Kulp Davası

8 Ekim-25 Ekim 1993 tarihleri arasında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinin dağınık mezralardan oluşan (Gurnik, Mezire, Pireş, Kepir ve Şuşan) Alaca köyü ve Muş’a bağlı Kayalısü köyü (Licik mezrası) civarında General Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu Tugayı tarafından yürütülen askeri operasyonlarda gözaltına alınan 11 kişiden bir daha haber alınamadı. 5 Kasım 2004’te zorla kaybedilen 11 kişiye* ait toplu mezar bulundu. 11 Ekim 2013 tarihinde konuyla ilgili düzenlenen iddianamede Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk’ün “birden fazla kişiyi aynı sebeple öldürmek, halkı isyana ve birbirini öldürmeye teşvik, cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturmak” suçlarından yargılanması talep edildi. İddianame Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi; ancak dava daha sonra “güvenlik gerekçesiyle” Ankara’ya nakledildi.

Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 10. duruşmada mahkeme heyeti, ön soruşturma sürecinde Bolu 2. Tugay Komutanlığı, duruşma sürecinde ise Genelkurmay Başkanlığı’ndan talep edilip ulaşılamayan personel arşivinin bu kez Kara Kuvvetleri Komutanlığı Arşiv Müdürlüğü‘nden istenmesine karar verdi.

Dönemin Diyarbakır Jandarma Asayiş Bölge Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı’nın tanık olarak dinlendiği 7 Mart 2016 tarihli duruşmada katılan avukatlarının, o dönem operasyona çıkan askerlerin gazete ilanıyla aranması yönündeki talebinin değerlendirilmesine karar verildi. Ancak bir sonraki 20 Haziran 2016 tarihli duruşmada, operasyonda görevli personelin dinlenmesinin yargılamaya katkısı olmayacağından bu talebin reddine karar verildi.

Dosyanın Görevsizlik Kararıyla Askeri Mahkemeye Sevki

31 Ekim 2016 tarihli duruşmada Ali Ergülmez SEGBİS aracılığıyla tanık olarak ifade verdi. Sanık avukatları 27 Ekim 2016 tarihinde mahkemeye görevsizlik kararı verilmesi için dilekçe verdiklerini belirterek, 6722 sayılı kanunda yapılan değişiklikle terörle mücadele nedeniyle gerçekleştirilen eylemlerin yargılanmasının Milli Savunma Bakanlığı’nın iznine tabi olduğunu savundu. Savcı mütalaasında yer alan “14/07/2016’da resmi gazetede yayınlanan 6722 sayılı Kanunun 12. maddesinin açık hükmü gereği askeri suçlardan sayılması sebebiyle görev hususunda kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılanın askeri mahkemede yapılması gerektiği, görevsizlik kararı verilerek dosyanın askeri mahkemeye gönderilmesi talep olunur” ifadesi sanık avukatları tarafından da desteklendi. Katılan avukatları ise bu taleple ilgili yazılı beyanda bulunmak üzere süre talebinde bulundu.

16 Ocak 2017 tarihli duruşmada katılan vekillerinden Av.Erkan Şenses duruşma arasında sunduğu görevsizlik talebine ilişkin dilekçeyi tekrarlayarak dosyanın yeniden askeri mahkemeye gönderilmesinin yaşam hakkı ihlallerinin etkili soruşturulması yükümlülüğünün ihlali olduğunu vurguladı. Şenses ayrıca meclisteki anayasa değişikliğinin geçmesi halinde askeri mahkemelerin kapatılacağına dikkat çekerek bu durumun “bekletici mesele” yapılmasını talep ettiklerini belirtti. Sanığın daha önce Genelkurmay Başkanlığı’nın emriyle operasyona çıktığını belirttiğini hatırlatan Şenses, bu yüzden operasyonun 5442 sayılı Kanun kapsamında sayılamayacağını savundu. Mahkeme ara kararda operasyonun 5442 sayılı Kanun kapsamına girip girmediğini Genelkurmay Başkanlığı’na ve İçişleri Bakanlığı’na sorulmasına hükmetti.

25 Nisan 2017 tarihli duruşmada Mahkeme askeri yargının kaldırılmasını da içeren 16 Nisan Referandum sonuçlarının Resmi Gazete’de yayımlanmasını bekleme kararı aldı.

Son Duruşmalardaki Önemli Gelişmeler

12 Haziran 2017 tarihli duruşmada Genelkurmay Başkanlığı’nın “1993 yılında iddia edilen operasyona yönelik herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı” yönündeki yanıtı okundu. Katılan vekillerinden Av. Muhterem Süren bu yanıtın “sanığı korumaya yönelik” olduğunu savundu. Tanık talepleri dışında katılan vekillerinin Genelkurmay Başkanlığı’ndan olayda kullanılan helikopterlerin uçuş kayıtları ve helikopterleri kullanan askeri personelin sorulmasına ilişkin talebi başta olmak üzere tüm talepleri reddedildi.

8 Şubat 2018 tarihli duruşmada 12 Haziran 2017 tarihli duruşmada katılan avukatların dinlenmesini talep ettiği isimlerden Vehbi Aslan, İhsan Aydın ve Kudbettin Yerlikaya’nın Kulp Asliye Ceza Mahkemesi’nde 16 Ocak 2018 tarihinde görülen celsede alınan ifadeleri dosyaya eklendi. Katılan avukatı Av. Muhterem Süren tanıkların beyanlarının maktullerin alıkonuldukları yer ile kemiklerinin bulunduğu yerin aynı yer olduğunu doğruladığını; bu ifadelerin sanık aleyhine yeni delil niteliğinde oluşturduğundan hareketle sanığın tutuklanması gerektiğini belirtti. Ara kararlarda sanığın sabit ikametgah sahibi olması, delillerin toplanıp dosyanın karar aşamasına gelmiş bulunması, sanığın delilleri karartacağına veya kaçacağına dair somut bir delil bulunmaması karşısında tutuklanmasına yönelik talebinin reddine karar verildi.

19 Eylül 2018 tarihli son duruşmada, 24 Mayıs 2018 tarihli bir önceki duruşmada açıklanan Savcı mütalaası doğrultusunda, sanık Yavuz Ertürk hakkındaki “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçuna bağlı kamu davasının zamanaşımından düşmesine; Ertürk’ün 11 kişiyi taammüden öldürmeye azmettirmek ve halkı isyana teşvik suçlarından ise ayrı ayrı beraatine karar verildi.

Temyiz itirazları üzerine incelemesi Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde devam ederken 19 Mart 2024 tarihinde zamanaşımından düşme karar verildi.

Daha detaylı bilgi edinmek isterseniz davanın seyrini anlatan zaman çizelgesine, takip ettiğimiz duruşmaların izleme raporlarına ve basında çıkan ilgili haberlere de göz atabilirsiniz.

 


(*) “Yavuz Ertürk Davası” olarak da anılmaktadır.

(*) Kulp Davası kapsamında failleri aydınlatılmayı bekleyen zorla kaybedilenler: Abdo Yamık, Bahri Şimşek, Behçet Tutuş, Celal Aziz Aydoğdu, Hasan Avar, Mehmet Salih Akdeniz, Mehmet Şah Atala, Mehmet Şerif Avar, Nesrettin Yerlikaya, Ümit Taş ve Turan Demir.  

İlk Duruşma Tarihi

25.12.2013

Dava Mahkemesi

Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi

Dava İddianamesi

Dosyayı indirin

Sanıklar

Dönemin Bolu Dağ Komando Tugayı Komutanı Yavuz Ertürk

Maktuller

Bahri Şimşek

Nesrettin Yerlikaya

Turan Demir

Ümit Taş

Celal Aziz Aydoğdu

Abdo Yamık

Mehmet Şerif Avar

Behçet Tutuş

Mehmet Salih Akdeniz

Mehmet Şah Atala

Hasan Avar

İlgili AİHM Kararları

AİHM’in 31 Mayıs 2001 tarihli kararı : Akdeniz ve Diğerleri v. Türkiye, Başvuru No: 23954/94

Görseller