Mahkeme, sanığın tutuklanması ve hak örgütlerinin davaya katılım talebini reddetti.
Diyarbakır Sur’da sokağa çıkma yasakları döneminde 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’i öldürmekten yargılanan polis Abdullah E. davanın ilk duruşmasına SEGBİS ile bağlantı kurulamadığı gerekçesiyle katılmadı. Sanığın tutuklanması ile avukat ve hak örgütlerinin davaya katılım talebini reddeden mahkeme, duruşmayı 3 Mart’a erteledi.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasakları döneminde 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’i öldüren polis Abdullah E. hakkında “Taksirle ölüme neden olmak” suçundan açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Duruşmaya Şen’in annesi Nazmiye Şen ile avukatları Rahşan Bataray, Abdullah Zeytun, Derya Yıldırım, sivil toplum örgütü temsilcileri, avukat ve kadın örgütleri üyeleri katıldı.
Sanık Abdullah E. ise duruşmaya, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlantı sağlanamadığı gerekçesiyle katılmadı. Ayrıca 13 polis de duruşmayı takip etti.
“O gün çatışma yoktu”
Duruşmada ilk olarak müşteki sıfatıyla konuşan Nazmiye Şen, kızının öldürüldüğü gün çatışma yaşanmadığını söyledi.
“12 Ekim 2015’te sabah 8 civarında olay oldu. Helin önce manava, sonra fırına gitti. Arkamızda zırhlı araç vardı. Halkla fırına gidince zırhlı araçtan 3 el ateş edildi. Yerden dumanlar çıktı. Herkes bağırmaya başladı. Çocuk vuruldu diye. Ben etrafıma baktığımda kızımın sırtı dönük yerdeydi. Onu almaya çalışırken zırhlı araçtan silah sıkıldı. Komşularımdan bir kadın beyaz tülbentini yere atarak kızımın cenazesini almaya çalıştı. O esnada bizim olduğumuz yöne yönelik sürekli ateş ediliyordu. Cenazeyi almamıza izin vermiyorlardı.”
Kızının vurulmuş halde uzun süre yerde kaldığını ardından da komşusu tarafından alındığını anlatan Şen, çağırdıkları ambulansın da geç geldiğini ifade etti.
Kızıyla hastaneye gidemediğini belirten Şen, “Kızım öldürüldüğü yerde yaklaşık 20 polis bulunuyordu. Kızımın öldürüldüğü gün hiçbir çatışma yoktu. Önceki gün de çatışma yoktu. Biz bunun rahatlığıyla mahallemizdeki fırına rahatça gidebilmeyi düşündük. Arkamızda bulunan zırhlı aracın bize ateş edeceğini düşünmedik. Şikayetçiyim” dedi.
Sanık polisin ifadesi alınmadı
Şen ailesinin avukatı Abdullah Zeytun ise sanık polisin ifadesinin alınmadığını hatırlatarak, ifadesi alınan şahıslar ile polislerin birbiriyle çelişkili ifadeler verdiğini kaydetti.
“Dosyada bulunan zırhlı araç görüntüleri, olay anı ve öncesi telsiz görüşmeleri, 112 ve 155 kayıtlarının tarafımıza tebliğini talep ediyoruz. Polis tanıkların mahkemede dinlenmesini istiyoruz. Tanığa doğrudan soru sorma hakkımız var. Mahkemenizce dinlenmesine karar verilen 4 polisin huzurda dinlenmesini istiyoruz.
Sanığın SEGBİS’le değil, huzurda ifadesinin alınması gerekir. Yurttaşların tanıklığı, görüntü inceleme tutanakları, disiplin soruşturması ışığında sanığın Helin Şen’i görmesine rağmen ateş ettiği ve kolluk görevlisi olduğu için delillerle oynama ihtimali olduğundan tutuklanmasına karar verilmesini istiyoruz.”
“Bu bir cinayet, sanık tutuklanmalı”
Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın da, Şen’in vurulmasının ‘yargısız infaz’ olduğunu belirterek, “Bu yaşam hakkını ortadan kaldıran bir tehdit ve cinayet. Doğrudan bu olayla ilgili olarak taraf olduğumuz Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 38. Maddesi gereği davaya katılma talebimiz vardır” diye konuştu.
“Sanığı tutuklama cesareti zaten gösterilmedi” diyen Aydın, “Bir çocuğu öldüren birinin tutuklanması lazım. Sokakta oynayan bir çocuk, ekmek almaya, manava giden bir çocuk öldürüldü. Maddi gerçekliğin ortaya çıkması için sanığın tutuklanması ve tanklarla birlikte duruşma salonunda ifade vermesi gerekiyor. Sanığın tutuklanmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
İHD adına konuşan avukat Rahşan Bataray, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Diyarbakır Şubesi, Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Hak İnisiyatifi Derneği, İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Roza Kadın Derneği ve TİHV de duruşmaya katılma talebinde bulundu.
Avukattan davadan çekilme talebi
Sanık adına atanan avukat Jiyan Aydın, daha önce dosya içeriğini bilmediğini belirterek, Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi üyesi olduğunu ve meslek etiği açısından müdafilik görevinin sonlandırılmasını istedi.
Tutuklama talebine ret
Ardından söz verilen iddia makamı, Kobra 11 zırhlı aracın kamera kayıtlarının çözümü için bilirkişiye tebliğ edilmesi, sanığın hukuki durumunda dosyaya yeni bir delil eklenmediği, kamu görevini sürdüren sanığın kaçma şüphesinin olmadığı gerekçesiyle tutuklama talebinin reddine karar verilmesi talebinde bulundu.
Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, hak ve meslek örgütlerinin davaya müdahil olma, sanığın tutuklanması ve sanık adına atanan avukat Jiyan Aydın’ın davadan çekilme taleplerini reddetti.
Duruşma 3 Mart gününe ertelendi.
Açıklamaya engel
Duruşma sonrası adliye önünde yapılmak istenen açıklama, valilik yasağı gerekçesiyle polis tarafından engellendi. Bunun üzerine duruşmaya katılan hak örgütleri ve Helin Şen’in ailesi, İHD Diyarbakır Şubesi’ne giderek açıklama yaptı.
Burada yapılan konuşmalarda duruşmada sanığın bulunmamasına tepki gösterilerek, adalet istendi. (MA)
Ne olmuştu?
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde uygulanan sokağa çıkma yasağının devam ettiği 12 Ekim 2015 tarihinde ekmek almaya giden 12 yaşındaki Helin Hasret Şen’in Kobra tipi zırhlı araçtan açılan ateş sonucu hayatını kaybetmişti.
4 yıl önce başlatılan ve hakkında “gizlilik” kararı bulunan dosya kapsamında 2 yıldan 6 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılması istenilen sanık Abdullah E.’nin tek bir defa ‘tanık’ sıfatıyla ifade verdiği ortaya çıktı
Soruşturma aşamasında ifadesi alınan zırhlı araç şoförü F.Ü.’nin ifadelerini değiştirdi. Önceki ifadesinde “saldırıları bertaraf etmek için ateş açtı” diyen F.Ü, beyanını değiştirerek, kendilerine yönelik bir saldırının olmadığını itiraf etti.
İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Hukuk Komisyonu’ndan avukat Ercan Yılmaz, dosyada davanın açıldığı tarihten beri işlem yapılmadığını, iddianamenin 2016 yılında dosyada bulunan deliller üzerine kurulduğunu söyledi.
Sanık polis Abdullah E. hakkında, tanık olarak dinlenme ve olaydan sonra tayininin çıktığı İstanbul’da Polis Disiplin Kurulu tarafından verilen 24 ay kademe durdurma cezası dışında herhangi bir yaptırım uygulanmadı.
Diyarbakır İdare Mahkemesi, Helin Şen cinayetinde İçişleri Bakanlığı’nı yüzde 85 oranında, Şen ailesini de yüzde 15 oranında kusurlu bularak, aileye 314 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti