Haysiyet, barış, medeniyet ve nezaket kendi hayatının üslubu, karakteri ve hakikatiydi. Gülüşüne bir bakmak, ailesine ve yakınlarına, onu yad edenlerin aktardıklarına kulak vermek kafi.
Kimi sahici insanlar vardır, iyi ki var, diye düşündüğümüz. Tahir Elçi öyle ender insanlardan işte. Şahsen tanısak da tanımasak da erdemliliği halinden, tavrından ışıyan, ender insanlardan. Her gördüğümde, konuştuğumuzda, bir şey danıştığımda veya herhangi bir vesileyle aklıma düştüğünde, iyi ki var diye düşündüğüm Tahir. Nasıl yazacağımı bilemeden, yazıyorum işte.
Zulüm karşısında acılaşmadan
Hem bizzat yaşadığı hem de tanığı olduğu onca baskı ve zulüm karşısında acılaşmadan, yaşadıklarından kahır, çaresizlik veya nefret yerine, onlardan çok ama çok daha kuvvetli, sakin, dönüştürücü, iyileştirici bir güç yaratan Tahir. Barış ve demokrasi mücadelesini incelikli, yumuşak, dirayetli bir cesaretle ve yılmazlıkla sürdüren Tahir. Çabalarının hakkını disiplinli bir çalışkanlık, titizlikle veren Tahir… Bütün bunları bilen, yazan çok; daha da çok olsun. Ne kadar yazılsa, çizilse yetmez. Sürdürmek, büyütmek lazım gayretini.
Tahir Elçi’nin hakkaniyet, adalet, barış ve demokrasi yolunda yorulmaz gayretiyle kendi şahsi hayatını ayrı ayrı yazmak kabil değil. Samimiliği ve sahiciliği de budur kanımca. Haysiyet, barış, medeniyet ve nezaket kendi hayatının üslubu, karakteri ve hakikatiydi. Gülüşüne bir bakmak, ailesine ve yakınlarına, onu yad edenlerin aktardıklarına kulak vermek kafi…
Gani gani alçakgönüllülük
Etkileyici temkinliliği, medeni mesafesi, kendine onca yakışan mahcubiyeti de hiç çıkmayacak aklımdan. Teklifsiz hallerin, tavırların ortalığı sardığı bir dünyada, belki de farkında olmadan bana öğrettiği, hatırlattığı insani sarsaklığın kıymeti. Epey bir tanışıklıktan sonra, Tahir Elçi’ye nasıl hitap edeyim, Tahir Bey mi, Tahir mi desem, diye düşündüğüm bir telefon konuşmamızda, beni usulca ve ustalıkla nasıl aşırtmıştı takıldığım eşikten. Akıl, fikir veya hal hatır sormak için her aklıma geldiğinde, çekinerek arardım, onca yük ve meşguliyet arasında vaktini alacağız, yoracağız diye. Her seferinde mahcup etti bizi; gani gani alçakgönüllülüğü ile.
Uğurlu bir adamdın, eşinin o isabetli tabiriyle, kınalı bir güvercin… Uğurlar ola. Hakkını ödeyemeyiz, hatıran son nefesimize kadar emanet bize. Az soluklanalım, az dursun da gözyaşımız hele; devam edeceğiz, seni yad ederek…