Davutoğlu, Tahir Elçi Davasında Dinlenecek

Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi, Tahir Elçi cinayetinin işlendiği dönemde başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesine karar verdi.

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayeti davasında Sinan Tabur, Mesut Sevgi, Fuat Tan’ın “bilinçli taksirle ölüme sebebiyet vermek”ten 3 yıldan 9 yıla kadar ve hakkında yakalama kararı bulunan PKK üyesi Uğur Yakışır’ın ise “olası kastla ölüme sebebiyet verme” suçundan 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılandığı davanın duruşması görüldü.

Duruşmada tanık Hüseyin Öğünç, İzmir 1 No’lu F Tipi Cezaevi’nden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden tanık olarak dinlendi.

Öğünç, sanıklardan Uğur Yakışır’ı tanıyıp tanımadığı sorusuna, “tanıyorum” yanıtını vererek, “Ben 2011’de örgüte katıldım. Sur olaylarında 2015-2016’da orta saha denilen Diyarbakır’da kaldım. Uğur Yakışır’ın bu dönemde Azad Ferqin ve Numan Batman tarafından Sur’da görevlendirildiğini biliyorduk. Yakışır buradaki olayları anlatıyordu” dedi. Mahkeme başkanının “Tahir Elçi’yle ilgili beyanda bulundu mu?” sorusuna Öğünç, “Tahir Elçi ile ilgili hiçbir beyanı olmadı” yanıtını verdi.

Eren: Yol Katedilmedi

Ondan sonra söz alan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, davayı aydınlatma noktasında bir isteksizlik olduğunu belirterek, cinayetin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen bir yol katedilmediğini söyledi. Tahir Elçi cinayetine alelade bir cinayet olmadığını vurgulayan Eren, sözlerine şöyle devam etti:

Bu isteksizlik ara kararlara yansıdı. Hiçbir talebimiz kabul edilmedi. Sonuç alınmayacağı bilinen müzekkereler yazıldı. Olay yerindeki kameraların görüntüleri ya silindi, ya da bozuldu. Ancak buna karşı bir adım atılmadı. Sizler huzurunda dinlenen açık tanıklar soruşturma savcısı tarafından manipüle edildiklerini söyledi. Deniz Ataş adlı tanık tehdit edildiğini anlattı. Bu tanıklar tersini söyleseydiler, ne olurdu acaba? Sizler tarafından dosyanın en önemli tanıkları olarak kabul göreceklerdi. Tanıklar burada, soruşturma savcısının ‘Bizim görmediğimiz cinayette bize telkin ve yönlendirilmelerde bulunuldu’ dediler. Deniz Ataş’ın ifadesinden sonra iddia makamı ne yaptı. Deniz Ataş’ın dosyasını getirtti. Ataş’ın güvenilir bir tanık olmadığını öne sürdü. Ataş, eğer istediği gibi ifade verseydi, dosyadaki önemli bir tanık olarak kabul edilecekti. Siz de Deniz Ataş’ın tehdit ifadesine rağmen hiçbir ihbarda bulunmadınız, olayın araştırılmasını istemediniz. Cezaevlerinde kameralar var, kim bunu tehdit etti, öğrenilebilir, araştırılabilir. Deniz Ataş, mahkemede verdiği ifadenin ardından Bolu Cezaevi’nden İzmir Cezaevi’ne sevk edildi. Birileri bu tanıktan rahatsızdı.

Avukat Karaman’ı Odaya Kitlemiş

Davada Avukat Mahsuni Karaman ilk defa soruşturma sürecinde yaşadığı bir olayı anlattı. Karaman, Elçi cinayetinde polislerin kamara görüntülerinin 13 saniyesinin silindiğini tespit ettiği için soruşturma savcısı Umut İncir tarafından odaya kitlendiğini, dosyada şüpheli olarak ifadesinin alınmaya çalışıldığını anlattı:

Görüntülerdeki eksiklikleri tespit etmemle, soruşturmayı yürüten savcı beni odasına kilitledi. Önce şüpheli sıfatıyla, sonra tanık sıfatıyla ifademi almak istedi. Bütün bunları 13 saniyelik polis kamerasındaki kesintiyi fark ettiğim için yaptı. O dönem baro başkanı ve avukatlar, dışardan kapıyı zorlaya zorlaya beni çıkardılar. Bana Zaman gazetesini sallayarak şüpheli olarak ifade vermem durumunda ‘Seni tutuklatırım’ dedi. Bunu başsavcıya söylediklerinde ise başsavcı ‘Ben odaya kitleme talimatı verdim’ dedi. O Başsavcı Ramazan Solmaz’dır, şimdi Konya’da Kürtleri öldüren davayı o soruşturuyor. O başsavcı bu başsavcıdır.

‘Delilleri Karartmak İçin Ateş Açtılar’

Avukat Mehmet Emin Aktar da olaydan sonra başsavcı ile birlikte olay yerine gitmek istediklerini, ama başsavcının emniyet ekipleriyle yarım saat görüşeceğini söyleyip ayrıldığını belirterek, “Meğer delilleri karartmak için görüşmüşler” dedi. Daha sonra olay yerine gitmek için yola çıktıklarında tabancaya sesine benzer bir ses duyduklarını, ardından seri atışların yapıldığını anlatan Aktar, silah seslerinden sonra döndüklerini ifade ederek, “Daha sonra öğrendik ki bu silah sesi başsavcının korumasının sokakta havaya ateş açmasından sonra geldi. Bir çatışma görüntüsü verilmek istenmiş. Meğer sokağa çıkma yasağı ilan edip delilleri karartmak amacıyla yapılmış. Öyle de oldu” şeklinde konuştu.

Avukat Tuğce Duygu Köksal da, dosyaya 5 yıl sonra giren mülkiye müfettişlerinin düzenlediği raporun bini aşkın olduğu belirtilen eklerinin istenmesini talep etti. Köksal, oradaki güvenlik şube amirinin, olay yerinde ve Uğur Yakışır ile Mahsun Gürkan’ı araçla takip eden ve müfettiş raporlarına adları yansıyan istihbaratçıların dinlenmesini istedi.

Avukat Aynur Tuncel Yazgan ise, dosyada kendini polis olarak tanıtan ve Ahmet Soylu olarak tanıtan birinin gönderdiği maili alıntılayarak, bu kişinin araştırılarak tespit edilip dinlenmesini istedi.

Davutoğlu Dinlenecek

Aranın ardından avukatların taleplerine ilişkin ara karar kuran mahkeme, polisin 12 saniyelik kayıp kamera görüntülerinin silinip silinmediği, montaj yapılıp yapılmadığını ya da görüntülerin neden kesik olduğunun sorulması için ATK’ye müzekkere yazılmasına karar verildi.

Yazılan ve cevap gelmeyen müzekkerelere yanıtlanmasının beklenmesine karar verilirken, avukatların olay yerindeki istihbaratçıların dinlenmesi, sanık polislerin SEGBİS üzerinden değil doğrudan mahkemede hazır edilmesine talepleri ise reddedildi.

Avukatların cinayetin işlendiği dönemde başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nun dinlenmesi talebini daha önce reddeden mahkeme, bir sonraki celsede Davutoğlu’na adresinin tespit edilerek tanık olarak dinlenmesi için tebligat yollanmasına karar verdi.

Mahkeme duruşmayı 13 Kasım’a erteledi.

Yayınlanma tarihi

15 June 2022

Kategori Listesi