Lice’de kalekol protestosunda öldürülen Medeni Yıldırım’la ilgili davanın beraatla sonuçlanmasını yorumlayan avukat Aktar, bu sonucun Türkiye’deki tipik cezasızlık pratiklerinden biri olduğunu söyledi.
“Askerlerden biri beraat etmiş, diğerleri hakkında takipsizlik kararı verilmişken mahkemenin failin bulunması yönünde suç duyurusu yapması ironik oldu. Askerlerden başka ateş açan yok, fail nereden bulunacak?”
Medeni Yıldırım’ın ailesinin avukatlarından, eski Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar, Yıldırım’ın öldürülmesiyle ilgili davanın sonucunu bianet’e değerlendirdi.
Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 28 Haziran 2013’teki protestoya karakoldan ateş açılmasıyla öldürülen 18 yaşındaki Medeni Yıldırım ile ilgili davanın Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen altıncı duruşmasında, tek sanık, o dönem er olan A.Ç. beraat etti.
“Sanık duruşmaya bile getirilmedi”
Avukat Aktar, bu sonucun Türkiye’deki tipik cezasızlık pratiğin bir devamı olduğunu ifade etti. Aktar, sanık olan askerin “Ateş etmedim, Kürt olduğum için yargılanmak üzere seçildim” dediğini aktardı ve sözlerine şöyle devam etti:
“Yıldırım’ın vurulduğu gün silahlardan 100’den fazla ateş açılmış, sadece aynı silahtan 80’i aşkın mermi atılmış. Medeni vurularak öldürüldü, yaralanan da 10’dan fazla kişi var. Ama davada yaralılar konu edilmedi. Bu bile soruşturmanın ne kadar baştan savma yürütülmüş olduğunu gösteriyor.”
Mehmet Emin Aktar, sorumluların mahkeme huzuruna bile getirilmediğini de altını çizdi:
“Yargılama boyunca sanık ve tanıklar SEGBİS’le [Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi] dinlendi. Davayı bir an önce sonuçlandırıp kurtulmak istediler.”
“Askerlere yargı yolu kapandı, fail nasıl bulunacak?”
Yıldırım, ailesi avukatlarından Mehmet Emin Aktar ve Reyhan Yalçındağ dünkü duruşmada, karar öncesinde mahkemeden sanık A.Ç.’nin tutuklanmasını, karakol komutanı ve diğer rütbeliler hakkında da suç duyurusunda bulunulmasını talep etmişti.
Ancak mahkeme kararında, “faillerin bulunması için suç duyurusu yapılmasına” karar verdi.
Aktar, mahkemenin bu kararını da şöyle yorumladı:
“Olay yerindeki askerlerden biri beraat etmiş, diğerleri hakkında takipsizlik kararı verilmişken mahkemenin failin bulunması yönünde suç duyurusu yapması ironik oldu. Fail başka nerede olacak, nereden bulunacak? Dosya kapsamında karakol dışında ateş edildiğine dair bir bilgi yok. Mahkeme bu suç duyurusunu yaparken savcının takipsizlik kararı verdiğini gözardı ediyor.”
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Yıldırım ailesinin avukatlarının, olay yerindeki diğer askerler ve emri veren komutanlarının soruşturulması için yaptığı suç duyurusu hakkında takipsizlik kararı vermişti.
Bu takipsizlik kararına itiraz ettiklerini söyleyen Aktar, itirazlarına da halen cevap verilmediğini ifade etti.
Dosyayı Yargıtay’a taşıyacaklar
Avukat Aktar, olay anının video kaydının olduğunu da ekledi:
“Videoda Medeni’nin slogan bile atmadığı, taş atmadığı, kitlenin biraz yanında dururken düştüğü görülüyor. Yaşam hakkı ihlali olduğu, öldürme suçu olduğu çok açık.”
Mehmet Emin Aktar kararı temyiz edeceklerini, hukuki süreci sonuna dek sürdüreceklerini açıkladı, şimdiki adımın Yargıtay’a yapacakları itiraz olduğunu belirtti.
Mahkeme: Hangi silahla vurulduğu belirsiz
Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşması dündü. Duruşmaya, Medeni Yıldırım’ın annesi Fahriye Gündüz, ağabey Mehmet Yıldırım, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir, Gezi Şehit ve Gazileri Platformundan Volkan Kesanbilici de katıldı.
Davanın tek sanığı, tutuksuz yargılanan ve o dönem er olarak zorunlu askerlik görevini yapan A.Ç., Kocaeli Adliyesinden SEGBİS yoluyla duruşmaya katıldı.
Savcı, geçen duruşmada açıkladığı mütalaasını tekrar etti, sanığın beraatını istedi ve Yıldırım’ın “havaya açılan ateşle vurulduğunu” ileri sürdü.
TIKLAYIN – MEDENİ YILDIRIM DAVASINDA SAVCI BERAAT İSTEDİ
Hakim Mehmet Selim Eren başkanlığındaki heyet kararını açıkladı, A.Ç.’nin beraatına karar verdi:
“Sanık A.Ç’nin üzerine atılı maktul Medeni Yıldırım’a yönelik ‘Olası kastla öldürme’ suçunu işlediğinden bahisle, kamu davası açılmış ise de, iddianamede olayın anlatımı, tanık anlatımları, olay yeri inceleme tutanakları, sanık savunması, mevcut delil durumu itibariyle, olay yerinde ele geçirilen boş kovan ve olay esnasında kullanılan silah sayısı olayın özelliği, CMK [Ceza Muhakemeleri Kanunu] 225/1 maddesi uyarınca mahkeme görevinin kapsamının iddianamede unsurları gösterilen fiil ve faile ilişkin olduğu hususu birlikte nazara alınarak kalekol yapımını protesto için gelen kalabalığın, içerisinde bulunan maktulün sanık A.Ç’nin başında olduğu Bixi olarak tabir edilen silahtan çıkan mermiyle vurulduğunun sabit olmadığı, bu itibarla atılı suçu sanığın işlediğinin sabit olmaması nedeniyle CMK 223 maddesi gereğince beraatine…”
Ne olmuştu? |
Medeni Yıldırım Diyarbakır, Liceli. 18 yaşındaydı.
28 Haziran 2013’te Diyarbakır Lice ilçesine bağlı Hêzan-Kayacık’ta kalekol yapımını protesto eden ve “Barış İstiyoruz” pankartıyla yürüyen kalabalığa askerler ateş açtı, Medeni Yıldırım öldürüldü. Olayda sekiz kişi de yaralandı. Olayla ilgili önce Lice’de soruşturma açıldı. Yıldırım’la ilgili dosya görevsizlik kararıyla Lice Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Sonra da dosyaya gizlilik kararı konuldu. Olaydan bir yıl sonra, Mayıs 2014’te Yıldırım’ın vurulduğu görüntüler ortaya çıktı, jandarmaların kalabalığa ateş açtığı kesinleşti. Buna rağmen Yıldırım’ın ölümüyle ilgili o tarihte de hiçkimse suçlanmadı. Öldürülmesinden yaklaşık iki yıl sonra olay yerinde keşif yapıldı. Dava ise ancak Eylül 2015’te açılabildi. Cumhuriyet Savcısı Yunus Ferhat Sorgut, hazırladığı iddianamede Medeni Yıldırım’ın karakola taş atanları izlediğini söyledi. Savcı, şüpheli asker A.Ç.’nin “haksız tahrik altında olası kasıtla ateş ederek Yıldırım’ın ölümüne neden olması” nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun kasten öldürmeyi düzenleyen 81. ve olası kasıtı içeren 21/2 maddelerinden yargılanmasını istedi. A.Ç. ise savunmasında olay sırasında nizamiye nöbet kulübesinde kendisinin bixi marka silahın başında olduğunu, silahın kurma kolunu çektiğini ancak ateş etmediğini belirterek suçlamayı kabul etmedi. Olayla ilgili İçişleri Bakanlığı müfettişlerince hazırlanan rapor üzerine Kayacık Karakol Komutanı, silah kullanma emri veren Jandarma Özel Harekat Tim komutanı ve karakolda görevli askerler hakkında “görevi kötüye kullanma” ve “taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” iddiaları başlatılan soruşturmada da takipsizlik kararı verildi. |