Bir ‘Faili Meçhul’ Dosya Daha Zaman Aşımına Takıldı

HALA GAZETECİYİZ.ORG

Bir faili meçhul cinayet davası daha sorumlular açığa çıkartılmadan kapandı. 1994 yılında Şırnak’ın Cizre ilçesinde zorla kaybettirmelerin simgesi olan beyaz Toros’la evinden alınıp öldürülen Süleyman Durğut için Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvuru da “kabul edilemez” kararıyla reddedildi.

Anayasa Mahkemesi, Haziran 1994 yılında Beyaz Toros’la evinden alındıktan öldürülen Süleyman Durğut ve o günden bu yana failleri bulunmayan cinayete dair yapılan ihlal başvurusuna “kabul edilemez” kararı verdi.

Plakasız Beyaz Toros Evinden Aldı

39 yaşındaki Süleyman Durğut, Cizre’de, 14 Temmuz 1994 yılında JİTEM tarafından gözaltına alındı. Aralarında JİTEM elemanları oldukları iddia edilen R. H. ve C. kod adlı kişiler tarafından gözaltına alınan Durğut, plakasız beyaz bir Toros’a bindirilerek götürüldü. Ailesi aynı gün emniyete başvuru yaptı ancak, “Bu isimde bir şahıs gözaltına alınmadı” cevabı aldı. Durğut’un cansız bedeni ise İdil ilçesine bağlı Herbak köyü civarında boş bir arazide bulundu. Vücuduna 10 kurşun isabet eden Durğut’un cenazesinin bulunduğu bölgede 30 da boş kovan vardı. Durğut’un kimliğine dair belgeler cesedinin yanında olmasına rağmen teşhis için gerekli soruşturma yapılmadan İdil Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından defin ruhsatı çıkarıldı ve aynı gün “meçhul kişi” olarak defnedildi.

Soruşturmada Somut Adım Atılmadı

Durğut’un öldürülmesine dair açılan soruşturma ise sürüncemede bırakıldı. 19 Aralık 1994’te İdil Cumhuriyet Başsavcılığının verdiği “suçun faillerinin bulunamadığı” gerekçesiyle daimi arama kararı ile yetinildi. Dosya 22 yıl boyunca tozlu raflarda bekletilirken, faiilerin açığa çıkartılmasına dair herhangi somut bir adım atılmadı.

Tek Şüphelinin İfadesi Dahi Alınmadı

Durğut’un kaçırılması olayında yer aldığı iddia edilen bir JİTEM elemanının kimliği de soruşturma aşamasında belirlendi. Ailenin bu yönlü ifadeleri üzerine savcılık Şırnak Emniyet Müdürlüğü ve Cizre Emniyet Müdürlüğü’nden bu şahsın kimliğinin tespit edilmesini istedi. Emniyet tarafından şahsın A. Y. isimli şahıs olduğu bildirilmesine rağmen soruşturma süreci boyunca Y’nin ifadesine başvurulmadı. Durğut’u kaçırdığı iddia edilen R.H. ve C.’nin kimlik tespitlerine dair ise herhangi bir araştırma yapılmadı.

25 Yıllık Adalet Beklentisi Zaman Aşımına Takıldı

Nihayetinde 17 Temmuz 2014’te ise İdil Cumhuriyet Başsavcılığı “zaman aşımı” gerekçesiyle dosyada kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. Aile ve avukatlarının “insanlığa karşı suçlarda zaman aşımı süresinin işlemeyeceği” talebiyle yaptıkları itirazın da reddedilmesinin ardından, son bir umut Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuru yapıldı. Ancak ailenin adalet talebi benzer faili meçhul cinayet davalarında olduğu gibi  “süre aşımı” gerekçesine takıldı ve 25 yılllık adalet arayışları sonuçsuz kaldı.

Red Kararının Gerekçesi: Süre Aşımı

AYM yapılan başvuruya dair “kabul edilemez^” kararı verdi. Red kararının gerekçesinde ailenin AYM’ye geç başvuru yaptığı savunuldu. Kararda şu ifadelere yer verildi: “Eşinin öldürülmesi ile ilgili şikayeti yetkili makamlara iletmede veya soruşturmanın etkisizliğiyle ilgili bireysel başvuru yapmada güçlük çektiği yönünde herhangi bir iddiası bulunmayan başvurusu, Bedran kod adlı kişinin A.Y. olduğunun tespit edilmesine ve bundan başka soruşturmada ilerleme sağlanacağına dair umut verici bir gelişme yaşanmamasına rağmen zaman aşımı süresi doluncaya kadar A.Y.’nin ifadesinin alınmasına yönelik Cumhuriyet Başsavcılığından herhangi bir talepte bulunulmamış; etkili ve yeterli bir biçimde yürütülmediği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz ederek etkisizliğin zaten farkında olduğunu ortaya koyduğu soruşturmanın sonuçlanmasını beklemiştir. Soruşturmanın etkisizliğinin farkında olduğunu açıkça ortaya koyan başvurucunun bireysel başvuruda bulunmak için soruşturmanın sonuçlanmasını beklemesinin gerekmediği dikkate alındığında, Anayasa Mahkemesi’nin zaman bakımından yetkisinin başladığı tarih ile başvuru tarihi arasındaki sürenin makul kabul edilmeyecek ölçüde uzun olduğu ve 20 Şubat 2015 tarihinde yapılan başvurunun süresinde yapılmış bir başvuru olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.”

AYM’nin bu kararıyla birlikte faili meçhul cinayetlerin simgesi beyaz Toros’la gerçekleştirilen zorla kaybettirilme davalarından birisi daha failler açığa çıkartılmadan kapanmış oldu.

Yayınlanma tarihi

9 March 2019

Kategori Listesi

Etiket Listesi