Sadeddin Özbahçeci, 9 Nisan 2016 tarihinde, Mardin’in Derik ilçesinde, trafik kazası yapan bir araca yardım etmeye gittiği sırada özel harekat polisleri tarafından açılan ateş ile sırtından vurularak öldürüldü.
Celal Mercen isimli bir kişi 9 Nisan 2016 tarihinde, kendi beyanına göre aracında kaçak silah taşırken, benzin istasyonuna girdiği sırada polisler tarafından durdurulmak istendi. Polisin ihtarına uymayarak benzin istasyonundan kaçmaya çalışan Celal Mercen’in arkasından uyarı ateşi açılmasına rağmen hızlanarak kaçmaya devam etti. Kovalamaca sırasında yapılan anonslar üzerine Derik İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne ait lojmanın önünde bekleyen polis aracı, Celal Mercen’i durdurmak üzere hareket etti fakat Celal Mercen’in polis aracına ateşle karşılık verdiği iddiasıyla polis memuru Ahmet Benli başının sol tarafından vurularak öldü.
Yüksek hızla kaçmaya devam eden Celal Mercen’in aracı virajı alamadı ve elektrik direğine çarparak takla attı. Kaza mahalli Derik-Kızıltepe yolundaki Tepebağ köyünde olduğundan Sadeddin Özbahçeci’nin de içinde olduğu 20-30 köylü yardım etmek için toplandı. Bu sırada araçtan inen Celal Mercen’i yoldan geçen bir kişi hastaneye götürmek için aracına bindirdi. Celal Mercen’in kaza mahallinden götürülmesinden 5-10 dakika sonra, içinde özel harekat polisleri Zülfü Demircan, Yaşar Karabay ve Seyit Ali Yılmaz’ın bulunduğu kobra tipi zırhlı araç kaza yerine geldi. Tanık anlatımlarına göre zırhlı araçtan inen polis memurları küfürler ederek ve “arkadaşımızın intikamını alacağız” diyerek kalabalığın üzerine ve havaya ateş açtı. Kendi beyanlarına göre ise amaçları kalabalığı dağıtmak, şüphelinin kaçmasını ve delillerin kaybolmasını engellemekti ve bunun için önce kalabalığa dağılmaları yönünde ihtarda bulunmuşlar, devamında yalnızca havaya ateş açmışlardı. Bu sırada ise Sadeddin Özbahçeci sırtından vurulmuştu. Tanık anlatımlarına göre üç özel harekat polisinden biri, Sadeddin Özbahçeci’ye bu esnada yumruk attı ve “terörist” diyerek diğer köylülerin yardım etmesine izin vermedi. Ayrıca olay saati 21.45 civarı olduğu için hava karanlıktı ve köylüler polis memurlarının yüzlerini tanıyacak kadar görememişti.
Aynı gün yapılan olay yeri incelemesinde ve devamında yapılan uzmanlık incelemelerinde, olay yerinde polis memurları dışında silahla ateş edenin olmadığı, olay yerinde bulunan 11 adet boş mermi kovanının polis memurlarının silahından çıktığı, Sadeddin Özbahçeci’nin vücuduna sırtından giren merminin göğsünden çıktığı bu nedenle silah eşleştirmesi yapılamadığı, ölüme neden atışın ise uzak atış olduğu tespit edildi.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı, 18 Ocak 2018 tarihinde düzenlediği iddianame ile Celal Mercen’in polis memuru Ahmet Benli’ye karşı Türk Ceza Kanunu’nun 82/1-g maddesiyle düzenlenen ‘kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmek’ suçundan ağırlaşmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını, Zülfü Demircan, Yaşar Karabay ve Seyit Ali Yılmaz’ın ise Sadeddin Özbahçeci’ye karşı iştirak halinde Türk Ceza Kanunu’nun 87/4 maddesinde düzenlenen ‘neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama’ suçunun nitelikli hali olan ‘kasten yaralama sonucu ölüm meydana gelmesi’ suçundan 8 yıldan 12 yıla kadar cezalandırılmasını talep etti. Bu aşamada soruşturmada 2 yıldır bulunan kısıtlama kararı kalkmış oldu.
Mardin 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada polis memuru sanıklar olay günü kaza yerine gittiklerinde shortland tipi ve sivil bir aracın olay yerinde olduğunu, kendilerinden önce geldiklerini, Sadeddin Özbahçeci’nin de gittiklerinde yaralı vaziyette yerde yattığını, yalnızca havaya ateş açtıklarını ve Saddedin Özbahçeci’yi öldürmediklerini beyan etti.
16 duruşma süren yargılamada 12 Mayıs 2020 tarihinde celse arasında savcı tarafından esas hakkında mütalaa verildi. Buna göre Ahmet Benli’nin öldürülmesi nedeniyle sanık Celal Mercen’in kişiyi yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle öldürmek suçundan cezalandırılması, Zülfü Demircan, Yaşar Karabay ve Seyit Ali Yılmaz’ın ise “gece vakti, kalabalık ortamda, kalabalığı dağıtmak üzere bedensel bir çaba harcamaksızın, havaya ateş açmaları neticesinde, kalabalıktan birilerin vurulabileceği muhtemel iken, muhtemel neticeyi öngörüp, neticeyi önlemeye yönelik mesleğin de gerektirdiği bir çaba göstermeksizin, zararlı sonuç verici davranış üzerinde müşterek ve fiili hakimiyet kurmak suretiyle, neticeyi kabullenip, havaya ateş ederek maktül Sadettin Özbahçeci'nin olası kastla ölümüne neden oldukları anlaşıldığından,” kasten öldürme suçundan cezalandırılmaları istendi.
Mardin 5. Ağır Ceza Mahkemesi 6 Temmuz 2020 tarihinde, sanık Celal Mercen’in Ahmet Benli’ye yönelik eylemi nedeniyle ağırlaştırılmış müabbet hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanıklar Zülfü Demircan, Yaşar Karabay, Seyit Ali Yılmaz hakkında ise Sadeddin Özbahçeci’nin ölümüyle ilgili olarak “aracın başındaki kalabalığı uzaklaştırarak delilleri koruma görevleri doğrultusunda hareket ettikleri, dosya kapsamındaki tüm kamera görüntüleri, tanık beyanları, kriminal raporları dikkate alındığında o andaki hal ve koşullar ile polis lojmanlarına yapılan saldırı neticesinde olayın meydana geldiği, gece vakti saldırının gerçekleşmesi, 2016 yılında terör olaylarının sanık polis memurlarının görev yaptıkları ilçede yoğun olarak yaşandığı, nitekim polis lojmanları önünde açılan ateşle bir polis memurunun olayın hemen öncesinde vefat etmiş olduğu hususları da dikkate alınarak 2559 sayılı kanundan doğan görev yükümlülüğü kapsamında can ve mal güvenliğinin temini ile delillerin muhafazasını sağlamak amacıyla polis memuru sanıkların olayı dağıtmak ve yeni bir saldırının gerçekleşme ihtimalini engellemek amacıyla havaya ateş açtıkları sırada mermilerden birisinin Sadeddin Özbahçeci'ye isabet ettiği ve neticesinde maktulün öldüğü anlaşılmakla, sanıkların işlediği iddia olunan eylem bakımından o andaki hal ve koşullara göre delillerin muhafazası görevi gereği ve 2559 sayılı Yasa m.16 kapsamında aşamalı şekilde yapılan ikazların ardından silah kullandıkları…” ve bu itibarla görevlerini yerine getirdikleri gerekçesiyle ceza verilmesine yer olmadığına karar verildi.
Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı ise 16 Temmuz 2020 tarihinde sanık polis memurlarına Sadeddin Özbahçeci’nin öldürülmesi olayına dair ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin kararı, “gece vakti, kalabalık ortamda, kalabalığı dağıtmak üzere bedensel bir çaba harcamaksızın, havaya ateş açmaları neticesinde, kalabalıktan birilerinin vurulabileceği muhtemel iken, muhtemel neticeyi öngörüp, neticeyi önlemeye yönelik mesleğin de gerektirdiği bir çaba göstermeksizin, zararlı sonuç verici davranış üzerinde müşterek fiili hakimiyet kurmak suretiyle, neticeyi kabullenip….” havaya ateş etmeleri gerekçesiyle cezalandırılması gerektiğinden itirazla istinaf yoluna başvuruda bulundu.
Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, istinaf incelemesi sonucunda, 2020/761 esas ve 2020/996 karar sayılı kararı ile 27 Ekim 2020 tarihinde, sanık Celal Mercen hakkındaki hükmü eksik araştırma ve tartışma nedeniyle ve hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle bozmuş ve tutuklu bulunan Celal Mercen’in tahliyesine karar vermiş, Sadeddin Özbahçeci’nin öldürülmesi bakımından ise üç polis memuru hakkında verilen hükmü, eksik inceleme ve deliller tartışılmadan, olay yerinde bulunan mermi kovanlarının sanıkların silahlarından atılıp atılmadığı tespit edilmeden, hangi delile üstünlük verildiği belirtilmeden, tanıklara teşhis yaptırılmadan verildiği nedenleriyle bozuldu.
Mardin 5. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderilen davanın istinaf bozma ilamı sonrası ilk duruşması 21 Mayıs 2021 tarihinde gerçekleşti. Bu tarihten itibaren 11 duruşma gerçekleşti. Son duruşma olan 29 Kasım 2024 tarihli duruşmada Özbahçeciler ailesinin vekili Av. Muhlis Oğurgül, istinaf bozma ilamından sonra geçen 4 yılda tespit edilen eksikliklerin tamamlanmadığını, kamu makamlarının mahkemenin müzekkerelerine cevap vermeyerek yargılamanın uzamasına neden olduklarını düşündüklerini beyan etti. Mahkeme bir sonraki duruşmaya kadar müzekkere cevaplarının gelmesi halinde dosyanın esas hakkında mütalaa için savcılığa gönderilmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma ise 16 Mayıs 2025 tarihinde görülecek.