Lice Davası’nda Dört Yıl Sonra Karar

AMERİKA’NIN SESİ

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 1993 yılında çıkan ve Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın’ın da aralarında bulunduğu, 16 kişinin ölümüyle ilgili dava karara bağlandı. Davanın tek sanığının beraat etmesine davanın tarafları tepki gösterdi.

22 Ekim 1993 tarihinde Diyarbakır’ın Lice ilçesinde, PKK saldırısı gerekçesiyle operasyon başlatıldı. Operasyonu dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın bizzat yönetiyordu. Helikopterle ilçeye giden Aydın, helikopterden indiği sırada, keskin nişancı ateşiyle öldürüldü. Suikastın ardından güvenlik güçlerinin başlattığı operasyon ve yaşanan olaylarda üç gün içinde 15 kişi öldü, 650 ev ve işyeri hasar gördü. Yetkililer çatışma yaşandığını söyledi. Ancak ilçe halkı güvenlik güçlerinin evleri taradığını iddia etti. Bu iddialarla ilgili yapılan başvurular sonuçsuz kaldı. Adliyenin tozlu raflarında bekleyen soruşturma dosyası 2013 yılında yeniden açıldı. Olaydan 20 yıl sonra dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu ile Üsteğmen Tünay Yanardağ hakkında, zaman aşımına bir gün kala, dava açıldı. Tutuksuz yargılanan iki sanık hakkında “Taammüden öldürme”, “Halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik”, “Cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturma” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 24 yıla kadar hapis cezası istendi.

Güvenlik gerekçesiyle İzmir’e taşınan dava Cuma günü son kez görüldü. Gece geç saatlere kadar süren davanın tek sanığı dönemin Diyarbakır Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Eşref Hatipoğlu hakkında beraat kararı verildi. Mahkeme, Hatipoğlu’nun üzerine atılı suçları işlediğinin sabit olmadığını belirtti. Diğer sanık Tünay Yanardağ’ın hakkındaki dava ise sanığı öldüğü gerekçesiyle düşürüldü.

Mahkemenin beraat kararı tepki çekti. Dört yıldır her celse duruşmayı izleyen Lice Adalet Arıyor Platformu’nun Sözcüsü Şiyar Kaymaz, kararı VOA Türkçe’ye değerlendirdi. Kaymaz, ”Amacımız Lice’de yaşanan ağır insan hakları ihlallerinin gerçek boyutlarının ortaya çıkarılması ve gerçek bir yüzleşmenin sağlanmasıydı. Adalet arayışımızı dün mahkemede tekrar ettik. Askerlerin o gün Lice’de 16 kişiyi öldürdüklerini, evleri işyerlerini yaktığını, bunları kendi gözümüzle gördüğümüzü, bizzat yaşadığımızı söyledik. Bu ülkede askerlerin emir komuta zinciri içinde bu cinayetleri işlediğinin en yakın somut göstergesinin 15 Temmuz olduğunu söyledik. 15 Temmuz’da askerleri darbe yaparken millet tepki gösterdi ve yargılandılar. Lice’de aynı yapı o darbeyi yaparken, ceza almaktan kurtulmaya çalışıyor. 2014’te açılan bir davaydı. Çözüm sürecinin aynı zamanda adalet arayışına zemin hazırlayabileceği umuduyla hareket etti. Çözüm masası devrildikten sonra davanın da kapanacağına dair somut gelişmeler vardı. Lice davasında da umutlu değildik ama küçük de olsa beklentimiz vardı ama göremedik” dedi.

Dava Avukatlarından Yunus Muratakan ise beklenen bir karar olduğunu söyledi. VOA Türkçe’ye konuşan Muratakan, tüm itiraz yollarına başvuracaklarını ifade ederek, “Dosyanın içeriğinde binlerce belge var, yüzlerce tanık beyanı var. Tanıklar evlerine tank atışı yapıldığını, askerlerin insanları öldürdüğünü söylüyor. Sanık da, Bahtiyar paşa öldükten sonra operasyonun sevk ve idaresini üstlendiğini söylüyor. Sanık aleyhine yüzlerce delil ve tanık beyanı var. Sanığın dayandığı iki temel argüman var; biri itirafçı beyanı. Diğeri, başka bir davadaki sanığın beyanı. Sonra o da beyanını geri çekti zaten. Yüzlerce tanık çatışma olmadığını mağdurlar ve kamu tanıkları söylüyor. Tek taraflı olarak kolluk kuvvetlerinin evleri taradığını söylüyor. İtiraz edeceğiz, istinaf, Yargıtay AYM’ye gideceğiz bunlardan sonuç alınmazsa AİHM’e gideceğiz” diye konuştu.

Dört yıldır süren davayı Diyarbakır Barosu da takip ediyordu. Dönemin Baro Başkanı Tahir Elçi, öldürülene kadar da davayı takip etti. Son celse de ise yeni Baro Başkanı Cihan Aydın duruşmadaydı. Kararı VOA Türkçe’ye değerlendiren Aydın,”Karar bizim için üzüntü verici ve skandaldır. 25 yıllık bir hak ve hukuk mücadelesinin sonucunda, açılan davanın bu şekilde sonuçlanması hem biz hukukçular açısından hem mağdur aileler açısından son derece üzüntü verici. Bu dosyada birçok zorluğa rağmen hatırı sayılır deliller vardı. Yüzlerce müşteki ve mağdur yakınının beyanı vardı. Bunlar son derece tutarlı uyumlu beyanlardı. Hukuksal olarak güçlü delillere sahip davaydı. Mahkememin delil toplama biçimi, bize yaklaşımını yan yana getirildiğinde karar skandal ve hukuk açısından son derece yanlış bir karar” şeklinde konuştu.

Olayla ilgili o dönem dört kişi hakkında dava açıldı. Sanıklar değişik hapis cezalarına çarptırıldı. Üç sanık cezalarını tamamlayarak tahliye olurken, ömür boyu hapis cezası alan Mehmet Emin Özkan halen cezaevinde bulunuyor.

Yayınlanma tarihi

8 December 2018

Kategori Listesi