Metin Lokumcu’nun öldürülmesine ilişkin davada konuşan sanıklar her zamanki gibi üç maymunu oynayıp sadece dönemin kaymakamını suçladı. Lokumcu Ailesi ise “Gazla öldürdüler, gazsız ülke istiyoruz” dedi.
Artvin Hopa’da dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011’deki mitingi öncesi düzenlenen eylemde polisin sıktığı biber gazı sonucu Devrimci Öğretmen Metin Lokumcu’nun yaşamını yitirmesine ilişkin davada iki polis sanık savunma yaptı. Trabzon 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘taksirle ölüme neden olmak’ suçundan yargılanan 13 sanık polisten biri olan dönemin Erzurum Çevik Kuvvet Amiri Erol Darcan, Hopalıları suçladı.
Emri Kaymakam Verdi
Sanık Darcan savunmasında şunları söyledi: “Bir basın açıklaması yapıldı. İlçe Emniyet Müdür bazı anonslar yaptı. Bu anonsların ardından grup dağılmayınca kaymakam bey bir müdahale emri verdi. Emir bana Fatih Ünlü tarafından iletildi. Rahmetlinin ölüm haberinin ardından olaylar daha yükseldi. Erzurum’dan gelen 4 kişi gaz kullandı. Müdahale emrini dönemin Hopa Kaymakamı, ilçe emniyeti aracılığıyla verdi.”
Mahkeme başkanı, Darcan’a gaz kullanan sivil giyimli kişiyi sordu. Darcan ise “Başbakan’ın öncü korumalarından biri olabilir” diye konuştu. Darcan biber gazını ilk kez kendi ekibinin kullandığını aktardı. Metin Lokumcu’yu görmediğini, televizyondaki haberlerden tanıdığını belirten Darcan, Hopalıların polislere taş, kaldırım taşı pet şişe attığını iddia etti. Darcan, “Biz ondan sonra gaz kullandık” dedi. Avukat Meriç Eyüboğlu, “Erzurum’un gazı bitince diğer illerden gaz istenmiş, doğru mu?” diye sordu. Sanık Darcan, kabul etmedi ancak Eyüboğlu, bu bilginin telsiz konuşmalarında ve İçişleri Bakanlığı’nın raporunda yer aldığını hatırlattı.
Mahkeme salonuna SEGBİS’le bağlanan sanık Taner Ballı ise babasının rahatsızlığından dolayı davaya gelemediğini ileri sürdü ve herhangi bir tebligat yapılmadığını iddia etti. Sanık Ballı’nın bir sonraki celsede salonda hazır bulunmasına ve salonda savunmasının alınmasına karar verildi.
Duruşmada konuşan Metin Lokumcu’nun kardeşi Mete Lokumcu, şu ifadeleri kullandı: “31 Mayıs’ta HES’lere karşı çıkış oldu. O gün engellenseydi bugün Karadeniz’de onlarca HES olmazdı. Hopa’da bu olayın yaşanmasının tek nedeni şuydu: Sel oldu onlarca kişi öldü. Eminim bu seller HES’lerden sebep oldu. Siz nasıl bu HES’leri nasıl savunuyorsunuz? Karadeniz bölgesi su altında kalıyor. Bunu anlatmak istedik. Metin Lokumcu’yu herkes tanıyordu ben de Metin Lokumcu’nun katillerini çok iyi tanıyorum. Ayrıca ağabeyimi gördüğümde tanımadım, gözleri kan çanağıydı.”
Hâkim, “Kalp rahatsızlığı var mıydı?” diye sordu. Lokumcu, “Vardı ama iyileşmişti bizden hızlı hareket ederdi” dedi.
‘Öldürdüler’
Metin Lokumcu’nun eşi Gülay Lokumcu da “25 yıl aynı hayatı paylaştık. Eşimin sağlık sorunu yoktu. Eşim çay toplayan, taşıyan biriydi hasta olsaydı bunları yapamazdı. Eşimi gazla öldürdüler” dedi.
Metin Lokumcu’nun kardeşi Yeter Babalık, şöyle konuştu: “Ağabeyimi katlettiler, adalet istiyoruz. Elinde limon vardı, taş dediler. Gönlünde sevgi vardı, eşkıya dediler. Ağabeyimin sağlık sorunu yoktu. Ava giderdik, dağa giderdik. Öldürdüler şimdi hasta diyorlar inanmıyoruz. Bu dava neden bu kadar geç açıldı. Sadece bize değil bu davayı takip eden herkese bunu açıklamaları gerekiyor. Hepsinden şikâyetçiyim.”
Diğer kardeşi Şengül Çiçekoğlu ise şunları dile getirdi: “Bizler hepimiz, bu davanın bir an önce bitmesini ve tabii ki adaletin tecelli etmesini ceza almalarını istiyoruz. Üç maymunu oynuyorlar; görmedim, duymadım, bilmiyorum, diyorlar. Peki, Hopa neden savaş alanına döndü? Biber gazsız bir ülke istiyoruz.”
Lokumcu’nun kardeşlerinden Neşe Gürhan da adalet istediklerini vurguladı.
Erdoğan Yargılansın
Davada son olarak Metin Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu konuştu. 10 yıldır kendilerine destek veren herkese teşekkür eden Lokumcu, şunalrı söyledi: “Biz yedi kere buraya geldik. Sanıklar gelmiyor biz her davaya geliyoruz. Adil yargılanmalarını istiyoruz. On yıldır mücadele ediyoruz. Bir dava açılmadı, on yıl geçti. Bu sanıklar da bilmiyorum, hatırlanmıyorum diyor. Biz zaten on yıldır bu davanın görülmesini istedik. Kimleri koruyorlar, bilmiyoruz, 10 yıldır açılmayan davanın sorumlusu değiliz. Burada asıl yargılanması gerekenlerin yargılanmadığını biliyorum. Benim babam öldü ama Hopa halkı halen daha bunun cezasını çekiyor. Benim babam ölmüş ama güvenlik gerekçesi ile babamın davası Trabzon’da görülüyor. Biz bir kere bile sanıklara veya avukatlarına bir şey söyledik mi? Hopa’daki olaylar Erdoğan’ın emriyle oldu. Onun yargılanmasını istiyorum. Temennim bu dava sonucunda artık toplumsal olaylarda kullanılan biber gazının kullanımına engelleme gelir. Engelleyin bu biber gazını. Hâkim bey bu sizin elinizde. Benim bir kızım var sizin burada vereceğiniz karar hepimizin çocuklarını etkileyecek. Suçlu kimse o yargılansın.”
Metin Hoca’nın Çığlığı
Dava sonrası açıklama yapan Av. Eyüpoğlu, şunları söyledi:
“Bu davada yargılanan sanıklar uçak bulamadıkları için gelemediklerini söylüyorlar ama biz buradayız. Bugünün tiyatrosu da buydu. Taner Ballı, İzmir’den uçak bulamadığı için gelemediğini söyledi. SEGBİS’le ifade vermek istedi. Oysa sanıkların ifadesinin SEGBİS’le alınmaması için günlerce tartışmıştık. Bu sanıkların buraya gelip huzurda ifade vermesi için 10 yıldır tartışıyoruz. Dolayısıyla bir karambolle SEGBİS’le İzmir’den bağlanıp ifade vermek istedi Taner Ballı. Neyse ki mahkeme bunu kabul etmedi. Onun da gül cemalini göreceğiz ama dava 1 Temmuz’a ertelendiği için aylarca zaman kaybetmiş olduk.” SOL Parti PM Üyesi Alper Taş ise şöyle konuştu:
“Metin Lokumcu bir çığlık attı. Bu çığlığı yaşam alanlarımız, doğamız, suyumuz için attı. Bu çığlığın ne kadar anlamlı olduğu aradan geçen süre içinde son derece yakıcı biçimde görüldü. Metin Lokumcu için adalet, doğa için adalettir.”
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç da “Bu davanın asıl sanığı şimdilik yargılanmıyor. Talimatı verenin, azmettirenin, emri verenin kim olduğunu herkes biliyor” dedi.