Deniz Tekin-10 Ocak 2022
Mahkeme: Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2017/447
Mardin’in Dargeçit ilçesinde, 29 Ekim 1995-8 Mart 1996 tarihleri arasında, biri uzman çavuş üçü çocuk, sekiz kişinin zorla kaybedilmesiyle ilgili aralarında dönemin Mardin Jandarma Komando Tabur Komutanı Hurşit İmren ve Dargeçit İlçe Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin de bulunduğu korucu ve asker 18 sanık hakkında “taammüden öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle 30 Ekim 2014’te iddianame hazırlandı. Güvenlik gerekçesiyle dava suç yeri olan Mardin ilinden yaklaşık 300 kilometre uzaklıkta olan Adıyaman iline nakledildi. Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Dargeçit Davasının 17. duruşması 10 Ocak 2022 tarihinde Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma Öncesi ve Duruşmaya Katılım
Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 Ocak’ta görülmesi kararlaştırılan duruşmayı izlemek için Katılan Hazni Doğan ve Kasım Aslan, Batman ilinden hemen her celse olduğu gibi, bu kez de kendi imkanlarını zorlayarak özel araçla gelmişlerdi.
Diyarbakır’dan sabaha doğru çıktığım yolda duruşmanın görüleceği zamandan 1 saatten önce adliyede oldum. Adliye girişindeki arama noktasından geçip polisin yaptığı GBT kontrolünden geçtikten sonra Adliye binasının ikinci katındaki duruşma salonunun önüne geldim. Kısa bir süre sonra diğer katılanlar ve avukatı duruşma salonunun önüne geldi. Her biri farklı illerden gelen katılanlar birbiriyle tokalaşıp hal hatır sorduktan kısa bir süren sonra duruşmanın başlayacağı haberini aldık.
Duruşmaya, zorla kaybedilen maktul Abdurrahman Çoşkun’un abisi Mehmet Çoşkun, Davut Altunkaynak’ın babası Aziz Altunkaynak, Seyhan Doğan’ın kardeşi Hazni Doğan, Nedim Akyön’ün abisi Ahmet Akyön ve Mehmet Emin Aslan’ın oğlu Kasım Aslan ile avukatları Erdal Kuzu katıldı. Mahkeme heyetinin henüz gelmediği duruşma salonunda mübaşir ve kâtip, duruşma katılanların yoklamasını yapıp isimlerini duruşma tutanağına geçirdi.
Sanık Hurşit İmren ve müdafi Av. Metin Şenay, Av. Aytekin Erol ile sanık Mahmut Yılmaz ve Faruk Çatak vekili Av. Ramazan Güler, sanık Haydar Topçam’ın vekili Av. Nazmi Gökçe talimat mahkemesi olan Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesinde SEGBİS üzerinden duruşmaya katıldı. Sanık Ramazan Savcı vekili Av. Ayhan Tutdere ise duruşma salonunda hazır bulundu. Sanık Faik Acar ve Mehmet Acar’ın vekili Av. Kemal Ayyıldız, sanık Hüseyin Altınışık’ın vekili Av.Deniz Çilcan, sanık Mahmut Ayaz’ın vekili Av.Selahaddin Dökmener, sanık Mehmet Emin Çelik’in vekili Av.Muzaffer Canlı, Sanık Kemal Kaya’nın vekili Av. Gökay Sarılı, sanık Mehmet Tire vekili Av. Kürşat Veli Eren mazeret dilekçesi göndererek duruşmaya katılmadı.
Yoklama yapıldıktan kısa bir süre sonra duruşma savcısı ve mahkeme üyesi hakimler duruşma salonundaki yerlerini aldı. Duruşmaya HDP eski Adıyaman Milletvekili Behçet Yıldırım ve HDP Adıyaman il yöneticileri katıldı. Duruşmayı takip etmek için Urfa ilinden gelen Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Emrullah Acar, yanında fotoğraf makinesi olduğu için polislerce adliye binasına alınmadı. Duruşma salonunda ise bir çevik kuvvet polisi bekledi.
Duruşmanın Seyri
Mahkeme Başkanı, heyet değişikliğini usulen tutanağa geçirdikten sonra duruşma katılan isimlerini tek tek okuyarak kontrol etti. Ardından duruşma arasında dosyaya gelen evrakları okuyarak duruşma tutanağına geçirdi.
Mehmet Emin Aslan ve Abdurrahman Coşkun ölümlerinin nüfus kayıtlarına işlendiğine dair yazı okundu. Mahkeme Başkanı, davada tanık olarak dinlenilmesine karar verilen ancak bir türlü ulaşılmayan dönemin Dargeçit Cumhuriyet Savcısı Adem Kul hakkında UYAP’tan yapılan araştırmada hakkında “görevi kötüye kullanma” suçundan kovuşturma yürütüldüğü bilgisini verdi. Adem Kul’un bu dosyada ifadesinin alınıp alınmadığı, alınmış ise hangi adresten temin edildiği, bu kişi hakkında yapılmış adres araştırmasına dair kolluk tutanağı bulunup bulunmadığı hususlarının sorulması için müzekkere yazılan Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin verdiği cevapta, dosya için görevsizlik kararı verilerek Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderildiği, ancak bu dairenin de bu dosya için görevsizlik kararı vermesi nedeniyle uyuşmazlığın çözümü için dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderildiği belirtildi. Bu nedenlerle tanık Adem Kul’un o dosyada sanık sıfatıyla beyanının alınmasına yönelik bir işlem ya da adres araştırması yapılmadığına dair verilen cevap duruşma tutanağına geçirildi. Tanık Adem Kul’un adresinin tespiti için celse arasında müzekkere yazılan Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın mahkemeye gönderdiği yazıda, Adem Kul hakkında aktif yakalama kararının bulunduğunun, hükümlü hakkında yurt dışında olduğuna dair kolluk kuvvetlerince herhangi bir tutanak tutulmadığı belirtilmişti.
Mahkeme, davanın tarafların beyanlarını SEGBİS ile kaydedilmesine karar verdiği için duruşmada tarafların beyanlarını tutanağa geçirmedi.
İlk olarak söz alan katılan avukatı Erdal Kuzu, SEGBİS yönetmeliğinde davaların tarafların hangi ve şart koşullarda katılacağının belli olduğunu hatırlattı, bir önceki ara kararda ile Ankara’da açılan talimat duruşmasına sadece sanık Hurşit İrmen ve avukatlarının katılmasına karar verildiği bilgisini verdi. Av. Kuzu, SEGBİS ile duruşmaya hazır olmayan sanıkların avukatlarının da talimat mahkemesi duruşma salonundan çıkarılması veya SEGBİS’in kapatılmasını talep etti. Av. Kuzu beyanda bulunduğu sırada SEGBİS kaydında yaşanan teknik sorun nedeniyle 10 dakika boyunca duruşma yapılamadı. Duruşma savcısı, mütalaasında bu talebin reddedilmesini istedi. Mahkeme, sanık müdafilerinin duruşmaya katılma haklarının ve imkânlarının bulunması ve savunma hakkı kısıtlanacağı şeklindeki gerekçelerle Av. Kuzu’nun talebini reddetti.
Katılanlar Davada Bir An Önce Karar Verilmesini İstedi
Ardından mahkemenin söz verdiği katılan Kasım Aslan “Babam kayıt dışı gözaltına alındı. Kemikleri daha sonra bir kuyudan çıktı. Davacıyım ve sanıkların cezalandırılmasını talep ediyorum” dedi.
Katılan Emin Çoşkun ise bu davanın 20 yıldan uzun süredir devam ettiğini hatırlatarak “Bizimle dalga geçiliyor. Bizi ciddiye almıyorlar. Bu kişiler ‘biz terörle mücadele ettik’ diyerek kendilerini savunuyor. 12 yaşındaki çocuk ne suç işleyebilir Allah aşkına? Bir suçu varsa da ceza infaz mı? Kemiklerini kuyudan çıkarttık. Daha nasıl delil ve ispat istiyorsunuz? Artık sizin vicdanınıza bırakıyorum.” diyerek davacı olduğunu sanıkların cezalandırılmasını istediğini söyledi.
Katılan Hazni Doğan ise “Abim hala 13 yaşında. Annem ve babam, abimin katillerinin yargılandığını görmeden öldü. Biz artık bu katillerin dışarıda serbestçe dolaşmasını istemiyoruz. Biz bu ülkenin vatandaşıysak eğer bizim için de hukuk işletilsin. Artık bu davada bir karar çıksın.” dedi. Doğan, herhangi bir batı illerinde bir kişinin bu şekilde öldürülmesi durumunda bütün kamuoyunun aya kalkacağını, herkesin tepki göstereceğini, sanığın müebbet hapis cezası alacağına dikkat çekerek, ölen Kürt olunca kimsenin buna tepki göstermediğini, faillerin cezasız kaldığını söyledi.
Katılan Aziz Altunkaynak ise yanında getirdiği 12 yaşındaki oğlunun fotoğrafını mahkeme heyetine göstererek “Bu 12 yaşındaki bir çocuktu. 12 Yaşındaki bir çocuk kime zarar verebilir? Annesi karakola giderken onu Filistin askısında görmüş. Ama bu çocukların katilleri serbestçe geziyor. Davut’un kemikleri 120 metre derinliğindeki bir kuyuda çıktı. Biz bu davaya geliyoruz. Hep biz eziyet çekiyoruz. Dava güvenlik gerekçesiyle buraya getirildi. Ama sanıklar hiçbir zaman bu mahkemeye gelmedi. Ölen oğlum Kürt çocuğu olduğu için katilleri dışarda. Artık biz de nefes alalım. Sizde yürek sızısı varsa bu dava bir karar verin.” diye belirtti.
Katılan Ahmet Akyön ise yirmiden fazla keredir davanın görüldüğü Adıyaman’a gelmelerine rağmen bu davada bir sonuç çıkmadığını ifade ederek, bir önce karar çıkmasını istediklerini vurguladı.
Av. Kuzu: Mahkeme 6 Yıldır Süren Bu Davada Bir Sanığa Bile Temas Etmedi
Ardından söz alan katılanlar vekili Av. Erdal Kuzu, bugün görülen duruşmada karar çıkıp çıkmayacağını öğrenmek için duruşma öncesinde aradığı mahkeme kaleminin kendisine karar çıkmayacağı cevabını verdiğini aktardı. Mahkeme başkanı ise verilen bu cevabın kendileri için bağlayıcı olmadığını, davada bir an önce karar çıkması için çabaladıklarını söyledi. Bangladeş ve Bangolar yargı etik ilkelerini hatırlatarak, bunların Hakim ve Savcılar Kurulu (HSK) tarafından hakimlere önerildiğini, bu ilkelere göre yargılamalardaki tarafsızlığın mahkemenin gösterdiği tutumla başladığına işaret etti. SEGBİS konusunun avukatlar değil sanıklar olduğunu vurgulayan Kuzu, SEGBİS Yönetmeliğinde açık olmasına rağmen duruşmaya katılmayan sanıkların avukatlarının SEGBİS ile yapılan duruşmadan çıkarılması yönündeki taleplerinin mahkemenin savunma hakkını kısıtladığı gerekçesiyle reddetmesini anlamakta zorlandığını söyledi. Bu davada 6 yıldır devam eden yargılama boyunca mahkemenin bir tek sanığa bile temas etmediğine dikkat çeken Kuzu, sanıkları korumu anlamındaki bu tutumun mahkemenin bu davada vereceği karara yansımayacağını umduklarını dile getirdi.
‘Bu Davanın Zaman Aşımına Uğratılması Endişemiz var’
Kamu görevliliklerin yargılandığı davalarda sanıkların korunmasının cezasızlık olduğunu ifade eden Kuzu savunmasında özetle; “Bu dava cezasızlık politikasının uygulandığı bir davadır. Geldiğimiz bu aşamada bu davanın zaman aşımına uğratılması endişesini taşıyoruz. Artık bir karar verilmesi gerekiyor. Bizim açımızdan bu dosya tamamlanmıştır. Bütün deliller toplanmıştır. 12 yaşında gözaltına alınıp zorla kaybettirilen çocukların kemikleri kayıtlarda vardır. Bu celsede olmazsa diğer celsede karar çıkmasını istiyoruz. Adaletin gecikmesi bu insanlarda ayrımcılık duygusunu ortaya çıkarır. Sanıkların suçu işlediği sabittir. Yurtdışına kaçmaları konusunda ciddi şüphelerimiz vardır. Devletin gözetimi altında bir savcı (Adem Kul) kaçmıştır. Bu nedenle tüm sanıklar açısından tutuklama kararı verilmesini talep ediyoruz. Bu ülkenin kuruluşundan beri Kürtler ağır insan hakları ihlallerine maruz kaldı. 12 yaşındaki bir çocuğun öldürülmesi hiçbir vicdana sığmaz. JİTEM gibi cinayeti şebekeleri mahkemede utanmadan bu cinayetleri devlet adına yaptık dediler. Bundan daha kuvvetli delil mi olur? Devlet suç işlemez mantığı artık aşılsın. Savcı esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sunduktan sonra bu dosyaya yeni deliller geldi. İddia makamı yeni bir mütalaa hazırlamalıdır. Bir sonraki celsede davanın karar duruşması görülmelidir” dedi.
Sanık Avukatları Katılanlar Hakkında Suç Duyurusunda Bulunulmasını İstedi
Sanık Ramazan Savcı müdafi Av. Ayhan Tutdere, daha önce mahkemeye gönderdikleri yazılı savunmaları tekrar ettiğini söyleyerek müvekkili hakkında beraat kararı verilmesini talep etti. Mahkemenin savunma için söz verdiği sanık Hurşit İmren “Ben masum olduğuma inanıyorum. Mahkemenin lehime karar vereceğini olan inancım tamdır. Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum” dedi. Sanık Hurşit İmren’in avukatı Metin Şenay, katılan avukatı Kuzu ve katılanların duruşma beyanlarında müvekkili için söylediği “katil” ve diğer sözleri nedeniyle mahkemenin suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Şenay, katılan tarafın verdikleri beyanlarla bir algı yaratmaya ve mahkemeyi etkilemeye çalıştığını savundu. Sanık Haydar Topçam’ın avukatı Nazmi Gökçe, katılanların her duruşmada müvekkilleri için “katil” ifadesini kullandığını ve bunun duruşma tutanağına geçirilmesini istedi. Topçam, müvekkillerinin can güvenliği olmadığı için Adıyaman’da görülen duruşmaya katılmadıklarını ileri sürerek, daha önce yaptıkları yazılı ve sözlü savunmaları tekrar ederek müvekkilleri hakkında beraat kararı verilmesini talep etti. Sanık Mahmut Yılmaz ve Faruk Çatak avukatı Ramazan Güler de daha önce yaptıkları savunmaları tekrar ettiklerini söyleyerek müvekkillerinin beraatini istedi.
İddia makamı mütalaasında, Adem Kul’un tanık olarak dinlenmesi için gerekli işlemlerin yapılmasına, sanık hakkında yurtdışına çıkış yasağı şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılması yönündeki taleplerin reddine karar verilmesini talep etti. İddia makamı, sanıkların tutuklanması ve yeni bir mütalaanın hazırlanması yönündeki katılan avukatlarının taleplerine ilişkin mütalaada herhangi bir talepte bulunmadı. Savcı, daha önce mahkemeye sunduğu esas hakkındaki mütalaayı tekrar edip etmediğine ilişkin de bu duruşmanın mütalaasında bir şey söylemedi.
Mahkeme Başkanı: Biz de Çok Fazla Bekleme Niyetinde Değiliz
Savunmaların ardından SEGBİS kaydını sona erdiren mahkeme ara karar için duruşmaya ara verdi. Yaklaşık 15 dakika süren aranın ardından mahkeme heyeti ara kararını açıkladı. Mahkeme Başkanı, tanık Adem Kul’u dinlemek için “makul süre” bekleyeceklerini ve adresinin tespiti için tekrar müzekkere yazacaklarını söyledi ve ekledi “Biz de çok fazla bekleme niyetinde değiliz. Ama net bir tarih de vermek istemiyoruz. Empati yapıyoruz. Sizi anlıyoruz. Neler istediğinizi de biliyoruz” dedi.
Ara Kararlar
- Sanık avukatlarının mazeretlerinin kabulüne,
- Katılanlar vekiline Kasım ve Hüsamettin yönünden vekaletnamesini sunmamış olduğu anlaşılmakla ibraz etmek üzere yeniden süre verilmesine,
- Katılanlar vekili Av. Erdal Kuzu’nun sanıkların tutuklanmasına yönelik talebin dosyanın bulunduğu aşama, tutuklama ile elde edilebilecek faydanın sanıklar hakkında hali hazırda devam eden adli kontrol tedbiri ile de elde edilebileceği sonuç ve kanaatine varılmakla oy birliği ile reddine,
- Sanıklar hakkındaki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına yönelik taleplerinin oy birliği ile ayrı ayrı reddine,
- Sanık Hurşit İmren müdafi Av. Metin Şenay’ın katılanlar vekili ve katılanların, müvekkili hakkında duruşmada söylemiş olduğu ve müvekkili yönünden suç oluşturduğunu iddia ettiği sözden ötürü suç duyurusunda bulunulması yönündeki talebin bu başvurunun kendilerince de yapılabileceği anlaşılmakla reddine,
- Bir sonraki celse sanık Hurşit İmren müdafi Av. Metin Şenay, sanık Haydar Topçam müdafi Av. Nazmi Gökçe, sanık Mahmut Yılmaz, Faruk Çatak vekili Av. Ramazan Güler’in ve Sanık Hurşit İmren müdafi Av. Aytekin Erol’un SEGBİS ile hazır edilmeleri için Ankara ve İstanbul Nöbetçi Ağır Ceza mahkemesine talimat yazılmasına,
- Tanık Adem Kul hakkında hükümlü bulunduğu dosya ile ilgili Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı İlamat ve İnfaz Bürosunca çıkarılmış yakalama kararı bulunması, yine bu tanığın sanık olduğu ve ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay tarafından görülmekte olan kovuşturma dosyası olması ve bu dosyada da henüz beyanının alınmamış olması hususları bir bütün olarak dikkate alındığında dosyamız tanığı olan bu kişinin ilgili makamlarca temin edilebilme ihtimali bulunması sebebiyle tanığın dinlenilmesine yönelik ara kararın makul bir süre daha olmak üzere aynen devamına, celse arasında gerek Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına yakalama kararının akıbetinin ve hükümlü hakkında ellerinde herhangi bir bilgi olup olmadığının, gerekse de Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunda görev uyuşmazlığı çözülmek üzere bulunan dosyada hangi dairenin görevli kılındığının ve bu belli olduktan sonra dairece sanık hakkında ifade alınmaya yönelik hangi adresten işlem yapıldığı hususlarının sorulmasına karar verildi.
Bir sonraki duruşma 4 Nisan 2022 günü, saat 10.00’da görülecek.