Dargeçit’te 22 yıl önce kaybedilen 9 kişi hakkındaki dava Midyat ve Adıyaman’dan sonra Ankara’ya nakledildi.
Dargeçit’te 22 yıl önce kaybedilen 9 kişi hakkında Midyat’ta başlayan ve Adıyaman’da devam eden “Dargeçit JİTEM Davası”nın 7’nci duruşmasında, davanın Ankara’ya nakledilesiyle son buldu. Avukat Erdal Kuzu, davanın zamana yayılarak unutturulmaya çalışıldığını söyledi.
Mardin’in Dargeçit ilçesinde 29 Ekim 1995 ve 8 Mart 1996 tarihleri arasında gözaltına alındıktan sonra 3’ü çocuk 8 kişi ile onların ailelerine bilgi verdiği iddiasıyla Uzman Çavuş Bilal Batır’ın kaybedilmesine ilişkin 18 kişi hakkında “taammüden öldürme” suçundan açılan ve kamuoyunda “Dargeçit JİTEM” olarak bilinen davanın 7’nci duruşması Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Kaybedilen Davut Altınkaynak’ın (13), Seyhan Doğan (14), Nedim Akyön (16), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Olcay (20), Abdurrahman Coşkun (21), Hikmet Kaya (24) ve Süleyman Seyhan’ın (57) aileleri ve avukatlarının yanı sıra HDP milletvekili Behçet Yıldırım ile Hafıza ve Adalet Merkezi Derneği heyeti duruşmayı takip etti.
‘Mehmet Tire Tarafından Darbedildi’
Duruşma Seyhan Doğan’ın kardeşleri Miskan Doğan ile Kadri Doğan, Nedim Akyön’ün ağabeyi Ahmet Akyön, Abdurrahman Coşkun’un abisi Mehmet Cuşkun, Süleyman Seyhan’ın kızı Fehime Çelik’in dinlenmesi ile başladı. Tanıklar yakınlarının askerler tarafından evleri basılarak gözaltına alındıklarını ve bir daha yakınlarını göremediklerini belirtirken, babası gözaltına alındığında kendisinin de gözaltına alındığını belirten Fehime çelik, karakola götürüldüğü gibi dönemin ilçe jandarma komutanı Mehmet Tire tarafından darp edildiğini belirtti.
‘Seni de Mehmetçiği de…’
Çelik, Tire’nin kendisini darp ettiğinde yanında Haydar ve Mahmut isimli rütbeli askerlerin olduğunu belirterek, “Tire beni darp ederken ben onların üzerine düşüyordum. Onlarda beni tekrardan Mehmet Tire’nin önüne koyuyorlardı. Darbedildiğimde ne istiyorsunuz diye sordum. Mehmet Tire ‘sen benden daha iyi bilirsin’ dedi. Bende eşimin de asker olduğunu söyledim. Bunun üzerine Mehmet Tire ‘Seni de Mehmetçiği de sinkaf ederim’ şeklinde sözler söyledi” diye konuştu. Çelik, daha sonra kendisinin gözleri kapalı halde bir odaya götürüldüğünü ve burada her türlü işkenceye maruz kaldığını belirtti. Çelik, serbest bırakıldığında Tire’nin kendisine “eğer kendin ve baban ile ilgili bir şey anlatırsan seni soyup panzerin arkasına bağlayıp ilçede gezdiririm” diye tehdit ettiğini kaydetti. SEGBİS sistemi ile duruşmaya katılan Mehmet Tire ise söz konusu suçlamaların asılsız olduğunu savundu.
Önceki duruşmada dönemin Cumhuriyet Savcısı ile ilçe kaymakamın beyanlarına başvurmak için SEGBİS sistemi ile mahkemeye katılmaları istense de savcı ve kaymakam duruşmaya katılmadı.
Tanıkların konuşmasından sonra savunma yapan Erdal Kuzu, önceki beyanlarını aynen tekrar ettiklerini belirterek, “Daha önceki taleplerimizi yineliyoruz. İfadesi tespit edilemeyen tanıklar Ali Arısoy ve Emin Gültekin’in mahkemede hazır edilmeleri veya SEGBİS sistemi ile beyanlarının alınmasını talep ediyoruz. Yine dönemin cumhuriyet savcısı ve kaymakamında beyanlarının SEGBİS ortamında alınmasını talep ediyoruz. Gerçeğin açığa çıkması için Dargeçit İlçe Jandarma Komutanlığı’nda mahkeme heyetince keşif yapılmasını talep ediyoruz. Sanıkların üzerine atılı suç JİTEM adı verilen bir örgüt tarafından gerçekleştirilmiştir. Dosyada bu durum somut ve net olarak anlaşılmaktadır” dedi.
Kısa bir aradan talepleri reddeden mahkeme, “dosyanın aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan mahkememizin 2015/125 Esas ve Ankara 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/367 esas sayılı dosyalarının CMK- 8 ve 11 maddeleri uyarınca birleştirilmesine ve yargılanmaya Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/367 esas sayılı dava dosyası üzerinden devam edilmesine” kararı verdi. Mahkeme bu konuda Ankara’daki ilgili mahkemeye yazı yazılmasına karar verdi.
‘Mahkeme Karar Verme Konusunda Çekiniyor’
Davanın karar aşamasına geldiğinin altını çizen avukat Erdal Kuzu, dosyaların birleştirilmesiyle davanın zamana yayılmaya çalışıldığını ve bu şekilde unutturulmaya çalışıldığını ifade etti. Kuzu, dosyalarının birleştirilmesi karının aynı zamanda mahkemenin karar verme konusunda çekindiğinin anlaşıldığını belirtti.