Tanıyanlar ona “Barış Elçi’si” ismini yakıştırırlardı; tüm insanlık için olduğu gibi Dört Ayaklı Minare için de barış ve çatışmasızlık istediği basın açıklamasının ardından vuruldu. Son sözleri unutulmasın: “Çatışma, operasyon istemiyoruz”.
Diyarbakır’ın sur ilçesi UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor. 26 Kasım günü bir zamanlar dinler ve dillerin hoşgörü içinde bir arada yaşadığı ‘Gavur Mahallesi’ ismiyle bilinen Fatihpaşa Mahallesi’ndeki Dört Ayaklı Minare’nin ayaklarından vurulduğu haberini geldi. Güvenlik güçleri ile YDG-H’liler arasında yaşanan çatışmada minarenin üzerinde yükseldiği dört sütun kurşunla hedef olmuştu.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde zaten 7 Haziran seçimli ardından başlayan çatışmalı dönemde insanlar kadar tarihi yapılar da zarar görüyordu. İlçede 6-7 Eylül, 13-14 Eylül ve 9 -13 Ekim tarihlerinde sokağa çıkma yasağı ilanedilmişti.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, yıllardır yapageldiği üzere barış ve sükûnet telkini için Dört Ayaklı Minare’de bir basın açıklaması yapacakları duyurusunu yaptı. Tarih 28 Kasım 2015 Cumartesi’ydi. Dört Ayaklı Minare’yi ve tarihimizi vurmayın “İnsanlığın bu ortak mekanında silah, çatışma, operasyon istemiyoruz” dediği yerde öldürüldü.
Oysa basın açıklamasında söyledikleri onu tanıyanların yakıştırdığı ismiyle müsemmaydı “barış Elçi’si”…
Şunları söylemişti “barış Elçi’si Tahir Elçi”:
“Yıllar önce Afganistan’da Taliban güçlerinin Buda Heykeli’ni bombalama görüntülerini hep birlikte dehşet içinde izlerdik. Yine son birkaç yıl içinde IŞİD denilen o barbar gruplarının, Palmira’da, Musul’da, Ezidi yurdu Şengal’de o insanların tarihi birikimlerine yönelik suikastlarını, bombalamalarını hep endişe ile kederle izlerdik. Ve Türkiye toplumu olarak hep şunu derdik: Aman bunlar bizden uzak olsun.
“Ne yazık ki çok kısa bir süre içerisinde tarihi eserlerimize tarihi değerlerimize yönelik benzer girişimler söz konusu oldu. Şu anda içinde bulunduğumuz tarihi Sur içi bölgesi dokuz bin yıllık geçmişe sahip bu alan içerisinde surlar, kiliseler, camiiler ve daha başka tarihi yapılar bulunmaktadır. Diyarbakır deyince zihinlerimizde en çok canlanan dört ayaklı minareyi ne yazık ki iki gün önce ayağından vurdular.
“Arkadaşlarımızın elindeki dövizlerden de anlaşılacağı gibi şunu diyoruz: Tarihi dört ayaklı minare insanlığa sesleniyor: ‘Beni ayağımdan vurdular. Ne savaşlar ne felaketler gördüm ama böyle ihanet görmedim diyor bize’, bu tarihi yapı Anadolu’da tek bir eserdir. Dünyada bunun bir örneği yoktur. Yazıtlara göre İslam’dan önce inşa edilmiş tahminen bir çan kulesi biçiminde tasarlanmış. Ancak İslamiyet’ten ve fetihten sonra Akkoyunlu hükümdarlığı döneminde Sultan Kasım tarafından Şeyh Mutahhar Camii inşa edilmiş ve bugüne kadar Diyarbakır’da yaşanan birçok felaketten sağ olarak kurtulmuştur. Biz Diyarbakır Barosu olarak tarihi değerlerimize tarihi eserlerimize insanlığın bin yıllık emeğine, birikimine bu kadim şehirde sahip çıkalım.
“Buradan bir çağrı yapmak istiyoruz. Biz bu tarihi bölgede, birçok medeniyete beşiklik etmiş ev sahipliği yapmış bu kadim bölgede insanlığın bu ortak mekanında çatışma, operasyon istemiyoruz. Savaşlar çatışmalar silahlar operasyonlar bu alandan uzak olsun diyoruz. Bu amaçla bugün arkadaşlarımla Diyarbakır Barosu arkadaşlarla Diyarbakırlılarla birlikte buradayız. Bu davranışa tarihe yönelik şiddet eylemini, suikastı saygısızlığı kınıyoruz. Tarihsel mirasına sahip çıkmayanlar güvenli bir gelecek kuramazlar. Bu nedenle tarihimize değerlerimize tarihi ve kültürel mirasımıza sahip çıkalım diyoruz.”