Muş’un Korkut İlçesi’ne bağlı Vartinis (Altınova) Beldesi’nde 3 Ekim1993 tarihinde “yasadışı örgüte yardım ve yataklık ettikleri’’ iddiasıyla evlerinin ateşe verilmesi sonucu 9 kişi yakılarak yaşamını yitirmişti. Evden sağ kurtulan tek kişi olan Aysel Öğüt, olayın hemen ertesinde evin askerler tarafından yakıldığını belirterek suç duyurusunda bulunmuş; ancak Muş Cumhuriyet Başsavcılığı evin PKK tarafından yakıldığını ileri sürmüştü.
Aysel Öğüt’ün 2003 yılında yaptığı yeni suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma sonucu, dönemin Jandarma Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Piyade Kıdemli Üstteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Jandarma Gökyazı Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan 2013 yılında dava açıldı.
“Güvenlik gerekçesiyle” Muş’tan Kırıkkale’ye nakledilen davanın 10 Haziran 2015 tarihinde Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmasında esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, ihmal sebebiyle ölüme sebebiyet vermek suçundan 9 ölümün her biri için 20 ila 25’er yıl, yani toplamda her sanık için 180 yıldan 225 yıla kadar hapis cezası verilmesini istedi.
1 Mart 2016 tarihli karar duruşmasında savcı, mütalaada yaptığı değişiklikle Bülent Karaoğlu dışındaki sanıkların beraatini istedi. Mahkeme heyeti ise tüm sanıkların beraatine hükmetti. Katılan vekilleri kararı temyiz etti.
2 Nisan 2018 tarihinde Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Fehmi Tosun, hazırladığı tebliğnameyle, beraat kararının bozulmasını istedi. Savcı, yangının nasıl çıktığı noktasında güvenlik güçleri ve köylülerin anlatımlarının farklı olduğu, bazı tanık askerlerin köyün askerlerce yakıldığına yönelik kuşku doğuracak beyanlar verdiği, olayda araştırılması gereken hususların henüz araştırılmadığının tespit edildiği nedenlerine dayandı. Tespit edilen eksiklikler; evlerin PKK üyeleri tarafından yakıldığı yönünde tutanaklara atılan imzaların kime ait olduğu araştırılmalı, olay yerine gelen savcı, kaymakam, zabıt katibi ve araç sürücüsünün ifadeleri alınmadan bir karar verildiği için bu kişilerin ifadeleri alınmalı, Karaoğlu’nun operasyona katılıp katılmaması konusunda izinli olup olmadığı üstüne sorulmalı, operasyonun nasıl planlandığı, rütbeli kimlerin katıldığı ve operasyonun kimlerce yönetildiği saptanmalı, MİT’e yazı yazılarak, 3 Ekim 1993’te PKK üyelerinin baskın yapacağına dair ellerinde istihbarat kaydının olup olmadığı sorulmalı, Muş İl Jandarma Komutanlığı’ndan olayla ilgili belgeler yeniden istenmeli, evdeki yangına askerlerin sebep oldukları yönünde kuşku uyandıracak nitelikte, köyde çatışmanın yaşanmadığı ve PKK üyesi görmedikleri yönünde ifade veren beş tanık asker yüzleştirilmeli, yaşları küçük olduğu gerekçesiyle o tarihte dinlenilmeyen iki kişi Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alındıktan sonra dinlenmeli.
26 Ocak 2021 tarihinde Yargıtay 1. Ceza Dairesi, temyiz edilen davayı inceledi ve sanıklar Turhan Nurdoğan, Hanifi Akyıldız ile Şerafettin Uz hakkında verilen beraat hükümlerinin onanmasına karar verdi. Kesinleşen bu beraat kararlarına karşı Aysel Öğüt vekilleri Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Sanıklardan Bülent Karaoğlu hakkında verilen beraat kararı ise, tanık ve mağdur anlatımlarında olay günü Bülent Karaoğlu’nun “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” dediği, sanığın operasyonda en üst rütbeli olarak sorumlu olduğu gibi nedenlerle yangının sanık Bülent Karaoğlu’nun emir ve talimatları doğrultusunda meydana geldiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle bozuldu. Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderilen dava için mahkeme duruşmayı 21 Eylül 2021 tarihine bıraktı.
21 Eylül 2021 tarihinde görülen bozma sonrası ilk duruşmaya, tek sanık Bülent Karaoğlu sağlık sorunları mazeretiyle katılmadı. Av. Kadir Karaçelik, tensip ile duruşma günü Eylül ayına verildikten sonra bir dilekçe ile mahkemeye başvurduklarını ve davanın zamanaşımı tehlikesi altında olduğunu belirterek duruşma tarihinin öne alınmasını ve yargıtay bozma ilamı gereği sanık Bülent Karaoğlu’nun tutuklanmasını talep ettiklerini fakat kabul edilmediği beyan etti. Savcı sanığın tutuklanması yönünde mütalaada bulundu ve tutuklanma talepleri kabul edilerek Bülent Karaoğlu‘nun tutuklanmasına, dosyanın tutuklama yerine getirildikten sonra duruşma beklenmeden savcılığa esas hakkında mütalaasını hazırlamak üzere gönderilmesine karar verildi.
4 Kasım 2021 günü görülen duruşmada hakkında tutuklama kararı çıkan tek sanık Bülent Karaoğlu’nun yakalama kararının halen infaz edilmediği görüldü. Mağdur aile ve avukatları bir kere daha zamanaşımı riskini hatırlatarak, dosyanın cezasızlık politikası ile ilerlediğini ifade etti.
9 Aralık 2021 ve 27 Ocak 2022 günü görülen duruşmalar da sanık Bülent Karaoğlu’nun yakalama kararının infaz edilmemesi nedeniyle ertelendi.
24 Mart 2022 günü görülen duruşmada, sanık Bülent Karaoğlu hakkında kırmızı bülten ile arama kararı verilmesi talep edildi. Fakat bu talep sanığın yurtdışına çıktığına dair somut bir bilgi olmaması ve sanığın zaten yurtdışına çıkışının yasak olması nedeniyle reddedildi.
2 Haziran 2022‘de görülen duruşmada ise Bülent Karaoğlu hakkında çıkarılan yakalama emri ile ilgili ‘sıkı bir şekilde’ araştırma yapılmasına, sanığın yurtdışına çıkıp çıkmadığına ilişkin araştırma cevabı geldiğinde zamanaşımı da düşünülerek celse arasında kırmız bülten taleplerinin değerlendirilmesine karar verildi.
5 Temmuz 2022 tarihinde gerçekleşen duruşmada Muratpaşa İlçe Emniyet Müdürlüğü, Tekirdağ İl Emniyet Müdürlüğü ve Kırıkkale İl Emniyet Müdürlüğü, Kaş Cumhuriyet Başsavcılığı, Antalya taşra ilamat bürosu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Yakalama Bürosunu tarafından verilen yanıtlarda sanığın adreslerine ulaşılması ve yakalanması ile ilgili olumlu bir ilerleme sağlanmadığı belirtildi. Mahkemeye gönderilen yurt dışı çıkış/giriş bilgilerine göre sanığın yurt dışında bulunmadığının anlaşıldığından ve sanığın yurt dışında olduğuna dair bir bilgi bulunmadığından kırmızı bülten çıkartılması yönündeki talebin reddine karar verildi.
22 Eylül 2022 tarihinde görülen son duruşmada ise mahkeme heyeti değişmişti, yeni heyetin başkanı ise sanık hakkında kırmızı bülten ile arama kararı alınabilmesi için yurtdışında olduğuna emin olmak gerektiğini fakat bazı durumlarda bunun engel olmayacağını bildirdi. Bir sonraki celseye kadar bu konuda değerlendirme yapılmasına karar verildi.
20 Ekim 2022 günü görülen duruşmanın açılışında bilgilendirme yapıldı ve kırmızı bülten çıkarılması sürecin başlatıldığını, bültenin çıkarılması için hazırlık çalışmalarının sürdüğünü, sanığın parmak izi ve fotoğrafı gibi gerekli eklerin temin edilmesi için çalışıldığını, sanığın daha önce çalıştığı yerler dahil her yerden bu verileri bulmaya çalışacakları belirtildi.
8 Aralık 2022 tarihinde gerçekleşen duruşmada sanık hakkında çıkartılan kırmızı bülten sonucunun beklenilmesine, akıbetinin Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı ve HSK Muhabere Bürosundan sorulmasına, yazılacak müzekkereye dava olağan ve olağanüstü zaman aşımı süresinin dolmasına çok kısa bir süre kaldığının, yargılama konusunun öneminin eklenmesine karar verildi.
19 Ocak 2023, 2 Mart 2023, 30 Mart 2023, 2 Mayıs 2023, 7 Haziran 2023 ve 5 Temmuz 2023 tarihli duruşmalarda sanık hakkında çıkartılan kırmızı bülten aramasının sonucunun beklenmesine karar verildi. Mahkeme heyetinin zamanaşımı nedeniyle duruşmayı 1 aya yakın zaman aralıklarıyla ertelediği görüldü. Fakat henüz sanık yakalanabilmiş değil.
6 Eylül 2023 günü görülen duruşmada ise Av. Kadir Karaçelik’in dava konusu suçun TCK 77. madde uyarınca insanlığa karşı suç yargılaması yapılmasına dair talebini değerlendirmek üzere duruşmayı erteledi.
27 Eylül 2023 günü gerçekleşen duruşmada heyet tarafından insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı uygulanmayacağına ilişkin değerlendirmenin nihai karar ile birlikte yapılacağı belirtildi.
1 Kasım 2023 günü görülen duruşmada, katliamın üzerinden geçen sürenin 3 Ekim 2023 tarihinde 30 yılının dolması nedeniyle zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi bekleniyordu fakat bu yönde karar verilmedi. Aksine mahkeme heyeti hakkında yakalama kararı olan sanığın aranmasına dair araştırmaya dair işlemlere devam etmeye karar verdi. Sanığın emekli maaşını aldığı bankadan ve SGK’dan bilgi edinilmesi ara kararları alındı.
4 Aralık 2023 günü ise davada nihai karar verildi. Savcı mütalaasında “…….765 sayılı TCK’nın zamanaşımına ilişkin hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, 03.10.2023 tarihinde 765 sayılı TCK’nın 102/1 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 30 yıllık olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu davasının olağanüstü zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle CMK’nun 223/8. maddeleri uyarınca düşürülmesine karar verilmesini” talep etti. Mahkeme ise zamanaşımı süresi dolduğundan davanın düşmesine ve sanık hakkındaki yakalama kararının derhal kaldırılmasına karar verdi.
Yargıtay tarafından temyiz incelemesi devam ediyor.
Daha detaylı bilgi edinmek isterseniz davanın seyrini anlatan zaman çizelgesine ve basında çıkan ilgili haberlere de göz atabilirsiniz.
Ek 1 – 8 Maddede Vartinis Davası Hakkında Önemli Başlıklar
Ek 2 – Karar Duruşması için Basın Toplantısı ve Duruşmaya Çağrı
Ek 3 – Vartinis: Bir Adalet Arayışı Öyküsü | Av. Kadir Karaçelik’in Yazısı