Metin Lokumcu Davası İzleme Raporu – 6-7 Ocak 2022

Hafıza Merkezi – 6-7 Ocak 2022

Mahkeme: Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi

Esas No: 2021/273

31 Mayıs 2011 tarihinde dönemin Başbakan’ı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim gezileri kapsamında Artvin’in Hopa ilçesinde düzenleyeceği miting öncesi, Hopa Cumhuriyet Meydanı’nda çay üreticilerinin sorunları ve bölgede yapılması planlanan hidroelektrik santral (HES) projeleriyle alakalı basın açıklaması yapmak isteyenlere karşı polis müdahalesi gerçekleşti. Müdahale sırasında kullanılan kimyasal gaz sebebiyle emekli öğretmen Metin Lokumcu kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti.

Metin Lokumcu’nun ölümünden yaklaşık 10 yıl sonra Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen ikinci duruşma sonrası; mahkeme görevsizlik kararı vererek dosyayı Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi.

Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 20 Aralık 2021 tarihinde görülen ilk duruşmaya yargılanan 13 sanık polis SEGBİS yöntemiyle bağlandı ancak bağlantı sırasında yaşanan kopukluklar, sanık sorgularının sağlıklı bir şekilde yapılamaması sebebiyle yapılan itirazlar sonucunda, mahkeme heyeti sanıkların bizzat duruşmada bulunmasına karar vererek duruşmayı 6-7 Ocak 2022 tarihlerine erteledi.

6-7 Ocak 2022 tarihlerinde görülen duruşmanın öncesinde 40 çevre ve ekoloji örgütü duruşmaya katılım çağrısında bulundu.

6 Ocak 2022

Duruşma Öncesi ve Katılım

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Trabzon Baro Başkanı ve TBB Başkan Yardımcısı Sibel Suiçmez, İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, Artvin Baro Başkanı Ayla Varan, Ankara Baro Başkanı Kemal Koranel, Giresun Baro Başkanı Soner Karademir, Samsun Baro Başkanı Pınar Gürsel Yıldıran, Diyarbakır Barosu YK Diyar Çetedir, İstanbul Barosu YK Elif Görgülü, Denizli Barosu YK Hasan Ozan Orpak, Antalya Barosu YK Çağlar Şenel ve Van Barosu YK Kadir Kutevi duruşmaya katılmak için geldi.

CHP Milletvekilleri Gülizar Biçer Karaca, Orhan Sarıbal, Sezgin Tanrıkulu, Ahmet Kaya, Zeynep Altıok, HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Murat Çepni, Züleyha Gülüm, TİP Milletvekili Sera Kadıgil, Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk, Sol Parti Parti Meclisi Üyesi Alper Taş, Eğitim-Sen temsilcileri ve Trabzon Emek ve Demokrasi Güçleri duruşmayı izlemek üzere adliye önündelerdi.

Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Çervatoğlu, Kemalpaşa Belediye Başkanı Ergül Akçiçek, Borçka Belediye Başkanı Ercan Orhan ve Ardanuç Belediye Başkanı Yıldırım Demir de duruşmaya gelerek Metin Lokumcu ailesiyle dayanışma gösterdi.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Af Örgütü ve Eşit Haklar İzleme Derneği temsilcileri davayı takip etmek üzere geldiler.

ANKA Haber Ajansı, BirGün Gazetesi, Artvinden.Com, RizeNabız.Com ve Kuzey Tv muhabirleri davayı takip etmek için geldiler.

Trabzon Adliyesi’nin ikinci katında bulunan 2. Ağır Ceza Mahkeme salonuna öncelikle sanık polisler ve avukatları alındı. Salonun küçük olmasından kaynaklı ek koltuklar getirilerek davacılar, baro başkanları, avukatlar ve izleyenler salona sığmaya çalıştı. Birçok izleyici dışarda kaldı.

Duruşma 10.02 itibariyle başladı.

Duruşmaya Dair

Müştekiler Ayşe Bekar, Mete Lukumci, Gülay Lokumcu, Yeter Babalık, Ulaş Lokumcu, Şengül Çiçekoğlu ve Neşe Gürhan ile müştekiler vekilleri Av. Oya Meriç Eyüboğlu, Av. Sercan Aran, Av. Mert Bal, Av. Nagihan Bulduk, Av. Şefik Çorbacıoğlu, Av. Şerif Özgür Urfa, Av. Özkan Yücel, Av. Ayla Varan, Av. Gül Altay, Av. Eylem Arzu Kayaoğlu, Av. Mehmet Ümit Erdem, Av. İlknur Alcan, Av. Diyar Çetedir, Av. Aydın Yasin Karadeniz, Av. Elif Bekar, Av. Mehtap Yurtluk,

Sanıklar Fatih Ünlü, Tayfun Vardarlı, Mehmet Seyfettin Uzun, Saim Baktimur, Sinan Eyyupoğlu, Recep Aydın, Bayram Ali Kaş, Haktan Yakıcı, İlhami Çalı, sanık Tayfun Vardarlı müdafii Av. Alaadtin Kubulay Küçün, sanık Mehmet Seyfettin Uzun müdafii Av. Tolga Yurdakul, sanıklar Bayram Ali Kaş, İlhami Çalı, Haktan Yakıcı ve Saim Baktimur müdafiisi Av. Celal Karaoğlu, Av. Derya Koyuncu ve Av. Görkem Ünsal, sanık Recep Aydın müdafii Av. Elif Pehlivan’ın yetkilendirmesiyle Av. Ahmet Cihan Aksoy, sanık Sinan Eyyupoğlu müdafii Av. Gülnaz Katipoğlu Aktaş, sanık Erol Darcan müdafii Av. Havva Olgun Tevzadze ve sanık Fatih Ünlü müdafii Av. Fuat Salih Şahin geldi.

Sanıklar hakkında çıkarılan çağrı kağıtlarının UYAP üzerinden yapılan sorgulamalarında; sanıklar Bayram Ali Kaş, Fatih Ünlü, Haktan Yakıcı, Muhammet Ulaşlı, İlhami Çalı, Saim Baktimur, Recep Aydın, Muhsin Armağan, Sinan Eyyupoğlu ve Tayfun Vardarlı hakkında çıkarılan çağrı kağıtların usulüne uygun tebliğ edildikleri, sanıklar Taner Ballı, Mehmet Seyfettin Uzun ve Erol Darcan hakkında çıkarılan çağrı kağıtlarının henüz tebliğ edilmedikleri anlaşıldı.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Erinç Sağkan söz aldı ve Türkiye Barolar Birliği adına yeniden katılma talebinde bulundu.  Ayrıca duruşmanın daha geniş bir salonda yapılmasını talep etti ve TBB’nin bu konuda üzerine düşeni yapacağını ifade etti. Duruşmaya katılan diğer baroların temsilcileri de davaya katılma taleplerinde bulundular.

Mahkeme başkanı duruşmayı izlemek için hazır bulunan milletvekilleri ve kurum temsilcilerini de duruşma zaptına yazıp hepsine tek tek söz verdi ve katılma taleplerinin olup olmadığını sordu.

Halkevleri Derneği ve Türkiye İşçi Partisi temsilcileri de davaya katılma talebinde bulundu.

CHP ve HDP milletvekilleri ise duruşmaya gözlemci olarak geldiklerini belirtip çalıştıkları TBMM komisyonları bakımından davanın önemini ifade ettiler.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve Eşit Haklar için İzleme Derneği temsilcileri de katılma talepleri olmadığını belirtti.

İddia makamı; “Barolar birliğinin, bir kısım baroların, Halkevleri Derneğinin ve Türkiye İşçi Partisinin katılma taleplerinin suçtan doğrudan zarar görme ihtimallerinin bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesi talep olunur” dedi.

Katılma Talepleri İle İlgili Ara Karar

Mahkeme heyeti; Türkiye Barolar Birliği, Trabzon Barosu, Ankara Barosu, İstanbul Barosu, İzmir Barosu, Artvin Barosu, Giresun Barosu, Diyarbakır Barosu, Samsun Barosu, Antalya Barosu, Denizli Barosu ve diğer bir kısım dernek ve vakıfların, kişilerin, Türkiye İşçi Partisinin katılmaya yönelik taleplerinin CMK 237 ve devamı maddeleri uyarınca ancak mağdur, suçtan zarar gören ve malen sorumlu davaya katılabileceğinin düzenlendiği, Yargıtay emsal kararlarını da dikkate alınarak taleplerin ayrı ayrı reddine oy birliğiyle karar verdi.

Ara karar sonrası dönemin Hopa İlçe Emniyet Müdürü sanık Fatih Ünlü’nün savunmasına geçildi.

Sanık Ünlü; “Herhangi bir sebeple olursa böyle bir olay yaşanması üzücü. Metin Lokumcu’nun ailesine başsağlığı diliyorum” sözleriyle savunmasına başladı.

O sırada Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu araya girerek “10 yıl önce neden dilemedin” dedi. Mahkeme başkanı Lokumcu’yu uyararak daha sonra söz vereceğini ve bu aşamada sessiz olunması gerektiğini hatırlattı.

Sanık Fatih Ünlü savunmasına devam etti: “Başbakanın miting alanı ile basın açıklaması olan farklı alanlardır. Olayın meydana geldiği Cumhuriyet meydanında bir grubun toplandığını öğrendik. Orda toplananları ikna ve ikaz etme talimatını kaymakamdan aldım. Müzakere ve ikna çabalarım oldu. Yaklaşık 45 dakika sürdü. Ses aracından da anons geçtik. Hasta olanların da alanı terk etmesini istedik. Orda toplanan grup oradan ayrılmadılar. Benim oradaki sorumluluğum grubu ikna ve ikazdı. Başka bir sorumluluğum yoktu. Böyle bir emir verme yetkim de yoktu. Benim görevli olduğum dönemde Hopa’da çevik kuvvet birimim yok. Olmadığı için de envanterim de yok. Bu müdahalede idare amiri değildim. Miting alanında görevli olduğum için hiçbir yetkimin olmadığı için toplumsal olaylara müdahale mülki idare amiri tarafından verilir. Hal böyleyken yetkim yokken, yetki aşımı olduğu söylemek mümkün değil.

Heyetiniz karşısında bulunan arkadaşların sorumlu olmadığını gerçek sorumluların da burada olmadığını belirtmek isterim.”

Mahkeme başkanının gerçek sorumlular kimler diye sorması üzerine, “PVSK açık Sayın Başkanım, Dönemin Hopa Kaymakamı müdahale emrini vermiştir.” dedi.

Sanık Fatih Ünlü: “Daha önceki ifademde söylediğim gibi Hopa ilçesinde olay tarihindeki miting sırasında alınan tüm tedbirlerinden İl Emniyet Müdür Yardımcısı 2. Sınıf Emniyet Müdürü Tayfun Vardarlı sorumluydu. Kendisi aynı zamanda koordinatördü. Buna göre görevlendirme listesi de yapılmıştır.

İl Emniyet Müdür Yardımcısı Tayfun Vardarlı o tarihte Hopa’daydı. Tam olarak alanda olup olmadığını hatırlamıyorum. Benim gaz kullanma ve müdahale ile ilgili herhangi bir talimatım olmamıştır. Buna mevzuat da uygun değildir.”

Av. Meriç Eyüboğlu ve Av. Sercan Aran olay gününe ilişkin fotoğraf ve videolarla birlikte sanık Fatih Ünlü’ye sorular yöneltti. Fatih Ünlü fotoğraf ve videolarda kendisi dışında bulunan memurları tanımadığını, tanıdığını söylediği Hopa İlçe Emniyetinden görevli polislerin de isimlerini  hatırlayamadığını belirtti. Gaz kullanma emrinin kendisinde olmadığını, görevinin “ikna ve ikaz” olduğunu, bu görevi bitince miting alanındaki görevinin başına döndüğünü  yineledi.

Saat 13.00 itibariyle duruşmaya saat 14.15’e kadar ara verildi.

Verilen aranın ardından duruşma dönemin Artvin İl Emniyet Müdür Yardımcısı Tayfun Vardalı’nın savunmasıyla  başladı.

Sanık Tayfun Vardarlı: “O dönem Artvin İl Emniyet Müdür Yardımcısı olarak Hopa İlçesi ve Sarp Sınır Kapısında alınacak emniyet tedbirleri kapsamında Artvin İl Merkezinden sevk edilen kuvvetler ile diğer görev yapacak kuvvetler arasındaki koordinasyondan sorumluydum. Dağılmayan gruba ikaz sonrası yarım saat sonra mülki amirin talimatıyla müdahale yapılmıştır. İlk önce su ile müdahale yapıldı, yola sıkıldı. Sonrasında gaz kullanıldığını biliyorum. Biber gazının miting alanı karşısında meydan ve çevresinde kullanıldığı doğrudur.” dedi. Katılan vekillerini sorularına cevaben olay günü görev yerinin olmadığını, telsizle olayları koordine ettiğini, dosyadaki belgeleri incelemediğini, olaydan önce herhangi bir toplantıya katılmadığını, bir gün önce miting alanını gezdiğini ve tutanak altına aldıklarını, toplantıda Başbakanlık Özel Koruma müdürlüğü temsilcilerinin de bulunduğunu, Başbakan gelmeden önce özel korumaların verildiğini, yeri kontrol ettiklerini, bunun çok normal olduğunu, 7 ilden görevlendirme olduğunu fakat iller arası böyle bir görevlendirmede eş güdümü il mülki amirinin sağladığını, planlama yapılan birimin sonradan başka bir yere aktarımına il emniyet müdürünün karar verdiğini, kendisine ulaşılamazsa aranıp talimat alındığını, fakat olayda farklı şehirlerden gelen birimlerin yerleştirilen alandan ayrılması kararını kimin verdiğini bilmediğini söyledi ve sanığa olay gününe ait fotoğraflar gösterilerek sorular soruldu. Sanık Tayfun Vardarlı fotoğraftaki birçok kişiyi tanımadığını ifade etti.

Sanık polis, olay tarihinde Erzincan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde gazcı olarak görev yapan Haktan Yakıcı’nın savunmasına geçildi.

Sanık Yakıcı: Biz önce Erzincan Çevik Kuvvet olarak sahilde bekliyorduk. Daha sonrasında Erzurum Çevik Kuvvetle takviye olarak başkomiserimiz Muammer Güven’in talimatıyla İş bankasıyla inşaat arasında bulunan sokak arasına gittik. Bu sırada gaz teçhizatımız yanımda olmadığı için bu alanda gaz kullanmadım, bizim birim geride durdu. Orada güvenlik görevlilerine inşaattan tuğla, moloz türü inşaat malzemeleri atılıyordu. Benim koluma taş veya tuğla parçası gibi bir şey de isabet etmişti. Sıyrık vardı. Erzurum Çevik Kuvvet’in başındaki amir kendi ekibine gaz kullanma talimatı verdi. Sonraki süreçte miting alanın oraya geçtik. Ben gaz teçhizatını o zaman aldım. Burada karşı grup miting alanına doğru yaklaşınca başkomiserimiz Muammer Güven gaz kullanma talimatı verdi. Ona da Artvin İl Emniyet Müdürlüğünden üst rütbeli görevliler tarafından gazla müdahale emri verilmişti. Ama kim vermişti bilmiyorum. 4-5 saat gazla bu şekilde müdahalede bulunduk. Ben sadece sahilde yolun karşı tarafından gazla müdahalede bulundum. Daha önce vermiş olduğum savunmam doğrudur.”

Av. Meriç Eyüboğlu tarafından Metin Lokumcu’nun gaza maruz kaldığı anlardan birinin, üç farklı açıdan çekilen görüntüleri mahkeme heyetine ve sanıklara izlettirildi.

Duruşmaya 17.20’ye kadar ara verildi.

Verilen ara sonrasında duruşmaya olay tarihinde Erzincan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde gazcı olarak görev yapan sanık Saim Baktimur’un savunmasıyla tekrar başlandı.

Sanık Saim Baktimur: “Olay tarihinde Erzincan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde polis memuru olarak çalışmaktaydım. Olay tarihindeki planlamanın ve miting alanıyla ilgili planlamanın Hopa İlçe Emniyet Müdürü tarafından yapıldığını biliyorum. Gaz kullanımı ile ilgili eğitim aldım, sertifikam vardır. Ben olay tarihinde gaz kullandım, ancak Başbakanın gelişinden sonraki müdahale kısmında kullandım, daha öncesinde kullanmadım. Bize gaz kullanmamız için emir veren kendi amirimiz olan Muammer Güven’di. Ona da gaz kullanım emrini bildiğim kadarıyla Hopa İlçe Emniyet Müdürlüğünden bir rütbeli vermiştir. Ben model 10 tabir edilen sırtta taşınan gaz tüpünü hiç kullanmadım. Sadece smok tabir edilen gaz bombasını kullandım.”

Av. Nagihan Bulduk: “Gazla alakalı eğitimle alakalı sağlığa etkileri hakkında bilgi verildi mi?”

Sanık Baktimur: “Öyle bir şey hatırlamıyorum. Zaten aldığımız eğitimde bizi kobay olarak kullanıyorlar. Aramıza atıyorlar, ne olduğunu gösteriyorlar. Aldığımız eğitimde, gaza maruz kaldığımızda yanma hissi veriyor. Eğitimlerimizde maske taktırmazlar, özel olarak taktırmazlar. Benim aklımda kalan tek şey yanma hissi. Bulanık görürsünüz.” Dedi ve gelen sorulara cevaben 31 Mayıs’ta 30 kişilik bir ekiple gittiklerini, 2 gazcı biz olduklarını, ekip amirlerinin Muammer Güven olduğunu, talimatları grup amirlerinden aldıklarını, onun kimden aldığını bilmediklerini belirtti.

Av. Meriç Eyüboğlu, Metin Lokumcu’nun kimyasal gazdan dolayı yüzünün kızardığı, sesinin kısıldığı ve boğazlarının şiştiği görüntüyü mahkeme heyetine sundu. Görüntülerde; Metin Lokumcu’nun elinde limon olduğu, çevrede bir kişinin “Metin abi nasılsın” diye sorduğu, Metin Lokumcu’nun ayakta olduğu, yüzünde kızarıklık olduğu, cevap veremediği görüldü.

Duruşmaya 07 Ocak 2022 günü saat 09:00’da devam edilmek üzere ara verildi.

Duruşma Sonrası

Birinci gün gerçekleşen duruşma sonrası Trabzon Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleşti.

Lokumcu ailesi avukatlarından Meriç Eyüboğlu yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Metin hocanın dostları, arkadaşları, yoldaşları var burada. Zorlu ve uzun bir günü geride bıraktık. 10 yıl 7 ay 6 gündür bugünü bekliyoruz. Bu dosyada hep ismini gördüğümüz sanıkların ete kemiğe bürünmüş halini görmeyi bekliyorduk. O güne ilişkin ne anlatacaklar? Neredelermiş? Ne yapmışlar? Metin hocayı görmüşler mi… Bu kadar uzun bekleyişten sonra nihayet gerçekleşti. Sanıklardan 13 kişi yargılanıyor. Yargılanması gereken çok kişi yargılanmıyor. 13 sanıktan da 9 tanesi bugün Trabzon’a teşrif etmişti. Bugün 4 kişinin ifadesi alındı bu 4 kişi de sorumluluğu birbirine yıkıyordu. Hiyerarşik olarak alt konumda olanlar amirlerinin talimatını yerine getirdiklerini; üst konumda olanlar da aslında kendisinin değil Hopa’dakinin yetkili olduğunu, Hopa’daki de Artvin’in yetkili olduğunu söyledi. Öyle bir şey ki 7 ilden çevik kuvvet artı jandarma getirilmiş. Başbakan’ın özel korumaları var. Görüntüleri zaten seyrettiniz. Fakat bunlar arasında sevk ve organizasyonu kim yapıyor belli değil. Belki de Başbakan’ın bizzat kendisi yönetiyordu. Ama biz bu ülkede polis yargılamalarına alışığız. Polislerin yargılanmasının ne kadar zor olduğunu biliyoruz. O açıdan bugün sürpriz yoktu. Yarın diğer 5 kişinin ifadesi alınacak. Çok farklı olmayacaktır”dedi.

Açıklamada Lokumcu ailesi adına Metin Lokumcu’nun kız kardeşi Ayşe Bekar Lokumcu CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı, Denizli milletvekili Gülizar Biçer Karaca, TİP İstanbul milletvekili Sera Kadıgil, HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni, Sol Parti Hopa İlçe Başkanı Tanju Gümüşkaya, Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Merttürk söz aldı ve davanın takipçisi olacaklarını vurguladı.

7 Ocak 2022

Duruşma Öncesi ve Katılım

Bir önceki güne göre katılımın düşük olduğu gözlemlendi. Milletvekillerinin duruşmanın ilk gününü takip ettikleri ikinci günse duruşmaya katılmadıkları görüldü. CHP eski Genel Başkan Yardımcısı ve 26. Dönem Milletvekili Zeynep Altıok duruşmayı takip için geldi.

Hopa ve çevre ilçelerden gelen kişiler duruşmayı izlemek üzere adliye önündeydi.

Duruşma salonunda yer olmasına rağmen dışarda bekleyen kişiler duruşma salonuna alınmadı. Bunun üzerine avukatlar duruşma sırasında durumu dile getirdi. Konuyla alakalı adliye önünde Halkevleri Genel Başkanı Nebiye Mertük açıklama gerçekleştirdi. Duruşmaya verilen ilk ara sonrası duruşmayı izlemek isteyenler salona alındı.

Duruşmaya Dair

Duruşmaya 7 0cak 2022 saat 09.00 itibariyle devam edildi.

Müştekiler Ayşe Bekar, Mete Lukumci, Gülay Lokumcu, Yeter Babalık, Ulaş Lokumcu, Şengül Çiçekoğlu ve Neşe Gürhan ile müştekiler vekilleri Av. Oya Meriç Eyüboğlu, Av. Sercan Aran, Av. Mert Bal, Av. Nagihan Bulduk, Av. Şefik Çorbacıoğlu, Av. Şerif Özgür Urfa, Av. Özkan Yücel, Av. Gül Altay, Av. Mehtap Yurtluk, Av. Tuğçe Duygu Köksal, Av. Elif Görgülü, Av. Eray Güven, Av. Diyar Çetedir, Av. Hasan Ozan Orpak, Av. Aydın Yasin Karadeniz geldi.

Sanıklar Fatih Ünlü, Tayfun Vardarlı, Mehmet Seyfettin Uzun, Saim Baktimur, Sinan Eyyupoğlu, Recep Aydın, Bayram Ali Kaş, Haktan Yakıcı, İlhami Çalı, sanık Tayfun Vardarlı müdafii Av. Alaadtin Kubulay Küçün, sanık Mehmet Seyfettin Uzun müdafii Av. Tolga Yurdakul, sanıklar Bayram Ali Kaş, İlhami Çalı, Haktan Yakıcı ve Saim Baktimur müdafiisi Av. Celal Karaoğlu, Av. Derya Koyuncu ve Av. Görkem Ünsal, sanık Recep Aydın müdafii Av. Elif Pehlivan, sanık Erol Darcan müdafii Av. Havva Olgun Tevzadze ve sanık Fatih Ünlü müdafii Av. Fuat Salih Şahin geldi.

Olay tarihinde Kars Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde gazcı olarak görev yapan sanık polis İlhami Çalı’nın savunmasıyla ikinci gün başladı.

Sanık polis Çalı: Ben miting alanına yakın bir yerde bulunuyordum. Karşı taraftan kalabalık içerisinde gelen iki şahıs bizim bulunduğumuz bölgeye gelerek bize ve miting alanında bulunan kişilere “ulan şerefsizler bir öğretmen sizin yüzünüzden öldü” demek suretiyle karşı saldırıda bulundu ve miting alanına girmeye çalıştı. Yusufeli ilçesinden gelen komiserin talimatıyla müdahalede bulunduk. Uzaktan biber gazı kullandım. Ancak ben daha sonra vefat eden Metin Lokumcu’nun bulunduğu tarafa doğru gaz atmadım. Miting alanı korumak için bulunduğumuz bölgeden, topluluktan miting alanına girmek isteyenler oldu. Hatta bunlar “katil AKP, katil polis, Hopa’dan defol” şeklinde slogan atıyorlardı. Bu şekilde uyarılara rağmen dağılmadılar ve gitmediler. Bunun üzerine müdahale ettik. Bizim başımızda Kars Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünden Ebubekir Tosun isimli müdürümüz grup amirimiz olarak bulunuyordu. Ancak müdahale talimatını Yusufelinden gelen komiser verdi. Çünkü ben o sırada görev için ona tabiydim. Ben Arhavi yol istikametine doğru 45 derece açıyla havaya doğru kullandım. Kesinlikle kişilerin üzerine doğru herhangi bir şekilde gaz tüfeğini ateşlemedim.”

Mahkeme başkanı bilirkişi raporunda yer alan olay gününe ait fotoğrafları göstererek Sanık Çalı’ya sorular yöneltti. Sanık Çalı fotoğraflarda bulunmadığını belirtti.

Sanık, katılan vekilleri tarafından kendisine yöneltilen sorulara cevaben eğitimlerde kimyasal gazların kapalı alanda kullanılmaması gerektiğinin öğretildiğini, Kars ilinden 25 kişiye yakın sayıda polisin görevli geldiğini, içlerinde tek gazcının kendisi olduğunu, gaz kullanmaya kararı grup amirinin verdiğini, ne kadar gaz atılacağını ise gazcının karar verdiğini, gaz biterse tutanakla teslim alındığını fakat Kars polisinde zimmet tutanaklarının neden bulunmadığını bilmediğini,  Kars polisinin gaz stoklarına takviye istediğine dair bilgiye sahip olmadığını, söyledi.

Av. Meriç Eyüboğlu: “Nasıl yani dört bir yan gaz, göz gözü görmüyor, taş atılıyor vs diyorsunuz. Öyle bir kaçma kovalamaca durumunda tutanak tutulup imza mı alınıyor. İşleyiş böyle mi?” sorusunu sanık, öyle olunması gerektiği şeklinde cevapladı.

Av. Meriç Eyüboğlu: “Yani biz Artvin Emniyet Müdürlüğünden, Kars Emniyet Müdürlünden gelen tutanakların doğru olmadığını, sonradan birinin yazıp dosyaya konduğunu mu düşünelim?” dedi ve sanık cevap vermedi.

Av. Sercan Aran sanık Çalı’ya olay gününe ait fotoğrafları göstererek sorular sordu. Sanık gazcı polis Çalı, o alanda bulunmadığını, gaz kullanmadığını, kullananları da tanımadığını anlattı.

Olay tarihinde Bayburt Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde gazcı olarak görev yapan sanık Bayram Ali Kaş’ın savunmasına geçildi.

Sanık polis Bayram Ali Kaş: Ben 2010 yılında Van ilinde 5 gün gaz eğitimi almıştım, sertifikam da vardır. Olay sırasında gaz kullanım talimatını Erzurum Emniyet Müdürlüğü bünyesinde çalışan müdür tarafından verildi. Ayrıca bu olaylar sırasında yoğun bir taş saldırısına maruz kaldık. Ben yaralanmıştım. Ben bir ya da iki kez kullanmış olabilirim, ancak çok az kullandım. O da taşlara maruz kaldığım için oldu. Ayrıca topluluğun üzerine doğru gaz sıkmadım, yere doğru sıktım.”

Sanık polis Bayram Ali Kaş’a da bilirkişi raporunda bulunan fotoğraflar ve avukatlar tarafından ayrıca fotoğraflar gösterildi. Konuyla alakalı sorular soruldu. Bayram Ali Kaş sorulara; “Grup saldırısı üzerine gaz ve TOMA ile müdahale etti. Biz karşı taraftan görüyorduk. ‘Metin Lokumcu hastanede, haber bekliyoruz’ anonsu yaptılar, ortalık iyice karıştı. Ben de bu zamanda gaz kullandım. O sırada da yaralandım.Miting alanındaki platformun arka tarafında hazır kuvvet olarak beklemekteydik. Karşı grubu bulunduğumuz yerden görüyorduk. Ses yükseltici araçlarla dağılın anonsları yapılıyordu. Tazyikli suyla müdahale edildiğini gördük. Bunun üzerine gaz kullanma talimatı geldi. Başbakan gelip konuşmaya başladıktan sonra gaz kullandım. Ancak atılan taştan yaralandığım için fazla gaz kullanmadım. Yolun kenarında ve tomanın olduğu tarafta bir veya iki defa atmışımdır. Gaz kullanma talimatı Erzurum Emniyet Müdürlüğü bünyesinde çalışan müdür tarafından verildi. Olaylar bittikten sonra Hopa Devlet Hastanesi çok yoğun olduğu için 16.00’da Arhavi Devlet Hastanesi’ne gidip rapor aldım.”

Olay tarihinde Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde gazcı olarak görev yapan sanık Mehmet Seyfettin Uzun’un savunmasına geçildi.

Sanık polis Mehmet Seyfettin Uzun: Dış ilden görevli gelen kişilerle ilgili tahmini olarak 100 sayısını söyledim tam olarak sayısını bilmiyorum. Tahmini olarak söyledim. Ben polis grubunun arkasında bulunuyordum. Taner Ballı isimli arkadaşıma gaz kullanmadığım için benim malzememi ona verdim. Ben aslında o zaman yaralanmıştım, ancak görev bilinciyle oradan ayrılmadım ve orada kalmıştım. Bunu o tarihte ifademde yaralandığımı söylemedim. İlk ifademde geçen  pankartların kaldırılmasının talimatını Başbakanlık Koruma amiri verdiği cümlesi yanlıştır. Ben onun vermiş olabileceğini kendim yorumladım. İnşaattan atılan kalaslardan bir tanesi benim omzuma isabet etti. Ben yaralanmama rağmen olay yerinden ayrılmadım. Önce TOMA’yla su sıkıldı, sonra da taşlı saldırı devam edince gaz kullanıldı. Ben o tarihte gaz kullanmadım. Kendi gaz malzememi Taner Ballı’ya teslim ettim ve onun gaz tüpünü aldım. Ayrıca bendeki boş gaz tüpünü de Çevik Kuvvet otobüsüne gidip bıraktım.”

Sanık polislerin avukatlarından Tolga Yurdakul: “Doğaya, yeşile sahip çıkmak güzel ama Başbakanın geldiği gün bunun için eylem yapmak provoke değil mi? Sosyal medya şu an çok aktif orada her şey yapılabiliyor.”

Duruşmaya saat 13.45’e kadar ara verildi.

Duruşmaya verilen ara sırasında, İkizdere Çevre Derneği üyeleri, İkizdere İşkencedere vadisinde yapılmakta olan taş ocağı çalışmalarında iş makinalarından kurtardıkları fidanı Metin Lokumcu anısına oğlu Ulaş Lokumcu’ya verdi.

Aranın ardından olay tarihinde Bayburt Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde gazcı olarak görev yapan sanık Sinan Eyyupoğlu’nun savunmasıyla duruşma yeniden başladı.

Sanık polis Sinan Eyyupoğlu: “Gaz kullanımından önce güvenlik güçlerine karşı taşlı, sopalı saldırılar olmuştur. Uyarı yapıldıktan sonra müdahale yapılmıştır. Biz ilk müdahale yapıldığı yerde değildim. Daha sonra yoğun şekilde taşlı saldırı olunca destek kuvvet olarak Cumhuriyet meydanına doğru gittik. Ben Cumhuriyet Meydanında gaz kullandım. Bu miting başladıktan sonra olmuştu.”

Sanık polis Eyyupoğlu’na da olay gününe ait bilirkişi raporu gösterildi, avukatlar tarafından sorular soruldu. Eyyupoğlu da diğer sanıklar da olduğu gibi olay gününe dair aleyhine olabilecek şeyleri kabul etmedi.

Olay tarihinde Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’nde gazcı olarak görev yapan sanık Recep Aydın’ın savunmasına geçildi.

Sanık polis Recep Aydın: “Gaz kullanımı öncesinde gruplar yerden aldıkları döşeme taşları ve diğer malzemelerle emniyet kuvvetlerine saldırıda bulundu. Üç kere megafonla dağılma yönüyle uyarı yapıldı. Daha sonra slogan atıldı. Bunun üzerine sorumlu müdürlerin talimatıyla orantılı gaz kullanıldı. Gaz kullanım konusunda talimatı Erzurum Çevik Kuvvet Müdürü Erol Darcan verdi. Ben de müdahalede kaç tane gaz fişeği attığımı hatırlamıyorum, ancak gaz fişeği attım. Smok gaz el bombası kullanmadım.”

Sanık polis Aydın’a da olay gününe ait bilirkişi raporu gösterildi, avukatlar tarafından sorular soruldu. Aydın da diğer sanıklar da olduğu gibi olay gününe dair aleyhine olabilecek şeyleri kabul etmedi. Olayların geliştiği İş Bankası önü ve Cumhuriyet Meydanı çevresinde gaz kullandığını söylemesine rağmen fotoğraftaki kişileri tam olarak hatırlayamadığını dile getirdi.

Sanık polislerin avukatları, her sanık ifadesinden sonra söz alarak özetle; ölüm ile gaz kullanımı arasında illiyet bağının olmadığını, grubun basın açıklaması yaptığı halde dağılmadığı ve kolluğa taşlı, sopalı saldırıya geçtiği için müdahale edilmek zorunda kalındığını, mevzuata uygun ve orantılı olarak müdahale edildiğini, sanıkların aktif görevde olmaları ve covid şartlarında duruşmalardan vareste tutulmalarını talep etti.

Davacı Ulaş Lokumcu’ya beyanda bulunmak üzere mahkeme heyeti tarafından söz verildi. Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu bu celse beyanda bulunmayacağını belirterek: “Sanıklardan şikayetçiyim. Sanıkların hangisi suçluysa yargılansın isterim. Beni öyle bir baba yetiştirdi, suçsuz kimse yargılansın istemem. Bir sonraki duruşmada beyanda bulunmak istiyorum” dedi.

Lokumcu ailesinin tamamı bir sonraki celselerde beyanda bulunacaklarını söylediler.

Av. Meriç Eyüboğlu: “Sanık ifadeleri tamamlanmadığı için bu aşamada temel talebimiz şu an burada olmayan sanıkların getirilmesidir. Ayrıca Ağır Cezadaki yargılamaya iki duruşmadır katılmayan, mazeret de bildirmeden 2 sanık Erol Darcan ve Taner Ballı hakkında tutuklama kararı verilmesini, geçen celse sorgusu yapılmaya çalışılan ama tamamlanamayan Muhsin Armağan’ın sorgu yapılmak üzere duruşmaya çağrılmasını ve geçen celse segbisle duruşmaya katılıp, bu duruşma katılmayan Muhammet Ulaşlı’nın davaya katılımı için gereğinin yapılmasını talep ediyoruz.

Sanık vekillerinin sanıkların duruşmada vareste tutulması talebine itiraz ediyoruz. Henüz sanık ifadelerin tamamlanmadı, delillerinin tamamının toplanmadı, yeni ifadeler ve yeni görüntü ve videolarala ilgili kendilerine soru sorma, keza tanıklarla yüzleştirme vb nedenlerle duruşmada hazır olmaları gerekir.”

Duruşmaya 16.30’a kadar ara verildi.

Ara Kararlar

1-Tanıkların dinlenmesine ve gerekli işlemlerin yapılmasına,

2-Suçtan doğrudan doğruya zarar görme ihtimaline binaen müştekiler Ayşe Bekar, Mete Lukumci, Gülay Lokumcu, Yeter Babalık, Ulaş Lokumcu, Şengül Çiçekoğlu ve Neşe Gürhan’ın CMK 237 ve devamı maddeleri uyarınca davaya katılma taleplerinin kabulüne, Av. Oya Meriç Eyüboğlu, Av. Nagihan Bulduk, Av. Mert Bal, Av. Özkan Yücel, Av. Tuğçe Duygu Köksal ve Av. Sercan Aran’ın katılanlar vekili olarak dava ve duruşmalara kabulüne,

3-Sanıklar Erol Darcan, Taner Ballı, Muhammet Ulaşlı ve Muhsin Armağan hakkında bir sonraki celse savunmalarının alınması için haklarında yeniden açıklamalı davetiye çıkartılmasına,

4- Bu celse savunmaları alınan sanıkların duruşmalardan vareste tutulmaları yönüyle sanıklar müdafiilerinin talepleri ile ilgili olarak ; COVİD-19 salgını, sanıkların polis memuru olarak görev yapmaları, sanıkların Trabzon dışında başka şehirlerde ikamet etmeleri, sanıkların bu celse mahkememiz huzurunda savunmalarının alınmış olması da dikkate alınarak taleplerin kabulüne, bu celse savunmaları alınan sanıklar: Bayram Ali Kaş, Mehmet Seyfettin Uzun, İlhami Çalı, Haktan Yakıcı, Fatih Ünlü, Tayfun Vardarlı, Sinan Eyyupoğlu, Saim Baktimur ve Recep Aydın’ın duruşmalardan vareste tutulmalarına, talep etmeleri halinde duruşmaya SEGBİS vasıtasıyla katılmaları için talimat yazılmasına,

5-Bir kısım sanıklar müdafiilerinin tefrik taleplerinin bu aşamada reddine,

6-Katılanlar vekili Av. Oya Meriç Eyüboğlu’nun duruşmaya katılmayan sanıklar Erol Darcan ve Taner Ballı’nın tutuklanmaları talebiyle ilgili olarak; sanıklara henüz davetiyelerin tebliğ olmadığı anlaşıldığından talebin reddine,

7-Davanın güvenlik gerekçesiyle Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesine nakledildiği anlaşıldığından duruşma gün ve saatinde gerekli önlemlerin alınması hususunda Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü’ne ayrı ayrı müzekkere yazılmasına,

8-Duruşmanın SEGBİS vasıtasıyla kayda alındığı hususu da göz önünde bulundurularak, olası aksaklıkların önüne geçilmesi için duruşmada teknik bir personel görevlendirilmesi hususunda Trabzon Bilgi İşlem Müdürlüğüne müzekkere yazılmasına,

9-Türkiye Barolar Birliği Başkanı Av. Erinç Sağkan ve İzmir Baro Başkanı Av. Özkan Yücel’in bir sonraki duruşmanın daha büyük salonda yapılması talebiyle ilgili olarak; Trabzon Adliyesinin konferans salonunun duruşma düzeni için uygun olmadığı, teknik alt yapının olmadığı anlaşıldığından talebin reddine karar verildi.

Bir sonraki duruşma 18/02/2022 günü saat 09:30’da görülecek.

Duruşma Sonrası

Duruşmanın ardından Trabzon Adliyesi önünde Metin Lokumcu’nun ailesi, avukatları ve katılımcılar basın açıklaması yapmak üzere toplandılar.

Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu açıklamasında şunları söyledi: “9 sanığın dinlenmesi bugün bitti. Bugün çok üzücü bir olay da yaşadık. Buna değinmeden de olmayacak. Biz bugün beşinci kez buradayız ve her geldiğimizde gayet sakin, herkese ılımlı bir şekilde duruşma salonunda yerimizi aldık. Dışardaki arkadaşlarımızda hiçbir zaman taşkınlık yaratmadı.  Tam da Metin Lokumcu’ya yakışacak şekilde davrandık. Fakat bugün maalesef bizim az olmamızdan dolayı burada polisler bazı arkadaşlarımızı içeriye almakta zorluk çıkardılar. Ben buradan şu dersi çıkardım. Herkesin ayaklarına sağlık, demek ki biz burada beş kişi olsaydık bu duruşma çoktan bitmişti. Kimin suçlu kimin suçsuz olduğunu asla öğrenemeyecektik. Bu süreç belki de bitmişti yani. Bizim görevimiz bundan sonra daha kalabalık olmak. Bizim iyi niyetimizi bazı arkadaşlar kötü niyete çevirmesin. Biz aynı saygıyla aynı sevgiyle aynı hakkaniyetle burada adalet aramaya devam edeceğiz.”

Lokumcu ailesi avukatlarından Meriç Eyüboğlu açıklamasında şunları söyledi: “Bugün dünden kalan sanık ifadelerini dinledik. Dünkünden farklı bir tabloyla karşı karşıya değiliz. Sorduğumuz sorulara “hatırlamıyorum, bilmiyorum” diye cevap verdiler. Anlaşıldığı kadarıyla bu yargılamadaki sanıkların hiçbiri orada değilmiş ya da hafızalarının o bölümü silinmiş. Biliyorsunuz dün en çok öne çıkan şey müdahale talimatının dönemim Hopa Kaymakamı Abdullah Aktaş’ın verdiğiydi. Zaten biz kendisiyle ilgili 2011’ yılında şikayetçi olmuştuk. Metin Lokumcu’yu öldürenlerle ilgili şikayet dilekçemizde Aktaş da, Artvin Valisi de vardı. 2 gün boyunca duruşmada dinledik. 7 ilden çevik kuvveti Hopa’ya görevlendirme yapan İçişleri Bakanlığıdır. Şikayet dilekçemizde İçişleri Bakanı da, ‘Ben geliyorum. Orada kimseyi istemiyorum. Süpürün’ diyen dönemin Başbakanı da vardı. Ama bunlarla ilgili soruşturma izni verilmedi. Yapılan itirazlar reddedildi. İç hukuk yollarını tüketip Anayasa Mahkemesi’ne gittik. Bir bölümü reddedildi, bir bölümü sürüyor.  İki günün sonunda burada yargılananların yeterli olmadığını gördük. Burada amir pozisyonunda olanlar yargılanmıyor. Sadece amirler değil 2017 yılında bilirkişi raporu var, savcılık soruşturması sırasında alınmış bir rapor, o raporda diyor ki “görüntülere bakıldığı zaman gaz kullanan personelin çok daha fazla olduğu görülmektedir” Oysa burada gaz kullanan 10 kişi yargılanıyor sadece. Bilirkişi diğer gaz kullananların da tespit edilmesi gerekir diyor savcıya, savcı bu tespiti de yapmıyor. Biz bu iki günden aynı zamanda burada yargılanması gereken gazcı personelin, gazcı çevik kuvvetin sayısının az olduğunu, o gün orada çok daha fazla gazcının görevli n olduğunu da öğrendik. Bizzat sanıkların ifadelerinden öğrendik. Bildiğimiz şeyler biz kez daha doğrulanmış oldu. Aynı zamanda bu davaya ilişkin 13 kişinin yargılanması azdır, eksiktir, hatalıdır tespitimiz de doğrulanmış oldu.”

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de adalet istedikleri için duruşmaya katıldıklarını ve Metin Lokumcu dosyasının adaleti sağlayacak adımlardan birisi olduğunu belirtti. Açıklamada son olarak konuşan Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Diyar Rüknedin Çetedir ise kamu görevlilerinin işlediği suçlara yönelik cezasızlığın bitmesini istediklerini dile getirdi. Ülkenin her bölgesinde kamu görevlilerinin hak ihlallerine karıştığını vurgulayan Çetedir, Lokumcu davasında soruşturmanın etkin yürütülmediğini ama kovuşturma aşamasında bunun için mücadele edeceklerini vurguladı.

 

 

Yayınlanma tarihi

15 January 2022

Kategori Listesi

Etiket Listesi