Gezi Parkı eylemleri devam ederken 16 Haziran 2013’te İstanbul Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu öldürülen Berkin Elvan’ın 14. duruşması bugün İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmada söz alan Gülsüm Elvan, “Burada davası bir türlü sonuçlanmayan bir çocuk var. Öldürülen çocuklar vatan haini, terörist ilan ediliyor. Anneler karşı karşıya getiriliyor. Benim çocuğum 15 yaşındaydı. Öldüğünde 16 kiloya düşmüştü. Ahmet Atakan’ın açılmamış duruşması var. Onun annesi, ‘anne’ değil mi? Dilek Doğan annesinin kucaklarında öldürüldü. O anne değil mi?” dedi.
Berkin Elvan, Gezi Parkı eylemleri devam ederken 16 Haziran 2013’te İstanbul Okmeydanı’nda polisin attığı gaz fişeğinin kafasına isabet etmesi sonucu ağır yaralanmıştı. 269 gün komada kalan Berkin Elvan 11 Mart 2014’te yaşamını yitirdiğinde 15 yaşındaydı. Berkin Elvan’ın ölümünden 3 buçuk yıl sonra tamamlanan iddianame, 20 Aralık 2016’da İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Davanın ilk duruşması ise 6 Nisan 2017 tarihinde gerçekleşti. İddianamedeki tek sanık olan ve hala Van’da görev yapan polis memuru Fatih Dalgalı’nın TCK 82/1 maddesi kapsamında “olası kastla öldürme” suçlamasıyla tutuksuz yargılandığı davanın 14. duruşması, 25 Eylül 2019’da İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, Berkin Elvan’ın cenazesine katıldığı gerekçesiyle 5 Ocak 2017’de tutuklanan, 15 Ocak 2019’da tahliye edilen İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisi Berkay Ustabaş duruşmayı izleyenler arasındaydı.
‘Biz Anne Değil Miyiz?
Duruşmada söz alan Gülsüm Elvan şunları söyledi: Burada davası bir türlü sonuçlanmayan bir çocuk var. Öldürülen çocuklar vatan haini, terörist ilan ediliyor. Anneler karşı karşıya getiriliyor. Benim çocuğum 15 yaşındaydı. Öldüğünde 16 kiloya düşmüştü. Ahmet Atakan’ın açılmamış duruşması var. Onun annesi, “Anne” değil mi? Ethem Sarısülük’ün annesi, “anne” değil mi? Ağzını açsa dava açılıyor. Biz anne değil miyiz? Hasan Ferit… Dilek Doğan annesinin kucağında öldürüldü. O anne değil mi? Acının, gözyaşının rengi yoktur. Gezi’de öldürülen çocukların hepsi Alevi değil mi? Bizim çocuklarımızdı. Çocuklarınıza bakarken benim çocuğumu gözünüzün önüne getirin. Ben meydanlarda yuhalatıldım. Onu söylemiyorum bile. Biz anne değil miyiz? Kaçıncı duruşma oldu bu? Daha bir kaç gün önce 6 yaşında bir çocuğu ezdiler. O değil mi? Neden annelerin acıları yarıştırılıyor? Biz artık bir yargılama ve ceza verilmesini istiyoruz. Daha kaç evladımız gidecek, ne kadar kan dökülecek? Karnesini aldı, diplomasını alamadı benim çocuğum. Yeter diyoruz. Daha diyecek bir şeyim yok. Başınıza yastığa rahat koyabiliyor musunuz? Sizi vicdanınızla baş başa bırakıyorum.
Sami Elvan Salondan Ağlayarak Çıktı
Gülsüm Elvan’ın sözleri esnasında Sami Elvan ağlayarak salondan çıktı. Mahkeme başkanı, Gülsüm Elvan’ın sözlerine karşılık “Elimizden geleni yapıyoruz. Bazı eleştirileriniz olabilir. Bir an önce karar çıksın istiyoruz. Toplumsal olay olunca araştırması, rapor alması zor oluyor” dedi.
Elvan avukatlarından Çiğdem Akbulut, raporun beklenmesine gerek olmadığını söyleyerek şunları söyledi: Bu davada sürekli zaman kaybettik. Komik cevaplar aldık çoğu zaman. “Ben yetkili değilim” dedi bilirkişiler. Arkasındaki amacını biliyoruz. Bu oyalama hali sizi de rahatsız etsin istiyoruz. Bu ülkede adalet kırıntısı varsa bunu 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nden bekliyoruz.
Sanık avukatları, raporun beklenmesini ve tanıkların dinlenilmesine talep etti.
Mahkeme, tanık Muhammet Akkaya hakkında yeniden tüm adreslerinden zorla getirme emri düzenlenmesine, yine tanıklar Enver Turan, Ahmet Burak Aydın hakkında yakalama emri bulunması karşısında duruşma gününden önce UYAP’tan yakalama durumlarının araştırılarak sonucuna göre işlem yapılmasına, ZET’çi polislerden Yalçın Şengör hakkında zorla getirme emri düzenlenmesine karar verdi.
Mahkeme keşif sonrası verilen bilirkişi raporu da dikkate alınmak suretiyle sanığın söz konusu eylemde kasten hareket edip etmediği, ZET tüfeği kullanımı sebebiyle yönetmeliklere, talimatlara aykırı hareket edip etmediği, bu olayda kusuru olup olmadığı hususunda dosyadaki Adli Tıp Kurumu raporları, Jandarma Kriminal Raporları diğer bilirkişi raporları ZET tüfeğinin ve kapsülünün özellikleri olayın olduğu ana ilişkin görüntüler ve diğer deliller göz önüne alınarak rapor düzenlenmesi için dosyanın İzmir Foça Jandarma Okulu Komutanlığı’nda görevli gaz tüfeği eğitmenlerinden oluşturulacak iki kişilik bilirkişi ile olay yeri inceleme bilirkişisi olmak üzere üçlü bilirkişiye tevdii için Foça Asliye Ceza Mahkemesi’ne yazılan talimatın dönüşünün beklenmesine, bilirkişi raporunun ivedilikle tamamlanması konusunda müzekkere yazılması tutanaklara geçirildi.
Bir sonraki duruşma tarihi 13 Kasım 2019, saat 10:00 olarak belirlendi.