Diyarbakır, Lice’de 24 yıl önce gözaltına alınan beş kişi ‘kaybedildi’. Yani, gözaltında öldürüldüler, cenazeleri ailelerine verilmedi.
Ali Bulut, Emre Bulut, Ramazan Bulut, Hasan Orhan ve Mehmet Orhan’ı 1994 yılında bölgede görev yapan Bolu Dağ Komando Tugayı’ndan askerler gözaltına almıştı.
Aileleri yıllarca onları aradı. Bir kayıp yakını, kentin Kulp ilçesinde bulunan toplu mezarla ilgili 2003 yılında savcılığa başvurdu, “Bizim kayıplarımız burada olabilir” diye. Dönemin ruhuyla mezar açıldı, içinde gerçekten de insan kemikleri vardı. Bu kemiklerden alınan örnekler, kayıp yakınlarının DNA’sıyla karşılaştırılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.
Adli Tıp Kurumu, altı yılın sonunda kemiklerin kime ait olduğunu tespit edebildi. 2009 tarihli rapora göre kemikler, 1994’te kaybedilen beş kişiye aitti. Üç insan kemiği daha bulundu fakat onların kimlikleri tespit edilemedi.
Normalde en fazla birkaç hafta sürecek bir işlemin altı yılda tamamlanmasının ardından, kayıp yakınları sonunda bir mezarları olacağını düşündü. Ama yanıldılar.
Bu kez de kemikler ‘kaybedildi’.
Bulut ve Orhan aileleri, kimlik tespitinden sonra Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurup kemiklerini gömmek istediklerini belirtmişti.
Savcılık ise, aynı yakınları gözaltına alındığı dönemde olduğu gibi “Kemikler bizde yok” dedi. Kemiklerin kendilerine ulaşmadığını ve nerede olduğunun bilinmediğini bildiren savcılık yazısıyla aileler bir kez daha kayıp acısı yaşadı.
Yardımlarına, İnsan Hakları Derneği Diyarbakır Şubesi koştu. İHD’den avukatlar, kemiklerin Adli Tıp’tan alındıktan sonra, yine bulundukları gibi topluca gömüldüğünü ortaya çıkardı. Sekiz kişinin kemikleri aynı torba içinde, birbirinden ayrılmadan Kulp ilçesinin Merkez Mahalle Mezarlığına gömülmüş, ailelerine de haber verilmemişti.
Aileleri, mezarın ikinci kez açılmasını istemedi. “Ölülerin hatıralarına ve insan onuruna uygun düşmez” diyerek kemiklerin ayrıştırma işleminden geçmesini kabul etmediler, mezarlıkta kimliği tespit edilen beş kişinin adının yazılı olacağı bir anıt mezar yapmaya karar verdiler.
Kaybedenlere ne oldu peki?
Bu olayla ilgili bir dava açılmadı ama sorumlulardan birine, yani Bolu Komando Tugayı’nın o dönemki komutanı, şimdi emekli olan Yavuz Ertürk’e açılmış başka bir ‘gözaltında kayıp davası’ halen sürüyor. Ertürk, Kulp ilçesinde 8 Ekim – 25 Ekim 1993 arasında gözaltına aldığı 11 köylüyü öldürüp ‘kaybetmekle’ suçlanıyor.
Kaybedilen 11 köylünün kemikleri de 2003 yılında başka bir toplu mezarda bulunmuştu. Kemiklerin bulunmasından 10 yıl sonra, Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Açıldı da ne oldu?
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın 24 Mayıs tarihli son duruşmasında savcı mütalaasını verdi, Ertürk’ün beraatını istedi. Mahkeme, 19 Eylül 2018’de kararını açıklayacak ve Ertürk büyük ihtimalle beraat edecek. Bir ‘kayıp’ dosyası da böylece kapanmış olacak.
Kayıplarını arayanlar mı? Onlar için de değişen bir şey yok, 700. buluşmalarında yine dövüldüler Cumartesi Meydanı’nda!
Devlette devamlılık esas.