Sertip Şen Davası

İlk Duruşma Tarihi:
23 Şubat 2022
Dava Mahkemesi:
Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi
Sanıklar:
Murat Toprak
Maktuller:
Sertip Şen

Sertip Şen Davası

Sertip Şen, 2 Mayıs 2019 tarihinde Hakkari'nin Yüksekova ilçesine bağlı Onbaşılar (Wargenima) köyünde çobanlık yaparken askeri bölgeden askerler tarafından açılan ateş sonucunda kaldırıldığı Yüksekova Devlet Hastanesinde yaşamını yitirdi. 

Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılan soruşturma kapsamında 3 Mayıs 2019 tarihinde, Sertip Şen’in otopsi işlemleri yapıldı. 

Otopsi raporunda, Sertip Şen’in saat 15.16 sıralarında L.İ. tarafından yaralı olarak bulunduğu, ambulans ile Yüksekova Devlet Hastanesine getirildiği, hastanede yapılan müdahalelere rağmen hayatını kaybettiği belirtildi. Cenazenin otopsi işlemleri yapılmak üzere Hakkari Devlet Hastanesine getirildiği ve nöbetçi savcı ile zabıt katibi, adli tıp uzmanı ve otopsi teknisyeni tarafından yapılan otopsi raporuna göre Sertip Şen ateşli silah yaralanmasına bağlı olarak omurga ve skapula kemiği kırıkları ile beraber büyük damar yaralanması,iç organ yaralanması, iç kanama sonucu yaşamını yitirdi.

3 Mayıs 2019 tarihinde Haruna Jandarma Karakolu Komutanlığında F.Ş.’nin ifadesi alındı. F.Ş., olay günü L.İ.’nin kendisini arayarak Sertip Şen’ni yerde baygın halde gördüğünü köylülere olay yerine gelmesini söylediğini, sonrasında olay yerine gittiğini sol omzunda bir yaranın ve kan lekesinin olduğunu bir süre at üstünde taşıdıklarını sonrasında arabaya koyduklarını sonrasında ambulansa teslim ettiklerini söyledi. Aynı gün aynı yerde ifadesi alınan A.İ. benzer şekilde haber aldığını ve yardıma gittiğini söyledi.

6 Mayıs 2019 tarihinde, Hakkari Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olayın Hakkari ilinin Yüksekova İlçesinde meydana gelmiş olması nedeniyle yetkisizlik kararı vererek dosyayı yetkili savcılık olan Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.

8 Mayıs 2019 tarihinde,  Merkez Jandarma Karakol Komutanlığında Sertip Şen’in eşi K.Ş. ve Sertip Şen’in babası C.Ş’nin mağdur sıfatıyla ifadesi alındı. 

9 Mayıs 2019 tarihinde, Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şüpheli asker Murat Toprak’ın ifadesi alındı. Murat Toprak, saat 16.30 sıralarında cebri keşif maksatlı hedef gözetmeksizin  emrinde görevli olan H.A.’ya ait HK33 Piyade tüfeği ile bir el ateş ettiğini, atış yaptıktan sonra bir müddet beklediklerini herhangi bir reaksiyon alamadıkları için üs bölgesine dönüş yaptığını, yaptığı ateşin hedef gözetmeksizin herhangi kimseye zarar verme amaçlı yapmadığını söyledi. 

9 Mayıs 2019 tarihinde, Yüksekova Sulh Ceza Hakimliği tarafından şüpheli Murat Toprak hakkında taksirle ölüme neden olma suçunu işlediğine ilişkin tutanaklar ile tüm dosya kapsamı dikkate alınarak  yurt dışına çıkış yasağına yönelik adli kontrol kararı verildi. 

14 Mayıs 2019 tarihli Van Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliği Uzmanlık raporuna göre, Sertip Şen’e ait svaplar üzerinde atış artıklarına rastlanılmadığı ve  yapılan atışın “uzak atış” olduğu kaydedildi.

23 Mayıs 2019 tarihinde, Hakkari Sulh Ceza Hakimliği Sertip Şen’in babası C.Ş. vekili aracılığıyla şüpheli hakkında adli kontrol kararının kaldırılarak şüphelinin tutuklanmasını talebini reddederek şüphelinin adli kontrolüne devam kararı verdi. 

27 Mayıs 2019 tarihinde, HDP Hakkâri Milletvekili Sait Dede Sertip Şen’in öldürülmesine ilişkin Adalet Bakanlığı’na soru önergesi sundu.

Haruna Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından 13 Haziran 2019 tarihinde düzenlenen tutanakta, 2 Mayıs 2019 tarihinde Onbaşılar Köyü Çobanpınar Mezrasında kimliği belirtilmeyen bir şahsın kalp krizi geçirdiği, 112 ekiplerince bildirim alınması üzerine üç korucunun görevlendirildiği, görevlendirilen korucuları rahatsızlanan kişinin Meşkan Tepe civarına kadar araçla getirildiği buradan da ambulansa alındığı, yolda ambulansın gitmesini engelleyici herhangi bir mukavemetin olmadığının belirtildiği kaydedildi.

Savcılık tarafından olay yeri tespiti için araştırma yapılmasına ilişkin Haruna Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından 14 Haziran 2019 tarihinde düzenlenen tutanakta, belirtilen bölgenin İran sınırına yakın arazi olması, teröre müzahir bölge olması ve olay yerinin üs bölgelerine uzak olması nedeniyle olay yerinin güvenliğinin sağlanamayacağı belirtildi.

16 Temmuz 2019 tarihinde, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü tarafından Hakkâri Milletvekili Sait Dede tarafından Adalet Bakanlığına yöneltilen yazılı olarak cevaplandırılması istenilen 7/13278 Esas Nolu soru önergesinde belirtilen hususlarla ilgili olarak bilgi istedi.

6 Kasım 2019 tarihli Adalet Bakanlığı yazılı cevabında, olayla ilgili gizli olarak yürütülen ve yargısal faaliyet kapsamında kalan soruşturma aşamasında ne tür işlemler yapıldığına dair Bakanlıkça bilgi olmadığını belirtildi. 

Şüpheli Murat Toprak’ın savcılıkta verdiği ifadeden sonra şüpheli müdafi tarafından dosyaya sunulan bir dilekçe ile kamu güvenliğini tehdit edecek durumların ortaya çıkma riski oluşabileceği gerekçesiyle soruşturma dosyasının CMK 153/2 kapsamında kısıtlanması ve davanın başka bir ile nakli için Adalet Bakanlığından talepte bulunulmasını talep etti.

17 Haziran 2019 tarihinde, Sertip Şen’in babası C.Ş.’nin ifadesi alındı. Olay günü Yüksekova merkezde bulunduğunu, haber gelmesi üzerine, Yüksekova Devlet Hastanesine  gittiğini ve orada oğlunun öldüğü  haberini aldığını ve olay nedeniyle şikayetçi olduğunu söyledi. Baba C.Ş. ifadesinde, oğlunun hayvanlarını otlatacağı yer karakol komutanlığına bilgi vererek hatta karakol komutanlığına imza atarak bildirdiğini belirtti.

17 Haziran 2019 tarihindeSertip Şen’in eşi K.Ş’nin ifadesi alındı. K.Ş. ifadesinde, olay günü  sabah saatlerinde eşi ile birlikte köylerinin bağlı bulunduğu karakol komutanlığına giderek pancar toplamak ve hayvanları otlatmak için yaylaya gideceklerinin bilgisini verdiklerini ve buna ilişkin olarak da hazırlanan tutanağı eşi ile birlikte imzaladığını, daha sonra olayın yaşandığı yere gittiklerini, kendisinin öğlen vaktine kadar pancar topladığını eşinin de hayvanlarla ilgilendiğini, öğlen vaktinde birlikte yemek yedikten sonra kendisinin köye geri gittiğini ve eşi Sertip Şen’in hayvan otlatmaya devam ettiğini, köye vardıktan hemen sonra eşinin vurulduğu haberini aldığını ve eşinin ölümü nedeniyle şikayetçi olduğunu söyledi.

17 Haziran 2019 tarihinde, tanık L.Ş’nin ifadesi alındı. Tanık L.İ, olay günü pancar toplamak için köylerinin sınırları içerisinde bulunan yaylaya çıkacağını bağlı bulunduğu karakola bildirerek yaylaya çıktığını, gittiğinde orada pancar toplayan başkaca kişilerin olduğunu, saat:14.00-15.00 sıralarında bir el silah sesi duyduğunu, saat 17.00-18.00 sıralarında köye gelmek üzere yola çıktığını, bir şahsın yerde bulunan kar kütlesi üzerinde hareketsiz yattığını gördüğünü, şahsa seslenip cevap alamadığını, yanına vardığında bu  kişinin köylüsü Sertip Şen olduğunu, yerde herhangi bir kan lekesi görmediğini, Sertip'in kalp krizi geçirdiğini düşündüğünü, hızlıca köye gidip haber verdiğini söyledi. 

1 Temmuz 2019 tarihinde, Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından olayda görev alan  askerler İ.K., H.A., F.İ., M.K., A.C.K., E.N.’nin ifadesi alındı. Tanıklar ifadelerinde,  ateş eden uzman çavuşun olayda herhangi bir kast veya kusurunun olmadığını düşündüğüne dair benzer mahiyette beyanlar bulunuyordu. 

15 Kasım 2020 tarihinde Jandarma Astsubay bilirkişi tarafından alınan bilirkişi raporunda, olayın meydana geldiği yerin sınırın sıfır noktasında olduğu, terör örgütü üyelerinin geçiş güzergahı olduğu, söz konusu bölgede terör olaylarının yaşandığı, olayın meydana geldiği yerin teröre müzahir olduğu ve özel güvenlik bölgesi olduğu, bu hususlar göz önüne alındığında; “Şüpheli Murat Toprak' ın yapmış olduğu atışın Cebri Atış kurallarına uygun olduğu, şüphelinin olayda herhangi bir kusurunun olmadığı” kaydedildi.

19 Ocak 2021 tarihli bir adli bilirkişi, bir ateşli silahlar uzmanı, bir güvenlik uzmanı olan bilirkişi heyetinin Uzmanlık Raporunda“Şüpheli P.Uzm. Çvş Murat Toprak'ın bölgenin durumu, arazinin yapısı itibariyle yaklaşık 800 metre uzaktaki maktulü görmesinin mümkün olamayacağının kanaatine varıldığı, almış olduğu Askeri eğitim sebebiyle kullandığı silahın menzilinin ne olduğunu bilmesi gerektiği, silahın ateşlenmesinde yapmış olduğu dikkatsiz ve tedbirsiz davranışlar ile maktülün ölmesi arasında doğrudan illiyet bağının bulunduğu, ancak  bölgenin terör yoğunluklu olması, arazi yapısı vb. kaynaklanan nedenlerle kusur tahfifinin gerektiği, ayrıca şüphelinin emir komuta zinciri dışında üstünden emir almadan, arkadaşına ait tüfeğin tutukluk yapması sebebiyle rastgele atış yapması sebebiyle şüphelinin atışında Cebri Atış kurallarının görülmediği” belirtildi.

17 Şubat 2021 tarihinde Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından uzman çavuş olarak görev yapan şüpheli Murat Toprak’ın,  kendisine herhangi bir emir verilmemesine rağmen aynı timde görevli erin tüfeğinin tutukluk yapması sebebiyle rastgele ateş ettiği, bu ateş neticesinde arazide koyunlarını otlatmakta olan Sertip Şen' in ölümüne sebep olduğu gerekçesiyle Murat Toprak hakkında ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan cezalandırılması için iddianame düzenlendi ve Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. 

19 Şubat 2021 tarihinde, Yüksekova 2. Asliye Ceza Mahkemesi, savcılık iddianamesini kabul ederek davanın ilk duruşmasının 23 Şubat 2021 tarihnde görülmesine karar verdi.

23 Şubat 2021 tarihinde Yüksekova 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davanın ilk duruşmasına katılan kimse olmadı. Sanık müdafinin mazeret dilekçesini belgelendirmediği gerekçesiyle mazeret talebinin reddine karar verildi. Bu duruşmada mahkeme her ne kadar sanık Murat Toprak hakkında taksirle ölüme neden olma suçundan dava açılmış olsa da olayın kasten öldürme suçunun incelenmesi gerektiği, failin fiilinin kasten mi yoksa kusuru nedeni ile mi sebebiyet verdiğinin tartışılması gerektiği gerekçesiyle kasten öldürme suçuna bakma görevinin Ağır Ceza Mahkemesine ait olması nedeni ile görevsizlik kararı verdi. 

5 Temmuz 2021 tarihinde, Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi dosyaya ilişkin karşı görevsizlik kararı vererek, sanığın iddianamede belirtilen sevk maddeleri gereğince yargılanmak üzere dosyanın görevli ve yetkili Yüksekova 2. Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine ancak daha önce Yüksekova 2. Asliye Ceza Mahkemesince de görevsizlik kararı verilmiş olması nedeniyle; Ağır Ceza Mahkemesi  ile Yüksekova 2. Asliye Ceza Mahkemesi arasında meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Van Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine karar verdi.

19 Kasım 2021 tarihinde, görevsizliğe dair uyuşmazlığa bakan Van Bölge Adliye Mahkemesi 5.Ceza Dairesi görevli mahkemenin Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi olduğuna dair kesin karar verdi.

2 Aralık 2021 tarihinde,Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesi tensip düzenleyerek ilgililere davetiye çıkarılmasına ve ilk duruşmanın 21 Ocak 2022 tarihinde yapılmasına karar verdi.

17 Aralık 2021 tarihinde, sanık Murat Toprak müdafi Av. Mehmet Kutluay Işık, Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesinden müvekkilinin yurt dışı çıkış yasağının kaldırılmasını talep etti. 

21 Ocak 2022 tarihinde, Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan ilk duruşmaya mağdurlar vekili Av. Ramazan Kurt ve Av. Erdal Safalı katıldı. Mahkeme tanıkları sonraki duruşma dinlenmesi için gerekli işlemleri yapılmasına ve sanığın adli kontrol tedbirinin devamına karar verdi. 

18 Şubat 2022 tarihinde, davanın ikinci duruşması yapıldı. Müştekiler K.Ş., C.Ş. ve A.Ş. ile müştekiler vekili Av. Ramazan Kurt, Av. Erdal Safalı, Av. Harika Günay Karataş Kurt, Av. Yusuf Ozan Çobanoğlu, Av. Ersin Zengin, Av. Fırat İke duruşma salonundan sanık Murat Toprak ve avukatı Av. Mehmet Kutluay Işık SEGBİS ile duruşmaya katıldı.

Sanık Murat Toprak savunmasında, uzman çavuş olarak görevli olduğunu, 2 Mayıs 2019 tarihinde, Yüksekova'da görevli iken istihbari raporlara dayanarak keşif ve gözetleme faaliyeti yapmak üzere sanık araziye çıktıklarını, keşif sırasında, H.A.’nın silahındaki tutukluk nedeniyle silahını test etmek amacıyla ve bölgedeki terörist faaliyetlerini tespit etmek için cebri keşif atışı yaptığını söyledi. Bu keşif atışının rastgele bir atış olarak değerlendirilemeyeceğini, o bögedeki terörist faaliyetleri nedeniyle atışın terör faaliyetlerini önlemek  ve bölgedeki tehditleri caydırmak amacıyla yapıldığını, suçlu veya suçsuz hiç kimseyi hedef gözeterek atış yapmadığını söyledi. 

Müşteki C.Ş.’nin tercüman eşliğinde alınan beyanında, Olay günü Çobanpınar köyünde olduğunu,oğlunun hayvanları otlatmak için mezraya gittiğini, mezranın diğer köylülerin de hayvan otlattığı bir yer olduğunu, karakolun yanından geçildiği için askerlerin bilgisi dahilinde olduğunu. oğlunun herhangi bir düşmanı ya da husumetli olduğu birinin olmadığını, oğlunun vurulup yaralandığını köydeki kargaşa ve seslerden öğrendiğini, köylülerin taşıdığı yere gittiğinde hastaneye oğlunun kaldırıldığını öğrendiğini ve  oğlunu öldüren sanıktan şikayetçi olduğunu ve davaya katılmak istediğini belirtti.

Müşteki K.Ş’nin tercüman eşliğinde alınan beyanında, Olay tarihinde eşiyle birlikte koyun otlatmak için mezraya gittiğini, kendisi pancar topladığını, saat 12.00 civarında eşinin isteğiyle çocuklara yemek yedirmek için köye döndüğünü, mezraya giderken kontrol noktasında kimlik verip izin aldıklarını, saat 17.00 sularında eşinin vurulduğunu öğrendiğini. eşinin husumetli olduğu kimse olmadığını ve olaydan önce aynı bölgeye sürekli gittiğini, eşinin ölümü nedeniyle çocuklarıyla mağdur olduklarını belirterek sanıktan şikayetçi olduğunu ve davaya katılma talebinde bulunduğunu ifade etti.

Müşteki A.Ş.’nin beyanında, Sertip Şen’in oğlu olduğunu, babasının, koyun otlatmak için mezraya gittiği gün askerler tarafından ateş açılarak öldürüldüğünü, yaylaya giderken kontrol noktalarından kimlik gösterip imza atarak geçiş izni aldıklarını, dönüşte de aynı şekilde kaydın alındığını, bölgede giriş yasağı olmadığını ve diğer köylülerin de koyun otlatmak ve pancar toplamak için yaylaya gittiğini, babasını öldüren sanıktan şikayetçi olduğunu ve davaya katılma talebinde bulunduğunu belirtti.

Tanık F.Ş. beyanında, Sertip Şen’in uzaktan amcasının oğlu olduğunu, olay günü L.İ’nin haber vermesiyle mezraya gittiğini ve maktulü boynundan vurulmuş halde bulduğunu, A.İ. ile birlikte maktulü köye taşıyıp ambulansa teslim ettiklerini, ancak maktulün vefat ettiğini sonradan öğrendiğini, mezraya gitmenin karakol bilgisi dahilinde olduğunu ve bölgede herhangi bir yasak olmadığını ifade etti.

Tanık A.İ.’nin  tercüman eşliğinde alınan beyanında, Sertip Şen’in akrabası olduğunu belirterek, olay günü L.İ.’nin haber vermesiyle köylülerle birlikte olay yerine gittiklerini ve maktulü boynundan yaralanmış halde bulduklarını, Jandarmanın başta geçişlerine izin vermediğini, ancak köylülerin ısrarıyla olay yerine ulaştıklarını, ardından maktulü taşıyarak ambulansa teslim ettiklerini,  ambulans köylerine normalde 45 dakika kadar sonra gelmesi gerekirken olay günü 1 saati aşkın bir süre geçtikten sonra ambulansla yolda karşılaştıklarını, bu gecikmenin neden kaynaklandığını bilmediğini söyledi.

Tanık M.K’nın alınan beyanında, olay günü Çobanpınar mezrasında görev yaptığını, patlama sesi üzerine bir timle keşif ve gözetleme yaptıklarını, bu sırada sanık Murat Toprak'ın bir el havaya doğru keşif atışı yaptığını, devamında herhangi bir karşılık verilmediği için şüpheli bir durum bulunmadığını değerlendirerek tekrar üst bölgesine dönüş yaptıklarını, olaydan bir gün sonra Sertip Şen'in olay yerinde aldığı yaraya bağlı olarak hayatını kaybettiğini duyduğunu belirtti.

Tanık A.C.K.’nin alınan beyanında, olay günü Çobanpınar mezrasında görev yaptığını ve sanık Murat Toprak'ın cebri keşif amacıyla 45 derece açıyla havaya 1 el ateş ettiğini, bu atışın herhangi bir hedef gözetmeksizin rutin bir keşif atışı olduğunu,arazide yapılan taramada herhangi bir canlı unsura rastlamadıklarını, maktulün vefatını ise olaydan bir gün sonra öğrendiğini ifade etti.

Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesinin olay yerinde sivillerin geçişi hususunda izin verilip verilmediği, veriliyor ise kayıtlar hakkında mahkemeye bilgi verilmesine ilişkin Haruna Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından tutulan 14 Nisan 2022 tarihli tutanakta, olay yerinde sivil vatandaşların gerekli kontrolleri yapılarak hava kararmadan dönüş yapmaları gerektiği uyarısı yapılıp, şahısların kaydı tutulmasına müteakip bölgeye geçiş yapmalarına izin verildiği ve kayıtlarının alındığını, fakat söz konusu olay tarihinde ve öncesinde geçiş yapanlarına ait herhangi bir kayıt tutulmadığı, kayıt tuma işleminin söz konusu olay meydana geldikten birkaç ay sonra başladıkları bilgisi yer aldı.

24 Mayıs 2022 tarihinde, davanın üçüncü duruşması yapıldı. Duruşmaya sanık müdafi SEGBİS aracılığıyla,  katılanlar vekilleri mahkeme salonunda hazır olarak duruşmaya katıldı. 

Duruşmada tanık L.İ’nin tercüman aracılığıyla ifadesi alındı. Tanık L.İ. daha önce soruşturma aşamasında verdiği ifadenin benzerini dile getirdi.

Yüksekova Ağır Ceza Mahkemesinin suça konu olay yerinde olay tarihinden bir ay önce ve olay tarihinden sonraki bir ay içerisinde herhangi bir saldırı veya sızma girişiminin bulunup bulunmadığının araştırılmasının istenmesine ilişkin Haruna Jandarma Karakol Komutanlığı tarafından tutulan 7 Haziran 2022 tarihli tutanakta  yapılan araştırma neticesinde belirtilen mevki ve tarih aralığında herhangi bir terör olayının gerçekleşmediği  bilgisi yer aldı.

4 Ekim 2022 tarihinde, davanın dördüncü duruşmasında, tanık İ.K’nin ifadesi alındı. Tanık İ.K., o dönem Özgen Hudut Karakolu olarak geçen üst bölgesinin komutanı olduğunu,rütbesinin teğmen olduğunu, o gün sabah 9:00 sıralarında civarda patlama sesi duyduklarını, bu bölgeye 4 kişilik bir tim çıkardıklarını, o timin başında da Piyade Uzman Çavuş Murat Toprak olduğunu, timin alanda keşif gözetleme yaptığını,bu sırada Murat Uzman Çavuşun bir el ateş ettiğini, bu esnada kendisinin üs bölgesinde olduğunu, kendisini gözetlemediğini, atış esnasında kendisini görmediğini, atışa müteakiben Murat Uzman Çavuş kendisiyle telsizle irtibata geçtiğini ve cebir keşif için atış yaptığını söylediğini, bu nedenle cebir keşif atışı yaptığını bildiğini, daha sonra timin üse gelerek istirahate çekildiğini, herhangi olumsuz bir bilgi vermediklerini, daha sonra taburdan gelen bilgi doğrultusunda bölgede bir çobanın rahatsızlandığını, köylülerin bu çobanı almak için taburdan izin istediklerine dair bilgiyi aldıklarını,  hava karardıktan sonra köylülerin çobanı almak için geldiklerini, köylüleri bölgeden çıkıncaya kadar takip ettiklerini, ambulans köye gelip çobanı götürdüğünü harekat merkezinden öğrendiğini,ambulansı göremediğini. gerçekleştirilen faaliyetin tamamen askeri bir faaliyet olduğunu ve personelin kusurlu olduğunu düşünmediğini söyledi. Katılan vekillerinin sorusu üzerine, söz konusu bölgeye kesinlikle sivil giremeyeceğini,hayvan otlatamayacağını,buna ilişkin olarak herhangi bir köylüye nizamiyede bir liste yapılıp izin verildiğine ilişkin bir durumun olmadığını, talimatlarının açık olduğunu, kesinlikle köylülere koyun otlatmak için izin vermelerinin söz konusu olmadığını, buna ilişkin bir uygulamalarının da olmadığını dile getirdi.

Mahkeme, olayın gerçekleştiği Çobanpınar Mezrası mevkii ve civarında olay tarihinden önceki 1 ay ve olay tarihinden sonraki 1 ay içerisinde silahlı terör örgütü mensuplarınca herhangi bir saldırı veya sızma girişiminin bulunup bulunmadığının, silahlı terör örgütü üyeleri tarafından Özgen Üst Bölgesi civarında faaliyette bulunabileceklerine ilişkin herhangi bir istihbari ya da tespit edilen bir bilgi bulunup bulunmadığının araştırılmasına, ayrıca olay günü olan 02.05.2019 tarihinde Özgen Üst Bölgesinden herhangi bir patlama sesi duyulduğuna ilişkin sözlü ya da yazılı bir bildirimin kendilerine yapılıp yapılmadığının, herhangi bir bildirimde bulunulmuş ise buna ilişkin yazılı bir tutanak tutulup tutulmadığı hususunda araştırma yapılmasına, yine köylülerin Özgen Üst Bölgesinin bulunduğu yerde suç tarihi olan 02.05.2019 tarihinde köylüler tarafından hayvan otlatmak için izin alındığına ilişkin bir bilgi yahut belge bulunup bulunmadığının tespit edilmesine ilişkin ilgili kurumlara müzekkere yazılmasına ilişkin karar verdi.

14 Şubat 2023 tarihinde gerçekleşen beşinci duruşmada, heyet değişikliği nedeniyle bir gelişme olmadı.

15 Eylül 2023 tarihinde gerçekleşen altıncı duruşmada Özgürlük için Hukukçular Derneği ve  Hakkari Barosu davaya katılma talebinde bulundu ancak  suçtan doğrudan zarar görmedikleri gerekçesiyle katılma talepleri reddedildi. Tanık H.A.’nın beyanı alındı. Tanık H.A., olay yerinde kendisine ait silah ile Murat Toprak’ın keşif ve gözetleme amaçlı hedef gözetmeksizin havaya doğru bir el ateş ettiğini ve canlı bir emare görmediklerini, maktulün kendi silahından vurulduğunu kriminal rapor geldikten sonra öğrendiklerini söyledi. 

Sanık müdafi müvekkilinin birliğinin Suriye’deki operasyonlara katıldığını müvekkil hakkında yurt dışı çıkış yasağı olması nedeniyle operasyonlara katılamadığını bu nedenle adli kontrolün kaldırılmasını talep etti.

Mahkeme sanık hakkındaki adli kotrol kararının devam etmesine ve keşif güvenliğinin sağlanabilmesi halinde keşif yapılmasına, katılanlar vekilinin tanık olarak beyanına başvurulan H.A. hakkında azmettirici olması nedeniyle suç duyurusunda bulunulmasına yönelik talebin esas hükümle birlikte değerlendirilmesine karar verdi. 

2 Nisan 2024 tarihinde gerçekleşen yedinci duruşmada, tanık E.N.SEGBİS aracılığıyla dinlendi. Tanık E.N., olay günü Murat Toprak’ın, H.A.’nın silahı ile bir el cebri keşif maksatlı hedef gözetmeksizin atış yaptığını, canlı bir emare görmediklerini,  o bölgenin askeri yasak bölge olduğunu ve girilmez tabelası bulunduğunu söyledi. Mahkeme, sanığın adli kontrol kararının devamına ve keşif günün celse arasında belirlenmesine karar verdi.

31 Mayıs 2024 tarihinde, mahkeme heyeti, sanık, sanık müdafi ve katılanlar vekili ve olay yeri inceleme uzmanları olay mahallinde keşif yaptı. Keşifte hazır bulunan sanık  Murat Toprak'a boşaltılmış ve güvenli bir şekilde HK-33 marka silah teslim edilerek olay günü atışı nasıl gerçekleştirdiği canlandırıldı. Murat Toprak olay günü olduğu şekilde mevzilenerek silahı açıyla tuttu, bu tutuş fotoğraf ve video altına alındı. Bilirkişiler  tarafından fotoğraf ve video kayıtları yapıldı ve alanın ölçümleri alındı.

18 Ekim 2024 tarihinde davanın sekizinci duruşması yapıldı. Bu kez Kara Kuvvetleri Komutanlığına müzekkere yazılarak olayda kullanılan tüfeğin etkili atış menzili ile bir insan hedef alındığında hedef sapmadan kaç metreye kadar hedefin tutturulabileceği yönünde bilirkişi raporu istenmesine ve bu eksiklik yerine getirildikten sonra dosyanın esas hakkında mütalaa hazırlanması için savcıya gönderilmesine karar verildi. 

Bir sonraki duruşma 31 Ocak 2025 günü 13.30'da görülecek.