Ergenekon davasında ifadesine başvurulan gizli tanık Aydos, davanın tutuklu sanıklarından Veli Küçük ve Hasan Atilla Uğur hakkında ağır suçlamalarda bulundu.
Ergenekon davasında ifadesine başvurulan gizli tanık Aydos, davanın tutuklu sanıklarından Veli Küçük ve Hasan Atilla Uğur hakkında ağır suçlamalarda bulundu. Uğur’un operasyonlarda canlı ele geçirdikleri PKK’lı teröristleri şehre indirip infaz ettiğini iddia eden Aydos, Veli Küçük tarafından kendisine bir kılıç, bir tüfek ve bir de toplu tabanca hediye edildiğini söyledi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ergenekon davasının 246’ncı duruşması, çağrılan tanıkların saatinde gelmemesi nedeniyle saat 13.30’da başladı. Gizli tanık Aydos’un öğle yemeği arasından sonra gelmesiyle başlayan duruşmada, Veli Küçük ile İbrahim Şahin’in de aralarında sulunduğu 34 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Mustafa Balbay, Doğu Perinçek ve Tuncay Özkan’ın da aralarında bulunduğu 31 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi.
Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese, kimlik yoklamasının ardından Gizli tanık Aydos’un, gizli tanık odasına alındığını, ifadesi sırasında sesinin ve görüntüsünün salondaki perdelere bozularak yansıtılacağını açıkladı.
Gizli tanık Aydos, tutuklu sanık emekli albay Hasan Atilla Uğur’u Mardin Kızıltepe’ye tayin olmasından itibaren tanıdığını anlattı. Gizli tanık Aydos, davaya ilişkin bilgisini anlatması istendiğinde, “Kod adı Kürşat. Hasan Atilla Uğur. Çok iyi tanıyorum. Kimleri kaçırıp şehire indirip öldürdüğünü biliyorum. Yeşil ortadan kaybolduktan sonra yanında Osman Gürbüz’ü gezdirip ‘Yeşil’ diye tanıttığını biliyorum.” diye konuştu.
Hasan Atilla Uğur ile birlikte PKK’ya yönelik operasyonlara katıldığını anlatan gizli tanık Aydos, operasyonda 3 teröristin canlı yakalandığını, şehire indirip öldürdüklerini ve bir kamyonun kasasına attıklarını iddia etti. Aydos, bunlar yapılırken Uğur’un yanında bulunduğunu söyledi. Veli Küçük’ü hem Güneydoğu’dan hem de İzmit’ten tanıdığını öne süren gİzli tanık Aydos “Veli Küçük’ün Diyarbakır’daki uyuşturucu baronlarının uyuşturucularına el konulup başkalarına dağıtılması işlerine bulaştım.” dedi.
İş adamları Hacı Karay, Adnan Yıldırım ve Savaş Buldan’ın Sapanca üçgeninde öldürüldüğünü de anlatan Aydos’un, “O dönemde oraların paşası Veli Küçük’tü. Küçük, kaçakçıların getirdiği uyuşturucudan pay alıyordu.” sözleri üzerine savcı Mehmet Ali Pekgüzel, “Sen para alırken gördün mü?” diye sordu.
Gizli tanık Aydos da Eyüp Kocakaya ile Kocaeli İl Jandarma Komutanlığı’na gittiklerini belirterek, “Yanımızda çantayla gidiyorduk. Ben çantayı götürüyordum. Bazen Kocakaya bana ‘dışarıda bekle’ deyip kendi giriyordu. Sonra ben onu alıyordum. Kocakaya’nın çiftliği vardı. Çiftliklerinde uyuşturucu imalatı yapıyordu. Uyuşturucu baronlarından toplanan parayı Kocakaya Veli Küçük’e getiriyordu.” dedi.
İş adamı Mehmet Ali Yaprak’ı 1993 yılında kaçırarak Ankara’da bir otel odasına götürdüklerini belirten gizli tanık Aydos, otel odasında Ergenekon davasının tutuklu sanığı Veli Küçük’ün de bulunduğunu söyledi. Küçük’ün sivil kıyafetler içinde olduğunu, bir pardesü giydiğini belirten Aydos, “Mehmet Ali Yaprak, Veli Küçük’ü gördüğünde elleri titremeye başladı.” iddialarında bulundu.
Aydos sözlerine “O adamdan haraç aldılar. Veli Küçük, sorgusuz sualsiz Mehmet Ali Yaprak’ı bırakmamızı istedi. Bize de yerimize her an başka birilerini atayabileceklerini söyleyerek tehdit etti.” şeklinde devam etti.
Savcı Pekgüzel’in sorusu üzerine Aydos, “Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Viranşehir belediyesine ait bir araziyi belediye başkanı İbrahim Dedeoğlu ile birlikte usulsüz bir şekilde sattılar. Sonra da ikisi birlikte Kızıltepe’ye kaçarak Atilla Uğur’un yerinde saklandılar. İlk kez orada gördüm.” şeklinde konuştu.
Davanın tutuksuz sanıklarından Sami Hoştan’ı da birkaç kez gördüğünü belirten gizli tanık, “Bir defasında Veli Küçük’ün Kocaeli Alay Komutanlığı yaptığı zaman Hoştan’ı Alayda Veli Küçük’ün yanında gördüm. Bir defasında Vedat Ceylan ile birlikte kumar oynatılan bir yere giderek Hoştan’ı orada gördük. Bir de toplantı sırasında gördüm. Yanlarında Ali Fevzi Bir (Susurluk davası hükümlüsü) de vardı.” ifadesini kullandı.
Duruşma salonunda hazır bulunan sanıklar kamera ile görüntüleri yansıtılarak tanıyıp tanımadığı sorulan Aydos, Hasan Atilla Uğur ile Veli Küçük’ü teşhis etti. Daha sonra da Savcı Pekgüzel’in sorusu üzerine Gizli Tanık Aydos, Veli Küçük tarafından kendisine blir kılıç, yivli ve setli bir tüfek ile Leydi marka toplu bir tabanc hediye edildiğini söyledi. Bu hediyeleri evde bulundurduğunu belirten Aydos, “Ben cezaevine düşünce eşim korktuğu için bu hediyeleri Pendik sahilinden atmış.” dedi.
Savcı Pekgüzel’in başka bir sorusu üzerine de Aydos, kendisine üzerinde “Jandarma Genel Komutanlığı, Jandarma İstihbarat Şube Müdürlüğü JİTEM” ile Jandarma İstahbarat ile görevlendirildiğini belirten bir yazı bulunan kimlik verdiklerini söyledi. Aydos, “Bu kimliği gören hiç kimse bize birşey diyemiyordu.” şeklinde konuştu.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in ardından tutuklu sanık Hasan Atilla Uğur’un avkatı Bülent Murat Hattatoğlu, bazı soruları olduğunu belirterek söz istedi. Hattatoğlu, gizli tanığa doğum tarihini, yaşını, tutuklu olup olmadığını sorup, ‘Gizli tanık Aydos rüşvetçi çıktı’ şeklinde yanınlanan bir haberi değerlendirmesini istedi. Ancak Başkan Hasan Hüseyin Özese’nin, “Kimliğini açığa çıkarabilecek sorular bunlar.” diyerek bu sorulara izin vermediği görüldü. Aydos’un da bu sorulara cevp vermek istemediğini söylemesine Avukat Hattatoğlu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda susma hakkını sanığın kullanabileceğini, tanığın ise cevap vermek istemediğini sorma hakkının olmadığını söyleyerek itiraz etti. Ancak Başkan Özese, bu sorulara izin vermedi.
Hattatoğlu’nun soruları sırasında Aydos’un, “Hasan Atilla Uğur, iki şarjörle birlikte Sten marka silahımı kendisine verdiğimi unuttu mu?” diye karşı bir soru ile cevap verdi. Aydos, daha sonra da Hasan Atilla Uğur’un, bu silahı kirlendi diyerek attığını anlattı.