Ankara Davası İzleme Raporu – 2 Şubat 2018

(4 Kasım 1996 tarihli Hürriyet gazetesi manşeti) – 3 Kasım 1996 tarihinde Susurluk’ta gerçekleşen trafik kazası devlet içerisindeki kirli ilişki ağlarının ortaya çıkmasına sebep oldu. Buna ilişkin soruşturma ve kovuşturma süreçlerine ek olarak TBMM’de oluşturulan Komisyonun, MİT’in ve Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun hazırladıkları raporlar çok konuşuldu. Ankara JİTEM Davası’nda da Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş tarafından dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın talimatıyla hazırlanan rapor uzun süredir tüm ekleriyle isteniyor. 

Gamze Hızlı – 02 Şubat 2018

Mahkeme: Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2014/163

Aralarında Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da bulunduğu 19 kişinin 1990’lı yıllarda zorla kaybedilmesi veya yasadışı keyfi infaz edilmesine ilişkin 19 kişinin yargılandığı Ankara Jitem Davası’nın 15. duruşması 2 Şubat 2018 Cuma günü Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti.

Duruşma Öncesi

Adliye Binası içinde mahkemelerin ve duruşma salonlarının yerleşimine dair hiçbir yönlendirme olmaması, kapıdaki güvenlik görevlilerinin yön bulma ile ilgili sorulan soruları yanıtlama isteksizliği ve danışma bölümünde kimsenin bulunmaması nedeniyle adliye içinde yön bulmak oldukça zor. Koridorlar binaya aşina olmadığı için hızlı adımlarla tabela takip eden vatandaşlarla dolu. Daha önce büyük bir salon tahsis edilen 1. Ağır Ceza Mahkemesi 15. duruşmada oldukça küçük bir salona taşınmıştı. Avukatlar için sadece ikişer sandalyenin bulunduğu salonda çok sıkışık bir şekilde dört sıra olarak dizilmiş 28 kişilik izleyici sırası bulunuyordu. Üçüncü katılan avukatı ek bir sandalye çekerek, beş sanık avukatından üçü ise sanık sırasına oturarak yerleşebildi. Duruşma saatinden yaklaşık 15 dakika önce gelen iki taraf avukatları arasında salonun küçüklüğü “Ağır Ceza’lar Sulh Ceza’ya döndü” şeklinde espri konusu oldu. 09:30 civarı başlayan SEGBİS sistemi kurulumu mahkeme saatine kadar devam etti. Teknisyenin SEGBİS kurulum işlemiyle ilgili eğitim almadığı, karşı taraftan yardımcı olan kişinin sorusuyla anlaşıldı ve teknisyenin iki-üç ay içinde gerçekleştirilecek eğitime katılmak için başvurması söylendi. Saat 10:00’a doğru kalabalıklaşan mahkeme salonu önünde yeteri kadar oturma alanı olmadığı için avukatlar, katılanlar ve izleyiciler ayakta bekledi. Duruşmaya katılan tek sanık olan Alper Tekdemir ve avukatı salonun az ilerisinde beklerken, telsizli bir sivil polis katılan avukatları ve izleyicilerin yanında durdu. Mübaşirin, katılanlar, avukatları ve izleyicilerden önce duruşma salonuna gelen sanık Tekdemir’le samimi bir sohbeti olduğu gözlendi. Mahkeme salonunun kapısına duruşmayla ilgili bilgi asılmamıştı.

Duruşma Salonu ve Katılım

Duruşma 25 dakika gecikmeyle 10:25’te başladı. Duruşmada sanık Mehmet Ağar’ın avukatı Av. Abdülkadir Toluç, sanık Alper Tekdemir’in avukatı Av. Atakan Berbersaat, sanık Lokman Külünk’ün ve Ahmet Demirel’in avukatı Av. Tuncay Tarkın, sanık Abbas Semih Sueri’nin avukatı Av. Berrin Tunç Köroğlu ve sanık Korkut Eken’in avukatı Av. Gökhan Kılınç ile; katılan Raife Baskın’ın avukatı Av. Yusuf Alataş, kendi adına ve katılanlar adına Av. Sertaç Kamil Ekinci, katılan Sertaç Ekinci’nin avukatı Av. Nuray Özdoğan hazır bulundu. Sanıklardan sadece Alper Tekdemir salonda hazır bulunuyordu.

Duruşmadaki Gelişmeler

Heyet değişikliği nedeniyle önceki zabıtların ve ara kararların okunmasıyla başlanan duruşmada ilk olarak tanık yoklaması yapıldı. Tanıklardan Şevket Öztürk duruşmaya katılmazken tanık Fikri Sağlar’ın ifade vermek üzere hazır bulunduğu belirtildi. Sanık Mahmut Yıldırım’la ilgili yakalama kararının devam ettiği, “Ayışığı” kod adlı tanıkla ilgili Emniyet kayıtlarında herhangi bir bilgi bulunamadığı, “Emek” kod adlı tanığın ise Ankara dışında bir cezaevinde olduğunun tespit edildiği, dinlenmesi yönünde işlemlerin başlatıldığı ifade edildi.

Sonrasında, kamuoyunda Ergenekon Davası olarak bilinen dava dosyasında yer alan, Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanarak dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’a sunulmuş Susurluk Raporu’nun ekleriyle birlikte gönderilmesi için yazılan müzekkereye henüz yanıt gelmediği ancak ekleri olmadan gönderilmek üzere imza aşamasında olduğu; dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in 4 Kasım 1993’te yaptığı konuşmada belirttiği “Ölüm veya İnfaz Listesi” ile ilgili bilgi/belge talebine ilişkin MİT ve Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na yazılan müzekkereye olumsuz cevap geldiği belirtildi.

Duruşmada tanık olarak ifade veren Fikri Sağlar Susurluk Kazası’ndan hemen sonra kurulan Meclis Susurluk Araştırma Komisyonu üyesiydi. İfadelerinde Başbakanlık Teftiş Kurulu Başbakanı Kutlu Savaş tarafından hazırlanan Susurluk Raporu’na ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Sağlar’ın iddiasına göre Rapor’un 12-17 sayfalık bir bölümü “devlet sırrı” ilan edilerek çıkartılmış ve o bölümde örneğin devlete biat etmeyen bir kişinin infazına karar verildiği belirtiliyor. 

Ardından huzura alınarak açık kimlik tespiti yapılan tanık Fikri Sağlar’ın ifadesine geçildi. SEGBİS yöntemiyle görüntü ve ses kaydı alınan ifadesinde Fikri Sağlar özet olarak sanıkları tanımadığını; sadece kendisinin de üyesi olduğu TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu (Yasadışı Örgütlerin Devletle Olan Bağlantıları İle Susurluk’ta Meydana Gelen Kaza Olayının ve Arkasındaki İlişkilerin Aydınlığa Kavuşturulması Amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu) nedeniyle mahkemeye konu olaylardan Yusuf Ekinci’nin öldürülmesine ilişkin bilgisi olduğunu; Komisyon çalışmaları sırasında İbrahim Şahin’le görüştüklerini; İbrahim Şahin’in Ömer Lütfi Topal suikastinde bulunan araca Uzi marka silah yerleştirilerek –Uzi marka silahlar o dönem yalnızca Özel Harekat polislerince kullanılıyordu- suçun üstlerine atılmak istendiğini belirtince kendisinin Yusuf Ekinci ve Kıbrıslı gazeteci Kutlu Adalı’nın da Uzi marka silahla öldürüldüğünü hatırlatması üzerine Şahin’in bocaladığını ve ifadesini değiştirdiğini aktardı.

Katılan avukatlarının hazırladıkları raporda o dönemde bahsedilen ölüm listeleriyle ilgili bilgi olup olmadığı sorusu üzerine Sağlar, listeden bahsedildiğini, Meclis bünyesinde kendi hazırladıkları raporda mahkemeye konu cinayetlere ilişkin genel bilgiler bulunabileceğini; o dönemde Meclis bünyesindeki Komisyonun hazırladığı rapor dışında bir MİT raporu ve bir de dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın talimatıyla Başbakanlık Teftiş Kurulu  Başkanı Kutlu Savaş’ın hazırladığı raporlar olduğunu; mahkemeye konu olaylara ilişkin daha detaylı bilgilerin bu üçüncü raporda (Kutlu Savaş’ın hazırladığı rapor) bulunabileceğini, ancak bu raporun 12 ya da 17 sayfalık bir bölümünün dönemin koalisyon hükümeti liderlerinin kararıyla devlet sırrı ilan edilerek çıkartıldığını; o dönemde kendilerinin dahi bu rapora erişmekte çok zorlandıklarını; Mehmet Eymür’den birkaç defa raporu talep ettiklerini ancak Eymür’ün “Öyle bir rapor yok,” dediğini; daha sonra aynı raporu “Bilgi Notu” olarak istediklerinde “Evet bilgi notu var,” dediğini belirtti.

Katılan avukatlarının tanık beyanlarında mahkemeye konu cinayetlerin kararının MGK’da alındığına ilişkin bilgi olduğu, bunun mümkün olup olamayacağı yönündeki sorusu üzerine Fikri Sağlar, özellikle Kutlu Savaş’ın hazırladığı raporu mahkemenin bütün ekleri ve çıkartılan bölümleriyle birlikte edinmesi halinde cinayetlere ilişkin çok detaylı bilgilere ulaşabileceğini; örneğin raporun bu devlet sırrı olarak çıkartılan bölümünde devlete biat etmeyen bir kişinin yola gelmediği anlaşılınca Türk Emniyet Teşkilatı tarafından infazına karar verildiğinin ve infazın gerçekleştirildiğinin belirtildiğini; raporda buna benzer 100’e yakın infazdan bahsedildiğini belirtti. Mahkeme heyetinin, bahsi geçen ifadenin genel bir ifade mi yoksa sanıklara illişkin bir ifade mi olduğu sorusuna cevaben Fikri Sağlar genel bir ifade olmadığını, matbaa sahibi bir kişinin infazından bahsedildiğini belirtti. Bunun üzerine söz alan katılan avukatı Av. Sertaç Ekinci söz konusu kişinin davanın maktüllerinden Behçet Cantürk olması gerektiğini belirtti.

Fikri Sağlar’ın ifadesinin ardından mahkeme heyeti, daha önceki duruşmada müşteki Sinemi Önder’in avukatı Av. Maruz Kaymaz’ın katılma talebini, müşteki eşi Mehmet Salih Arslan’ın dosyada maktul olarak yer almaması ve suçtan zarar görme ihtimali olmaması nedeniyle reddetti.

Tanık Şevket Öztürk’ün 06.06.1994 tarihli ifadesinde “Benimle çalışan şahsı görürsem tanırım,” dedikten iki yıl sonra, 12.06.1996 ve daha sonra 17.04.1998 tarihinde verdiği ifadelerde öldürülenlere ait fotoğrafları teşhis edemediği belirtilerek, katılan ve sanık avukatlarından Şevket Öztürk’ün tanık olarak dinlenmesine ilişkin görüşleri soruldu. Katılan avukatlarının takdiri mahkemeye bırakması, sanık avukatlarının ise Öztürk’ün dinlenmesinden vazgeçilmesi yönündeki beyanları sonrasında iddia makamı tanık Şevket Öztürk’ün dinlenmesinden vazgeçilmesini talep etti. Ayrıca tanık Ahmet Alp Turan’ın dinlenmemiş olduğu tespit edildi.

Katılan avukatları Fikri Sağlar’ın ifadesinde geçen ve dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz’ın talimatıyla Kutlu Savaş tarafından hazırlanan rapor nedeniyle söz konusu raporların tüm ekleri ve çıkartılan bölümleriyle mahkeme tarafından istenmesi ve Mesut Yılmaz’ın tanık olarak mahkeme huzurunda dinlenmesi taleplerini yineledi. Sanık avukatlarından Av. Abdülkadir Toluç dönemin Başbakanının mahkemeye konu olaylara ilişkin talimat veren ya da alan bir konumu olmadığını iddia ederek bu talebe itiraz etti.

Daha sonra katılan avukatlarının davanın esasına ilişkin sözlü ve yazılı beyanları alındı. Katılan avukatlarının sözlü beyanları sırasında sanık avukatları tarafından sık sık müdahale edildiği ve ikazlara rağmen bu tavra devam edildiği gözlemlendi. Esasa ilişkin beyanlarının ardından avukatlar sanıkların tutuklanmasını ve davaya esas olaylara ilişkin savcılık makamı tarafından insanlığa karşı suç kapsamında ek iddianame düzenlenmesini talep etti. Taleplere ilişkin mütalaası sorulan iddia makamı, delillerin tam olarak toplanmamış olması ve bu aşamada sanıkların kaçma şüphesi bulunmaması nedeniyle tutuklama kararının reddini, yine delillerin tam olarak toplanmamış olması nedeniyle ek iddianame talebinin daha sonra yeniden değerlendirilmek üzere bu aşamada reddini talep etti.

Ara Kararlar

  • Müşteki Sinemi Önder’in katılma talebinin Mehmet Salih Arslan’ın dosyada maktul olarak yer almaması ve suçtan zarar görme ihtimali olmaması nedeniyle reddine;
  • Tanık Şevket Öztürk’ün hazırlık ifadeleri gözetilerek dinlenmesine yer olmadığına;
  • Başbakanlık Teftiş Kurulu’na yazılan rapor cevabının beklenmesine, rapor incelendikten sonra Mesut Yılmaz’ın tanık olarak dinlenmesine yer olmadığına ilişkin ara karardan vazgeçilmesi talebinin düşünülmesine;
  • Tanık Ahmet Alp Turan’ın hazırlık ifadesi incelendikten sonra talimat yazılması hususunun düşünülmesine;
  • Sanık Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama kararının devamına, UYAP’tan kontrol edilmesine;
  • Herhangi bir kayıt bulunmaması nedeniyle Ayışığı kod adlı tanık yönünden işlem yapılmasına yer olmadığına; Emek kod adlı tanığın gizli tanık programına alınarak dinlenmesi işlemlerinin yapılmasına;
  • Suç tarihinden bu yana geçen zaman sanıkların kaçma şüphesi bulunmadığı gözetilerek tutuklanması talebinin reddine;
  • Ek iddianame tanzimi ile ilgili talebin reddine;
  • Sanık Yusuf Yüksel müdafisinin, sanık İbrahim Şahin müdafisinin, sanık Ziya Bandırmalıoğlu müdafisinin, sanık Ayhan Çarkın müdafisinin dilekçeleri uyarınca mazeretlerinin kabulüne;

Duruşmanın 04 Mayıs 2018 günü saat 10:00’a ertelenmesine karar verildi.

Yayınlanma tarihi

6 February 2018

Kategori Listesi

Uncategorized