Filiz Gazi – 19 Haziran 2019
Mahkeme: İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2016/ 325 Esas
Berkin Elvan, Gezi Parkı eylemleri devam ederken 16 Haziran 2013’te İstanbul Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. 269 gün komada kalan Berkin Elvan 11 Mart 2014’te yaşamını yitirdiğinde 15 yaşındaydı. Berkin Elvan’ın ölümünden 3 buçuk yıl sonra tamamlanan iddianame, 20 Aralık 2016’da İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Davanın ilk duruşması ise 6 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşti. İddianamedeki tek sanık olan ve hala Van’da görev yapan polis memuru Fatih Dalgalı’nın TCK 82/1 maddesi kapsamında “olası kastla öldürme” suçlamasıyla tutuksuz yargılandığı davanın 13. duruşması, 19 Haziran 2019’da İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma Öncesi ve Duruşmaya Katılım
Salon önüne duruşma saatine kadar kimse alınmadı. Bariyerler dışında bekletilen kalabalık saat 10:20’de içeri alındı. Keza gazeteciler de bekleyenler arasındaydı. Bir önceki celse ise gazeteciler salon önünde bekleyebilmişti. Bu yüzden güvenlik görevlileri ile gazeteciler arasında münakaşa yaşandı.
Saat 10:00’da başlayacağı duyurulan duruşma 10:35’de başladı. Salonda 60’a yakın izleyen vardı.
Elvan ailesi ve avukatları Av. Çiğdem Akbulut, Av. Can Atalay, Av. Yalçın Deniz Özen, Av. Akçay Taşçı, Av. Özge Demir, Av. Didem Baydar Ünsal, Av. Mehmet Tevfik Atalay, Bursa Barosu adına Av. Gamze Pamuk Ateşli ve İstanbul Barosu adına Av. Ayşenur Demirkale salonda hazırdılar.
Sanık avukatları Av. Hakkı Kasarcı, Av. Sahra Aslan, Av. Seçil Güleç Tabanca ve Av. Derya Koyuncu’nun yetkilendirilmesiyle Av. Gülendam Arslan duruşma başlamadan birkaç dakika önce salona geldiler.
HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Levent Tüzel ve Berkin Elvan’ın cenazesine katıldığı gerekçesiyle 5 Ocak 2017’de tutuklanan, 15 Ocak 2019’da tahliye edilen İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş duruşmayı izleyenler arasındaydı.
Basın mensubu olarak Medyascope, Mezopotamya Haber Ajansı ve Cumhuriyet muhabirleri duruşmayı izlediler.
Duruşma İzlenim Notları
Salonda polis ya da jandarma yoktu. Sanık polis Fatih Dalgalı, görev yaptığı Van’dan duruşmaya SEGBİS ile katıldı.
‘Olayı haberlerden öğrendim’
Duruşmada ilk olarak tanık Önder Demir dinlendi. Daha önce savcılıkta ifade vermiş olduğu söylenen Demir, mahkeme başkanının sorusuyla, olay günü sabah 07:00’den sonra Okmeydanı’na geçtiğini, olay yerine gitmediğini, tam olarak bölgeyi bilmediğini söyledi. Demir, “Zetçi” (Gaz tüfeği kullanan polis) polislerden kimseyi tanımadığını belirtti. Demir’e iddia makamı huzurunda görüntüler seyrettirildi. Bunun üzerine tanık, kimseyi tanımadığını, gece 02:00- 03:00 gibi olay yerinden ayrıldığını ve sonrasında olayı haberlerden öğrendiğini ifade etti.
‘İnceledim, tanıdığım kimse yok’
Duruşmaya SEGBİS ile Antalya’dan bağlanan, 9. Birlik’te sanık Fatih Dalgalı’yla 7-8 ay kadar beraber görev yaptıklarını söyleyen Bekir Koçak, ikinci tanık olarak dinlendi. Koçak, ayağına platin takıldığını, göreve yeni döndüğünü söyledi. Mahkeme başkanının “O gün neydi göreviniz, ne yaptınız?” şeklindeki sorusuna şöyle yanıt verdi: “Sakat olduğum için ilk defa ifade veriyorum. Ben araç korumaydım, metrobüsteydim. Üst rütbeydim. Durak ismini hatırlamıyorum. E-5 üzerindeydik. Olayın olduğu yere hiç gitmedim. Koruma polisi olduğum için araçların başından ayrılamıyorduk. Fatih Dalgalı‘yla çevik kuvvetteki 3. yılımda tanıştım. 7-8 ay kadar birlikte çalıştık.”
Tanığa görüntüler izletildi. Koçak, “İnceledim, tanıdığım kimse yok … Tam çıkartamıyorum … Üniformalı olan benziyor, diğer takım elbiseli fotoğrafı ben benzetemedim” şeklinde yanıtlar verdi.
Katılan avukatlarından Av. Çiğdem Akbulut’un sorusu üzerine tanık Koçak, olayın üzerinden 5 yıl geçtiğini, sadece grup komiserlerini tanıdığını ve o günler uykusuz kalarak çalıştıklarını anlattı.
Duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını hazırlamak için dosyanın kendisine verilmesini istedi. Keşif raporunu kastederek, “Raporun esasa dair bir hüküm oluşturabileceği kanaatindeyiz” dedi.
Avukat Can Atalay ile Üye hakim arasında tartışma yaşandı
Elvan ailesi avukatı Av. Can Atalay, keşif raporuna değinerek şunları söyledi: “Bu dosyada atışın kimin tarafından atıldığı açıklığa kavuşmuş durumda. Atışı yapan kişinin hedef gözeterek ateş ettiği anlaşılmış durumda. Bu rapor bizi haklı çıkartıyor.”
Raporda sorunlar olduğunu söyleyen Av. Atalay, atış mesafesinin kaç derecelik açıyla atılması gerektiğinin yuvarlanarak ifade edildiğini söyledikten sonra sözlerine ara verdi. Sessizlikten sonra, üye hakimin önceki duruşmalarda olduğu gibi telefonuyla ilgilendiğini, yine aynı davranışta bulunduğunu söyledi. Bunun üzerine üye hakim, ayağa kalkarak “Hodri meydan! Gelin telefonu gösterin. Bul telefonu! Saçımla oynuyordum. Size ne!” dedi. Sanık avukatlarından Gülendam Arslan ise Av. Atalay’a “Çok fazla duygusalsınız” dedi. Av. Can Atalay, üye hakimin sözlerinin tutanaklara geçmesini istedi.
‘Kasta giden bir rapor beklerken, sözü dolandıran bir rapor geldi’
Mahkeme başkanının müdahalesi sonrası Av. Atalay savunmasına devam etti: “Rapor diyor ki; olay yerinin özelliği itibari ile sanığın yukarıda oluşu, çocuğun aşağıda oluşu nedeniyle 15-20 derecelik açı ile ateş edilmesi uygun olabilir. Buna katılmıyoruz. 15-20 derece açıyla yapılan atış çocuğu vuramaz. Fişeğin hareketiyle çocuğun yere düşüşü eş zamanlı. Bunu raporlardan biliyoruz. Bu zamanlamadan anlıyoruz ki, sanık 15-20 dereceden daha düşük bir açıdan ateş etmiştir.”
Av. Can Atalay savunmasında, 10 Nisan’da yapılan olay yeri keşfiyle ilgili gözlemlerini de mahkemeyle paylaştı. Fişeğin niteliğiyle ilgili polisler ve bilirkişiler arasında tartışma olduğunu ifade etti: “Keşif sonrası avukat arkadaşlarla konuştuk. Olay bizi kasta götürecek diye bekliyorduk. Kasta giden bir rapor beklerken, bu kadar sözü dolandıran bir rapor gelmesi de bizce açık.”
Sanık avukatı: Sanığın cezalandırılması söz konusu olamaz
Sanık avukatlarından Av. Gülendam Arslan söz aldı. Arslan, tanık beyanları ve raporların tek başına delil olamayacağını ifade ettikten sonra şunları söyledi: “Tanık ifadesine göre yapılan ölçümle maddi gerçek tespit edilemez. Tanıklar sanığı teşhis edemedi. Varsayımlara dayanılarak hüküm tesis edilmesi zaten beklenemez. Ceza hukukunda parçalardan bütüne gidilemez. Polis öyle dedi, böyle dedi gibi varsayımlara itibar edilemez. Sanığın cezalandırılması söz konusu olamaz.”
Gülsüm Elvan: Sizin yüzünüzden çocuk kalmadı
Bu esnada anne Gülsüm Elvan, Av. Arslan’ın beyanlarına tepki göstererek “Sizin yüzünüzden çocuk kalmadı!” diye bağırarak dışarı çıktı. Öfkeli olduğu için kimi cümleleri anlaşılmadı. Sanık avukatı Av. Gülendam Arslan’ın savunmasından sonra duruşmaya saat 11:20’de ara verildi. Ara kararların açıklandığı tutanak yaklaşık bir saat sonra avukatlara verildi.
Ara Kararlar
- Daha önceki ara kararlarda dinlenmesine ilişkin işlemler yapılan tanık Muhammed Akkaya’nın adresinin tespit edilerek hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine, SMS gönderilmesine,
- Daha önceki ara kararlarda dinlenmesine ilişkin işlemler yapılan tanıklar Enver Turan ve Ahmet Burak Aydın hakkında yakalama emri bulunması karşısında duruşma gününden önce UYAP’tan yakalanma durumlarının araştırılarak sonucuna göre işlem yapılmasına,
- Daha önceki ara kararlarda dinlenmesine ilişkin işlemler yapılan Zetçi polislerden Yalçın Şengör hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine, görev yaptığı yerin mahkememiz yetki alanı dışında olması halinde görüntü kayıtlarının gönderilerek SEGBİS sistemi ile hazır edilmesi için talimat yazılmasına,
- Keşif sonrası verilen bilirkişi raporu da dikkate alınarak sanığın söz konusu eylemde kasten hareket edip etmediği hususu mahkemenin takdirinde olmak üzere:
- Sanık olduğu iddia edilen görüntülerde sağ kolu dirseğinden beyaz sargı ile sarılı kişinin eylemi sırasında Zet tüfeği kullanması sebebiyle yönetmeliklere, talimatlara aykırı hareket edip etmediği, bu olayda kusuru olup olmadığı hususunun dosyadaki Adli Tıp Kurumu raporları, Jandarma Kriminal Raporları, diğer bilirkişi raporları, Zet tüfeğinin ve kapsülünün özellikleri, olayın olduğu ana ilişkin görüntüler ve diğer deliller göz önüne alınarak rapor düzenlenmesi için dosyanın İzmir Foça Jandarma Okul Komutanlığı’nda görevli gaz tüfeği eğitmenlerinden oluşturulacak iki kişilik bilirkişi ile olay yeri inceleme bilirkişisi olmak üzere üçlü bilirkişiye gönderilmesi için Foça İlçesinin bağlı bulunduğu Ağır Ceza Mahkemesi’ne talimat yazılmasına,
- Sanığın önümüzdeki celse teşhis işlemleri de yaptırılacağından hazır edilmesi için görev yaptığı yer mahkemesine talimat yazılmasına,
- Güvenlik önlemlerinin alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na müzekkere yazılmasına,
Bu nedenle duruşmanın 25 Eylül 2019 günü, saat 10:00’a bırakılmasın oy birliği ile karar verildi.