O arada mezrada 30'u aşkın insanın yüzüstü yere yatırıldığını, dipçiklerle darp edildiğini de iddia eden Abdurrahman Ekinci, kolluk kuvvetlerinin Mikail'e ateş etmeden önce dur ihtarı yapmadıklarını da ileri sürdü.
''Devletin görevi vurup öldürmek mi? Onca insan geldiniz, bir kişiyi sağ yakalayamaz mıydınız? Arkasında onlarca asker, polis, arada 30 metre kalmış, sağ yakala, 300 kişisiniz, helikopter de var, on kişi bile olsa düz bir alanda bir kişiyi kolaylıkla yakalar ama hiç öyle bir çabaya girmediler en öldürücü yerden vurdular. Sanki o gün onu yakalamak için değil öldürmek için gelmişlerdi'' dedi.
Abdurrahman Ekinci, mezaradaki evlerde güvenlik kamerası olduğunu, operasyona gelen askerlerin kameraların fişini çektiğini, Mikail'in vurulduğunu gösteren komşu evin kamera kayıtlarının da silindiğini, cesedin savcı gelmeden, inceleme yapılmadan polis tarafından alınıp götürüldüğünü de iddia etti.
"Peki Mikail neden kaçtı?" sorusuna ise 'Korktuğu için' yanıtını veren Abdurrahman Ekinci ''O kadar büyük bir hiddetle geldiler ki üzerime çullanan 20 polis olmasa ben bile kaçardım'' dedi.
Diyarbakır Barosu ve İHD'nin raporunda neler var?
Diyarbakır Barosu, açıklamasında, Mikail Ekinci'nin öldürülmesi olayında kolluk güçlerinin silah kullanma yetkisini aşması sonucunda, keyfilik ve gücün yasaya aykırı şekilde kullanılmasıyla yaşam hakkının ihlal edildiğini savundu. Olay hakkında ivedi ve etkin bir şekilde soruşturma başlatılmasını talep ederek, hukuki sürecin takipçisi olacağını duyurdu.
İnsan Hakları Derneği yöneticileri de köye giderek Ekinci ailesi ve görgü tanıklarıyla görüştü, ayrıca Çermik cumhuriyet savcılığından bilgi aldı.
İHD de Diyarbakır Barosu gibi Mikail Ekinci'nin yaşam hakkının; keyfi ve orantısız güç kullanılıp hedef alınarak, sırtına isabet eden silah mermisiyle ihlal edildiğini savundu.
İHD ayrıca kolluk görevlileri tarafından evlere yapılan baskın sırasında Ekinci ailesi fertlerine yönelik işkence, kötü muamele, tehdit ve hakaretlerin yapıldığı iddialarına da raporunda yer verdi ve bu konuda da adli ve idari soruşturma istedi.
İHD, söz konusu olayda somut delil niteliğindeki müşteki ve görgü tanıklarına ait beyanlar, görüntü ve telsiz kayıtları, kriminal rapor, ölü muayene ve otopsi raporu gibi verilerin bir bütünen incelenmediğini savundu ve olay yeri bilgilerinin ve delillerinin -drone kayıtları, kolluk personellerine ait telsiz görüşme kayıtları, güvenlik araçlarına ait kamera görüntü kayıtları, olay yerinde bulunan mermi kovanları, görgü tanıklarının beyanlarının- tespit edilmesi, toplanılması ve muhafaza edilmesini talep etti.
Savcılık: 'Silahı vardı, ateş etti'
İHD Diyarbakır heyeti olayla ilgili raporunda Çermik cumhuriyet savcısı ile yaptığı görüşmeyi ve savcının verdiği bilgileri de aktardı.
Rapora göre, cumhuriyet savcısı makamında kendisini ziyaret eden İHD heyetine, Mikail Ekinci ile beraber hakkında yakalama emri olan üç kişi için bir operasyon yapıldığını söyledi. Ekinci'nin silahlı olduğu ve güvenlik güçlerine ateş açtığını kaydetti.
Savcının “operasyon sırasında yapılan kovalamacada maktulün kaçış yönünün drone aracıyla tespit edildiğini, maktulün bir süre motosikletle kaçmaya çalıştığını, daha sonra ise yaya olarak devam ettiğini, üç Polis Özel Harekat personeli ile bir Cinayet Büro personelinin maktulü takip ettiğini, maktulün kaçarken tabancayla kolluk personellerine üç el ateş etmesi üzerine kolluk personelinin de ateş ettiğini” söylediği aktarıldı.
Savcının öte yandan, "maktulün tabancasının tutukluluk yapması üzerine tabancasını atarak kaçmaya devam ettiğini" söylediği de aktarılıyor.
Ayrıca savcı tarafından heyete, "olayla alakalı 3 Polis Özel Harekat personeli, 1 Cinayet Büro personeli ve bir amir olmak üzere 5 personel hakkında “Taksirle İnsan Öldürmek” suçundan soruşturma başlatıldığı, ifadeleri alınan şüphelilerin serbest bırakıldıkları, şüphelilerden swap örnekleri alındığı, kamera ve diğer delillerin tespit edilip toplandığı, maktule ait olduğu belirtilen otomatik tabancanın incelenmek üzere Van Jandarma Kriminal Laboratuvarında olduğu" bilgilerinin verildiği ekleniyor.
İHD raporuna göre Çermik cumhuriyet savcılığı bu operasyon sırasında mezra sakinlerine yönelik işkence ve kötü muamele iddialarına ilişkin henüz kendilerine ulaşan bir şikayet ve ihbarın olmadığını da söylüyor.