Mehmet Ağar, 1990’larda işlenen bazı faili meçhul cinayetlere ilişkin hakkında iki ayrı dava bulunan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde ifade verdi.
Ağar’ın, ilk olarak 1990’lı yıllarda işlenen 18 faili meçhul cinayetle ilgili kendisiyle birlikte bazı özel harekat polisleri ve “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın da arasında bulunduğu 19 kişi hakkında açılan dava kapsamındaki savunması alındı.
Duruşmada öncelikle, davanın 16 Nisan 2014’e bırakıldığı, ancak sanık avukatının, “müvekkilinin sağlık nedenleriyle yurt dışında bulunması gerektiğinden bahisle ifadesinin günsüz olarak alınması” talebiyle dilekçe verdiği tutanağa geçirildi.
Daha sonra savunması sorulan Ağar, suçlamaları kabul etmediğini bildirdi ve şunları kaydetti:
“Aleyhime hiçbir somut delil, beyan olmadan, daha önce yargılanıp hakkımda ceza verildi ve Yargıtayca onandı. Bu dava da ona benzerdir. Aleyhime hiçbir somut delil yok. O dönemde Emniyet Genel Müdürüydüm. Emniyet Genel Müdürünün operasyonel bir görevi yoktur. Ancak personelin motivasyonunu artırmak için yüksek düzeyde hizmet ettim. Terörle mücadelede o dönemde yüksek düzeyde başarı gösterildi. Görev süresi içinde hiçbir tahkikat geçirmedim. Aleyhime hiçbir şikayet ve serzeniş olmadı. Terörle mücadelede başarı kazanıldı. Polis bölgesindeki olaylar yüzde 90 azaldı. Yine o dönemde faili meçhul olayların aydınlatılmasında da yüzde 90 oranında başarı sağlanmıştır. Yaptığım işler ile ilgili görevde takdir noksanı ya da ihmal ileri sürülebilir, ancak yıllarca suç örgütleriyle mücadele eden biri olarak bilerek suç örgütü kurmam, suçluyu kayırmam, suça yönlendirmem mümkün değildir. Böyle bir şey olmamıştır. Suç işlemesi için kimseye emir vermedim. Böyle bir şey olsaydı zaten konusu suç olan emir de yerine getirilmezdi. Zaten bu yönde de bir beyan, delil yok. Halen suç örgütlerine karşı devletin korumasındayım. Öldürüldüğü iddia edilen kimselerle ilgili benim herhangi bir ilgim, bilgim yok. Kimin ne şekilde eylemi gerçekleştirdiğini bilmiyorum. Bir şekilde olaya katkım olmamıştır.”
Avukatı Abdülkadir Toluç da daha sonra yazılı savunma vereceklerini bildirdi. Müvekkilinin Ankara dışında ikamet ettiğini ve sağlık sorunları olduğunu ifade eden Toluç, “Bu nedenle sık sık yurt dışına gitmesi gerekiyor. Duruşmalardan vareste tutulmasını istiyoruz” dedi.
Abdulmecit Baskın’ın öldürülmesine ilişkin dava
Bu davanın hemen ardından Ağar’a, Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın’ın 1993’te öldürülmesine ilişkin dava kapsamındaki savunması soruldu.
Baskın’ın öldürülmesiyle ilgili bilgisi olmadığını ifade ederek, “Savcılıkta da ifade ettiğim gibi örgütlü bir şey tespit etseydik, o günkü konumumuz gereği zaten gereğini yapardık. Abdulmecit Baskın’ı tanımam” dedi.
Avukat Toluç ise önceki davayla aynı gerekçeleri ileri sürdü ve müvekkilinin bu davadan da vareste tutulmasını talep etti.
Cumhuriyet Savcısı Mustafa Düzgün, Ağar’ın iki davanın da duruşmalarından vareste tutulmasını istedi.
Mahkeme, Ağar’ın duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi.
Abdulmecit Baskın’ın ölümüne ilişkin davanın 19 Şubat 2014’teki celsesinde Ağar’ın İstanbul’dan sesli ve görüntülü olarak ifadesinin alınmasına ilişkin ara karardan ise vazgeçildi.
Davalar
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Altındağ İlçe Nüfus Müdürü Abdulmecit Baskın’ın 1993’te öldürülmesine ilişkin Mehmet Kemal Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, eski özel harekat polisleri Ayhan Çarkın, Ziya Bandırmalıoğlu, Ayhan Akça, Ercan Ersoy, Seyfettin Lap, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Uğur Şahin ve Alper Tekdemir hakkında 765 sayılı TCK’nın “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında adam öldürmek” suçundan dava açmıştı. Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk celsesi geçen aylarda yapılmıştı.
Başsavcılık, 1990’lı yıllarda işlenen 18 faili meçhul cinayetle ilgili Mehmet Ağar, bazı özel harekat polisleri ve “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım’ın da arasında bulunduğu 19 kişi hakkında aynı suçlamalarla bir dava daha açmış, bu davanın ilk duruşması 16 Nisan 2014’e verilmişti.