12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın öldürülmesine ilişkin sanık polisler hakkında verilen 13 yıl 4 ay hapis cezası ve beraat kararı AYM’ye taşındı
Cizre’de 12 yaşında Nihat Kazanhan’ın öldürülmesine ilişkin sanık polisler hakkında verilen 13 yıl 4 ay hapis cezası ve beraat kararı, Yargıtaya yapılan başvurunun kabul edilmemesi üzerine AYM’ye taşındı. Başvuruda, yaşam ile adil yargılama hakkının ihlal edildiği belirtilerek, etkili soruşturma talep edildi.
Şırnak’ın Cizre ilçesinde, 14 Ocak 2015 tarihinde evinin önünde oynarken vurulan 12 yaşındaki Nihat Kazanhan’ın ölümüne ilişkin Özel Harekat Polisi M.N.G. hakkında verilen 13 yıl 4 ay hapis cezası ile Polis Memuru H.V. hakkındaki verilen beraat kararına ilişkin yapılan itiraz bir süre önce Yargıtay tarafından reddedilmişti. Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi, verdiği kararda Cizre 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi tarafından da istinaf başvurusu reddedilen kararlara ilişkin “İsabetsizlik görülmemiş” değerlendirmesinde bulunmuştu.
“Kasıtlı bir şekilde öldürüldü”
Kazanhan dosyası avukatları, Yargıtayın onadığı kararın bozulması için Anayasa Mahkemesine (AYM) başvuruda bulundu. “Yaşam hakkı ihlali”, “Yaşam hakkı bağlamında etkili soruşturma yürütme yükümlülüğü ihlali” ve “Adil yargılanma hakkı ihlali” gerekçeleriyle yapılan başvuruda, olayın detayları hatırlatıldı. Kazanhan’ın kasıtlı bir şekilde öldürüldüğü belirtilen başvuruda, soruşturmanın yalnızca bir polis memuru üzerinden yürütüldüğü ve diğer sanık polislerin yalnızca suçu bildirmemekten soruşturma ve kovuşturmaya tabi tutulduğuna değinildi.
Sanık M.N.G’nin “kasten çocuğa yönelik insan öldürme suçundan” cezalandırılması talep edilen başvuruda, delilleri karartma yoluna gidildiği ve yargılanan tüm sanıkların müşterek fail olarak yargılanması gerektiği üzerinde duruldu.
Sanık M.N.G’ye ilişkin “hafifletici takdiri indirim” yapılmasının da hukuk, Anayasa ve uluslararası sözleşmelere aykırı bir karar olduğu vurgulanan başvuruda, ayrıca olayda haksız tahrik oluşturacak bir durumun olmadığına işaret edildi. Soruşturmanın ilk baştan itibaren eksik yürütüldüğü savunulan başvuruda, “Yerel mahkeme tarafından verilen kararın çocuk adalet sistemine uygun, maktulün çocuk olduğunu gözeterek hem onun yaşam hakkına yapılan suçun cezasız kalmaması hem de ailesi ve tüm toplum vicdanını rahatlatıcı bir karar verilmesi gerekmektedir” denildi.