Kemal Kurkut Davası

21 Mart 2017’de Diyarbakır’da düzenlenen Newroz kutlamalarına katılmak üzere şehre gelen Kemal Kurkut, kutlama alanına girişte kontrol noktasındaki barikatları aştıktan sonra polisin açtığı ateş sonucu yaşamını yitirdi. Diyarbakır Valiliği aynı gün yaptığı açıklamada, Kurkut’un elinde bıçak olduğunu ve “intihar saldırganı olabileceği şüphesi bulunduğunu” ve olayla ilgili inceleme başlatılacağını duyurdu.

Olay anında gazeteci Abdurrahman Gök tarafından çekilen fotoğraflardan anlaşıldığı kadarıyla elinde bıçak olan ve vücudunun üst bölümü çıplak olan Kurkut, kontrol noktasında polislerle tartışmış, polislerden bazıları havaya uyarı ateşleri atmış, bir polis memurunun ise hayati organlarına gelecek şekilde nişan alması sonucu hayatını kaybetmişti.

Cinayetle ilgili iki polis memurunun ifadesi alındı. 2 Ekim 2017 tarihinde hazırlanan iddianamede polis memuru Onur Mete hakkında “olası kastla öldürme” suçundan kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilirken, şüpheli Yakup Şenocak hakkında ise “olası kastla öldürmekten” müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Tutuksuz yargılanan şüpheli 3 ay uzaklaştırıldıktan sonra görevine iade edildi.

Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye başlayan davanın ilk duruşması 14 Aralık 2017 tarihinde gerçekleşti. Davanın 20 Aralık 2018 tarihli duruşmasından önce Kurkut’un yerden seken mermiyle yaşamını yitirdiği ve mermi çekirdeğinin gömlek nüvesinin balistik incelemeye uygun olmadığının belirtildiği ATK raporu dosyaya girdi. Katılan avukatları bu rapora itiraz ederek bağımsız kurumlardan ikinci bir rapor alınmasını talep etti. Mahkeme Ulusal Kriminal Büro’dan (UKB) rapor istenmesine karar verdi.  UKB’den istenen rapor 28 Şubat 2019 tarihli duruşmada dava dosyasına girdi. Raporda ATK’nın aksine Kurkut’un sanık Yakup Şenocak tarafından hedef alınarak doğrudan atışla vurulduğu tespiti yer aldı. Bu duruşmada UKB raporunda eksik görüş beyan edildiği gerekçesiyle ek rapor düzenlenmesi yönünde karar verildi.

30 Mayıs 2019 tarihli duruşmada, UKB’nin hazırladığı ikinci rapor mahkemeye ulaştı. Buna göre Kurkut’un sanık Şenocak tarafından doğrudan değil yerden seken mermi ile vurulduğu iddia ediliyordu. Duruşma sonucunda ATK Genel Kurulu’ndan raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesinin istenmesine karar verildi.

24 Ekim 2019 tarihli duruşmada ise katılan avukatlarının sanık polisin tutuklu yargılanması yönündeki talepleri yine reddedildi. ATK Genel Kurulu’ndan talep edilen rapor mahkemeye henüz ulaşmadığı için davada herhangi bir gelişme olmadı.

14 Ocak 2020 tarihli duruşmada, mahkeme heyetinin raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmesine yönelik ATK’den talep ettiği rapor 7 ayın ardından tamamlanarak mahkemeye sunuldu. ATK hazırladığı raporda, Kurkut’un “yerden seken mermiyle” öldürüldüğü yönündeki görüşünü tekrarladı. Katılan vekili Av. Yalçındağ, ATK’den gelen raporda Kurkut’un “seken mermiyle” öldürüldüğü yönündeki görüşte ısrar edilmesini şüpheli bulduklarını ve adli tıp uzmanlarınca başkaca bir rapor düzenlemesi hususundaki haklarını saklı tuttuklarını ifade etti. Katılanlar vekiline rapora karşı beyanda bulunmak üzere gelecek celseye kadar süre verildi.

Davanın görüldüğü Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Covid-19 salgını nedeniyle alınan tedbirler kapsamında adliyelerin kapalı olmasından dolayı 24 Mart 2020’de görülmesi gereken Kurkut davasının 9. duruşmasını, 16 Haziran 2020 tarihine ertelemişti.

16 Haziran 2020 tarihli duruşmada, savcı esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu. Savcı mütalaasında, Kurkut’un yerden seken merminin isabet etmesi sonucu yaşamını yitirdiğini savunarak sanık polis Şenocak’ın “bilinçli taksirle ölüme neden olma” suçundan 3 yıldan 9 yıla kadar hapis istemi ile cezalandırılmasını talep etti. Sunulan mütalaada ayrıca, Kurkut’un saldırı teşebbüsünde bulunmadan rastgele hareket ettiği, alandaki polis sayısı gözetildiğinde vurulmadan etkisiz hale getirilebilme ihtimali olduğu; sanığın yerden seken merminin isabet edebileceğini mesleki bilgi ve tecrübeden öngörebileceği ifadelerine yer verildi. Sonuç olarak sanık polisin, “silah kullanma hak ve yetkisinin icrasında aşırılığa kaçarak sanığın öngörmesi gereken neticeyi istememesine rağmen neticenin meydana gelmiş olması nedeniyle bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan” cezalandırılması talep ediliyor.

Esas hakkındaki mütalaaya karşı beyanda bulunmak üzere sanık avukatı ve katılan avukatlarına bir sonraki celseye kadar süre verildi.

22 Eylül 2020 tarihli duruşmada heyet değişikliği nedeniyle karar verilmek üzere dava dosyanın incelenmesine karar verildi.

17 Kasım 2020 tarihli karar duruşmasında, mahkeme heyeti, “olası kastla öldürme” suçundan yargılanan sanık polis memuru Yakup Şenocak hakkında “delil yetersizliği” gerekçesiyle beraat kararı verdi.

13 Mart 2022 tarihinde, itiraz üzerine inceleme yapan Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi, Türk Ceza Kanunu’nun 24/1 maddesine göre “Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez” ile 2559 Sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu Kanunu’nun (PSVK) 16. maddesinde, polise kademli olarak zor ve silah kullanma yetkisi veren durumlara işaret ederek, Kurkut’un öldürülmesinin yasal çerçevede kaldığı, İlk derece mahkemesinin verdiği beraat kararının Adli Tıp Kurumu ve Ulusal Kriminal Büro’nun Kurkut’un yerden seken mermi ile hayatını kaybettiği yönündeki raporları doğrultusunda aldığı, halbuki  silah kullanma yetkisi tartışılmadan polis Yakup Şenocak’a yüklenen suçun “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle “ceza verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerektiğinden bozma kararı verdi. Dava dosyası yeniden görülmek üzere Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne geri gönderildi.

Bozma kararı sonrası 22 Mart 2022 günü görülen ilk duruşmada Kurkut Ailesi avukatları talebi üzerine Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Görevlisi ve Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku uzmanı Dr. Timuçin Köprülü’nün Diyarbakır BAM 1. Ceza Dairesinin bozma kararı ve gerekçelerini, davaya konu olayda polisin zor ve silah kullanma yetkisinin oluşup oluşmadığına, davanın soruşturma ve kovuşturma sürecinde eksikliklerin belirlenmesine ilişkin tespit ve değerlendirmelerin yer aldığı uzman mütalaası sunuldu. Diyarbakır Valili İl Disiplin Kurulu’nun disiplin soruşturması raporunun istenmesine ve bu soruşturmada beyanda bulunan tanıkların mahkemece dinlenmesine karar verildi.

15 Eylül 2022 günü görülen duruşmada, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’nin sanık polis hakkında verilen 24 ay kademe durdurma cezasını kaldırıldığı öğrenildi. Katılan avukatlarının olay yerinde olan ve tutanaklara isimleri yerine sicil numaraları yazılan tanık polislerin isimlerinin tespit edilmesi ve duruşmada dinlenmesi talebini ve sanığın tutuklanması talepleri reddedildi. Dosya esas hakkında mütalaasını hazırlaması için savcılığa gönderildi.

17 Ocak 2023 günü karar duruşması görüldü. Savcının hazırladığı mütalaada istinaf mahkemesinin kararına uyma zorunluluğu hatırlatıldı ve ceza verilmesine yer olmadığına kararı verilmesi talep edildi. Nihayetinde sanık hakkında Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Türk Ceza Kanunu ilgili hükümleri gereği kanun hükmünü yerine getirdiği gerekçesiyle “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verildi.

Daha detaylı bilgi edinmek isterseniz davanın seyrini anlatan zaman çizelgesine  izleme raporlarına ve basında çıkan ilgili haberlere de göz atabilirsiniz.

İlk Duruşma Tarihi

14.12.2017

Dava Mahkemesi

Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi

Dava İddianamesi

Dosyayı indirin

Sanıklar

Polis memuru Yakup Şenocak

Maktuller

Kemal Kurkut