Deniz Tekin – 15 Eylül 2022
Mahkeme: Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2022/114
Diyarbakır’da 21 Mart 2017’de düzenlenen Newroz kutlamasına katılmak üzere şehre gelen 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Kemal Kurkut, alanın girişindeki polis kontrol noktasında barikatları aştıktan sonra polisin açtığı ateşle hayatını kaybetti. Olay anını gösteren kamera görüntülerinde Kurkut’a ateş ettiği tespit edilen sanık polis memuru Yakup Şenocak hakkında 2017 yılında “kasten öldürme” suçlamasıyla müebbet hapis cezası istemiyle dava açıldı. Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde iki yıl süren yargılama sonucunda 17 Kasım 2020’de oy çokluğuyla, sanığın üzerine atılı suçu işlediğini gösteren kesin ve inandırıcı delil edilemediği gerekçesiyle savcının esas hakkındaki mütalaasının aksine tutuksuz yargılanan sanık polis memuru hakkında beraat kararı verdi. İstinaf taleplerini inceleyen Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 2022 yılında verdiği kararda, yerel mahkemenin sanık hakkında verdiği beraat kararının gerekçesinin eksik olduğu, polisin silah kullanma yetkisi tartışılmadan hukuka aykırı olarak hüküm kurulduğunu ileri sürdü. Ve sanık polis için “ceza verilmesine yer olmadığına” dair karar verilmesi gerektiğini savunarak, yerel mahkemenin verdiği hükmü esastan bozdu. Kararın ardından yeniden görülmeye başlanan Kemal Kurkut Davası’nın 2. duruşması 15 Eylül 2022 tarihinde Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.
Duruşma Öncesi
Diyarbakır Adliyesi önünde Kurkut duruşmasına yönelik “güvenlik” önlemi almak için geldiğini düşündüğüm çok sayıda polis aracı ve çevik kuvvet polisi bekliyordu. Adliye girişindeki arama noktasından geçip, GBT kontrolümün yapıldığına dair pusulayı polise teslim ettikten sonra ikinci arama noktasından geçerek adliye binasına girebildim. Duruşma salonu önünde çevik kuvvet polisleri ve başka duruşmalara katılmak üzere geldiğini düşündüğüm kişiler bekliyordu. Duruşma saati gelmesine rağmen mahkeme heyeti ve çalışanları duruşma salonuna gelmemişti. Duruşmanın başlayacağı saatten yaklaşık 20 dakika sonra mahkeme katibi ve mübaşiri geldi. Kısa bir süre sonra da mahkeme başkanı ve üyeleri duruşma salonundaki yerlerini aldı. Duruşmanın başlamasına yakın salonun önüne çok sayıda çevik kuvvet ve sivil polis de geldi. Duruşma listesinde birinci sırada olan ve saat 09.00’da görülmesi kararlaştırılan duruşma yaklaşık 40 dakikalık gecikmeyle başladı.
Duruşmaya Katılım
Mazeret nedeniyle duruşmaya katılmadığını düşündüğüm mahkeme başkanının yerine başka bir hakim mahkeme heyetine başkanlık ediyordu. Daha önce görülen duruşmaların aksine bu duruşmada hiçbir engel ile karşılaşmadan izleyiciler için ayrılan bölümün kapısı açıldı ve çevik kuvvet polisleri, davayı izlemek için gelenlerin üstünü aramadı. Duruşmaya maktul Kurkut’un annesi ve kardeşi Secan Kurkut katılmazken avukatları Av. Serdar Çelebi, Av. Mehmet Emin Aktar, Av. Cihan Aydın duruşma salonunda hazır bulundu. Sanık Yakup Şenocak talimat mahkemesinde SEGBİS ile duruşmaya katıldı. Ancak SEGBİS ekranı küçük olduğu için sanığı görmek zordu. Mahkeme, sanığın hangi talimat mahkemesinde duruşmaya katıldığını tutanağına geçirmedi. Sanık bir önceki duruşmada talimat mahkemesi olan Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesinde SEGBİS ile duruşmaya katıldığından bu kez de aynı mahkemeden bağlandığı tahmin edildi. Sanık müdafii Av. Ahmet Fırat duruşma salonunda hazır bulundu. Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri ve Af Örgütü gözlemcisi ile stajiyer avukat olduğunu düşündüğüm 5 kişi de duruşmayı izliyordu. Duruşma başladıktan sonra salona gelen iki sivil giyimli polis memuru izleyiciler için ayrılan bölümden duruşmayı takip etti. Çevik kuvvet polisleri duruşma süresince salonun önünde bekledi.
Duruşmanın Seyri
Katılan tarafın avukatları salondaki yerlerini almadan duruşmayı başlatan Mahkeme Başkanı, celse arasında dava dosyasına gelen evrakları duruşma tutanağına geçirdi. Duruşma başlamasına rağmen mahkeme üyesi bir hakim ve duruşma savcısı cüppelerini giymemişti.
Kurkut’un hayatını kaybettiği olay sırasında sanık polis ile birlikte silah kullandığı tespit edilen toplam 5 polis hakkında Diyarbakır Valiliği İl Disiplin Kurulunun yaptığı disiplin soruşturması evraklarının dava dosyasına geldiği tutanağa geçirildi. Bir önceki celsede tanık olarak Konya’da talimat yoluyla dinlenilmesine karar verilen polis memuru E.T’nin ifadesinin henüz alınmadığı da tutanağa geçirildi.
“Dosyadaki Bütün Deliller Sanığın Kasten Ateş Ettiğini Gösteriyor”
Duruşmada ilk söz verilen iddia makamı, dava dosyasındaki eksikliklerin giderilmesini talep etti. Ardından söz alan katılan vekillerinden Av. Mehmet Emin Aktar, ifadesi alınmayan tanıkların dinlenmesini talep etti. Davanın en başından beri ısrarla söyledikleri gibi “Dosyadaki tüm deliller sanığın, maktul Kurkut’u öldürme kastıyla ateş ettiğini bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyor” dedi. Vatandaşları korumakla görevli olan sanığın silah kullanma yetkisini yasaya aykırı bir şekilde kullanarak Kurkut’u kasten öldürdüğüne işaret eden Aktar, içinde bulundukları bu durumun kamuoyunun vicdanını yaraladığını söyledi. Aktar, davada mevcut delil durumu, Kurkut’un ölümünün toplumda yarattığı etki de dikkate alınarak sanık hakkında tutuklama kararı verilmesini talep etti.
Görüntülerde Yer Alan Polislerin İsimleri Tespit Edilerek Tanık Olarak Dinlenmesi İstendi
Katılan vekillerinden Av. Serdar Çelebi, mahkemenin delil yetersizliğini gerekçe göstererek sanık hakkında beraat kararı verdiğini hatırlattı. Davanın en başından beri bazı delillerin toplanması için talepte bulunmalarına rağmen bunun mahkeme tarafından yerine getirilmediğine dikkat çeken Çelebi, olay anını gösteren çok sayıda görüntüdeki polislerin tespit edilerek, olaya hakim olup olmadıklarını, silah kullanma anında nerede olduklarını bilmeleri durumunda tanıklara buna dair sorular sorarak, beyanlarının doğruluğunu tespit edebileceklerini ifade etti. Tanıklara görüntüler izletilip olay anında nerede oldukları tespit edildikten sonra olaya dair sorular sorulması gerektiğini vurgulayan Çelebi, “Tanıkların doğru söyleyip söylemediklerini bilemiyoruz. Görüntüler incelenmeden ve tanığa bu görüntüler gösterilmeden alınan beyanlar eksiktir. Bu durumda tanıklara olaya dair net sorular soramayız. Dinlenen ve dinlenilecek olan tanıklara görüntüler izletilip, çapraz sorgu yapacağımız bir ortam yaratılmalı. Görüntülerdeki polisler tespit edilerek bu kişilerin tanık olarak beyanlarının alınmasını talep ediyoruz. Sanığın tutuklanmasını talep ediyoruz” dedi.
“Bu Davada Tipik Bir Cezasızlık Örneğiyle Karşı Karşıyayız”
Katılan vekili Av. Cihan Aydın ise meslektaşlarının dediği gibi tanık beyanlarının önemli olduğunu ve Kurkut cinayetinde her şeyin kayıt altında olduğunu belirterek bu davada tipik bir cezasızlık örneği ile karşı karşıya olduklarını söyledi. Aydın, bu cinayette gerçeği eğip bükmeye gerek olmadığını vurgulayarak, olayla ilgili yürütülen idari soruşturma kapsamında Diyarbakır Valiliği İl Polis Disiplin Kurulunun olay sırasında silah kullanan polisler hakkında verdiği kararda yer alan tespitlere değindi. Aydın, polislere tebliğ edilen kararda, hedef gözetmeksizin kargaşa çıkarabilecek şekilde havaya ateş açılmaması yönündeki yazılı emrin olay öncesinde polislere tebliğ edildiği hatırlattı. Kurulun, polislerin silahla ateş etme eyleminin Genel Kolluk ve Disiplin Hükümleri Hakkındaki Kanun’un 5’inci maddesinde yer alan ”amirinin usule göre verdiği emri yerine getirmeme” olarak değerlendirildiğini aktaran Av. Cihan Aydın, Kurkut cinayeti sırasında silah kullanan polislerin eyleminin amirin usulüne göre verdiği emri yerine getirmeme suçunu oluşturduğunu vurgulayarak, bu polisler hakkında meslekten çıkarma cezası verildiğini hatırlattı. Aydın, bu karardaki tespitlerin ceza yargılaması için bağlayıcı olduğuna işaret ederek, bu karara rağmen sanık polisin tutuksuz yargılanmasının üzücü olduğunu, sanık hakkında tutuklama kararı verilmesini talep etti.
“Bütün Taleplerimize Rağmen Sicil Numarası Yazılan Polislerin İsimleri Verilmedi”
Aydın’dan sonra tekrar söz alan katılan vekillerinden Av.Serdar Çelebi, soruşturma evraklarında polislerin isimleri yerine sicil numaraları yazıldığı için tevsii tahkikat taleplerinde bu polislerin isimlerini yazamadıklarını söyledi. Bütün taleplerine rağmen bu polislerin kimlik bilgelerinin dosya arasında alınmadığını ifade eden Çelebi, bu polislerin isimlerinin tespit edilerek tanık olarak dinlenmelerini istedi.
Sanık Polis: Yaptığım Eylemin Hukuka Uygun Olduğu Tescillenmiştir
Sanık Yakup Şenocak, Diyarbakır Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu ile Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu’nun kendisi hakkında 24 ay kademe durdurma cezasına karşı kaptığı itiraz sonucunda Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5. İdari Dava Dairesi’nin idarenin verdiği bu kararı kaldırdığını hatırlatarak, bu kararı dosyaya sunduklarını söyledi. Sanık Şenocak, itirazını kabul eden mahkemenin verdiği kararla “aklandım” savunmasını yaparak şunları söyledi “Yaptığım eylemin hukuka uygun olduğu, tescillenmiştir. 5 sene boyunca bu davada kimin şüphelisi ve sanığı olduğu tartışılıyor. Hakkımda doğru düzgün delil yok. Doğru sanıklar dinlenilseydi her şey ortaya çıkardı. Ben suçlu değilim. Kolluk görevlisi olduğum için değil suçsuz olduğum için beraatımı talep ederim.” dedi. Sanık müdafii Av. Ahmet Fırat ise Gaziantep Bölge İdare Mahkemesinin müvekkili hakkında verilen cezayı kaldırdığına dair kararı mahkemeye sundu. Av. Fırat, aleyhteki hususları kabul etmediklerini belirterek, dava dosyasındaki eksikliklerin giderilmesini istedi.
Ara Kararlar
Mahkeme heyetinin duruşmaya ara vermeksiniz yazdığı ara kararlar şöyle:
- Sanığın gelecek celse segbis ile hazır edilmesi amacıyla mahal mahkemesine yeni duruşma gün ve saatinin bildirilmesine,
- Dava dosyasının varsa tevsi tahkikat yoksa mütalaasını sunmak üzere savcıya verilmesine,
- Katılanlar vekilinin talepleri geçen celse mahkememizce değerlendirildiğinden bu hususta yeniden değerlendirme yapılmasına yer olmadığına,
- Dosya delil durumu, dosyanın gelmiş olduğu aşama dikkate alındığında sanığın tutuklanmasına yönelik talebin reddine karar verildi.
Bir sonraki duruşma 17 Ocak 2023 günü saat 09:05’te görülecek.
Sanık Polise verilen Disiplin Cezasının Kaldırılması Kararı ve Gerekçesi
Diyarbakır Valiliği İl Polis Disiplin Kurulu yürüttüğü idari soruşturma sonucunda sanık polis memuru Yakup Şenocak’ın “hedef gözetmeksizin kargaşa çıkarabilecek şekilde havaya ateş açılmaması gerektiği yönündeki yazılı emri aykırı davranarak görevin takdir ve yerine getirilmesinde müsamaha ve savsaklama göstermek” suçunu işlediği gerekçesiyle 2018 yılında hakkında meslekten çıkarma cezası vermişti. Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu sanık polise verilen bu cezayı 24 ay kademe durdurma cezasına çevirmişti. Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi, disiplin cezası kararında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle sanık Şenocak’ın yaptığı itirazı 2020 yılında reddetmesi üzerine karar istinaf mahkemesine taşınmıştı. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 5.İdari Dava Dairesi, sanık polisin yaptığı istinaf talebini kabul ederek, sanık polis hakkında verilen 24 ay kademe durdurma şeklindeki disiplin cezasını kaldırdı. İstinaf mahkemesi verdiği kararının gerekçesinde, bölgenin “terör konusundaki hassas durumu”, maktul Kurkut’un polisin ihtarlarına ve uyarı atışlarına rağmen durmayarak “saldırgan tavırlar sergileyip” elinde bulunan bıçağı kontrol noktasındaki polislerine savurduğu savunuldu.
Kararın devamında şu ifadelere yer verildi: “Olayda davacının diğer polis memurları ile birlikte şahsı durdurmak amacıyla yetkisi çerçevesinde ateş ettiği. K.K. isimli şahsın durdurulmasına yönelik davacının görevi sırasında gerekli özeni göstermediğine ilişkin somut herhangi bilgi ve belgenin de bulunmadığı, dolayısıyla davacının K.K. isimli şahsın zarar görmesinde kusurlu olmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda; Diyarbakır ilinde yapılacak olan nevruz kutlamaları öncesinde güvenlik önlemleri alınan noktalara hareket ederek görevli polislere hitaben ‘hepinizi öldüreceğim’ şeklinde tehditler savurarak elinde bulunan bıçağı savurmak suretiyle polis noktalarını geçen şahsın kendisine ya da başka polis memurlarına zarar vermesini önlemek amacıyla ateş açmak suretiyle gerçekleşen davacı eyleminin zor kullanma yetkisi kapsamında olduğu değerlendirilmiş olup. Ayrıca soruşturma raporunda da belirtildiği üzere olay yerinde bulunan komiser yardımcısının ateşin kesilmesi yönündeki emrinin birçok polis memuru tarafından ateş açılmaya başlandıktan sonra verildiği ve kargaşa esnasında ateş kes emrinin duyulmamış olabileceği de göz önünde bulundurulduğunda, davacı hakkında isnat olunan görevin takdir ve yerine getirilmesinde müsamaha ve savsaklama göstermek suçlamasının sübuta ermediği sonucuna varıldığından, dava konusu işlemde ve idare mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.”