Evrim Kepenek – 20 Aralık 2021

Mahkeme: Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi

Dosya No: 2021/273

Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs 2011’de Hopa’da düzenlediği mitingi öncesi ve sonrası çıkan olaylarda polisin sıktığı biber gazından ve aldığı darbelerden etkilenerek kalp krizi geçiren emekli öğretmen Metin Lokumcu hayatını kaybetti.

Eylem günü Lokumcu’nun polisin önüne geçip ellerini arkasından bağlayarak yaptığı “Hadi al götür, kurtar memleketi” konuşmasına ait görüntüler basına yansımıştı.

Olaylarla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 70 kişiden 16’sı tutuklanmış, daha sonra bu kişiler serbest bırakılmıştı.

Dönemin başbakanı Erdoğan Lokumcu’nun ölümünün ardından İstanbul’daki Haliç Kongre Merkezi’nde ‘Türkiye Hazır Hedef 2023’ proje tanıtım toplantısında olayla ilgili şunları söyledi: “Tabi bu arada bir tanesi de kalp krizi geçirerek, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durmaya da gereğini duymuyorum kalp krizi sonucu ölmüş.”

Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin soruşturma dokuz yıl sonra tamamlandı.

Savcılık, dönemin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan’ın da aralarında olduğu 13 kişiye taksirle ölüme neden olma suçundan 6 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı.

Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, Lokumcu’nun olaylar sırasında kullanılan biber gazı nedeniyle hayatını kaybettiği anlatıldı.

İddianamede, gaz kullanma yetkisine sahip 9 polis memuru ile dönemin Artvin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan, İl Emniyet Müdür Yardımcısı T.V., Hopa İlçe Emniyet Müdürü F.Ü. ve Erzurum Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli müdür Yardımcısı E.D. şüpheli olarak yer aldı.

Yaklaşık 10 yıl süren hukuk mücadelesinin ardından açılan davada sanıkların güvenliği gerekçesiyle dava Hopa’dan Trabzon’a nakil edildi. Davanın ilk duruşması 21 Nisan 2021’de ve ikinci duruşması da 28 Haziran 2021 Pazartesi günü Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Davada Lokumcu Ailesi’nin avukatlarının davanın Ağır Ceza’da görülmesi yönündeki talepleri kabul edildi ve bunun üzerine Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi görevsizlik kararı verdi. Görevli mahkemeye gönderilen davanın Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşması 20 Aralık 2021 Pazartesi günü görüldü.

Duruşma yarım saat gecikme ile yaklaşık 10.00’da başladı ve 16.00 gibi sona erdi.

Duruşmaya Dair

Duruşma başlarken önce gazetecilerin salona alınmayacağı söylendi. Ancak mağdur vekili avukatların ısrarı sonucu gazeteciler salona girebildi. Anadolu Ajansı, Demirören Ajansı, Yeniçağ Gazetesi ve Bianet muhabirleri ile sivil toplum örgütleri ve meslek örgütlerinden Trabzon Eğitim-Sen Şube Başkanı, KESK dönem sözcüsü ve Emek ve Demokrasi Platformu temsilcisi, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV), Af Örgütü ve Eşit Haklar İçin İzleme Derneği temsilcileri salonda hazır bulundu. 26 kişilik izleyici sırasına sahip salon dolduğu için başka izleyici alınmadı.

İstanbul Barosu, Zonguldak Barosu, Artvin Barosu, Trabzon Barosu, İzmir Barosu, Ankara Barosu ve Bursa Barosu davaya katılma talebinde bulundular fakat “suçtan doğrudan zarar görme ihtimalleri bulunmadığı” gerekçesiyle talepleri reddedildi.

Duruşmaya 13 sanıktan 9’u SEGBİS’le bağlandı. Tamamı tutuksuz olan, bir kısmı KHK ile ihraç edilmiş, bir kısmı emekli, bir kısmı ise hala görevde olan sanıklar duruşmada dinlendi ancak teknik yetersizliklerden dolayı ne söyledikleri tam olarak anlaşılmadı. Sanıklar mağdur avukatlarının sorularını duymadı veya “duymamazlıktan” geldi, yanıtları da anlaşılmadı. Bazı olayı aydınlatacak önemli sorulara ise yanıt vermediler. Yanıt vermek istemedikleri soruları duymuyor gibi yaptılar. Bilgi paylaşmadılar “bilmiyorum”, hatırlamıyorum” diye yanıt verdiler. Avukatlar duruma itiraz etti ve duruşmada hazır bulundurulmalarını talep etti.

Mahkeme salonu da teknik olarak yetersizdi. Yaklaşık 9 sanık SEGBİS’le bağlanmışlardı ve dava ile alakası olmayan kişilerin sesleri mahkeme salonlarına SEGBİS aracılığı ile yansıdı.

Sanıkların söyledikleri anlaşılmadı, yargılama yapılamadı. Avukatlar bu durumu defalarca bildirdi. Mahkeme başkanı ilk başta bu talebi dikkate almadı. Ancak kendisi de sanıkların ne söylediklerini anlamayınca ve yanıtları duymadıklarını fark edince ortada bir yargılama gerçekleştirilemeyeceğini anladı ve mağdur ailenin avukatlarının taleplerini dikkate alarak davayı 6-7 Ocak 2020 tarihine erteledi ve sanıkların SEGBİS’le değil bizzat mahkemeye gelerek katılmasına karar verdi.