Deniz Tekin – 28 Şubat 2019
Mahkeme: Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2017/431
Polis memuru Yakup Şenocak’ın, Diyarbakır’da 21 Mart 2017’de düzenlenen Newroz kutlamalarına katılmak için Malatya’dan Diyarbakır’a gelen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’u üstü çıplak şekilde polis kontrol noktasında geçtiği sırada silahıyla vurarak öldürdüğü gerekçesiyle “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle yargılandığı Kemal Kurkut Davası’nın 5. duruşması 28 Şubat 2019 Perşembe günü Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma Öncesi
Sabah görülecek duruşmayı izlemek için erkenden Diyarbakır Adliyesi’ne geldim. Adliye önünde diğer günlere oranla polisin yoğun güvenlik önlemi aldığını gördüm. Adliye çevresinde TOMA, zırhlı araçlar ve içinde çevik kuvvet polislerinin bulunduğu zırhlı minibüs gördüm. Adliye’ye girmek için arama noktasında bekleyen insanların oluşturduğu insan kuyruğunda yaklaşık 10 dakika bekleyip, iki arama noktasındaki X-Ray cihazından geçtikten sonra Adliye’nin içine girebildim. Giriş kattaki koridorun sonunda bulunan Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunun önüne geldim. Duruşma salonunun önünde bulanan banklarda duruşmalara katılmak için bekleyen bir kaç kişi oturuyordu. Duruşma salonunun yan tarafında bulunan banklarda oturarak duruşma saatinin gelmesini bekledim. Kısa bir bekleyişin ardından mahkeme mübaşiri tekerlekli sepetle taşıdığı dosyalarla birlikte gelerek, duruşma salonunu açıp, duruşma listesini panoya astı. Bu sırada sivil giyimli ve ellerinde telsiz olan polislerin salona gelerek mübaşire duruşma ile ilgili bir şeyler sorduğunu gördüm.
Duruşmanın saatine kısa bir süre kala Diyarbakır Barosu Başkanı Av. Cihan Aydın, Kurkut ailesi avukatları ve bazı milletvekilleri duruşma salonunun önüne gelerek davanın başlamasını bekledi. Salonun önündeki banklarda ise duruşmayı izlemek için gelen çok sayıda polis aralarında sohbet ediyordu. Yanımda bulunan iki polisten birinin duruşmayı izlemek için gelen milletvekillerine ilişkin yanındaki polise “Bir gün bile meclise gitmiyorlar hep buradalar” dediğini duydum.
Duruşma listesinde 5. sırada olan ve saat 09.25’te görülmesi gereken Kurkut Davası’nın saati gelmesine rağmen mahkeme henüz duruşmalara başlamamıştı. Sadece mahkeme başkanı duruşma salonunda bulunuyordu. Daha sonra katılan avukatları salona geçti. Burada dava dosyasına girdiği öğrenilen ancak UYAP’a yüklenmeyen, Kemal Kurkut’un kim tarafından nasıl vurulduğuna ilişkin Ulusal Kriminal Büro’nun (UKB) hazırladığı raporu incelediler. Konuyla ilgili görüştüğüm bir avukat raporda Kemal Kurkut’u vuran kişinin sanık polis Yakup Şenocak olduğunun tespit edildiğini belirtti. Saat 9.35’te duruşmalara başlayan mahkeme heyeti Kurkut Davası’ndan önceki 4 duruşmayı yaklaşık 20 dakikalık sürede bitirdi. Mübaşirin dava dosyasının esas numarasını okumasıyla birlikte Kurkut Davası duruşması yaklaşık 20 dakikalık bir gecikmeyle başladı.
Davaya Katılanlar
Duruşma salonuna girdiğimde mahkemenin asıl başkan olan Mehmet Selim Eren’in yerinde olmadığını gördüm. Onun yerine üye Gürsel Ünsal geçici olarak mahkemeye başkanlık yaptı. Adliyede görevli çevik kuvvet polisleri duruşma salonunun önünde yoğun güvenlik önlemi alırken, polis milletvekilleri dışında duruşmayı izlemek için gelen herkesin üstünü arayarak duruşma salonuna aldı. Salonun izleyici kısmının en ön sırasına çevik kuvvet polisleri, arka tarafına ise davayı izlemek için gelen çok sayıda sivil polis oturdu. Sıraların orta kısmına ise davayı izlemek için gelenler oturdu. Duruşmaya, HDP Diyarbakır milletvekilleri Semra Güzel, Musa Farisoğulları, Dersim Dağ, Lice’de askerin açtığı ateşte yaşamını yitiren Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Yıldırım, HDP Diyarbakır il yöneticileri, gazeteciler ve çok sayıda kişi izleyici olarak katıldı.
Duruşmada ayrıca Kemal Kurkut’un abisi Ferhat Kurkut ve katılan avukatları Av. Serdar Çelebi, Av. Mehmet Emin Aktar, Diyarbakır Baro Başkanı Av. Cihan Aydın, Av. Abdullah Cağer, Av. Nurcan Kaya, Av. Sidar Avşar, Av. Dorşin Öne, Av. Mehmet Sait Karadeniz, Av. Harun Şahin, Av. Gurbet Yavuz, Av. Ümit Yavuz, Av. Mehmet Salit Tümerdem, Av. Navdar Altındağ, Av. Beritan Polat, Av. Mehmet Öner, Av. Yunus Muratakan katıldı. Sanık avukatı Av. Ahmet Fırat da duruşmada hazır bulundu. Mahkeme heyeti duruşmayı başlatıp yoklama yaptıktan kısa bir süre sonra sanık polis Yakup Şenocak polis korumasında duruşmanın yapıldığı salona gelerek sanık sandalyesindeki yerine oturdu. Katılan avukatlarının sayısının çok fazla olması nedeniyle onlara ayrılan bölümde yer kalmadı.
Duruşmaya Dair İzlenimler
Davaya katılanların yerlerini almasıyla mahkeme başkanı duruşmayı başlattı. Heyet değişikliği ve dosyaya gelen belgeler kısaca okunarak duruşma tutanağına geçirildi. Sanık polis Yakup Şenocak hakkında gözaltına alındığı sırada verilen adli kontrol kararının 3 Ocak 2019’da mahkemenin aldığı ara kararla kaldırıldığına ilişkin yazı okundu. Kurkut’un kim tarafından nasıl vurulduğuna ilişkin UKB’den istenen raporun geldiği belirtildi. Mahkeme başkanı, katılan avukatlarına raporda bazı eksiklikler gördüklerini, bu nedenle UKB’den ek rapor isteyeceklerini söyledi. Raporu incelemediklerini söyleyen sanık avukatlarına, raporun bir örneği duruşma salonunda verildi.
Mahkeme başkanı UKB’nin Kemal Kurkut’u vuran kişinin Yakup Şenocak olduğunu belirten raporunun sonuç bölümünü kısaca okuyarak tutanağa geçirtti. Daha önce İstanbul 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından Kurkut’un vurulmasına ilişkin hazırlanan raporda, Kurkut’un ölümüne neden olan merminin yerden sekerek geldiği ve polislerin Kemal Kurkut’u doğrudan hedef almadığı belirtilmişti. Bu sırada söz alan katılan avukatı Av. Serdar Çelebi, tutanağa geçen raporun özetinde Kurkut’u vuran sanık polis Yakup Şenocak’ın isminin yazılmamasına tepki göstererek, bunun tutanağa geçirilmesini istedi. Bunun üzerine mahkeme başkanı sanık polisin ismini tutanağa geçirtti.
Mahkeme başkanı, Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nden mahkemeye gönderilen yazıda, Kurkut’un vurulduğu olay yerinde bulunan “Komünist Parti Hareketi” isimli kitap üzerinde bulunan yabancı parmak izinin M.A.B isimli kişiye ait olduğunu söyleyerek bunu tutanağa geçirtti ve sanık polis Yakup Şenocak’a parmak izi sahibinin kim olduğunu sordu. Şenocak, “Parmak izi çıkan şahsı tanımıyorum. Ölen şahsın çantasında çıkan kitap üzerindeki parmak izi olabilir. Muhtemelen bu kişi ölen kişinin arkadaşıdır” dedi.
Şenocak daha önce yaptığı savunmalarında eksik kalan kısımları yazılı ve sözlü olarak yapacağı söyleyerek, “UKB raporu maktulün doğrudan atış sonucu yaralandığını ifade etmiştir. Ancak örnek olarak vermiş olduğu 5-6 nolu materyaller ile vefat ettiği belirtilmiştir. UKB’nin dediği şekilde vefat etmesi için 1 ve 2 nolu materyaller ile vefat etmesi gerekmektedir. Bu nedenle bu raporu kabul etmiyorum. Ayrıca otopsi raporunda da şahsın soldan aşağı doğru gelen bir mermi sonucu yaralandığı ifade edilmiştir. UKB raporuna belirtildiği gibi doğrudan atış olsaydı atışım sonucu merminin kaburga kemiklerini kırılarak midesine doğru isabet etmesi gerekirdi. Adli Tıp Kurumu raporunda maddi unsurlara dayanarak maktulün vücudundan çıkan merminin deforme olduğu ve seken bir mermi olduğu beyan edilmişti. UKB raporunda maddi unsurlara dayanmadan maktulün doğrudan atış sonucu yaralandığı belirtilmiş. UKB raporu sadece görüntü kayıtları nazara alınarak düzenlenmiştir. Yine TRT raporunda 3 şahsın atışının mümkün olduğu belirtilmesine rağmen UKB raporunda sadece benden bahsedilmiştir. Bariyerlerin arkasından da ateş edilmiş ve mermiler bariyerlerden geçerek de şahsa isabet etmiş olabilir. Rapor yanlı ve taraflı hazırlanmıştır. Kabul etmiyorum” dedi.
Ardından söz alan sanık avukatı Av. Ahmet Fırat da UKB’nin hazırladığı raporun maddi gerçeklere dayandırılmadan sadece görüntüler temel alınarak hazırlandığını ileri sürdü. Av. Fırat, bu raporun dikkate alınmaması gerektiğini söyleyerek, yeniden inceleme yapılarak rapor hazırlanmasını talep etti.
Söz verilen Kurkut’un abisi Ferhat Kurkut daha önceki beyanlarını tekrar ettiğini, sanığın cezalandırılmasını istediğini belirtti.
Kurkut’un ardından katılan avukatı Av. Mehmet Emin Aktar söz aldı. UKB raporunu hazırlayan 3 uzman bilirkişinin ciddi eğitim almış kişiler olduğunu belirten Av. Aktar şunları söyledi: “Raporun tamamında fotoğraflar karelenmiştir ve sonuç olarak merminin bir sekme sonucunda değil maktule doğrudan atış sonucu geldiği belirtilmiştir. Adli Tıp, otopsi raporu ve kriminal raporu nazara alındığında çok açık bir şekilde maktulün sanık tarafından öldürüldüğü ifade edilmiştir. Sanık hedef gözeterek maktulü kasten vurmuştur. Mahkemece celse arasında sanık hakkındaki adli kontrol kararı da kaldırılmıştır. Kasten işlenmiş bir cinayet dosyasında failin bir polis olduğu gözetildiğinde delilleri karartma ihtimali bulunmaktadır. M.A.B.’nin dosya ile ilişkisi olmadığı var ise de, Diyarbakır İl Emniyeti’nin kendi mensubunu korumak adına mahkeme heyetinin kafasını karıştırmaya çalıştığını düşünüyoruz. Bu olay ile ne tür bir ilişkisi vardır anlamış değiliz. Sanığın tutuklanmasını talep ediyorum.”
“Sanığın Delilleri Karartma Şüphesi Var”
Ardından söz alan Diyarbakır Baro Başkanı Av. Cihan Aydın da M.A.B.’nin parmak izinin olaydan 2 yıl sonra delil olarak dosyaya konulmasının kafa karıştırmaya yönelik olduğunu belirtti. Av. Aydın, özetle şunları söyledi: “Sanığın halen görevde olması, delil karatma şüphesi nedeniyle tutuklanması gerekmektedir. UKB raporunun sonuç kısmında (30. sayfa) net bulgular bulunmaktadır. Olayda şüpheli polisin maktulü doğrudan hedef aldığı belirtilmiş, sanığın silahının ateşlenme anındaki görüntüleri de gözetilerek rapor düzenlenmiştir. Raporun bu yönüyle dikkate alınması gerekmektedir. UKB raporunda bu kadar net delil varken ‘şayet tutuklu bulunan şüpheli Yakup Şenocak ise maktulü vuran şahsın Yakup Şenocak’ olduğu belirtilmiştir. Sadece otopsi raporu ya da geçmiş raporlar nazara alınarak mı rapor düzenlenmiş hayır, tüm görüntüler incelenerek rapor düzenlenmiştir. Bu rapora rağmen sanık tutuklanmaz ise kamu vicdanı yaralanacaktır. Örgüt propagandası gibi alt sınırı 1 yıl olan suçlarda bile yüzlerce kişi tutuklanmaktadır. Bu sanık tutuklanmazsa kamu vicdanı yaralanır. Ayrıca bu şahıs halen görevdedir, delileri karartma ihtimali bulunmaktadır. Kurkut soruşturmasını emniyetin yürütmesi doğal değildir, soruşturmayı jandarmanın yürütmesi gerekirdi. Sanığın tutuklanmasını talep ediyoruz.”
“Tutuksuz Yargılama Kamu Vicdanını Yaralar”
Katılan avukatı Av. Serdar Çelebi, mahkeme heyetine “Adil yargılama yapıyor olabilirsiniz ancak bunu taraflara göstermeniz gerekir. Sadece sanık ve müdafi değil katılan taraflara da bunu göstermeniz gerekmektedir. Bizim buna inanmamız gerekmektedir” dedi. Av. Çelebi, olay anında olay yerinde bulunan tüm polislerin tanık olarak dinlenmesini talep ettiklerini söyleyerek: “Bizden şu kişi dinlensin bu kişi dinlenmesin diye isim vermemizin beklenmesi doğru değildir. Olay yerinde bulunan tüm polislerin tespit edilerek listelerinin istenilmesini ve sanığın tutuklanmasını talep ediyoruz” diye kaydetti.
Katılan avukatı Av. Sidar Avşar, dava dosyasında bulunan 60 tanıktan sadece birinin sivil bir yurttaş olduğunu belirterek, “Buradaki sanık da kolluk görevlisidir ve delilleri karatma ihtimali bulunmaktadır. Kuvvetli suç şüphesi varken sağın tutuksuz olması ve adli kontrol kararının kaldırılmış olması adil bir yargılama yürütülmediğini bize göstermektedir. Huzurda yargılanan şahıs sivil bir vatandaş olsa, sanıklar 10 kişi de olsa tamamı tutuklu olurdu. Ancak şahıs kolluk görevlisi olduğu için tutuklanmamaktadır. Sanığın tutuklanmasını talep ediyorum” dedi.
Av. Yunus Muratakan, sanığın bilerek, isteyerek ve gözeterek Kemal Kurkut’u vurduğunun açık olduğunu söyleyerek, sanığın halen kolluk görevlisi olarak görev yaptığı için delillere tesir etme ve değiştirme yetkisinin olduğunu söyledi. Av. Muratakan, sanığın tutuksuz yargılanıyor olmasının kamu vicdanını yaraladığını ve adalete olan güveni zedelediğini ifade ederek, tutuklanmasını talep etti.
Katılan diğer avukatlar tek tek söz alarak, meslektaşlarının beyanlarını katıldıklarını söyledi. Davaya ilişkin mütalaasını veren duruşma savcısı, dava dosyasına gelen belgeler ve bilirkişi raporuna karşı bir diyeceklerinin olmadığını söyledi.
Mahkeme başkanının sanık Yakup Şenocak’a hakkındaki adli kontrol kararının kaldırılması için neden başvurduğunu sorması üzerine Şenocak, “Şu anda Kaçakçılık ve Organize Şubede (KOM) çalışmaktayım. Dış görevlendirmelerimiz olduğu için gidemiyorum. Bu dış görevlendirmeler ve izinler hususunda zorluk yaşadığımdan dolayı adli kontrol kaldırılmasını talep ettik” dedi.
Ara Kararlar
Savunmaların ardından mahkeme heyeti duruşmaya ara vererek, herkesi salondan çıkardı. Yaklaşık 20 dakikalık aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı. Ara kararlar şöyle:
- Sanığın tutuklanması ve adli kontrolün yeniden uygulanması taleplerinin reddine,
- Olay sırasında olay yerinde görev yapan emniyet mensuplarının belirlenerek tanık olarak dinlenilmesi yönündeki taleplerin daha sonra değerlendirilmesine,
- Ulusal Kriminal Büro’dan gelen raporda mahkemece talep edilen konular yönünden eksik görüş beyan edildiği, bu hususta ek rapor düzenlenmesi için müzekkere yazılmasına,
- Vekaletname ve yetki belgesi sunmadan duruşmaya katılan müştekiler vekillerine yetki belgesi veya vekaletname sunmak üzere gelecek celseye kadar süre verilmesine,
Bu nedenle duruşmanın 30/05/2019 günü saat 09:25’e bırakılmasına karar verildi.
*Olay Anı Video İle Anlatıldı
Mahkemenin talebi doğrultusunda Ulusal Kriminal Büro tarafından hazırlanan ve dava dosyasına giren raporda olay yerini doğrudan gören kamera kayıtları kare kare incelendi. Hazırlanan raporda, olayın meydana gelişi bir video kliple de anlatıldı.