sayar, “altı askerin intikamını alacağız” diyerek intikam yemini etti. Ardından Şemdin Cülaz, Mehmet Salih Demirhan, Halit Özdemir, İbrahim Akıl ve Abdurrahman Kayek ile Derecik mezrasından Keldani kökenli Hamdo Şimşek ve Hikmet Şimşek askerler tarafından gözaltına alındı. Gözaltına alınanlardan Abdurrahman Sayek serbest bırakılırken, Jandarma Karakolu’nda işkence yapıldığı belirtilen diğer 6 köylüden bir daha haber alınamamıştı.
‘Asker Baskın Yaptı, Evi Yaktı’
Konuya ilişkin Sayar ve diğer rütbeli askerler, “birden çok kişiyi öldürmek suçundan” ağırlaştırılmış müeebbet hapis istemiyle yargılanıyor. Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü duruşması bugün görüldü. Duruşmada sanıklar, Mete Sayar, Tansel Erok, Murat Ali Yıldız, Serdar Tekin, Hasan Basri Vural, İbrahim Kıraç hazır bulundu. Yakınlarını kaybeden ailelerin de katıldığı duruşmayı HDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan da izledi. Duruşmada o dönem bölgede er olarak askerlik görevini yapan Yusuf Özdemir ve yakınlarını kaybeden Meryem Şimşek tanık olarak dinlendi. Meryem Şimşek tercüman aracılığıyla Kürtçe ifade verdi. Şimşek, yakınlarını evden askerlerin alıp götürdüğüne tanıklık ettiğini belirterek, aynı gün akşam saatlerinde de askerler tarafından köydeki evlerinin yakıldığını anlattı. Şimşek, babası ve ağabeyinden o günden sonra haber alamadıklarını belirtti.
‘İşkence Yapıp Sonra Kurşuna Dizdiler’
Duruşmada o dönem Görümlü’de askerlik yapan Yusuf Özdemir de tanık olarak dinlendi. Özdemir, o gün olayı hatırladığını, altı köylüye karakolda işkence yapıldığını ve kurşuna dizilmek suretiyle öldürüldüğünü anlattı. Özdemir şunları anlattı: “Gece taburda çatışma çıktı. Sabah, Tugay Komutanı Mete Sayar, telsizle Bölük Komutanı Hasan Basri Vural’a tek tek isim vererek ‘Bu 7 kişiyi tabura getirin’ dedi. Köye gittik ve 7 kişiyi getirdik. Mete Sayar da helikopterle tabura alanına indi. Mete Sayar, ‘6 askeri şehit etmişler, bunun intikamını alacağız’ dedi. 7 kişi alındı gözaltına daha sonra o bir kişiyi serbest bıraktılar. Bu 6 kişiye işkence yaptılar, önce dizlerine ateş ettiler. Yoğun işkenceler yaptılar. Zaten çoğu ya can çekişiyordu, ya da ölmüştü. Daha sonra kalabalık bir asker grubunun içerisinde 6 köylüyü kurşuna dizdiler. Orada bir sürü asker vardı. Ben bizzat öldürülenleri helikopter pistinin oraya taşınırken gördüm. Oradan da başka bir yere götürdüler ” diye anlattı.
Bir Kişiye Yüzden Fazla Mermi
Özdemir ifadesinde, “Yakup Astsubay, Davut Astsubay, İbrahim diye biri, Şaban diye Rizeli bir asker vardı. Samsunlu Süleyman Çavuş vardı. Köylülere ateş ettiler. Kimileri de havaya sıktı, tam bilmiyorum. Bir kişiye yüzden fazla mermi sıkmışlardı. Tahmini olarak 15-20 metreden sıktılar. Zaten adamları dizinden vurunca ölmüşlerdi. Bunu taburdaki birçok kişi de gördü” diye konuştu.
‘Yeşil’in Akrabası Olduğum İçin Beni Aralarına Aldılar’
Mahkeme Başkanı tanık Özdemir’e, Sayar’ın talimatlarını nasıl duyduğunu sordu. Özdemir, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın köylüsü ve akrabası olduğunu ve bu yüzden kendisine güvendiklerini, sevdiklerini belirterek içlerinde yer aldığını söyledi.
‘Öldürürler Diye Sustum’
Onların o dönem yakınlarında duran belli başlı kimi askerlerin de olduğunu belirten Özdemir, 17 yıldır susmak zorunda kaldığını belirtti. Özdemir, “Daha önce bu ifadeleri vermiş olsaydım beni öldürürlerdi. Şimdi şartlar daha farklı. Bir gün evde oturuyordum, Silopi’de cesetlerin arandığını öğrendim. Gittim ve ‘Bu olayı biliyorum, benim yanımda oldu, can güvenliğim olursa konuşurum’ dedim’ diyerek konuşmaya karar verdim” diye konuştu.
Sanık Avukatları Tanığı Baskı Altına Aldı
Özdemir’in anlatımı sırasında 6 asker yerine 2 asker yaşamını yitirdi demesi üzerine sanık avukatlarından Çağatay Kayran araya girerek yüksek sesle Özdemir’e “şuursuz” diyerek hakaret etti. Kayran, “Kesiktepe’de 6 kişi şehit oldu. Tanık ise bunu 2’ye indirecek kadar milli şuurdan yoksun” ifadeleri üzerine mağdur avukatları duruşmanın baskı altına alınmaya çalışıldığı gerekçesiyle itiraz etti. Yaşanan kısa süreli tartışmanın ardından taraflar taleplerini mahkeme heyetine iletti.
Tutuklanmadılar
Mağdur avukatlarından Tahir Elçi, Kadir Yaşar ve Pınar Akdemir, sanıkların kasten ve planlı bir öldürme olayından dolayı yargılandıklarını, bunun sıradan bir adli dava olmadığını, en basit adli yargılamada dahi tutuklama kararlarının verildiğini hatırlattı. Bu kişilerin tehdit ve tehlike oluşturduğunu belirten avukatlar, tutuklama talebinde bulundular. Sanık tarafı da iddiaların yalan olduğunu, böyle bir olayın yaşanmadığını, daha da ileri giderek altı köylünün yaşadığını, Brüksel’de olduklarını iddia etti. Sanık avukatları, sanıkların duruşmalardan vareste tutulmalarını ve beraat etmelerini talep etti. Mahkeme heyeti mağdur yakınlarının tutuklama talebini de, sanıkların vareste tutulma talebini de reddederek duruşmayı erteledi.