Dilan Kortak Davası İzleme Raporu - 18 Nisan 2025

Related Case:
Dilan Kortak Davası
Case Start Date:
17 March 2023
Court Name:
İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi
Documents:
Defendants:
Fatih İnan Bayazit, Yusuf Yavuz Alemdar, Osman Yıldız
Victims:
Dilan Kortak

Dilan Kortak Davası İzleme Raporu - 18 Nisan 2025

Esma Yaşar, 18 Nisan 2025 

Mahkeme: İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi

Esas No:2023/496

İstanbul’un Sancaktepe ilçesinde 3 Aralık 2015 tarihinde emniyet birimlerine gelen ihbar üzerine Dilan Kortak’ın bulunduğu eve polisler tarafından baskın yapıldı. Baskın sırasında operasyona katılan polisler tarafından ateşlenen silahtan çıkan kurşunlar ile yaşamını yitiren Dilan Kortak’ın öldürülmesine ilişkin davanın İstanbul Anadolu 68. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği görevsizlik kararı sonrasında İstanbul Anadolu 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden yargılamanın üçüncü duruşması 18 Nisan 2025 tarihinde görüldü.

Duruşma Öncesi

Saat 10:00’da duruşma salonun önünde Dilan Kortak ailesinin iki avukatı bulunuyordu. Duruşma salonunun bulunduğu koridorda başka duruşmaları bekleyen kişiler bulunuyordu ve bunun dışında koridor sakindi. 

Duruşmanın başlayacağı saat olan 10:00’da katılan avukatlarının duruşmanın başlamasını bekliyor olduğundan duruşmanın başlama saatinden gecikmeli olarak başlayacağı anlaşıldı. Saat 10:17’de mübaşir duruşmanın başlayacağını söyledi ve sonrasında duruşma salonun içerisinde girildi. İçeri girildiğinde mahkeme heyeti duruşma salonuna geldi. 

Duruşma, daha önce belirlenmiş olan başlama saatinden yaklaşık yirmi dakika gecikmeli olarak 10:18’de başladı. 

Duruşmaya Katılım

Duruşmaya Dilan Kortak ailesinin avukatlarından Av. Ömer Çakırgöz, Av. Bülent Aşa ile  sanık Fatih İnan Bayazit müdafi Av. Tolga Yurdakul duruşma salonundaki yerlerini aldılar. Birkaç dakika sonra sanık Yusuf Yavuz Alemdar müdafi Av. Tülay Sinan ve sanık Osman Yıldız müdafi Av. Çağdaş Yıldırım duruşma salonuna geldi. Duruşma salonunda hiçbir sanık bulunmuyordu ve duruşma salonuna girildiğinde bir polis bulunuyordu. Av. Çağdaş Yıldırım’ın duruşma salonuna girdiği sırada duruşma salonunun izleyici kısmına da bir kişi gelerek buraya oturdu. Duruşmanın başlamasından yaklaşık 10 dakika sonra ilk tanık dinlenirken ÖHD üyesi iki avukat duruşma salonun izleyiciler için ayrılmış kısmına gelerek duruşmayı izledi. 

Duruşmanın Seyri

Mahkeme başkanı kimlik tespiti yaptıktan ve dosyaya gelen evrakları söyledikten sonra duruşmanın SEGBİS ile kayda alınacağını söyledi ve SEGBİS kaydına başlandı.

Tanık N.K. duruşma salonuna alındı, tanıklık yeminin ardından mahkeme başkanı olayı ve yargılama sürecini kısaca özetledikten sonra tanığa olayla ilgili bildiklerini söylemesini istedi ve evin krokisine ilişkin elindeki pet şişe ile çeşitli konumlandırma yaparak sorular sordu.

Tanık N.K. duruşmada, olayın gerçekleştiği dört katlı binanın üçüncü katında, operasyonun yapıldığı dairenin ise ikinci katta olduğunu, olay günü saat 21.00 civarında işten geldiğini ve yaklaşık yarım saat sonra polisin binaya geldiğini, polislerin kapısını çalıp operasyon yapılacağını söylediklerini, evden çıkmamaları konusunda uyardıklarını, operasyon sırasında polisin “Teslim ol” diye birkaç kez bağırdığını, ardından koçbaşıyla kapıya vurduklarını ve üç el silah sesi duyduğunu, bina ses yalıtımının zayıf olduğunu, bu nedenle komşu dairelerden gelen yüksek seslerin duyulabildiğini belirtti. N.K. olay sonrası alt kattaki daireye girerek yatak odasında kurşun izleri gördüğünü, evin genel yerleşimini tarif ederken salonun girişinin tam karşısında olduğunu, sağ tarafta banyo ve tuvalet, ilerisinde ise yatak odalarının yer aldığını, dairenin yaklaşık 95-100 metrekare olduğunu, yatak odasında dışarıya bakan bir pencere bulunduğunu ve binada dört daire olduğunu,operasyon sırasında başka herhangi bir ses duymadığını, duyduğu silah seslerinin birbirine benzediğini, ölen kişiyi şahsen tanımadığını, sadece inşaat işinde çalıştığını bildiğini söyledi.

Başkanın ardından savcının sorusu üzerine N.K. teslim ol çağrısının koçbaşıyla kapı vurulduktan sonra yapıldığını söyledi.

“ ‘Teslim Olmayacağım, Beraber Öleceğiz’ Sözünü Duymadım”

Dilan Kortak ailesinin avukatı katılanlar vekili Av.Ömer Çakırgöz tanığa sorduğu sorular üzerine tanık N.K. olay günü kapının koçbaşıyla kırılmadan önce polislerin kapıyı çalmadığını, herhangi bir uyarı ya da ses duymadığını, teslim ol çağrısının da koçbaşıyla kapı kırıldıktan sonra yapıldığını, operasyonun yapıldığı dairede “teslim olmayacağım, beraber öleceğiz” şeklinde bir ifade duymadığını ve bu konuda emin olduğunu söyledi. Ayrıca,olaydan yaklaşık iki hafta sonra daireye girdiğini, dairenin mühürlü olduğunu ve içeri girdiğinde eşyaların dağınık olduğunu, cam ve duvarlarda kurşun izleri bulunduğunu belirtti.

Av.Çakırgöz’ün "eve gidip baktığında evde yatağın olduğu gibi durup durmadığı" sorusuna önce yatağın olmadığı yönünde cevap verdi sonrasında yatağın olduğunu, sorular üzerine yine yatağın olmadığını söyledi.

Katılanlar vekili Av. Bülent Aşa’nın soruları üzerine tanık N.K.,Dilan Kortak’ı daha önce hiç görmediğini, operasyon günü polislerin önce dışarı çıkmamaları yönünde uyardıklarını, ardından polislerin aşağıya inip dairenin kapısının balyozla kırdığını belirtti. Helikopter sesini yalnızca operasyon bittikten sonra duyduğunu ifade etti. Tanık, operasyonun gerçekleştiği dairenin krokisine dair sorular üzerine, evin yerleşimini tarif etti: dış kapıdan girince karşıda salon, sol tarafta mutfak, koridor boyunca sağda banyo ve tuvalet, koridorun sonunda bir yatak odası ve sol tarafta misafir odası olduğunu söyledi. Olayın yaşandığı yerin koridorun sonundaki sol oda olduğunu ve bu odanın kapı ve camlarında kurşun izleri bulunduğunu beyan etti. Av. Aşa’nın operasyon sonrası daireye girip girmediği sorusuna tanık, daireye girdiğini fakat olayın gerçekleştiği  odayı gezmediğini, yalnızca kapıdan uzaktan baktığını söyledi. Odaya girmediğini tekrar vurgulayan tanık, içeride yatak bulunduğunu ve yatağın dağınık olduğunu belirtti. Avukatın olayın geçtiği odada kan ya da temizlik izi görüp görmediği sorusuna ise herhangi bir kan izi görmediğini, dairenin temizlenmediğini ve olay sonrasında olduğu gibi durduğunu ifade etti.

Mahkeme başkanı sanık müdafilerine dönerek tanığa soruları olup olmadığını sordu. Sanık müdafilerinin tanığa soruları olmadığını söylemeleri üzerine başkan mübaşire diğer tanığı duruşma salonuna almasını söyledi.

Duruşmada dinlenecek ikinci tanık duruşma salonuna girdi. Mahkeme başkanı tanığa yemin ettirmesinin ardından yine olayı kısaca özetleyerek tanık L.K.’ye olaya ilişkin bildiklerini anlatmasını söyledi.

“Ondan Fazla Sayıda Silah Sesi Duydum”

Tanık L.K. olay günü üçüncü katta bulunan dairesinde iki küçük çocuğuyla birlikte olduğunu, eşi N.K.’nin işten geldiğini, saat 20.00 civarında polislerin kapıyı çaldığını ve kendilerine "korkmayın, camdan bakmayın, içeri girin" şeklinde uyarıda bulunduklarını söyledi. Teslim olun çağrısının 5-6 kez tekrarlandığını belirten tanık, kapı açılmayınca polislerin koçbaşı ile kapıyı kırmaya çalıştıklarını, çıkan seslerden bunu anladıklarını ifade etti. Operasyon yapılan dairenin bir alt katları olduğunu, oradan kapı zili sesi duymadığını söyledi. Teslim ol çağrılarını duyduğunu, ardından silah seslerinin başladığını ve bu seslerin onu geçtiğini, belki daha da fazla olabileceğini belirtti. İki çocuğunun ağlaması nedeniyle silah seslerinin farklılığı hakkında net bir şey söyleyemeceğini ifade etti.

Tanık, alt kattaki komşularını yalnızca kiracı olarak tanıdıklarını, kadın ve erkekten oluşan bir çift olduklarını, aralarında yalnızca selamlaşma düzeyinde bir iletişim olduğunu belirtti. Komşularının dairesine yabancı kişilerin girip çıktığını hiç görmediğini, olay sırasında dairede olduklarını ve olay bitince polisler tarafından güvenlik amacıyla dışarı çıkarıldıklarını söyledi. Olay sonrası alt kattaki daireye girmediğini, komşu dairelerden yüksek bir ses olmadığı müddetçe sesin genellikle duyulmadığını, alt kattan herhangi bir kadın ya da erkek sesi duymadıklarını ifade etti. Operasyon yapılan dairenin yerleşiminin kendi daireleriyle aynı olduğunu, yatak odasının koridorun sonunda yer aldığını, bu odaya yalnızca koridora açılan bir kapıdan girilebildiğini söyledi. Sesleri duyduklarında olayın kiracılarıyla ilgili olduğunu zannettiklerini, ancak başka birine ait olduğunu öğrenince çok şaşırdıklarını belirtti.

Başkanın ardından savcının sorusu üzerine L.K. olayın tahminine göre yarım saat sürdüğünü söyledi.

Katılanlar vekili Av.Ömer Çakırgöz tanığa sorduğu sorular üzerine tanık, olay günü daireye yönelik “teslim ol” çağrısının koçbaşıyla kapı kırılmadan önce yapıldığını, bu çağrıyı duyduğunu belirtti. Ancak aşağıda zilin çalınıp çalınmadığına dair bir bilgisi olmadığını, bu konuda bir şey duymadığını,  “Teslim olmayacağım, beraber öleceğiz” şeklinde bir kadın sesi duyup duymadığı sorulduğunda ise bunu hiç duymadığını söyledi. Olaydan önce ilgili daireye hiç girmediğini, sadece bina içinde karşılaştıklarında ev sahiplerinin “şurası bizim yatak odamız” gibi genel bir anlatımda bulunduklarını, dairenin planına ilişkin olarak kapıdan girişte koridorun sonunda yatak odasının, girişin ön tarafında sol tarafta ise salonun bulunduğunu belirtti. Av. Çakırgöz’ün evin krokisine dair tanığa sorduğu sorular üzerine  sanık Fatih İnan Bayazıt müdafi Av. Tolga Yurdakul  başka dönerek bunların raporda belli olduğunu söyledi. Sonrasında başkan Av. Çakırgöz’e “başka soru var mı” diye sordu?

Av. Çakırgöz tanığa sorduğu sorularının devamında tanık, silah seslerinin yönüne ilişkin net bir tarifte bulunamayan tanık, olay anında panik içinde olduğunu, seslerin nereden geldiğini hatırlamadığını ve şu anda tarif edemeyeceğini, olaydan sonra da daireye hiç girmediğini söyledi.

Katılanlar vekili Av. Bülent Aşa tanığa olaya dair sorular yöneltti. Sorular üzerine tanık L.K., Dilan Kortak’ı olaydan önce hiç görmediğini, adını da olaydan sonra duyduğunu, kiracılarıyla yalnızca “merhaba” düzeyinde bir ilişkileri olduğunu, gidip gelmelerinin olmadığını söyledi. Olay günü helikopter sesi duyup duymadığı sorulduğunda ise bu sesi olaydan sonra duyduğunu, emin olmamakla birlikte yanlış hatırlamıyorsa helikopterin olay sonrasında geldiğini belirtti. Polislerin kendilerini “korkmayın” diyerek uyardıklarını ve olay sonrasında “güvenlik amaçlı boşaltıyoruz” dediklerini, patlayıcı madde veya bomba olduğuna ilişkin doğrudan bir bilgilendirme yapılmadığını, kapıyı babasının açtığını ve kendisinin çocuklarla salona geçtiğini söyledi. Kiracılarının yatak odası olarak koridorun en sonunda yer alan odayı kullandığını düşündüğünü, bu odanın sol tarafında başka bir odanın daha bulunduğunu bildiğini ama içi hakkında bilgisi olmadığını, olaydan sonra daireye kendisinin hiç girmediğini, babasının girip girmediğini hatırlamadığını belirtti. Binadaki yerleşime ilişkin olarak, giriş katta H. adında bir kiracılarının olduğunu, ancak onun vefat ettiğini, evli olduğunu ve çocuklarının bulunduğunu söyledi. H.’nin eşi ve çocuklarının olay sırasında evde olmadığını, binanın dört katlı olduğunu; giriş kat, birinci kat ve üçüncü katın kiracılar tarafından kullanıldığını, kendilerinin üçüncü katta oturduğunu, en üst katta ise kayınpederlerinin yaşadığını ama olay günü memleketten gelip yanlarına geldiklerini, o sırada bir arada olduklarını söyledi.

Sanık Fatih İnan Bayazit müdafi Av. Tolga Yurdakul, tanığa sorduğu sorular üzerine tanık L.K., apartmanın tamamının kayınpederine ait olduğunu doğruladı. Olaydan sonra dairenin kapısının mühürlendiğini, mühür açılmadan içeri girilmediğini, ne kadar zaman geçtiğini hatırlamamakla birlikte mühür kaldırıldıktan sonra kiracının birileriyle birlikte gelip evi boşalttığını söyledi. Avukatın “Bu kişiler kimdi, sordunuz mu?” sorusuna cevaben, gelen kişilerin hiçbir şey söylemediğini, babasının kim olduklarını ve ne olup bittiğini sorduğunu ancak buna rağmen bilgi alamadıklarını söyledi. 

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar müdafi Av. Tülay Sinan tanığa sorular sordu. Tanık L.K., olay sırasında polislerin ilk olarak kapılarını çaldığını, kendilerine “sakin olun, korkmayın, içeri geçin” dediklerini ve rozetlerini gösterdiklerini, o sırada ailesiyle birlikte salonda olduklarını, eşinin, anne ve babasının da kendisiyle aynı odada bulunduğunu bu nedenle duydukları seslerin ortak olduğunu söyledi. Çatışma seslerinin sayısının 10’un üzerinde olduğunu ancak çocuklarının ağlaması nedeniyle ortamın genel ses durumunu tam olarak hatırlamadığını, yalnızca “teslim ol” şeklindeki bir bağırmayı net olarak duyduğunu söyledi. Avukat Tülay Sinan, tanığa olay sırasında apartmanda herhangi bir kadın sesi duyup duymadığını sordu, tanık kadın sesi duymadığını ve normal bir konuşma tonunu duyamayacaklarını, ancak çok yüksek sesle bağırıldığında sesin kısmen anlaşılabileceğini söyledi. Evde kapıların kapalı olduğunu, olay anında salonda oturduklarını, salonun yatak odasına uzun bir koridorla bağlı olduğunu ve o koridorun diğer ucundaki seslerin yüksekse kısmen duyulabileceğini ancak içeriğinin anlaşılmasının zor olduğunu, çatışma sırasında salon kapısını kapatıp içeride beklediklerini, bu kapalı ortamda olup biteni sınırlı şekilde duyabildiklerini söyledi. Av. Tülay Sinan’ın sesleri duyup duymadığına, seslerin yüksekliğine dair tanığa benzer soruları çok defa tekrarlaması ve kendi ses tonunu yükselterek örnekleme yapması üzerine tanık net bir şekilde ses çok yüksek olduğunda duyabileceklerini diğer türlü duyamayacaklarını ifade etti.

Av. Sinan’ın sorularının bitmesinin ardından Av. Çakırgöz başkana dönerek tanığa birkaç soru daha sormak istediğini söyledi.

Tanık L.K., katılan vekili Av. Ömer Çakırgöz’ün sorusu üzerine, olay sırasında birinci katta oturan H.S.’nin evde olmadığını, işte olduğunu H.S. ile birlikte yaşayan F. ve diğer iki kişinin olay anında evde olup olmadıklarını, yaşanan panik nedeniyle hatırlamadığını söyledi. Avukatın, olaydan bir iki gün sonra komşularla bu olaya ilişkin herhangi bir konuşma yapıp yapmadığını sorması üzerine ise tanık, apartmanı boşalttıkları için komşularla böyle bir konuşma yapmadığını H.S. ile birlikte yaşayan kişilerin olay sırasında apartmanda olmadıklarını, apartmandan çıkmış olduklarını düşündüğünü ifade ettikten sonra, sonrasında ise “evdelerdi” dedi.

Av.Çakırgöz’den sonra katılan vekillerinden Av. Bülent Aşa söz almak istedi. Ancak mahkeme başkanı bunun usule aykırı olduğunu söyledi. Bu sırada söz alan Av. Çakırgöz ise tanığın beyanlarına göre yeni soruların doğduğunu ve maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından bu soruların sorulmasının önemli olduğunu söyledi.  Başkan cevaben usule uygun olarak kendilerine söz verdiklerini bu yaptıklarının uygun olmadığını söyledi. Av. Aşa’da tek bir sorusu olduğunu belirtti. Bunun üzerine Sanık Fatih İnan Bayazit müdafi Av. Tolga Yurdakul, itiraz ettiğinin bu durumun usule aykırı olduğunu söyledi.

Başkan Av. Aşa’ya dönerek bir daha bunu yapmayacağını söyleyerek son bir soru sorabileceğini söyledi. 

Bunun üzerine Av. Aşa tanığa sorduğu sorular üzerine tanık, o zamanlar karşılarında apartman olmadığını,devam cümlesinde apartman olduğunu boş olduğunu, sağ taraflarının dükkân olduğunu, o tarafta başka bina olmadığını, oradan yol geçtiğini,dükkanın üzerinde bina olmadığını,çaprazlarında bina olmadığını,50–100 metre mesafedeki apartmanlardaki komşuların bir kısmını o zaman tanıdığını ancak isimlerini şu anda hatırlamadığını söyledi.

Tanık L.K. duruşma salonundan çıkarken duruşmada SEGBİS aracılığıyla dinlenecek 3. tanık ile bağlantı kuruldu.  

Başkan tanık İ.K.’ya yemin ettirdikten sonra olayı özetleyerek olay ile ilgili bilgisini anlatmasını istedi.

Tanık İ.K. çok hızlı ve karmaşık bir şekilde birkaç cümle söyledikten sonra başkan tanığa “teyze” diye hitap ederek yavaş ve sakin bir şekilde anlatmasını söyledi.

SEGBİS bağlantısındaki sorun nedeniyle tanığın sesi yankılanarak anlaşılmaz bir ses haline dönüşüyordu.

Tanık söze başladıktan sonra aynı sorunun devam etmesi üzerine başkan SEGBİS’in olduğu mahkemeye seslenerek bir memurun gelip bu sesi kontrol etmesini söyledi. 

Devam eden tanık İ.K., olay günü Sarıgazi’de kendi evinde, üçüncü katta çocukları ve geliniyle birlikte bulunduğunu, kapının çalınmadığını, ancak bir ses duyduğu için kapıyı açtığını, kapıyı açtığında kar maskesi takmış polislerin “Korkmayın, biziz” diyerek kendisini sakinleştirdiğini, olay anında silah sesi ya da herhangi bir gürültü duymadığını evde misafir olarak komşuları F.’nin bulunduğunu, polislerin dışarı çıkmamalarını söylediklerini, bu nedenle evden hiç dışarı çıkmadıklarını ve evin içinde de herhangi bir silah sesi ya da başka bir ses duymadığını söyledi. 

Başkan savcıya tanığa sorusu olup olmadığını sordu, savcı sorusu olmadığını söylemesi üzerine Av. Çakırgöz söz aldı. Av.Ömer Çakırgöz, tanığın işitme durumu ve sağlık hali hakkında sorular yöneltti. İ.K., kulaklarında herhangi bir sorun olmadığını, her şeyi duyabildiğini ve herhangi bir hastalığının bulunmadığını belirtti. Çakırgöz, tanığın evinde misafir olarak bulunan F.’nin kim olduğunu sorduğunda, tanık bunun kiracıları ve komşuları olan F. olmadığını, bu F.’nin Tokat’tan komşuları olduğunu ve soyadını hatırlamadığını söyledi.

Ardından Avukat Bülent Aşa, tanığa birinci katta oturan kişilerin isimlerini sordu. Tanık, birinci kattaki kiracıları H.S.’nin öldüğünü, F.S.’nin onun eşi olduğunu ve çocukları olduğunu belirtti. Olay günü birinci katta kimsenin evde olmadığını, bomba ihtimali nedeniyle çıkarıldıklarını ve başka bir bilgileri olmadığını ifade etti. Son olarak, Avukat Bülent Aşa tanığa binanın çevresinde başka binalar olup olmadığını ve komşuları tanıyıp tanımadığını sordu. İ.K., çevrede başka binaların olduğunu ancak komşuları fazla tanımadığını çünkü kendilerinin genelde köyde yaşadıklarını belirtti. 

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar’ın müdafi avukatı Tülay Sinan, olay anında tanık İ.K. ve ailesinin evde nerede olduklarını sordu. Tanık, üçüncü kattaki evlerinde salonda çocuklarıyla birlikte oturduklarını belirtti. Avukat, salon ve ev kapılarının kapalı olup olmadığını sorduğunda, tanık oda kapıların kapalı olmadığını, ancak merdivene çıkan dış kapının kapalı olduğunu söyledi. Avukat açıklamalarında bazı kısımları anlayamadığını belirtti.

Başkan avukatlara yönelerek  “başka sorusu olan var mı?” diye sordu. Başka sorusu olan olmadığı için diğer tanığın dinlenilmesine geçildi.

Polis olan bu tanık duruşma salonuna koridora çıkan mahkeme kapısından değil mahkeme üyelerinin duruşma salonuna girdiği diğer kapıdan  duruşma salonuna getirildi.

Başkan tanık İ.A.’ ya olaya ilişkin bildiklerini anlatmasını istedi. Tanık İ.A., olayın üzerinden yaklaşık 10 yıl geçtiğini belirterek, Anadolu Yakası bölge ekibinde olduğunu ve Sancaktepe’de yapılan bir operasyona katıldıklarını,operasyonun kış mevsiminde, akşam 18:30-19:00 saatleri civarında yapıldığını söyledi. Tanık, kendilerinin operasyon ekibinde değil, çevre güvenliğini sağlayan ekipte olduklarını ve operasyon ekibinin içeri girdiğini ancak o ekibi tanımadığını belirtti. Operasyonun yapıldığı bina hakkında net detaylar hatırlamadığını, karanlık bir ara sokakta olduğunu ve çevrenin dar sokaklardan oluştuğunu söyledi. Operasyonun kaç kişiyle yapıldığı veya krokisi olup olmadığı gibi ayrıntıları hatırlamadığını, operasyon öncesi verilen talimat ve hazırlıklarla ilgili bilgisi olmadığını ifade etti. Operasyonun yapıldığı yer ile kendilerinin çevre güvenliği sağladığı yer arasında yaklaşık iki sokak mesafe olduğunu,binanın kendilerine yaklaşık 50 metre uzaklıkta olduğunu, silah sesleri duyduğunu ancak ışıklar veya başka detayları hatırlamadığını dile getirdi. Başkan, tanığın daha önce verdiği ifadenin içeriğini hatırlattı ve tanık da ifadesindeki bilgilerin doğru olduğunu söyledi.

Savcının tanığa sorularının olmaması üzerine katılanlar vekillerine söz verildi.

Katılanlar vekili Av. Ömer Çakırgöz tanığa olay tutanağında imzasının olup olmadığını sordu, tanık imzasının olduğunu söyledi. Tanık, olay tutanağının tek ve bütün olarak tutulduğunu ifade etti ve bu şekilde her birimden herkesin tek olay tutanağına imza attıklarını söyledi. Silah seslerinin niteliği (üst üste, kesik kesik, tek yönlü ya da karşılıklı) hakkında tanık olayın üstünden 10 yıl geçtiğini belirterek bunları hatırlamadığını söyledi.Avukat, tanığın çevrenin hangi cadde ve sokak kısmında beklediğini sordu; tanık binanın sol tarafındaki yan sokakta olduğunu, ancak binayı tam olarak göremediklerini belirtti. Sancaktepe’deki toplantıya katılamadığını, toplantıya geç gittiğini ve brifing yapılıp yapılmadığını bilmediğini söyledi. Tanık, üzerinde sadece devletin verdiği beylik silahı bulunduğunu ve başka silah taşımadığını, operasyon ekibinde kaç kişinin olduğu ve ekipteki kişilerin her birinde kaç silah olduğu hakkında bilgisi olmadığını söyledi. Operasyonun tahmini süresi ve helikopter sesi duyup duymadığını hatırlamadığını söyledi. Olay yeri inceleme ekibinin muhtemelen operasyon sonrası geldiğini, kendisinin inceleme ekibini görmediğini ancak savcının geldiğini hatırladığını, savcının olay yerine önce girdiğini, ardından inceleme ekibinin geldiğini belirtti. Operasyon ekibinin savcı gelmeden önce olay yerinde tekrar girip çıktığına dair bir bilgisi olmadığını ifade etti.

“Olay Günü Operasyon Amirini Hatırlamıyorum, Değişir Devamlı”

Avukat Bülent Aşa, tanık İ.A.’ya olay günü operasyon amirinin ismini bilip bilmediğini sordu; tanık hatırlamadığını, amirin sürekli değiştiğini söyledi. Operasyonun planlanmasını soran avukata, tanık planlamanın Vatan’dan yapıldığını ve operasyon ekibinin önden girip çevre güvenliğinin alındığını, ardından bölgenin temizlenip girildiğini belirtti. Tanık, kendisini yönlendiren kimseyi hatırlamadığını söyledi.

Avukat, olaydan önce çevrede gözaltı yapılıp yapılmadığını sordu; tanık, olay yerine giderken üç genç gözaltına alındığı bilgisinin kendilerine söylendiğini ancak gözaltı anında orada olmadığını, bu bilgiyi araçta giderken duyduklarını söyledi. Gözaltına alınanların nereye götürüldüğünü bilmediğini belirtti. 

Yusuf Yavuz Alemdar müdafi Av. Tülay Sinan tanığa terörle mücadelede çalışıp çalışmadığını sordu; tanık evet diye yanıtladı. Avukat, operasyonun terör operasyonu olduğunu ekibin tamamının bilip bilmediğini sordu; tanık bunun doğru olduğunu söyledi. Avukat, operasyonun kritik olduğu ve bomba ihtimali bulunduğuna dair bilgi sahibi olup olmadığını sordu; tanık, yapılan operasyonların genellikle böyle kritik ve riskli olduğunu, her zaman bomba veya karşılık gelebilecek tehlikelerin beklendiğini ifade etti.

Bu tanık soruların bitmesi üzerine geldiği kapıdan çıkarak duruşma salonundan ayrıldı.

Duruşmada dinlenecek diğer tanık C.T. mübaşir tarafından çağrıldı, mübaşir başkana bu tanığın orada olmadığını diğer tanığı alalım dedi.

Bunun üzerine hazır olan tanık F.S.K. duruşma salonuna girdi. 

Mahkeme başkanının soruları üzerine tanık,  F.S.K., terörle mücadele şubesinde görevli olduğunu, Uysal Caddesi sokak girişinde çevre güvenliği aldıklarını, olay anında binayı görmediklerini ve çatışma sesleri duymadığını belirtti. Çatışma bilgisinin, operasyondan sonra merkezden telefonla geldiğini, kendilerinin olay başlamadan önce orada bulunduklarını ve yaklaşık 100-150 metre mesafede görev yaptıklarını ifade etti. Silah seslerinin mesafeden dolayı duyulmasının mümkün olmadığını ve binaya girmediklerini söyledi. Ayrıca, zırhlı araçta oldukları zamanlarda genellikle araç içinde kaldıklarını ancak o an dışarıda olduğunu ve yine de silah sesi duymadığını aktardı. 

Savcının tanığa sorularının olmaması üzerine katılanlar vekilleri tanığa sorular sordu.Katılanlar vekili Av. Çakırgöz’ün sorularına karşılık tanık özet olarak, operasyon bilgisini WhatsApp üzerinden şube müdürlüğünden aldığını, görevlerinin çevre güvenliği sağlamak olduğunu, operasyonun detayları hakkında bilgi verilmediğini, evin içine girenleri ve çıkanları görmediğini, çevre güvenliği ekiplerinin kendi aralarında görev paylaşımı yaptığını ve operasyon ekibinin özel harekat ile tahkikat ekiplerinden oluştuğunu,operasyon sırasında adres bilgisi dışında başka bilgi verilmediği, ekiplerin toplu hareket ettiği ve iletişimin WhatsApp üzerinden sağlandığı ifade etti.  Av. Çakırgöz’ün soruların cevabını almak için tanığa bazı soruları tekrar sormasına karşılık sanık Yusuf Alemdar müdafi Av. Tülay Sinan itiraz etti. Başkan Av. Sinan’a “bırakın sorsun bizde cevapları duyalım” dedi. 

Katılanlar vekili Av. Aşa’nın sorularına tanık,olay günü operasyonda dış çevre güvenliğini sağlayan ekibin amirinin kendisi olduğunu ve ekibin iki kişiden oluştuğunu, olaydan önce herhangi bir gözaltı işlem yapılmadığını, dışarıda gözaltına alınan kişilere ilişkin herhangi bir bilgisi olmadığını ve bu tür bilgilere her zaman ulaşmasının mümkün olmayabileceğini söyledi.

Başka kimsenin sorusu olmaması üzerine tanık duruşma salonunda çıkarıldı ve diğer tanık alındı.

Başkan tanık S.E.’ye olaya ilişkin bildiklerini anlatmasını söyledi. Tanık S.E., olay günü çevre koruma görevlisi olarak binanın yan tarafında nöbet tuttuğunu, olayın meydana geldiği daireye yaklaşık 6-7 metre mesafede bulunduğunu ve binayı rahatlıkla görebildiğini, ancak perdelerin kapalı olması nedeniyle içeriyi göremediğini ifade etti. İkinci katta iki odanın ışıklarının yandığını, zemin katta ise ışık görmediğini aktardı. Hava koşullarının yağışsız olduğunu belirtti. Silah sesi duyduğunu, önce bir-iki el, ardından ise art arda ateş edilen sesler geldiğini ve toplamda tahmini 10 el silah sesi duyduğunu söyledi. Silahların kalibresini sesinden ayırt edemeyeceğini belirten tanık, herhangi bir cam kırılması veya dışarıya bir şey atılması görmediğini, sadece kendi bulunduğu cephede böyle bir durumun yaşanmadığını vurguladı. Binaya giriş çıkışları engellemekle görevli olduğunu, olaydan sonra içeri girmediğini ve bina boşaltılmadan görevini amirlerin talimatları doğrultusunda sürdürdüğünü ifade etti. Olayın tam olarak hangi dairede geçtiğini bilmediğini, ışıklarını gördüğü dairenin olayın yaşandığı yer olduğunu düşündüğünü ekledi.

Katılanlar vekili Av. Çakırgöz’ün sorularına karşılık tanık S.E., olay günü bir operasyon kapsamında binanın yan cephesinde, dışarıda, çelik yelekli ve silahlı şekilde dört kişilik bir ekip halinde görev yaptığını, bina girişini göremediğini ve bu nedenle içeriye kimlerin girip çıktığını ya da operasyonun ayrıntılarını bilmediğini ifade etti. Kendisinin ilçe personeli olduğunu, operasyondaki konumlarının görevli amirler tarafından belirlendiğini, bu amirlerin operasyonlara göre değiştiğini ve olay anındaki görevlendirmeyi hatırlayamadığını belirtti. Binaya giriş-çıkışları engellemekle görevli olduklarını, olay bittikten sonra operasyonun sona erdiğinin kendilerine söylendiğini, ancak helikopter sesi, bomba imha ekiplerinin ya da savcının gelip gelmediği gibi detayları hatırlamadığını, yalnızca olay yeri inceleme ekiplerinin araçlarını gördüğünü söyledi. Av. Ömer Çakırgöz’ün kimlerin görevli olduğu, binaya kimlerin girip çıktığı, olay yerinde kimlerin bulunduğu gibi sorularına karşı tanık genellikle “hatırlamıyorum” veya “bilmiyorum” yanıtlarını verdi.

Tanık S.E. katılanların vekili Av. Bülent Aşa’nın soruları üzerine, operasyondan nasıl haberdar olduğuna ilişkin net bir bilgi verememekle birlikte, olayın üzerinden uzun zaman geçtiğini ve hatırlamadığını belirtti. Operasyona kendi inisiyatifiyle değil, amirlerinin yönlendirmesiyle katıldığını, operasyonun yapılacağı bilgisinin verildiğini ve kendilerinin görevlendirildikleri yerlere yönlendirildiklerini söyledi. Operasyon öncesinde olayla ilgili herhangi bir gözaltı hatırlamadığını da ekledi. İçeriye dair bilgi alma yetkilerinin olmadığını belirterek, kendi görev alanları dışında bilgi sahibi olmadıklarını ifade etti.

Sanık Fatih İnan Bayazit Müdafi Av. Tolga Yurdakul, tanığa elindeki dava dosyası içindeki olay yeri incelemenin krokosininin fotoğrafını gösterdi ve bu fotoğrafa göre olay sırasında bulunduğu yeri tarif etmesini söyledi. Av. Çakırgöz de ev ile kendi arasındaki konumu göstermesini istedi. Tanık kısmen tarif ederek tam hatırlayamadığını söyledi. Sonrasında başkan tanığın emniyetteki ifadesini okudu ve operasyona katılan ve çevre güvenliği alan tüm personelin imza atması gerektiğinden olay tutanağını imzaladığını söyledi.

Bu tanığın salondan çıkmasının ardından bir sonraki tanık F.S. ile SEGBİS bağlantısı kurularak dinlenmeye başlandı.

Tanık F.S., mahkeme başkanının soruları üzerine olayın üzerinden uzun zaman geçtiğini belirterek, sadece Atatürk Mahallesinde çevre güvenliği almak üzere görevlendirildiğini ve olay yerine gitmediğini ifade etti. Olayın gerçekleştiği yeri net hatırlamadığını, cadde üzerinde bulunduğunu ve çatışmanın yaşandığı yeri görmediğini söyledi. Silah sesi duymadığını, olay yeriyle kendi konumu arasında yaklaşık 600-700 metre ile bir kilometre arasında mesafe olduğunu belirtti. Olay sonrasında binaya hiç girmediğini ve önceki emniyet ifadesinde söylediklerini teyit etti.

Katılanlar vekili Av. Ömer Çakırgöz’ün sorularını yanıtlayan tanık F.S., olay tutanağında imzasının olduğunu hatırladığını, ancak kaç tutanak tutulduğunu ve olayın detaylarını hatırlamadığını belirtti. Silah sesi duymadığını, çevre güvenliği için orada bulunduklarını ve hangi sokakta olduklarını hatırlamadığını söyledi. Zırhlı ekipte kimlerin bulunduğunu da hatırlamadığını belirterek, o dönem iki zırhlı ekip olduğunu ifade etti. Operasyonun planlamasına dair Sancaktepe’de yapılan toplantıya katılmadığını, olay yerine ne zaman gittiğini ve kim tarafından görevlendirildiğini net olarak hatırlamadığını, muhtemelen büro amiri tarafından yönlendirildiğini düşündüğünü söyledi. Binaya girip çıkan polisleri, olay yeri inceleme ya da bomba imha ekiplerinin gelip gelmediğini bilmediğini, çünkü olay yerine uzak bir konumda bulunduğunu, binayı da göremediğini, bulunduğu yerin muhtemelen cadde üzeri olduğunu belirtti. Arada kaç sokak olduğunu ya da olayın ne kadar sürdüğünü de hatırlamadığını söyledi.

Katılanlar vekili Av. Bülent Aşa’nın sorularına karşılık, tanık F.S., yalnızca kendi ekiplerinin değil başka ekiplerin de bölgede olduğunu, konumlandırmanın ekiplerin tercihine bağlı olmadığını, bu kararı kendilerinin vermediğini binayı görmediklerini, 2015’te gerçekleşen olayın üzerinden uzun zaman geçtiğini, şu anda İstanbul’da görev yapmadığını, bu nedenle o döneme dair net bilgi veremeyeceğini söyledi. O dönem kullanılan zırhlı araçlarda GPS cihazı bulunup bulunmadığı ve günümüzde zırhlı araçlarda GPS olup olmadığı sorulduğunda ise, olabileceğini ama olmayabileceğini de, kesin olarak bilemeyeceğini ifade etti.

Sonraki tanık bomba imha uzmanı C.T. duruşma salonuna geldi. Başkan tanığa olaya dair bildiklerini anlatmasını istedi.

Tanık C.T., bomba imha uzmanı olarak görev yaptığını, şüpheli paket, patlama sonrası inceleme ve operasyon sonrası bomba arama gibi durumlara müdahale ettiklerini belirterek, olayın üzerinden uzun zaman geçtiği için 2015 tarihli olaya dair detayları hatırlamadığını, olay günü operasyon bittikten sonra olay yeri ekipleriyle birlikte daireye girip bomba araması yaptıklarını, ancak bomba bulup bulmadıklarını hatırlamadığını, operasyon sırasında içeride olmadıklarını, yalnızca sonrasında çağrıldıklarını, bu nedenle operasyon birimlerine önceden herhangi bir bilgi verilmediğini söyledi. Olay yerine kendi ekiplerinden birkaç kişiyle birlikte gittiğini, üzerlerinde koruyucu kıyafetler bulunduğunu, arama sırasında olay yeri inceleme ekiplerinin görüntü kaydı aldığını, aramanın evin tüm bölümlerinde yapıldığını ancak bomba ya da bomba yapımına dair bir şey bulup bulmadıklarını hatırlamadığını belirtti. 30 yıllık tecrübesiyle yüzlerce olaya müdahale ettiğini, bu nedenle olayları karıştırmamak adına yanlış bilgi vermek istemediğini ve tutanakta ne yazıyorsa onun esas alınmasını belirtti.

Tanık C.T., savcının “sadece bomba ihbarı yapılan operasyonlarda mı görev alıyorsunuz yoksa bütün terör eylemleri yada terör operasyonlarında” sorusuna “Operasyon birimleri çagırırsa savcı kararıyla veya mahkeme kararıyla gidiyoruz bekliyoruz aşağııda. Sonrasında arama yapıyoruz”dedi.

Katılanlar vekili Av. Çakırgöz’ün tanığa soruları üzerine tanık, bomba imha aracında (zırhlı bir araç değil) oldukları için olay sırasında silah veya çatışma sesi duymadıklarını, birçok polis aracı nedeniyle olay yerine uzak bir noktada olduklarını ve mesafeyi hatırlamadığını; mevsim ve tarihi de hatırlamadığını, tutanak okunursa bomba bulunup bulunmadığını hatırlayabileceğini, ancak şu an hatırlamadığını belirtti. Olay anında binaya kimlerin girip çıktığını ya da operasyon ekibini görmediğini söyledi. Olay yeri inceleme ekibiyle birlikte binaya girdiklerini, onlar delil toplarken kendilerinin bomba aradığını ve arama sırasında video kaydının alındığını ifade etti. Maktulün pozisyonunu ya da bina içindeki durumu da hatırlamadığını belirtti. 

Avukat, olay yeri inceleme tutanağı ve video/fotoğraf gösterilirse tanığın hatırlamasının mümkün olup olmadığını sordu. Mahkeme başkanı ile Av. Çakırgöz dosyayı inceledikten sonra Bomba İmha Ekibi tarafından tutulmuş bir tutanak olmadığını belirttiler. Bunun üzerine başkan "çekilen videonun olduğu CD’yi izleyelim" dedi. Ancak başkan dosya içerisinde CD olmadığını, fotoğraflar olduğunu söyledi. Av. Çakırgöz CD’lerin adli emanette olduğunu söyledi, başkan "UYAP’ta görünmesi lazım ama CD yok." dedi.

Bu sırada Fatih İnan Bayazit Müdafi Av. Yurdakul “olay yeri inceleme raporunda fotoğraf çekimi var. Video kamera çekimi var gibi tik atmış. Kroki var.” dedi.

Başkan tanığa CD durumu netleştikten sonra gelecek celse tanığa onu tekrar dinleyebileceklerini söyledi.

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar Müdafi Av. Tülay Sinan sorusu üzerine tanık, maktul üzerine bomba ararken eldiven takılmış bir şekilde el ile ceplere vs. bakıldığını kişinin konumunu değiştirmediklerini söyledi.

Sanık Fatih İnan Bayazit Müdafi Av. Yurdakul sorusu üzerine tanık, her operasyona gitmediklerini, TEM’in değerlendirmesi sonrası kendilerinin operasyonlara çağrıldıklarını söyledi.

Tanık duruşma salonundan çıkarıldı bu sırada Sanık Osman Yıldız Müdafi Av. Çağdaş Yıldırım başka duruşması olduğunu söyleyerek duruşma salonundan ayrıldı.

Bir sonraki tanık O.K. SEGBİS ile bağlandı. Tanık, olay günü Sancaktepe İlçe Emniyet Müdürlüğü personeli olarak takviye amaçlı görev yaptığını, çevre güvenliği sağlamakla görevli olduğunu, olay yerinde çatışma sesi duyduğunu ancak sayısını net hatırlamamakla birlikte 10-15 el civarında orta şiddette ateş edildiğini ifade etti. Binanın görülebildiğini, üç katlı eski bir yapı olduğunu ancak ışıkların veya içerinin net olarak görülmediğini belirtti. Operasyonun TEM Şube tarafından yürütüldüğünü, kendilerinin binaya hiç girmediğini, yalnızca sokak girişlerini kapatarak güvenlik aldıklarını söyledi. Olay anında yanında F.S., S.E.gibi diğer polislerinde çevre güvenliği sağladığını, bu kişilerin konumlarını net hatırlamamakla birlikte hep birlikte çevre emniyeti aldıklarını belirtti. Bazı tanıkların silah sesi duymamış olmasının mesafeyle ilgili olabileceğini, olay yerinden uzak olan kişilerin duymamış olmasının normal olduğunu ifade etti. Başkan tarafından emniyette verdiği ifadesi de okunarak kendisine hatırlatıldı; tanık, o ifadeleri doğruladı.

Av. Çakırgöz’ün tanık O.K’ya soruları üzerine tanık operasyon günü Sancaktepe İlçe Emniyet TEM Güvenlik Büro Amirliği personeliyle birlikte olay yerine gittiğini, konumlandırma talimatını operasyonu yürüten TEM Şube’den aldıklarını belirtti. Olay sırasında seri atış sesi duymadığını, silah seslerinin yoğun olmadığını ve olayın kısa sürdüğünü ifade etti. Binaya giren polislerin kim olduklarını ve kaç kişi olduklarını bilmediğini, sadece destek amaçlı çağrıldıklarını söyledi. Silah seslerinden sonra binaya emniyet şeridi çekildiğini, savcı ve uzman ekipler gelene kadar binaya giriş olmadığını, ancak detayları ve zamanlamaları hatırlamadığını vurguladı. Operasyona katılan tüm birimler yani tüm kolluk personeli polis memurlarının olay tutanağını imzaladığını kendisinin de bu nedenle  imzaladığını belirtti.

Av. Bülent Aşa’nın soruları üzerine tanık, binada yaşayanların sesler kesildikten sonra tahliye edilmiş olabileceğini, ancak kimlerin ne zaman tahliye edildiğini hatırlamadığını ifade etti. Ayrıca, kendisinin herhangi bir gözaltı işlemi yapmadığını, Sancaktepe İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde çalışıyor olmasına rağmen bu sürece dair bilgisinin olmadığını vurguladı.

Bir sonraki tanık M.A.T. SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Tanık, olay günü bomba imha biriminde şoför olarak görevli olduğunu, istihbarat üzerine hazırlık yaparak bomba imha ekibini operasyon yerine götürdüğünü ve operasyon sonrası bina içine bomba uzmanı C.T. ile birlikte bomba aramak amacıyla girdiğini,binada herhangi bir bomba veya patlayıcı maddeye rastlanmadığını, sadece yerde yatan bir şahıs gördüğünü söyledi. Olay yerinin kendileri tarafından video kaydına alınmadığını, olayla ilgili bir tutanağa imza attığını, imza atıp atmadığını net hatırlamasa da bomba bulunmadığına dair TEM Şubenin hazırladığı tutanağı imzaladığını söyledi.

Av. Çakırgöz’ün tanığa soruları üzerine tanık, olay sonrasında bina dışında beklediği, silah sesleri kesildikten yaklaşık 5-10 dakika sonra içeri girdiğini, içeride yapılan bomba aramasına bomba imha uzmanının yardımcısı olarak katıldığını, aynı zamanda şoförlük yaptığını ve arama sırasında eldiven kullandığını, arama esnasında video kaydı yapılmadığını, maktulün yerde yan yatmış halde olduğunu, üzerinde bomba veya el bombası benzeri bir şey görmediklerini, bu nedenle bomba olmadığını düşündüğünü ve maktulün pozisyonunu değiştirmediklerini söyledi.

Av. Aşa’nın sorularına karşılık tanık,maktulün bulunduğu odanın daireye girildiğinde sağda olduğunu, yerde yan yatar vaziyette olduğunu ve ayak ucunun pencereye, başının ise kapıya baktığını,yalnızca odada bir yatak olduğunu ama yerini tam hatırlamadığını,aramada patlayıcı madde bulunmadığını, ancak sol tarafta pencere önünde duran bir çekyatın altında küçük bir tabanca bulduklarını, bu silahı kendilerinin mi yoksa daha sonra gelen TEM şubesinin mi bulduğunu net hatırlamadığını söyledi.

Tanık beyanlarının bitmesinin ardından Av. Çakırgöz söz alarak dosyanın mevcut durumu ile taleplerini dile getirdi. Av. Çakırgöz  özetle;

  • Dilan Kortak’ın elbiselerinin 2015’te adli emanete teslim edildiğini, ancak emanet kaydında yer almadığını, bu nedenle hala atış mesafesinin bilinmediğini, adli emanette teslim alan polis memurunun sicil bilgilerinin Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan sorulması ve elbiselerin akıbetinin belirlenmesini,
  • Olay yerine gelen helikopter ile ilgili UYAP’ta herhangi bir belgeye rastlanmadığını, helikopterin kalkış/iniş bilgileri ve uçuş saatlerinin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden istenmesi,
  • Tanık E.Ö’nün mahkemede verdiği beyanında üzerinde MP5 uzun namlulu silah olduğunu ve aynı zamanda zati demirbaş olarak da ayrıca bir silahının olduğunu söylediğini ancak mahkemeye gönderilen zimmet defterinde E.Ö.’ye bir adet MP5 silah, üzerine kayıtlı üç adet şarjör ve 75  mermi verildiğinin belirtildiği;Bu çelişkilerin giderilmesi için Emniyet’e tekrar müzekkere yazılması ve zati demirbaş kayıtlarının, ilgili dönemde bu polislerin katıldığı tüm operasyonlar ile silah kullanımı bilgisinin gönderilmesini,
  • Olay yeri keşfinin bomba imha ekipleri ve sanıklarla birlikte, yer gösterme usulüyle yapılmasını,
  • Bomba imha ekiplerinin olay yerinde bulunup bulunmadığı konusunda tanık beyanları ile mevcut videolar arasında çelişkiler olduğunu bu nedenle bomba imha ekiplerinin görüntülerinin olup olmadığının Emniyet’ten sorulmasını,
  • Olayda envantere kayıtlı olmayan bir silahın olduğunu  ve iki ay sonra başka bir faili meçhul olayda da bu silahın kullanılmasının, silahın resmi olmayan biçimde dolaşımda olduğunu gösterdiğini,
  • Sanık polislerin FETÖ üyeliğinden yargılandıkları ve bir kısmının ceza aldığı, bu operasyonun da FETÖ’nün “kaos yaratma stratejisi” çerçevesinde değerlendirilmeye açık olduğunu belirterek;
  • Sanıkların tutuklanmasını talep etti.

Av. Bülent Aşa’nın da benzer talepleri oldu.

Savcı, Sanık Osman hakkındaki yakalama kararının infazının beklenmesine,olay yeri kamera görüntülerinin temin edilmesine, eksiklikler giderildikten sonra  mahallinde sanıklar ve olayda bomba imha uzmanı tanıklarla keşif yapılmasına ilişkin mütalaa verdi. 

Sanık Yusuf Yavuz Alemdar Müdafi Av. Tülay Sinan, müvekkilinin bugüne kadar hiç bir yere kaçmadığını hakkında yürütülen önceki davada da hiçbir yere kaçmadığını, dosyada delillerin büyük kısmının toplandığını ve tutuklama talebi ile katılan vekillerinin tüm taleplerinin reddini talep etti.

"Polislerin zimmetli silah dışında kendi şahsi silahları da vardır ve operasyonda verilen zimmetli silah dışında şahsi silahının da yanında olması suç değildir.”

Sanık Fatih İnan Bayazit Müdafi Av. Yurdakul, tanık S.E’nin ifadesinde olay yerinde farklı silah sesleri duyduğunu, olay yeri inceleme raporlarıyla da birden fazla silahın kullanıldığı kanaatine varılabileceğini belirtti. Tanık M.A.T.’nin olay yerinin arka kısmının karanlık olduğunu söylediğini, olayın da bu kısımda gerçekleştiğini vurguladı. Müvekkilinin, duruşmada da belirttiği üzere, bomba ihtimali nedeniyle insanları tahliye etmediğini; panik yaratmanın operasyonu riske atabileceğini söyledi. Olay anında kamera kaydı olmamasının şüphe yaratmaması gerektiğini, panik ve bomba ihtimali sebebiyle ilk anda çekim yapılmamasının normal olduğunu belirtti. Kovanların polis silahı olduğuna dair bir delil bulunmadığını, söz konusu kovanın örgüt evinde başka bir olayda kullanılmış olabileceğini dile getirdi.Çevre güvenliği alan polislerin her ayrıntıyı hatırlamasının beklenemeyeceğini, hatırlamamanın art niyet anlamına gelmediğini söyledi. Müvekkilinin kendi isteğiyle emekli olduğunu ve hakkında herhangi bir FETÖ soruşturması bulunmadığını belirtti. Zimmetli silahlar konusunda, polislerin görev sırasında zimmetli silah dışında kendi şahsi silahlarını da kullanabildiğini, bunun hukuka aykırı olmadığını ifade etti. Olay tutanağının tek tutulmasının usul gereği olduğunu, her polis memurunun her anı görmesinin beklenemeyeceğini belirtti. Sonuç olarak, dosyadaki delillerin büyük ölçüde toplandığını, kaçma veya delil karartma şüphesi bulunmadığını belirterek, tutuklama taleplerinin ayrı ayrı reddini talep etti.

Sonrasında Av. Çakırgöz CMK 216/2 gereği beyanda bulunmak istediğini söyledi. Av. Çakırgöz, sanık müdafilerinden birinin, olayda kullanılan silahın sanığın kendi silahı olabileceğini ve olay yerinin "örgüt evi" gibi bir yer olduğunu iddiasına karşılık; Dilan Kortak’ın öldürülmesinde kullanılan silahın olaydan iki ay sonra başka bir sansasyonel olayda yeniden kullanıldığını ve bu durumun dikkatle incelenmesi gerektiğini belirtti. Olay tutanağında, güvenlik güçlerinin başka bir kişiyle çatışmaya girdiğine dair herhangi bir beyan olmadığını, yalnızca Dilan Kortak’tan söz edildiğini ifade etti. Olay sonrası güvenli şekilde ayrıldıkları tutanaklarda belirtilirken, aynı silahın iki ay sonra tekrar ortaya çıkmasının, silahın polislerce kullanıldığını ve sonrasında korunduğunu düşündürdüğünü söyledi. Bu durumun ortaya çıkmasında ise etkin soruşturma yürütmeyen savcılığın sorumluluğu olduğunu, silahların toplanıp balistiğe gönderilmediğini, swap örneklerinin alınmadığını vurguladı. Silahın Dilan Kortak’ın ölümünden önce değil, sonra başka bir olayda kullanıldığının sabit olduğunu, bu nedenle silahın Kortak ailesinden birine ait olduğuna dair iddiaların dayanaksız olduğunu ifade etti. Bu verilerin, müvekkilin çocuğunun yargısız bir infazla öldürüldüğünü gösterdiğini ve bunun da tutuklamayı gerektiren en önemli nedenlerden biri olduğunu belirtti.

Avukatların beyanları sonrasında başkan 13:08’de karar vermek için beş dakikalık ara verdiğini söyledi ve mahkeme heyeti ile savcı duruşma salonundan ayrıldı ve izleyiciler duruşma salonunda kalmaya devam etti.

Mahkeme ara kararlarını açıklamak üzere beş dakikalık ara vermişse de yaklaşık yarım saatlik aranın ardından mahkeme heyetinin duruşma salonuna gelmesiyle duruşmaya 13:36’da devam edildi. 

Ara Kararlar:

  1. Sanık Osman hakkında çıkarılan yakalama emrinin devamına,
  2. Sanıklar Fatih ve Yusuf hakkında yurt dışına çıkamamak şeklinde adli kontrol tedbirinin devamına ve tutuklama talebinin reddine,
  3. AYM kararında belirtilen şimdiye kadar dinlenmeyen tanıkların dinlenmesine,
  4. İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesinin ilgili dosyaların fiziki olarak gönderilmesinin istenmesine ve bu dosyalar incelendikten sonra AYM’nin ihlal kararı dikkate alınarak kovuşturmanın genişletilip genişletilmeyeceği ya da suç duyurusunda bulunup bulunulmayacağına karar verilmesine, şimdilik suç duyurusunda bulunma talebinin reddine,
  5. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'ne müzekkere yazılarak olay esnasında polis helikopteri kullanılıp kullanılmadığına ilişkin bilgi istenmesine,
  6. Sancaktepe Emniyet Müdürlüğü'ne istihbari bilgi veren kişinin açık kimliğinin belirlenerek tanık olarak dinlenmesi talebinin reddine,
  7. Sanıkların başka operasyonlara katılıp katılmadığının belirlenmesi talebin reddine,
  8. Katılan vekilleri tarafından hakkında KYOK kararı verilen şüpheliler ve tanıklar M.S. ile E.Ö’nün suç tarihinde operasyon öncesi verilen tabancaların cinsi, markası mühimmatları ve adedi ile operasyon sonrasında tarafından teslim edilen mermilerin cinsi ve miktarına ilişkin tutulmuş tutanaklar arasında çelişkiler olduğu, çelişkilerin giderlimesi talep edilmişse de İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü'nden gelen yazı cevabı,sanık savunmaları tanık anlatımlarının benzer olması nedeniyle yazı alınması talebin reddine,
  9. Maktulün kıyafetlerinin kime teslim edildiğine ilişkin ayrıntılı bilgi verilmesi için İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü ile İstanbul CBS’ye yazı yazılmasına, sonrasında maktule ait olan eşyaların Adli Tıp Kurumuna gönderilerek atışın uzak, bitişik, yakın atış olup olmadığı konusunda ayrıntılı rapor alınmasına ilişkin müzekkereye cevap verilmediğinden tekidine,
  10. İl Emniyet Müdürlüğü, Adli Emanet Memurluğu ve İstanbul Anadolu CBS’ye ayrı ayrı müzekkere yazılarak olaya ilişkin olay yeri inceleme görüntüleri, video kayıtları, fotoğrafların ayrı ayrı istenmesine,
  11. Olayın meydana geldiği yerin civarında bulunan apartmanlarda yaşayan kişilerin tespit edilerek tanık olarak dinlenmesi talebinin reddine,
  12. Tanıklar dinlendikten ve ilgili Ağır Ceza Mahkemesine yazılan dava dosyası mahkemeye gönderilip incelendikten ve adli tıp kurumuna yazılan yazı cevabı gelmesinden sonra mahallinde suç tarihi dikkate alınarak bir balistik uzmanı, iki adli tıp uzmanı ve yeteri kadar manken kişilerle birlikte sanıklar ve haklarında KYOK kararı verilen tanıkların da huzurunda 03/12/2025 tarihinde mevcut kamera görüntülerinin olay yerinde uygulanarak keşif yapılmasına, şimdilik keşif yapılmasına yer olmadığına karar verdi.

Bir sonraki duruşma  7 Kasım 2025 günü saat 10:00’da yapılacak.