Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde 1993 yılında 11 sivilin zorla kaybedilmesi hakkında açılan dava, Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye devam ediyor. Kulp Jandarma Karakol Komutanı Ali Ergülmez,11 kişinin kaybedildiğini duymadığını söyledi.
Duruşmaya, davanın tek tutuksuz sanığı olan eski Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk katılmadı. Avukatları mahkemeye 5 günlük sağlık raporu verdi.
Mağdur avukatları Erkan Şenses, Nahit Eren, Muhterem Süren, Cihan Ülsen, Mahsum Batı ve Hasan Anlar’ın yanı sıra mağdur yakınları da duruşmaya katıldı.
Duruşmada Kumpas Mağdurlarıyla Dayanışma Derneği yöneticileri bulundu. Duruşmayı Hollanda Konsolosluğu’ndan Eric van Oudheusden ve Şırnak Barosu ve Hakikat Adalet ve Hafıza Merkezi tarafından oluşturulan dava izleme komisyonu da duruşmayı gözlemci olarak izledi.
9.15’te başlaması gereken duruşma saat 10.00’da başladı. Mahkemenin heyeti değişti.
Sanık Ertürk’ün avukatları mahkemeye yargılamanın Milli Savunma Bakanlığının iznine bağlı olduğunu iddia ederek görevsizlik kararı verilmesini istedi. Mahkeme savcısı da görevsizlik kararıyla dosyanın Askeri Mahkeme’ye gönderilmesini istedi. Mahkeme görevsizlikle ilgili kararını bir sonraki duruşmada açıklayacak.
Kıdemli albay zorla getirildi
Duruşmada dönemin Kulp Jandarma Komutanı Ali Ergülmez tanık olarak dinlendi.
Geçtiğimiz duruşmalarda kaybedilen köylüler, yakınları gözaltına alındıktan sonra Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk’ün yanına gittiklerini, Ertürk’ün kendilerine “sizi buraya Ali mi gönderdi” dediğini ve kendilerini kovduklarını söylemişti.
Mahkeme bu konuyla ilgili olarak Ergülmez’in ifadesinin alınmasına karar vermişti. Ergülmez geçtiğimiz duruşmaya katılmadığı için mahkeme heyeti zorla getirilmesine karar vermişti.
Ergülmez, ifadesini görev yaptığı yer olan İstanbul’dan SEGBİS aracılığıyla görüntülü ve sesli olarak yaptı. SEGBİS bağlantısı uzun süre sağlanamadı. Kayıt sistemi yoktu. Mahkeme başkanı katılan avukatların sorularına sık sık müdahale etti.
Ergülmez ifade verdi
Yavuz Ertürk’ü tanıdığını söyleyen Ergülmez ifadesinde şunları söyledi:
“1993-1995’te Diyarbakır Kulp, Muş, Bingöl Şenyayla bölgesinde görev yaptığını biliyorum. Şenyayla bölgesinin bir kısmı Kulp Jandarma Komutanlığının görev alanındaydı. Van’dan Hakkari’ye sınır ötesine kadar operasyon yapan bir komutan olduğunu biliyorum. Hakkari Van illeri başta olmak üzere terör operasyonları yapıldığını biliyorum. Ben önce yüzbaşı sonraki yıl binbaşı olarak görev yaptım.”
“Komutanın Alaca köyü bölgesinde icra edip etmediğini bilmiyorum. Biz beraber operasyona çıkmayız. Biz sadece adli durumlarda operasyonlara katılırdık. Benim şahıslarla ilgili bilgim yok.”
Komutan: Hatırlamıyorum
Mahkeme tanık beyanlarını tutanağa geçerken sık sık müdahil avukatları ile tartıştı. Tanığa soru sorulurken de avukatlarla mahkeme başkanı arasında tartışma yaşadı.
Ergülmez, Kulp’ta görev yaptığı dönemde 11 kişinin kaybolduğunu duymadığını söyledi.
Müdahil avukatlarının pek çok sorusuna “Hatırlamıyorum” diye cevap verdi; “Alaca köyünde operasyon yapsaydı haberimiz olurdu” dedi.
Ergülmez,”Köyün boş olduğunu biliyorum. İsmi geçen köylüleri tanımıyorum” dedi.
“Kayıtlarda vardır”
Müdahil avukatları Yavuz Ertürk’ün bu köyün dolu olduğunu ve 100’e yakın kişinin gözaltına alındığını ve yerel birliklere teslim edildiğini söylediğini aktardı. Ergülmez, “Varsa kayıtlarda mevcuttur” diye cevap verdi.
Ergülmez, Yavuz Ertürk’ün Şenyayla Bölgesinde operasyonlar yaptığını söyledi.
Mahkeme Başkanı: Tanığı sorgulamıyoruz
Mahkeme başkanı sorular devam ederken “Sorularınızı toparlayın. Akşama kadar tek tanık yapmayalım. Tanığı yargılamıyoruz” dedi.
Bunun üzerine tanım Ergülmez’ “Ben tanığım. Sorulara yasal sınırlar içinde cevap veriyorum” dedi.
Misbah Akdeniz, tanık beyanlarına ilişkin konuştu:
“Ben Ali Bey’in yanına gittim. Biz aile gibiydik. Bana benim haberim yok. Ben senin babanı bırakacaktım bu iş direk Genelkurmay’a baglı Bu adam hepinizi öldür dedi. Ben de korucu oldum. 682 silahla Ali Bey’in sağ kolu oldum” dedi
Ergülmez, Akdeniz’in korucu olduğunu bildiğini ancak bunları söylemediğini belirtti.
Bir sonraki duruşma 16 Ocak 2017’ye ertelendi.