Gezi direnişinde vurulan Berkin Elvan ile ilgili soruşturma tamamlandı, bir polise “olası kast ile öldürmekten” dava açıldı. Avukat Aslan, “Oysa görüntüler bile kasten öldürmeden dava açmak için yeterliydi” dedi.
Gezi direnişinde Okmeydanı’nda gaz fişeğiyle vurulduktan sonra hayatını kaybeden Berkin Elvan ile ilgili soruşturma tamamlandı, Savcı İsa Dalgıç iddianameyi hazırlayarak mahkemeye gönderdi.
Elvan ailesinin avukatı Oya Aslan bianet’e verdiği bilgide, olay yerindeki tek bir polise dava açıldığını, davanın da “kasten öldürmek” değil “olası kastla öldürmek” suçundan açıldığını, bunun da hapis cezasını 20 yıla kadar düşürdüğünü belirtti.
İddianamede polis F.D.’nin ZET silahını (gaz fişeği atan silah) kullandığı, Elvan’ı vurduğu belirtilerek “olası kastla öldürmekten” yargılanması talep ediliyor.
İstanbul, Okmeydanı’nda Mahmut Şevket Paşa Mahallesi’nde 16 Haziran 2013’teki polis saldırısında başının arkasından gaz fişeğiyle yaralanan 14 yaşındaki Berkin Elvan hastaneye kalbi durmuş olarak götürülmüştü. 269 gün sonra, tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 11 Mart 2014’te hayatını kaybetti.
Müebbet yerine 20 yıla kadar ceza
Avukat Oya Aslan, polis yargılamalarında istenen en yüksek cezaya denk düşen suçlamanın genellikle “olası kast” olduğunun altını çizdi.
“Ancak Berkin Elvan’ın vurulmasında çekilen görüntülerde olayın nasıl gerçekleştiği açık. Ateş eden polisin hazırlık yapıp hedef aldığı ve vurduğu görüntülerde yer alıyor. Bu da kasten öldürmeye işaret eder.
“Davanın olası kast suçlamasıyla açılmış olmasının nedeni, suçu hafifletme, aklama olabilir, bilmiyoruz.
“Müebbet gerektiren kasten öldürme yerine olası kast ile yargılandığında, polis mahkum olsa dahi ceza 20 yıla kadar düşüyor. Oysa sadece kamera görüntüleri bile kasten öldürmeye dava açmak için yeterliydi.
“Olay yerindeki amire ve polislere de dava açılmalıydı”
Avukat Aslan ayrıca, tek polise dava açılmış olmasının da eksik olduğunu ifade etti:
“En az dört kişiye dava açılmalıydı. Örneğin Engin Çeber davasında, herhangi bir işkenceye katılmadığı halde, “işkenceye göz yummakla suçlanan” cezaevi müdürü de müebbet hapse mahkum olmuştu.
“Elvan’ın vurulması sırasında olay yerinde amir konumunda bulunan E.H. hakkında ise kovuşturmaya yer yok [takipsizlik] kararı verildi. Ancak bu olayda da amir vurulmayı engellemiyor ya da emrini veriyor ya da göz yumuyor. Suçu tetiği çekenden daha az değil.”
“Kimlikleri tespit edilmeyenler de davaya eklenebilirdi”
Oya Aslan, “Ciddi bir yargılamadan bahsedeceksek amire de dava açılmalı” dedi.
“E.H.’nin savcılıkta ifadesi alındığında da olay yerinde olduğunu, olayı ise hatırlamadığını söylemişti. Soruşturma sonucunda da tetiği çektiği ileri sürülen polis dışında, soruşturulan 42 şüpheliye takipsizlik verildi. Bu kabul edilebilir değil.
“Olay yerindeki diğer iki polisin kimliği tespit edilemediyse bile, iddianamede ‘kimliği tespit edilecek polisler’ ibaresi yazılarak davaya eklenebilirlerdi. Kimlikleri tespit edildiyse de zaten dava açılmalıydı.
“Ancak tüm sorumlulara dava açıldığında, emri veren, suçu engellemeyen, suç işlenmesine göz yuman polisler ve amirlere de dava açıldığında etkili bir yargılamadan bahsedebilirdik. Burada ise tek kişi suçlu görünüyor, o polis de zaten esas suçundan daha küçük bir suçla yargılanacak.”
İddianamede ne var?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Bürosu savcılarından İsa Dalgıç’ın hazırladığı iddianamede, tek sanık olarak gösterilen polis memuru F.D.’nin “olası kastla öldürme” suçundan yargılanması isteniyor.
İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen 11 sayfalık iddianamede, Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan ve babası Sami Elvan müşteki sıfatıyla yer alıyor.
İddianamede, bilirkişi ve Adli Tıp Kurumundan alınan raporlar ile tanık ve müşteki beyanlarına yer verildi.
İddianamede, polislerin “mukavemette bulunan” eylemcilere müdahale ettiği, bu sırada kafasına gaz fişeği isabet eden Berkin Elvan’ın yaralanarak, hastaneye kaldırıldığı ve tedavi gördüğü sırada hayatını kaybettiği anlatıldı.
Gaz fişeği atıp atmadığını hatırlamıyor
Polis F.D. ifadesinde, “olay tarihinde Okmeydanı’da görevlendirildiklerini, yolu trafiğe kapatan eylemcilere müdahale ettiklerini, daha sonra ara sokaklara kaçarak yeniden toplanan grupların kendilerine mukavemette bulunduğunu” anlattı.
Olay sırasında ZET silahı (gaz fişeği atan silah) kullanıp kullanmadığını ise hatırlamadığını söylüyor.
Alınan ifadeler ve raporlar ışığında tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde Elvan’ın başına gaz fişeği atan şahsın şüpheli polis memuru F.D. olduğunun tespit edildiği aktarılan iddianamede, şüphelinin “olası kastla öldürme” suçundan yargılanması istendi.
İddianamede, olayda hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın üzerinde 11 adet “patlayıcı torpil” bulunduğu da ileri sürüldü.
Soruşturma kapsamında ifadesi alınan 42 polis hakkında ise takipsizlik kararı verildi.
Soruşturma altı savcı değiştirdi
Soruşturma dosyasına ilk olarak dönemin Memur Suçları Bürosu savcılarından Adnan Çimen bakarken, savcıların yer değişiklikleri nedeniyle dosya sırasıyla bu bürodaki savcılar Abdullah Yıldırım, Seyfettin Atıcı ve Faruk Bildirici’nin sorumluluğuna verildi.
Dosyanın son olarak devredildiği savcı Bildirici, o dönem olay yerinde görev yapan İstanbul Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü’ne bağlı birçok polis memurunun ifadesini aldı. Olay yerine yakın özel poliklinikte çalışan bir diş hekimi ile asistanının tanık olarak ifadesine 20 Mart 2014’te başvuran savcı Bildirici, Elvan’ın annesi Gülsüm ve babası Sami Elvan’ı da 26 Mart 2014’te dinledi.
Elvan’ın ölümüne ilişkin Adli Tıp Kurumu otopsi raporu savcılığa 21 Nisan 2014’te ulaştı.
Raporda şu tespitler yer aldı:
“Otopside tanımlanan bulgulara ek olarak beyine yapılan koronal kesitlerde ventrikül sistemi genişlemiş olup, frontalden oksipital bölgeye dek parankim içi küçük çaplı kanamalar görüldüğü, kanama alanları çerçevesinde beyin kıvamı yumuşamış olarak izlendiği, beyincik ve beyin sapına yapılan kesitlerde doku kıvamında belirgin yumuşama ve kolay parçalanabilir görünüm izlenmiştir.”
İki ayrı kamera kaydı raporu hazırlandı
Savcı Bildirici’nin talebi üzerine, olay yerinde polislerin kullandığı ve Elvan’ın vurulduğu sokağın başındaki TOMA’ya monte edilmiş kamera görüntüleri, Ulusal Kriminal Büro görevlisi bilirkişisi tarafından incelendi ve analiz raporu 6 Mayıs 2014’te dosyaya sunuldu.
Bildirici Antalya’ya hakim olarak atanınca dosya savcı Mehmet Selim Kiraz’a verildi. Kiraz adliyedeki odasında rehin alındı ve operasyon sonucunda 31 Mart 2015’te hayatını kaybetti.
Soruşturma dosyası, İsa Dalgıç’a devredildi. Görüntüler bu kez Jandarma Kriminal Laboratuvarı’nda incelendi. Netleştirilmiş görüntüde iki şüpheli memurun göründüğü ve bu memurlardan birinin Elvan’ın ölümüne neden olduğu tespit edildi. (AS)