Deniz Tekin – 31 Mayıs 2019
Mahkeme: Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2019/113
Diyarbakır’da 28 Mart 2006 tarihinde başlayan ve bölgenin birçok iline yayılan toplumsal olaylarda polisin sert müdahalesi sonucu 7’si çocuk 13 kişi ölmüş ve çok sayıda kişi yaralanmıştı. Olaylar sırasında 8 yaşındaki Enes Ata ve 14 yaşındaki Mahsum Mızrak polisin attığı gaz fişeklerinin başlarına isabet etmesi sonucu hayatlarını kaybetmişti.
Ata ve Mızrak’ın ölümüyle ilgili olarak özel hareket polisleri Hayrettin Akar, Nuri Özgenç ve Bilal Özkara hakkında “olası kastla ölüme neden olmak” suçundan ömür boyu hapis cezası istemiyle 2010 yılında açılan dava 2018 yılında sonuçlanmış ve Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından sanık polisler hakkında beraat kararı verilmişti.
Müşteki avukatlarının yaptığı itiraz üzerine, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi (İstinaf) 2’inci Ceza Dairesi yerel mahkemenin kararını usul yönünden eksiklikler olduğu gerekçesiyle Şubat 2019’da bozmuştu. Bunun üzerine, yeniden görülmeye başlanan davanın ikinci duruşması 31 Mayıs 2019’da Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşma Öncesi ve Katılanlar
Davaya bakan mahkeme, İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararının ardından verdiği ara kararda, sanıkların ifadelerinin alınması için Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazdığı talimata SEGBİS ibaresi koymadığı için duruşma bugüne bırakılmıştı.
Öğleden sonra saat 14:00’de görülecek olan duruşmayı izlemek için Diyarbakır Adliyesi’ne geldim. Haftanın son günü olması ve bayram tatilinin başlamak üzere olması nedeniyle Diyarbakır Adliyesi’nin içi çok sakindi. Duruşma başlamadan önce mahkeme salonunun önüne geldim. Ancak ne salonda kimse vardı ne de panoda duruşmanın olacağına ilişkin bir liste. Salonun önünde duruşmanın yapılacağı saati beklemeye başladım. Fakat duruşma saati gelmesine rağmen kimsenin gelmediğini gördüm.
4’üncü kattaki Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi kalemine giderek, talimat duruşmasının bugün görülüp görülmeyeceğini sordum. Kalemin bugün talimat duruşması görülmeyeceğini söylemesi üzerine, davanın esas numarasını vererek, bir önceki duruşma talimat duruşmasının bugün görülmesine karar verildiğini ısrarla belirttim. Kalem, davanın esas numarasını UYAP üzerinden sorgulayıp karara baktıktan sonra, duruşmanın bugün olduğunu fark ederek şaşırdı. Dava dosyasını alarak, mahkeme başkanına göstermek için odadan çıktı. Kısa bir süre sonra odaya dönen kalem, duruşmanın bugün görüleceğini söyleyerek, bu kez de dava dosyasını mahkeme üyesi bir hakime göstermek için odadan çıkıp, kısa bir süre sonra geri geldi. Bu sırada telefon çaldı. Arayan, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sanıkların hazır olduğunu belirtti ve ifadelerinin ne zaman alınacağını sordu. Kalem, mahkeme heyetinin kısa bir süre içerisinde toplanacağını söyleyerek beklemelerini istedi.
Ben de adliyenin giriş katında bulunan duruşma salonunun önünde beklemeye başladım. Kısa bir süre sonra mahkemenin katibi gelerek, apar topar bilgisayarını açtı ve duruşma hazırlıklarını yapmaya başladı. Bir taraftan da duruşmaya katılacak hakim ve savcıları arayarak hazır olduğunu söylüyordu. Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne SEGBİS ile bağlanarak, duruşmanın kısa bir süre sonra başlayacağını sanık ve avukatlarına bildirdi.
Katılan tarafın ve avukatlarının katılmadığı duruşmaya, sanık polisler Hayrettin Akar, Nuri Özgenç ve Bilal Özkara ile avukatları Av. Hasan Kanatlı, Av. Birol Taş ve Av. Görkem Ünsal katıldı. Hakimlerin gelmesini bekleyen sanık polisler, kendi aralarında sohbet ederek gülüyorlardı. Yarım saatlik bir bekleyişin ardından, heyet üyesi hakimler ve savcı alelacele duruşma salonuna gelerek yerlerini aldı.
Duruşma Sırasında Yaşananlar
Duruşmaya katılmayan mahkeme başkanının yerine mahkeme üyesi bir hakim geçici olarak başkanlık ediyordu. Salonun izleyici kısmında benim dışımda duruşmayı takip eden kimse yoktu. Mahkeme başkanı duruşmaya katılanların yoklamasını hızlıca aldıktan sonra sanıkların ifadelerine geçti.
İstinaf Mahkemesi’nin bozma ilamını okuyan mahkeme başkanı, sanıkların buna ilişkin beyanlarını soracağını belirterek, ifadelere geçti. Bozma ilamıyla ilgili ilk olarak söz verilen sanık polis Bilal Özkara, “Bozma ilamına karşı bir diyeceğim yoktur. Önceki beyanlarımı tekrar ederim” dedi. Ardından söz alan avukatı Av. Görkem Uysal da bozma ilamına karşı bir diyeceklerinin olmadığını söyledi. Sanık Hayrettin Akar da, “Bozma ilamına karşı bir diyeceğimiz yoktur. Önceki savunmalarımı aynen tekrar ederim” diye belirtti. Avukatı Av. Birol Taş da “Bozma ilamına karşı bir diyeceğimiz yoktur. Takdir mahkemenindir” şeklinde konuştu. Son olarak sanık polis Nuri Özgenç, “Bozma ilamına karşı bir diyeceğimiz yoktur. Takdir mahkemenindir” derken, avukatı Av. Hasan Kanatlı da müvekkilinin sözlerini aynen tekrar etti.
Son olarak söz alan duruşma savcısı ise “Okunan bilgi ve beyanlara bir diyeceğimiz yoktur. Dosyanın varsa tevsii tahkikat, yoksa esas hakkında mütaalasını sunmak üzere süre talep ediyoruz” dedi.
Ara Kararlar
Bir saatlik gecikmeyle başlayan duruşmada,
- Dosyanın araştırmanın derinleştirilmesi talebi yoksa esas hakkında mütalasını sunmak üzere iddia makamına gönderilmesine, mütalaanın sunulması halinde taraflara tebliği ile gelecek celseye kadar süre verilmesine,
- Bir sonraki duruşmanın 26 Eylül 2019 günü saat 09:25’de görülmesine oy birliğiyle karar verildi.
Ara kararın yazılması ardından mahkeme başkanı; sanık ve avukatlarına, bozma ilamına karşı beyanlarını almak ve yargılamanın uzamaması için, ifadelerini SEGBİS üzerinden aldıklarını açıklayarak, “Kolay gelsin” dedi ve duruşmayı sonlandırdı.
Duruşma salonundan ayrıldığım sırada mahkeme başkana bana dönerek “Siz kimsiniz?” diye sordu. Ben de, “Gazeteciyim,” diyerek duruşma salonundan ayrıldım.