Diyarbakır’da 10 yıl önceki polis saldırısında başından gaz kapsülüyle vurularak öldürülen 14 yaşındaki Mahsum Mızrak’ın ailesinin AİHM başvurusu sonuçlandı; Türkiye yaşam hakkını ihlal etmekten tazminata mahkum oldu.
Diyarbakır’da 28 Mart 2006’daki polis müdahalesinde 14 yaşındaki Mahsum Mızrak başından biber gazı kapsülüyle vurularak öldürülmüştü. Mızrak’ın ailesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptığı başvuru bugün sonuçlandı.
AİHM, Türkiye’yi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 2. maddesi uyarınca “yaşam hakkının ihlal etmekten” ve “etkin soruşturma yapmamaktan” suçlu buldu.
Türkiye, Mızrak ailesine toplam 69 bin Euro maddi ve manevi tazminat ödeyecek.
Mızrak’ın öldürülmesiyle ilgili üç polise açılan dava süresince Mızrak’ın başından vurulduğu biber gazı kapsülü “kaybedilmiş”, polisin telsiz kayıtları imha edilmişti. Kaybedilen delillerle ilgili açılan soruşturma dosyasının da akıbeti bilinmiyor.
İki çocuk öldürüldü, polislere ceza verilmedi
28 Mart 2006’da 14 PKK’linin Diyarbakır’daki cenaze törenine polis müdahale etti, çatışma çıktı.
AİHM kararında anlatıldığı üzere, cenazeye katılan Mızrak başına isabet eden biber gazı kapsülü ile ağır yaralandı ve hayatını kaybetti. Aynı polis saldırısında, 8 yaşındaki Enes Ata da yine biber gazı kapsülü ile vurularak öldürüldü.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Mızrak ve Ata’nın ölümüyle ilgili soruşturma başlattı ve Özel Harekât Şubesi’nde görevli polis memurları Bilal Özkara, Hayrettin Akar ve Nuri Özgenç hakkında iddianame hazırlandı.
Üç polise açılan dava halen sonuçlanmış değil.
Deliller ya “kaybedildi” ya imha edildi
Davanın bugüne dek görülen duruşmalarında delillerin kaybedildiği, telsiz kayıtlarının da imha edildiği anlaşıldı.
25 Ocak 2011’deki duruşmada Adli Tıp raporu mahkemeye sunuldu. Raporda, “başına isabet ederek Mızrak’ı öldüren gaz fişeğinin bu amaçla kullanılmadığını, böyle bir örnek olmadığını dolayısıyla öldürücü etkisinin değerlendirilemeyeceği” ifade edildi.
Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 11 Haziran 2015’te görülen duruşmada Enes Ata’nın ölümüne neden olan gaz bombası kapsülünün kaybolduğu ortaya çıktı.
Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Dokümantasyon Merkezi Günlük İnsan Hakları Raporu’na göre, 11 Aralık 2015’teki duruşmada da mahkemenin daha önce Emniyet Müdürlüğü’nden talep ettiği olay tarihine ait telsiz kayıtlarının imha edildiği ifade edildi.
12 Nisan 2016’daki duruşmaya sanıklar ve avukatları katılmadı. Müşteki avukatlarının taleplerini alan mahkeme heyeti, sanıkların tutuklanması talebini reddederek duruşmayı 19 Temmuz 2016’ya bıraktı.
19 Temmuz 2016’da görülen son duruşmada da davanın en önemli delillerinden biri olan gaz fişeğinin kaybolmasına ilişkin yürütülen soruşturma dosyasının akıbetinin belirlenmesine karar verildi. Bir sonraki duruşma 8 Aralık 2016’da.
Mızrak ailesi, davanın 10 yıldır sonuçlanmaması üzerine, polislerin orantısız güç kullanarak Mahsum Mızrak’ı öldürdüğü, etkin soruşturma ve yargılama yapılmadığı gerekçesiyle AİHM’e başvurmuştu.
Diyarbakır’ın Yenişehir İlçe Belediyesi Gençlik Çalışma Grubu, Mahsum Mızrak anısına Dicle Mahallesi Eğitim Destek Evi bünyesinde kütüphane açmıştı. (AS)