Ankara JİTEM davasında tanık olarak dinlenmek isteyen eski Başbakan Tansu Çiller ifade vermekten mi kaçıyor?
Ankara JİTEM davasının 18. duruşmasında tanık olarak dinlenmesi istenen eski Başbakan Tansu Çiller mahkemeye yazı yollayarak, “O dönemde başbakan olmak şahit gösterilmeye gerekçe olmamalıdır. Aksi halde bugünkü başbakan ve cumhurbaşkanı da bugün yaşanan her olayla ilgili şahit gösterilmelerine örnek teşkil eder” dedi
Ankara JİTEM Davası’nın 18. duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Tutuksuz 19 sanıktan hiçbiri duruşmaya katılmadı. Duruşmada dinlenen tanık eski Özel Kuvvetler Komutanı Fevzi Gürkan, Mehmet Ağar’ı görevi gereği tanıdığını, komutan olduğu dönemde hiçbir hukuk dışı olaya tanık olmadığını savundu. Gürkan’ın ardından bazı tanıkların SEGBİS aracılığıyla ifadesi alınmaya çalışıldı ancak sitemdeki aksaklık nedeniyle bu gerçekleşmedi. SEGBİS’de arıza giderildikten sonra 3 Mart 1995’te kaçırılıp öldürülen eski MİT’çi Tarık Ümit’in eski nişanlısı Nur İnuğur’un ifadesi alındı. İnuğur, Ümit’in MİT’çi olduğunu öğrendikten sonra ondan ayrılmak istediğini ve bunun üzerine nişanı attığını söyledi. Müşteki avukatları tarafından Ümit’le bir bankada ortaklığının olduğu hatırlatılan İnuğur, “Ümit bana ‘MİT’de deşifre oldum artık ticaretle uğraşıyorum’ dedi. Benimle evlenmeye çalıştı. Bankada sadece hissem vardı. Yönetim kurulunda değildim” diye savundu. Bunun üzerine avukatlar, “MİT’çi olduğunu öğrendiğiniz bir kişinin sizi bankaya ortak etmesinden hiç mi kuşkulanmadınız?” sorusuna İnuğur, “Kuşkulanacak bir şey yapmadı” cevabını verdi. Avukatlar, İnuğur’a sordukları bakanın Kıbrıs’ta olduğunu, bu banka aracılığıyla Susurluk çetesinin uyuşturucu parasını akladığı yönünde iddialar olduğunu beyan etti. İnuğur, ifadesinin devamında eski MİT’çi Ümit’in ölümünden sonra kendisini Ahmet isimli bir Astsubay’ın çağırdığını, daha sonra kendisinin Maslak Ordu Komutanlığı’nda, Ümit’in ölümüyle ilgili sorgulandığını söyledi.
‘Bugünkü Olaylardan Başbakan ve Cumhurbaşkanı Dinlenebilir’
Tanık olarak dinlenmesi istenen eski Başbakan Tansu Çiller’in avukat Salih Çelen mahkemeye yazı yollayarak, müvekkillerinin olayla alakası olmadığını savundu. Çiller’in beyanlarının da yer aldığı yazıda “O dönemde başbakan olmak şahit gösterilmeye gerekçe olmamalıdır. Bu olsa olsa abesle iştigaldir. Aksi halde bugünkü başbakan ve cumhurbaşkanı da bugün yaşanan her olayla ilgili şahit gösterilmelerine örnek teşkil eder” dedi. Yazıda, hangi konuda tanıklık yapılması isteniyorsa onun kendilerine bildirilmesi, bu konular hususunda yazılı olarak cevap verilebileceği belirtildi. Eski Başbakan Çiller, Ankara JİTEM davasının soruşturma aşamasında şüpheliler arasında yer alıyordu. Ancak hakkında verilen “kovuşturmaya yer yok” kararından sonra Çiller, tanık sıfatıyla davaya dahil olmuştu. Yine tanık olarak dinlenmesi istenen Veli Küçük ise mahkemeye sağlık raporunu sunarak katılamayacağını bildirdi.
15 Eylül’e Tarih Verildi
Mahkeme başkanı davanın bir sonraki duruşmasının tarihini 15 Eylül olarak belirlerken, eski Başbakan Tansu Çiller’in yazılı olarak tanıklık beyanında bulunmasının usule uygun olmadığını, Çiller ve eşi Özer Çiller’in dinlenmesini istedi. Ayrıca CHP Milletvekili Fikri Sağlar’ın da tanık olarak dinlenmesini için Sağlar’a tekrar yazı yazılmasına, bu duruşmada tanık olarak dinlenen Nur İnuğur’un sorgulandığını söylediği Maslak Ordu Komutanlığı’nda böyle bir sorgulama yapılıp yapılmadığının Genel Kurmay Başkanlığından sorulmasına, eğer yapılmışsa İnuğur’un ifade tutanağının mahkemeye gönderilmesinin istenmesine karar verildi.
Ne Olmuştu?
1993-96 yılları arasında zorla kaybedilen ve yasadışı keyfi infaz edilen 19 kişinin akıbetiyle ilgili 20 Aralık 2013 tarihinde iddianame düzenlenerek dava açılmıştı. Davada sanıklar Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven ve Muhsin Korman “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçlarından yargılanıyordu.