Filiz Gazi – 23 Ocak 2018
Mahkeme No: İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi
Dosya No: 2016/ 325 Esas
Berkin Elvan, Gezi Parkı eylemleri devam ederken 16 Haziran 2013’te İstanbul/Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralandı. 269 gün komada kalan Berkin Elvan 11 Mart 2014’te yaşamını yitirdiğinde 15 yaşındaydı. Berkin Elvan’ın ölümünden 3 buçuk yıl sonra tamamlanan iddianame, 20 Aralık 2016’da İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Davanın ilk duruşması ise 6 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşti. İddianamedeki tek sanık olan ve hala Van’da görev yapan polis memuru Fatih Dalgalı’nın TCK 82/1 maddesi kapsamında “olası kastla öldürme” suçlamasıyla tutuksuz yargılandığı davanın onuncu duruşması, 28 Kasım 2018’de İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma Öncesi ve Duruşmaya Katılım
Saat 10:00’da İstanbul Adliyesi 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak duruşmaya katılacak Elvan ailesi ve aileye destek için gelenler, salon önüne duruşma saatine yakın kalabalık bir şekilde gelmeyi tercih ettiler. Salonun kapısı 10:05’de açıldı. 10:20 gibi duruşma görülmeye başlandı. Salonda yer kalmadığı için duruşmayı ayakta izleyenler oldu.
Elvan ailesi ve avukatları salonda hazır oldular. Bir önceki duruşmada olduğu gibi sanık avukatları Av. Sahra Aslan, Av. Didem Boz, Av. Seçil Güleç Tabanca ve Av. Gülendam Arslan duruşma salonuna en son geldiler.
HDP Milletvekilleri Oya Ersoy, Halkevleri Eş Genel Başkanı Nuri Günay, Taksim Dayanışması’ndan ve Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi yöneticilerinden Mücella Yapıcı, Berkin Elvan’ın cenazesine katıldığı gerekçesiyle 5 Ocak 2017’de tutuklanan, 15 Ocak 2019’da tahliye edilen İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş duruşmayı izleyenler arasındaydı. Basın mensubu olarak ETHA, Artı Gerçek, BirGün, Cumhuriyet, Mezopotomya Ajansı, Sendika.org. muhabirleri duruşmada hazır bulundu.
Duruşma İzlenim Notları
Heyet üyeleri aynı olmakla birlikte mahkeme başkanının değiştiği görüldü. (Duruşma sonrası, Elvan ailesi avukatlarından mahkeme başkanı Canel Rüzgar’ın rahatsızlığı nedeniyle geçici bir görevlendirme olduğunu öğrendim.)
Mahkeme Heyeti, iki üye (Deniz Beştemir ve Sevim Karacı), geçici görevlendirmeyle gelen heyet başkanı ve savcıdan (Abdülaziz Özatlan) oluşuyordu.
Başkan tarafından, duruşma başlamadan ses ve görüntü kaydının yasak olduğu hatırlatıldı ve duruşma esnasında suç unsuru teşkil edebilecek sözlerin söylenilmemesi uyarısında bulunuldu. Bu esnalarda mahkeme başkanının değişmesini protesto eden Gülsüm Elvan ve Sami Elvan salondan çıktılar.
Beklenen bilirkişi raporunun duruşmadan az önce, sabah saatlerinde dosyaya eklendiği duyuruldu. Katılan avukatları raporu aldıklarını söylediler, savunma tarafı almadığını beyan etti.
“Tanık Polis Bilirkişi Gibi Dinleniyor”
SEGBİS aracılığıyla dinlenen ilk tanık, polis Ömer Faruk Göktaş, sanık Fatih Dalgalı’yı tanımadığını, simaen de çıkaramadığını söyledi. Gezi döneminde Okmeydanı bölgesine yakın görev yapmadığını, Alman Konsolosluğu, AKM binası ve İstiklal Caddesi girişinde görev yaptığını ifade etti. ZET silahı kullanma sertifikası olan Göktaş’a gaz kullanımıyla ilgili heyet tarafından bazı teknik sorular soruldu. Tanık polis, nizami olarak gaz fişeğinin nasıl kullanılması gerektiğinin teknik detaylarını, “hatırlayabildiğim kadarıyla” diyerek yanıtladı.
Tanık polis, mesafe uzadıkça gaz fişeğinin sapmasının artacağını, 40 metre sonrasında ise hedef alınsa dahi gaz fişeği ile belirlenen bir hedefi vurmanın ancak tesadüf olabileceğini söyledi.
Heyet tarafından sorulan soru üzerine, tanık polis “Karşı tarafın (Berkin Elvan) açısını göremediğim için ZET silahını kullanan polisinin silahı hangi açıyla tuttuğunu bilemiyorum” dedi.
Elvan ailesi avukatlarından Av. Can Atalay, tanığın bilirkişi gibi dinlenmesinin usule aykırı olduğunu hatırlatarak, “Madem dinleniliyor, soru soralım” dedi:
“ZET silahının omuza alınarak, silahın bedenine kafa yaslayarak, nişangah doğrultusunda hedef alınması sizin verdiğiniz eğitim usulüne göre uygun mudur? Usül kapsamında atış mıdır?”
Tanık, uyarılara rağmen soruya “evet” ya da “hayır” şeklinde yanıt vermeyip, yorumlarda bulundu. Tanık polis, Av. Can Atalay’ın tekrarlayan sorusuna en nihayetinde “Şahsa alındıysa hukuksuzdur,” diyerek yanıt verdi.
Göktaş’ın ardından polis Serdar Doğan tanık olarak dinlendi. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan Doğan, o dönem özel harekat olarak görev yaptığını, Gezi olaylarında E-5 güzergahında bulunduğunu söyledi. Okmeydanı civarında görev yapmadığını söyleyen Doğan, telsiz anonsuyla sürekli yer değiştirdiğini de ifadesine ekledi. “Müdahaleniz nasıl oluyordu?” sorusuna, “45 derecelik açıyla, hedef gözetmeksizin, bir yere çarpma suretiyle” şeklinde yanıtladı. Tanığa görüntüler gösterildi. Hatırlamadığını söyledi.
“Kalabalık Olsun Diye Dosyaya Eklendim”
Tanık polis Serdar Doğan’ın ardından, SEGBİS aracılığıyla Gümüşhane’de görev yapan polis memuru Mahir Pekdemir dinlendi.
Pekdemir Gezi döneminde Zeytinburnu-Kazlıçeşme’de görev yaptığını, telefon sinyallerine bakılırsa bunun anlaşılacağını, dosyaya neden tanık olarak eklendiğini bilmediğini söyledi. “Bunu söylememe rağmen beni bu dosyaya eklediler,” dedi.
Mahkeme Başkanı bu beyan üzerine tekrara giren, anlamsız sorular sordu. Buna rağmen görüntüler izletildi.
Av. Can Atalay tanık polis Tekdemir’e, “İtirazınıza rağmen sizi neden bu dosyaya eklemiş olabilirler? Hangi amaçla eklendiğinizi düşünüyorsunuz?” sorusuna, “Herhalde sayı artsın, kalabalık olsun diye” şeklinde yanıt verdi. Bunun üzerine heyetten bir kişi, vurgulu bir ses tonuyla soruyu yineledi. Tanık polis yanıtını, “Çoğaltmak, listeyi kabarık hale getirmek olduğunu düşünüyorum,” şeklinde tekrarladı.
“Bizim Açımızdan Dinlenecek Tanık Kalmamıştır”
Tanıklar dinlendikten sonra Av. Can Atalay söz aldı. Av. Atalay, tek tek tanık beyanlarına değindi.
Ömer Faruk Göktaş’ın bilirkişi gibi dinlendiğini, tüm sanıkların ZET silahının kullanma tekniğine göre 45 derece asgari bir usul olduğunu belirttiğini, fakat Göktaş’ın uzman olmasına rağmen dar sokakta 30 dereceye kadar yerden sektirmeli ateş edilebileceğini ve hatta nişangahı olan bir tüfeğin mühimmatının savrulup gideceğini bile söylemeye cüret ettiğini anlattı.
Av. Atalay, tanık polis Mahir Pekdemir’in “sayıyı arttırmak için” ifadesini hatırlattı.
Dinlenecek tanık kalmadığını söyleyerek, rapordan bilgiler paylaştı. Duruşmadan bir saat önce gelen bilirkişi raporuyla ilgili verilecek inceleme süresinin kısa tutulmasını isteyerek, 3. kez gelen raporla kimin atışı yaptığının belgelendiğini ve sanık polis Fatih Dalgalı’nın tutuklanması gerektiğini söyledi.
“Sanığın Ödüllendirilmesi Gerekmiyor”
Elvan ailesi avukatlarından Av. Çiğdem Akbulut da öncelikle duruşmadan hemen önce, sabah saatlerinde gelen raporla karşılaşmalarının ilk kez olmadığını belirtti ve keşif talebini tekrarladı:
“Bilirkişi raporları ve HTS kayıtlarıyla sanık polis Fatih Dalgalı’nın yalan ifade verdiği kanıtlanmıştır. Sanık, duruşma salonuna getirilmiyor. Bu şekil, nimet gibi ödüllendirilmesi gerekmiyor. Sanık polisin tutuklanmasını talep ediyoruz.”
Bilirkişi Raporu: Berkin Elvan’ı Vuran Polis Fatih Dalgalı
Mahkemeye sunulan 10 Ocak 2019 tarihli 23 sayfalık, bir öğretim görevlisi, bir adli bilişim uzmanı ve bilgisayar mühendisi tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun sonuç kısmında şunlar yazıyor:
“… dosya kapsamı üzerinde yapılan incelemeler neticesinde ve olay görüntülerinden anlaşıldığı üzere maktulün 2. zet polisi (Sanık F.D) tarafından 13.47.17 zamanında yapılan atış neticesinde yaralandığı kuvvetle muhtemel olarak değerlendirilmiştir.” (sayfa 17)
Raporda, “atışın havaya doğru yapılmadığı ve atışın yerden sekmediği ve atış mesafesinin yaklaşık 65 metre” olduğu belirtilmiş:
“Dosya içeriğindeki bilgi ve bulgular, atış anı ile maktulün düşüş anı arasındaki zaman aralığı gözetildiğinde; atışın havaya doğru yapılmadığı değerlendirilmiştir.” (sayfa 17)
“Dosya içeriği üzerinde yapılan incelemeler neticesinde maktul Berkin Elvan’ın yaralandığı atış olduğu anlaşılan 13:47:17 zamanında yapılan atışı 2. Zet polisi olarak tanımlanan şahsın yaptığı tespit edilmiştir.” (sayfa 23)
İncelemeler neticesinde Elvan’ı yaralayan gaz kapsülünün 2. ZET polisi (Sanık Fatih Dalgalı) tarafından ateşlendiği, polisin ZET silahını sağ omzunun üzerine alarak ve başını hafif sağa yatırarak hedef aldığı belirtilmiş. 2. ZET polisinin videolardan elde edilen görüntüler iyileştirildi ve bu görüntüler ile sanık polis Fatih Dalgalı’nın fotoğrafları karşılaştırıldı. Karşılaştırma sonucu 2. ZET polisinin sanık polis Fatih Dalgalı ile benzerlik ve uyumları incelendi ve bu incelemeye göre Dalgalı’nın 2. ZET polisi olması kuvvetle muhtemel olarak değerlendirildi.
Ara Kararlar
- Tanık Muhammed Akkaya’nın beyanının alınması için SEGBİS sistemi ile hazır edilmesi hususunda yeniden Elazığ Ağır Ceza Mahkemesine talimat yazılmasına,
- Tanıklar Enver Turan ve Ahmet Burak Aydın hakkında yakalanma emri bulunması karşısında duruşma gününden önce UYAP’tan yakalama durumlarının araştırılarak sonucuna göre işlem yapılmasına,
- Sanığın birlikte görev yaptığı Çevik Kuvvet Müdürlüğünün 9. Birlik Amirliği 62971 gruptaki görevli personel olan Bayram Gözükara ve Bekir Koçak hakkında bulundukları yer mahkemelerine SEGBİS’li talimat yazılmasına, talimat yazılacak olan mahkemelere görüntü kayıtlarının da gönderilmesine, ayrıca katılan vekillerinin 5 numaralı görüntü olarak belirttikleri görüntülerin de talimat mahkemelerine ayrıca CD halinde gönderilmesine, eğer yazılan talimatlardan bu tanıkların görev yerlerinin değişmesi halinde yeni yer görev mahkemelerine aynı yönde talimat yazılmasına, yetki alanımız içerisinde bulunanlara zorla getirme emri düzenlenmesine,
- Tanık Önder Demir hakkında zorla getirme emri çıkartılmasına, bu tanığın il dışında görevli olması halinde SEGBİS’li talimat yazılmasına, talimat yazılacak olan mahkemeye görüntü kayıtlarının da gönderilmesine, ayrıca katılan vekillerinin 5 numaralı görüntü olarak belirttikleri görüntülerin de talimat mahkemesine ayrıca CD halinde gönderilmesine,
- Zetçi polislerden Hasan Pekşen ve Yalçın Şengör hakkında bulundukları yer mahkemelerine SEGBİS’li talimat yazılmasına, talimat yazılacak olan mahkemelere görüntülü kayıtlarının da gönderilmesine, ayrıca katılan vekillerinin 5 numaralı görüntü olarak belirttikleri görüntülerin de talimat mahkemelerine ayrıca CD halinde gönderilmesine, eğer yazılan talimatlardan bu tanıkların görev yerlerinin değişmesi halinde yeni yer görev mahkemelerine aynı yönde talimat yazılmasına, yetki alanımız içerisinde bulunanlara zorla getirme emri düzenlenmesine,
- Keşif hususunun önümüzdeki celse değerlendirilmesine,
- Sanığın tutuklanması yönündeki talebin sanığın duruşmaları takip ediyor olması, yaptığı görev itibariyle kaçma şüphesinin bulunmaması dikkate alınarak tutuklanması yönündeki talebin reddine,
- Taraflara tanık beyanlarına karşı ve bilirkişi raporunu inceleyip beyanda bulunmak üzere süre verilmesine,
- Güvenlik önlemlerinin alınması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına müzekkere yazılmasına,
- Bu nedenle duruşmanın 27 Şubat 2019 günü saat 10:00’a bırakılmasına oybirliği ile karar verildi.