Binbaşı Arif Doğan’da çıkan arşivde Jitem’in nasıl kurulduğu ve çalıştığını anlatan belgeler var. Jitem’cilere göre yasadışı örgütlerle ilişki, ev bombalama gibi illegal tedbirler meşruymuş!
Varlığı hep yalanlanan Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele’nin (Jitem) ‘arşiv’i Ergenekon tutuklusu emekli Binbaşı Arif Doğan’da çıktı. Buna göre 1987’de oluşturulan Jandarma İstihbarat Grup ve Tim Komutanlıkları, ‘Teröre karşı etkin olmak için istihbarat, sorgu ve operasyon bütün olmalı’ talebiyle 1988’de Jitem adını aldı.
‘Deşifre olmadan…’
Jitem’ciler, ‘(PKK) örgütü geri bölgesinde vurmak için, bir başka (yasadışı) örgütle’ temastaymış. Bir belgede ‘evleri havaya uçurup, PKK bildirisi bırakmak’tan söz ediliyor. Bir diğer belgeden: “PKK’ya yöre halkının antipatisini kazandıracak hareketleri deşifre olmadan uygun dozda yapma…”
Ersever’in silahı
“Yöre halkı adil-otoriter davranıştan hoşlanır, bu suçluyu adil yargılayıp anında infaz durumunu ortaya çıkarır” denilen belgelerde, ‘istihbarat timlerinin illegal tedbirler alması normal’ ifadesi de var. Arşivin çıktığı depodaki bir Kalaşnikof, Jitem’in kurucularından Cem Ersever’e ait olabilir!
İnkâr edilen JİTEM resmi evrakta
*İkinci Ergenekon iddianamesinde emekli Binbaşı Arif Doğan’ın ‘karanlık JİTEM arşivi’ne yer veriliyor. Arşivdeki resmi belgelerde daha önce hiçbir yetkilinin varlığını kabul etmediği ‘JİTEM’ adı sürekli geçiyor
*JİTEM’in niçin, nasıl ve kimler tarafından kurulduğunu ortaya koyan arşivde devletin yasadışı yöntemleri de var: Evleri bombalayıp PKK bildirisi bırakmak, yasadışı örgütle görüşmek, anında infazlar, sivil silahlı timler, sahte kimlikler
İSTANBUL – Varlığı yetkililer tarafından sürekli yalanlanan, ancak yasadışı faaliyetleri hep gündeme gelen JİTEM’in ‘karanlık arşivi’ Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan emekli Albay Arif Doğan’da ele geçirildi. Arif Doğan’da ele geçirilen resmi belgelerde JİTEM’in sadece adı kullanılmakla kalınmıyor, nasıl, kimler tarafından ve ne amaçla kurulduğu anlatılıyor. Karanlık eylemleri ve yöntemlerinden bahsediliyor. Doğan’ın arşivinde ele geçirilen belgelerde JİTEM’in PKK’ya karşı yasadışı bir örgütle en üst düzeyde ilişkiye geçtiği, bazı köylerde evlerin bombalanıp PKK bildirilerinin bırakılmasının meşru görüldüğü anlatılıyor. Savcının belgeler içinden seçtiği örneklerde ise ‘anında infaz’ın faydaları, sivil silahlı timlerin oluşturulmasından bahsedilirken bazı kişilerin ‘aktif engellendiği’ ifade ediliyor.
İddianamede, emniyet ve savcılık ifadesine yer verilen Doğan, anlatımlarına göre, 1983’te Jandarma Genel Komutanlığı (JGK)?Karargâhı’na katıldı. Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı’nı kurup sekiz yıl çalıştı. JGK’ya bağlı bu oluşumun merkezi Ankara’daydı. Doğan’ın görev yeri Doğu ve Güneydoğu’ydu. Görevini 1990’da Veli Küçük’e devretti. Beykoz’da, çok sayıda mühimmat ve dokümanın bulunduğu depo, ‘İslam’ diye tanıdığı emlakçı, ve Ergenekon sanıklarından Muzaffer Öztürk’ündü. Öztürk, emlak bürosunun arkasındaki boş depoyu, bir yıldır kullanması için Doğan’a vermişti.
Ersever’in silahları
Bu depoda, çoğu ‘vahim nitelikte’ silah ve ‘vahim’ nitelikte belgeler ele geçirildi. İki Kalaşnikof marka silahtan, ‘beyaz menevişe renkli olan’ kendisine aitti. OHAL’de kullanması için eski Asayiş Komutanı Hulusi Sayın’dan aldığını söyledi. Fakat belgesi kayıptı. Diğer Kalaşnikof silahsınsa, öldürülen JİTEM Grup Komutanı Cem Ersever’e ait olabileceğini söyledi. Kendisine ait ‘Smith Wesson’ marka tabancayı da Sayın’dan aldığını söylerken, “Diğer tabancanın Cem Ersever’in arkadaşlarından birine ait olabileceğini” söyledi. Üç av tüfeğinin kendisine ait olduğunu, ancak sahiplik belgelerinin nerede olduğunu bilmediğini anlattı.
Doğan, MKE’ye ait mermiler Ersever tarafından toplanmış olabileceğini, uçaksavar mermilerinin imha edilecek türden olduğunu, bunları bürokratlara masa süsü olarak hediye ettiğini kaydetti. Depodaki 650 gram esrarsa, Doğan’a göre, Jandarma İstihbarat Grubu olarak uyuşturucu mücadelesinde ‘yemleme’ olarak kullanılmak üzere alınmış, ancak depoda unutulmuştu. Ses kayıt, çağrı ve uydu iletişim cihazları ile el telsizlerini piyasadan almıştı ve ‘ihtiyacı’ için kullanıyordu.
Yasak belgeler
Ancak ele geçirilen sekiz torba evrak, silahlardan daha ‘vahim’ niletikteydi. Doğan, JGK arşivlenmesi, gizli belgeleri neden depoladığı iddianamede şöyle ifade edildi: “Mesai saati dışında bile istihbari konularda çalışma yaptığını, belgeleri özel deposunda saklama ihtiyacı duyduğunu, belgeleri dışarı çıkarmanın yasak olduğunu bildiğini, PKK ve DHKP/C mensuplarının ifadelerini sakladığını, bunun sebebinin kendilerini takipte tutmak ve bunlar hakkında bilgi kaynağı oluşturmak olduğunu, Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki aşiretlerle ilgili bilgileri istihbari çalışma yapmak için arşivlediğini, yöre halkının genelde terör örgütüne meyilli insanlar olduğunu, emekli olduktan sonra da bu dosyaların kendisinde kaldığını..”
JİTEM’i kabul etti
Doğan, JİTEM’in açılımının Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele olduğunu, bazı belgeleri deposunda arşivlediğini, ancak bunları iade etmeyi ‘unuttuğunu’ söyledi.
Karışık biçimde arşivlenen, çoğu fotokopi halindeki bu evrakların ‘resmi niteliği olan ve kişisel olarak bulundurmanın suç’ konusu olduğu belgelerdi. ‘Gizli’ ve ‘Çok gizil’ ibareli çok sayıda evrak da vardı. Genel olarak 1987-1991 tarihleri arası ile 1993-1997 tarihlerine ait olduğu, 1989-1991’deki kimi resmi yazılarda JİTEM ibaresinin kullanıldığını saptadı.
İşte JİTEM’in gizli tarihi
Doğan’ın jandarmada çalıştığı döneme ilişkin, 1980’li yıllardan 1990’lı yılların sonuna kadarki 15 yılı kapsayan bu evraklar, JİTEM kuruluş sürecini aydınlattı. Evraklara göre, JİTEM şöyle oluşturuldu:
Kuruluş amacı
PKK’yı etkisiz hale getirmek için JGK bünyesinde, Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı’na bağlı olarak Ankara, İzmir, Diyarbakır, Van, Adana, Erzurum, İstanbul ve Samsun’da Jandarma İstihbarat Grup Komutanlıkları’nın ve bağlı 24 jandarma İstihbarat timinin kurulması planlandı.
Ancak bundan vazgeçilip merkezi Ankara’da Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanlığı ile Gruplar Komutanlığı’na bağlı olarak Ankara ve Diyarbakır’da konuşlu iki grup komutanlığı kuruldu.
Bu arada bölgede görevli yüzbaşı, binbaşı ve yarbay rütbesindeki bazı jandarma subayları, istihbarat zafiyetinin giderilmesi için girişimde bulundu. 1987’de Jandarma İstihbarat Grup ve Tim Komutanlıkları oluşturuldu.
İlk kurucular
31. klasördeki bir belgeye göre, bu oluşumun ilk kurucuları ve kuruluş sebebi şunlardı: “JGK karargâhı ve alt birimlerinde istihbarat ünitesinin yokluğu ve ihtiyaçtan dolayı, bölgeyi iyi tanıyan ve istihbarat faaliyeti yürütmüş Bnb. (Arif) Doğan, Bnb. (Hüseyin) KARA, Bnb. (Cem) Ersever, Yzb. Aytekin Ö. (Özen) ve Yzb. Ali Y.’ın (Yıldız) 1986 Aralık’tan itibaren görevlendirildiği, bu personel kuruluş altında toplamak maksadıyla Jandarma Asayiş Grup Komutanlığı emrinde faaliyet gösteren Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığında kadrolu olarak ihdas edildiği…”
1988’de JİTEM oldu
Jandarma İstihbarat Grup ve Tim Komutanlıkları’nca hazırlanan brifing ve değerlendirme notlarının içeriğine göre, ‘terörle mücadeleyi’ etkin kılmak için istihbarat, sorgu ve operasyonun bütün olarak değerlendirilmesinden hareketle üst makamları ikna eden grup ve tim komutanları 1988’de isimlerinin Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele (JİTEM) olarak değiştirilmesini sağlandı.
Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na bağlıyken, 14 Eylül 1987’den sonra Jandarma Asayiş Komutanlığı harekât kontrolüne, 13 Ekim 1988’de de ikinci bir emre kadar emrine verildi.
Onlarca yıllık iddiaların belgeleri
Savcılar iddianameye, “JGK’nin emir-komuta sistemi içinde olmasına rağmen, çalışma tarzları itibarıyla adeta özerk yapılanma ile faaliyetlerini sürdüren Diyarbakır Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı ve bağlı Jandarma İstihbarat Tim Komutanlıklarının üst makamlara sundukları resmi brifing veya özel değerlendirme notlarından” bir kısmının önem arz ettiğini vurgulayark, bunlardan örnekler verdi. Bu tarihi vesikalar iddianamede şöyle yer aldı:
Örgütle temas
Örnek-1: (1) nolu torbanın (9)uncu klasöründe, ‘Gizli Faaliyetler’ başlığı altında 2930. sayfalarda; “Terör örgütünü geri bölgesinde vurabilmek amacıyla terör örgütünün ideolojisine ters düşen bir başka örgüt ile görüşmeler yapıldığı ve bu görüşmelerde adı verilmeyen örgütün en üst seviyelerine kadar çıkıldığı” bilgisi bulunmaktadır. (Buradaki örgütün Hizbullah olduğu tahmin ediliyor. Hizbullah’ın üst yöneticisi olarak 2000’de Beykoz’da öldürülen Hüseyin Velioğlu’ndan bahsediliyor olabilir.
Sahte nüfus cüzdanı
(11) nolu klasörde, 03 Mart 1988 tarihli Ankara İstihbarat Grup Komutanlığı’na hitaben yazılmış A. Cem Ersever imzalı 2. İstihbarat Tim Komutanlığı’na ait bilgi ve faaliyet formunun sonuç ve teklifler kısmında dikkat çeken husus, haber elemanlarından kanun kaçağı olanlar için kamuflaj maksadıyla boş TC nüfus cüzdanı temin edilmesi talep edilmiştir.
PKK bildirili eylem
(15) nolu klasörde; mücadeledeki hata ve noksanlıklarla ilgili yapılan değerlendirmelerden “Devletin yapması gerekenin psikolojik paniği çete korucular için yaptığı, bir terör olayı olmasına rağmen teröristlerin ve onlara yardım edenlerin evinin uçurulması gerektiği ve olay yerine PKK, HRK, ERNK bildirilerinin bırakılması gerektiği” hususu,
Kapalı yöntem
(17) nolu klasörde; “PKK’ya karşı, karşı güç kullanmadaki kapalı yöntem” başlıklı dokümanın 2. sayfasının 2. maddesinin d bendinde “PKK’nın etkin propagandasına maruz kalan yerleşim alanlarında PKK’ya karşı yöre halkının antipatisini kazandıracak hareketleri deşifre olmadan uygun dozda yapma” ifadesi, 19.sayfadaki 4, 5 ve 6.maddelerde “aşiretlerin operasyonlarda daha fazla kullanılması” hususu, dikkat çekicidir.
Sivil timler
1 Ocak 1986 tarihli sayfada; “Devlete müzahir olan köy ve mezralarda gizli anlaşmaya girilerek silahlan… Faaliyetle alınmasına ve illegal olarak gizli faaliyette silahlandırılarak PKK eylem… notu”, 15 Ocak 1986 tarihli sayfada; “Sivil Tim Mevcudu” notu, yer almaktadır.
Ajanlaştırma
Örnek-2: (2) nolu torbanın (42)inci klasöründe, bölgenin, güvenlik güçlerinin ve örgütün genel durumunu, istihbarat faaliyetlerini, teklif ve önerileri içeren brifing metninde, “… çeşitli devlet kuruluşları bu şahısları kendi çizgilerine çekmek maksadıyla gözaltına alınan veya aldırılan ve çeşitli suçlar yükleyerek kullanmak istemektedirler…” ifadeleri,
Anında infaz
10.sayfanın ilk paragrafının son kısmında “Burada yöre halkının adil ve otoriter davranıştan hoşlandığını da unutmamak gerekir ki bu da suçluyu adil yargılayıp anında infaz durumunu ortaya çıkarır. Bu olgu devlet terörü yaratmayacak şekilde icra edilirse PKK terör örgütünün bölgedeki üstünlüklerinden bir tanesi dengelenmiş olur.” ifadesi yer almaktadır.
‘Aktif engelleme’
5.paragrafta “yurtdışında oturduğu halde Türkiye’ye yönelik silah kaçakçılığını idare eden ve örgüt geçişlerini yaptıran bir hedefe sınır ötesindeki adresinde aktif engel konmuştur” ifadesi, 33.sayfada aşiretlerden silahlı gruplar oluşturulduğu” ifadeleri dikkat çekicidir.
İllegal tedbirler
Örnek-3: (3) nolu torbanın (1)inci klasöründe, ilk sayfanın 2. ve 3. paragraflarında, “istihbarat timlerinin illegal tedbirler almasının normal ve gerekli olduğu” hususu, ilk sayfanın son satırında ise “Bir grup sivilin silahlandırılarak bölgedeki bölücü unsurların karşısına örgütlü olarak çıkarmak aktif engel tedbirlerin muhtevası içindedir ve bu yöntem uygulanmaktadır” ifadesi, belgenin 4.sayfasının 3. paragrafının sonunda “yörede bir kültür baskısı kurmak gereği” ifadesi, belgenin 5. sayfasının 2. paragrafında “istihbarat timlerinin silahlı propaganda ünitelerinin de olması gerektiği” hususu, “sorgu odası çizimi”, dikkat çekicidir.
Kayıtsız silahlar
Örnek-5: (5) nolu torbanın (12)inci klasöründe, “JİTEM’ce yapılan operasyonlarla ilgili dikkat çeken bir nokta da elde edilen silah ve mühimmatın kayıt altına alınmamış olmasıdır”. Sadece birkaç operasyon için elde edilen silahların ilgili makamlara teslim edildiği belirtilmiş olup diğer bütün teçhizatın akıbeti bilinmemektedir.
Sınır ötesi eylem
Örnek-6: (6) nolu torbada yer alan (10) nolu klasör içeriğinde Örgüte girmeye meyilli ve müsait olan askeri firar ve adi suçlularla temasa geçilerek talimatlandırıldığı ve örgüt kadrosuna sokulmaya çalışıldığı… Güç gösterisinde bulunmak amacıyla sınır ötesine bilinen iki eylem gerçekleştirildiği…
Bizzat cinayet
Örnek-11: (8)inci torbanın (44)üncü klasöründe emekli Albay Arif Doğan’ın notu: “12 Aralık 1985’te Cizre Şah köyündeki operasyonumda Büyük İBO isimli Darar AKAY’ın (kırsal kadro terörist) özel ekibimle öldürülmesi” şeklindedir.
Doğan’ın, Ergenekon sanıklarından Muzaffer Öztürk’le 89, Levent Temiz’le beş ve Veli Küçük’le 18 kez telefon görüşmesi belirlendi.
Savcı Doğan’ın evinde iddianamede yer verilemeyen çok belgenin olduğunu gözler önüne serdi: JİTEM’in yaptığı bir çok operasyon ve sorgu ayrıntılı olarak belirtilmektedir. (Radikal)
Kurucuların gizemli geçmişi
Arif Doğan’ın arşivinden çıkan belgelere göri JİTEM’in kurucuları arasında yer alan Cem Ersever 12 Eylül’den sonra Güneydoğu bölgesinde çok sayıda operasyona katılmıştı ve bölgeyi çok iyi biliyordu. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref Bitlis’in kuşkulu bir uçak kazasında ölümünden bir ay kadar sonra 17 Mart 1993’de 30 arkadaşı ile birlikte görevinden istifa etti. İstifa mektubunda “Güneydoğu’da yetkili organlar içerisinde oluşturulan bir çete, cereyan eden hadiselerin gerçek boyutlarının Türk milleti tarafından görülmesini engellemektedir” diyordu. Ersever Aydınlık gazetesine anlattıkları ile ilgili olarak mahkemeye ifade vermek için 24 Ekim 1993’de Ankara’ya gitti ve 4 Kasım 1993’de Ankara, Elmadağ’da cesedi jandarmaca bulundu.
Ersever’in öldürülmesinden sonra bugün Ergenekon’un tutuklu sanığı olan emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün adı gündeme geldi. Veli Küçük JİTEM’in kurucuları arasında yer alıyor. Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’nın, son telefon görüşmelerinden birini Küçük’le yaptığı belirlendi. Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın kullandığı cep telefonunun da Küçük adına kayıtlı olduğu saptanmıştı. Küçük, Kocaeli İl Jandarma Alay Komutanı olduğu sırada bu bölgede kullanıldığı tespit edilen bu telefondan, öldürülen Ömer Lütfü Topal’ın kumarhanelerinin de defalarca arandığı belirlendi.