Helin Hasret Şen Davası

12 Ekim 2015 tarihinde, sokağa çıkma yasağının uygulandığı Diyarbakır’ın Sur ilçesinde annesi ile birlikte fırına gitmek üzere sokakta bulunan 12 yaşındaki Helin Hasret Şen, Kobra tipi zırhlı araçtan edilen ateş sonucu yaşamını yitirdi. Helin Hasret Şen’in bedeni, aralıksız ateşe devam edilmesi yüzünden sokaktan alınamadı ve ancak yaklaşık bir saat sonra Diyarbakır Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesi’ne kaldırılabildi.

Helin Hasret Şen’in yaşamını yitirmesinden sonra henüz hiçbir soruşturma işlemi yapılmamış, deliller toplanmamışken, Diyarbakır Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada “örgüt üyeleri tarafından kolluk güçlerine saldırı olduğu, saldırı esnasında 12 yaşında bir çocuğun yaralandığı ve tüm müdahalelere rağmen yaşamını yitirdiği,” ifade edildi.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olay hakkında soruşturma süreci başlatıldıktan kısa bir süre sonra dosya hakkında gizlilik kararı verildi. Adli soruşturma kısıtlılık kararı ile devam ederken sanık polis memuru Abdullah Ercan hakkında İstanbul Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu tarafından yürütülen idari soruşturma süreci 28 Eylül 2017 tarihinde karara bağlandı. Sanık polis memuru Abdullah Ercan’a 2 yıl kıdem durdurma cezası verildi.

İçişleri Bakanlığı aleyhine açılan tazminat davasında ise Diyarbakır 3. İdare Mahkemesi bakanlığın %85 kusurlu olduğuna hükmederek, aileye 314 bin TL tazminat ödenmesine karar verdi.

4 yılı aşkın devam eden kısıtlılık kararının ardından sonra düzenlenen 12 Aralık 2018 tarihli iddianame ile sanık polis memurunun “olası kastla öldürme” suçundan cezalandırılması istendi. Ancak, iddianame “sevk maddelerindeki hata” nedeniyle iade edildi. Dosyanın iade edilmesinden yaklaşık bir yıl sonra 14 Ekim 2019 tarihinde bu defa “taksirle öldürme” suçundan iddianame düzenlendi. İddianamenin gönderildiği Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın eyleminin “olası kastla öldürme suçu” oluşturduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verdi. Görevsizlik kararının ardından, sanık polis memuru Ercan “taksirle öldürme suçu” ndan Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaya başlandı.

6 Şubat 2020 tarihinde görülen ilk duruşmaya sanık polis memuru Abdullah Ercan katılmadı. Çok sayıda sivil toplum kuruluşunun yanı sıra baroların insan hakları ve çocuk hakları merkezlerinin davaya katılma talepleri mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Anne Nazmiye Şen, müşteki olarak verdiği beyanda olay günü çatışma olmadığını, zırhlı araçtan kendilerine doğru üç el ateş edildiğini dile getirdi. Kızı Helin Hasret Şen’in vurulmasından sonra zırhlı araçtan kendilerine ateş edilmeye devam edildiğini söyleyen Şen, kızının cenazesinin uzun süre sokakta, yerde yattığını söyledi. Şen ailesinin vekili, Diyarbakır İHD Şube Başkanı Av. Abdullah Zeytun, sanığın hedef alarak ateş ettiğini belirtti ve kamu güvenlik görevlisi olması hasebiyle baskı kurma ihtimali göz önünde bulundurularak kuvvetli suç şüphesiyle nedeniyle tutuklanmasını talep etti. Mahkeme heyeti, sanığın tutuklanma talebini reddetti ve bir sonraki duruşmada hakkında güvenlik tedbiri kararı alınmasına karar verdi.

3 Mart 2020 tarihinde görülen ikinci duruşmada, sanık polis memuru Abdullah Ercan SEGBİS ile bağlanarak savunma verdi. Sanık polis Ercan, Helin Şen’i kendisinin vurmadığını, olay günü çatışma olduğunu, “herhangi bir sivil bulunmayan betonarme yapılara üç el kontrollü şekilde” ateş ettiğini iddia etti. Müşteki vekillerinin sorularını yanıtlayan sanık polis Ercan bundan önce kaç defa ifade verdiğini, olay anında çatışma olduğu bilgisini ilgili emniyet birimlerine haber verip vermediğini, olay anı telsiz kullanıp kullanmadığını ve olay tarihinde kullandığı GSM numarasını hatırlamadığını söyledi. Duruşmada dinlenen tanık polis memuru Erdal Karabulut, altında imzası bulunan tutanakta belirtildiği gibi olay gününe ait telsiz görüşmelerinin incelendiğini ve hendek kazma, silahlı çatışma gibi herhangi bir ihbarın bildirilmediğini doğruladı. Mahkeme heyeti, sanık polis memurunun tutuklanma talebini reddetti ve sanığın yurt dışına çıkışının yasaklanmasına karar verdi. Dosyada yer alan delillerin istenmesi için Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’ne müzekkere yazılmasına karar verildi.

24 Eylül 2020 günü görülen duruşmada, Sur İlçe Emniyet Müdürlüğü ve Sur İlçe Jandarma Komutanlığı tarafından mahkemeye gönderilen yazılarda, Helin Hasret Şen’in vurulduğu Fatih Mahallesi Yıkık Kaya Sokak ve çevresinde kentsel dönüşüm devam ettiği; bu adresteki evlerinin tamamının yıkık olduğu ve burada kimsenin ikamet etmediği ifadelerine yer verilip bu sebeplerle de olayı gören ya da bilgi sahibi olan kişilerle ilgili tahkikat yapılamadığı iddia edildi. Sanık polisin avukatı Av. Alper Uğurlu kamu görevlisi olan müvekkili hakkında soruşturma izni verilmeden dava açıldığını belirterek yargılamanın durdurulmasını talep etti. Yargılamayı durdurma kararı veren Diyarbakır 1.ACM, soruşturma izni için Valiliğe yazı yazılmasına karar verdi.

23 Kasım 2020 tarihinde, katılan vekillerinin yargılamanın durdurulmasına ilişkin verilen karara itirazını değerlendiren üst mahkeme (Diyarbakır 2.ACM), Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin  kararında bir isabetsizlik bulunmadığını ve verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, itirazı oy birliğiyle reddetti.

Diyarbakır Valiliği 7 Nisan 2021 tarihinde sanık polis hakkında soruşturma izni verdi.Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yargılamaya kaldığı yerden devam edilmesi için 2021/444 Esas numarası verildi.

1 Şubat 2022 günü dava kaldığı yerden devam etmek üzere ilk duruşma yapıldı. Katılan vekillerinin tevsii tahkikat taleplerinin bir kısmı kabul edildi. Diyarbakır İl Emniyet Müdürlüğü’nden sanığın içinden ateş ettiği kobra-11 isimli zırhlı aracın kamera görüntülerinde saat 8.30 ile 9.15 arasındaki görüntülerin neden bulunmadığının sorulmasına, olay tarihinde 155 ihbar hattına yapılan tüm ihbarların gönderilmesinin istenmesine, olay anına ilişkin kamera görüntülerinin izlenilmesine ve tutuklama taleplerinin reddine karar verildi. Bir sonraki celse sanığın hazır bulunması ihtar edildi.

5 Nisan 2022 günü gerçekleşen duruşmada, olay anına ait görüntüler izlendi. Görüntülerde olay yerinde pek çok sivil insanın yürüdüğü, çocukların oyun oynadığı, İl Emniyet Müdürlüğünden gelen cevapta da olay gününe dair herhangi bir ihbar kaydı olmadığı ve sanığın hedef gözeterek ateş ettiği Şen Ailesi avukatları tarafından vurgulandı. Dosyanın Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesine gönderilmesi sağlanarak Helin Şen’in kamera görüntülerindeki konumu, zırhlı araçtan yapılan atışların Helin’e isabet edip etmediği hususunda ayrıntılı rapor hazırlanmasının istenilmesine karar verildi. Sanığın tutuklanması talepleri reddedildi.

6 Eylül 2022 günü görülen son duruşmada Helin’in ailesinin avukatları sistematik hale gelmiş cezasızlık politikasına değindi ve sanığın tutuklanmasını talep etti. Sanık ve müdafii Helin’in zırhlı araca sırtının dönük olduğunu, çatışma sırasında sırtından değil yüzünden vurulduğunu yani PKK tarafından vurulduğunu söyledi. Dosyanın ATK’den dönüşünün beklenmesine karar verildi.

15 Aralık 2022 günü ATK’den gelen cevap okundu, buna göre görüntülerin incelenmesi ATK’nin uzmanlığı dışındaydı. Helin’in ailesinin avukatları bununla ilgili, sanık polis memuru olduğu için ATK’nin görüş vermekten kaçındığı iddiasında bulundu. Avukatların, görüntülerin ATK’nin başka bir ihtisas kuruluna gönderilmesi ve sanığın tutuklaması talebi reddedildi.

2 Mart 2023 günü görülmesi gereken duruşma, 6 Şubat 2023 günü gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli deprem nedeniyle, duruşma açılmadan 18 Mayıs 2023 günü, saat 09.30’a ertelendi.

18 Mayıs 2023 günü görülen duruşmada, savcı esas hakkında mütalaasını sundu. Mütalaada, sanık polisin Helin Hasret Şen’in ölümüne bilinçli taksirle sebebiyet vermesi nedeniyle cezalandırılmasını talep etti. Katılan vekilleri, mütalaanın polis ve emniyeti korumaya yönelik olduğunu vurgulayarak olay anını gösteren zırhlı araç kamera görüntülerine dair ayrıntılı uzmanlık bir rapor hazırlanması gerektiğini, görüntüler incelendiğinde sanığın maktulü kasten öldürdüğünün ortaya çıkacağını belirtti. Mütalaaya katılmadıklarını söyleyen katılan vekilleri, beyanlarını sunmak için süre talep etti. Katılan vekillerinin yeni rapor alınması ve sanığın tutuklanmasına yönelik talepleri reddedildi.

19 Ekim 2023 günü görülen son duruşmada karar açıklandı. Sanığa “bilinçli taksirle insan öldürmek” suçundan öncelikle 5 yıl 6 ay hapis cezası verildi fakat suç taksirle işlendiği için yarı oranında arttırılarak hapis cezası 7 yıl 6 ay çıkarıldı, “sanığın geçmişi ve cezanın failin geleceği üzerindeki etkisi” de dikkate alınarak 1/6 oranında indirim yapıldı ve nihayetinde 6 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedildi.

Daha detaylı bilgi edinmek isterseniz davanın seyrini anlatan zaman çizelgesinetakip ettiğimiz duruşmaların izleme raporlarına ve basında çıkan ilgili haberlere de göz atabilirsiniz.

İlk Duruşma Tarihi

06.02.2020

Dava Mahkemesi

Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi

Dava İddianamesi

Dosyayı indirin

Sanıklar

Polis memuru Abdullah Ercan

Maktuller

Helin Hasret Şen