Silopi’de bir polis panzerinin evlerine girmesi sonucu hayatını kaybeden Yıldırım kardeşlerin ölümüne neden olan polislerin yargılandığı davanın 4’üncü duruşması görüldü. ‘Emri veren’ olarak gösterilen polis Tuncay Taşdemir, tanık olarak alınan ifadesinde sorumluluğu İlçe Emniyet Müdürü Selçuk Erdoğan’na attı. Duruşma ise daha önce 3 kez yapılamayan “olay yeri keşfi” kararı verilerek ertelendi.
Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Karşıyaka Mahallesi’nde 3 Mayıs 2017 gecesi uykudaki 7 yaşındaki Muhammed ile 6 yaşındaki kardeşi Furkan Yıldırım’ın ölümüne neden olan zırhlı aracın sürücüsü polis Ömer Yeğit ve onu görevlendiren amiri Murat Maden hakkında açılan davanın 4’üncü duruşması görüldü.
Cizre 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, ilk duruşmada tahliye edilen zırhlı araç sürücüsü Yeğit katılmazken, tutuksuz yargılanan polis amiri Maden ise duruşmada hazır bulundu.
Duruşmayı, Yıldırım kardeşlerin babası Mesut Yıldırım, Şırnak Barosu’na bağlı bazı avukatlar ve HDP Şırnak Milletvekili Nuran İmir ile çok sayıda HDP ve DBP yöneticisi takip etti.
Bazı rapor ve tutanakların okunmasının ardından başlayan duruşmada, ilk olarak şu an Balıkesir’de görevli olan ve bir önceki duruşmada “emri veren” olarak gösterilen polis Tuncay Taşdemir tanık olarak dinlendi. Ses ve Görüntülü Bileşim Sistemi (SEGBİS) yoluyla ifadesi alınan Taşdemir, daha önce Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde koruma büro amir yardımcısı olarak görev yaptığını belirtti.
‘İlçe Emniyet Müdürü bana kızdı ve hakaret etti’
Olayın yaşandığı günün öncesinde TOKİ lojmanları önündeki polis noktasında denetim yaparken İlçe Emniyet Müdürü Selçuk Erdoğan’ın yanlarına geldiğini belirten Taşdemir, burada sertifikası bulunmayan polislerin olaya karışan panzer aracının kullanılması konusunda aralarında bir konuşma geçtiğini anlattı. Taşdemir, Emniyet Müdürü Erdoğan ile arasında geçen konuşmaya ilişkin şunları söyledi:
“Büro kadrosunda iki tane kurslu, dört tane kaymakam olurlu toplam 6 personel bulunduğu, araç sayısı nedeniyle ancak bir personelin panzer araçlarında görevlendirilebildiğini söyledikten sonra kendisi bana kızarak ve hakaret ederek tek personel sayısını çift personele çıkarmamı istedi. Ayrıca personelin sertifikası ile ilgili durumu izah etmeme fırsat vermedi. Kendisine izah ettim. Ayrıca ısrarla kursu bulunmayan personel çalıştırmamızdan dolayı sıkıntı olabileceğini söyledim.”
Daha sonra telefon üzerinden bazı polislere gönüllü olarak panzer araçlarında çalışıp çalışmayacaklarını sorduğunu aktaran Taşdemir, “Sanık Ömer Yeğit daha önce panzer kullanma tecrübesi bulunduğu için kendisini görev listesine ekledik. Ben daha sonra büro amir vekili Yasin Eker’i aradım, bu hususun ileride bize sıkıntı çıkarabileceğini söyleyerek bir tutanak düzenleyeceğimi ve bu tutanağı kendisinin de imza atmasını söyledim. Yasin Eker de bunu kabul etti” anlatımlarında bulundu.
‘İlçe Emniyet Müdürü Erdoğan’ın imza atmaktan imtina etti’
Taşdemir, sertifikasız ve kurs almamış personel görevlendirilmesi için düzenlenen evrakın Kaymakamlık’tan önce İlçe Emniyet Müdürü’nce imzalanması koşulunun bulunduğunu da mahkeme heyetinin dikkatine sundu.
Tuncay Taşdemir, evrakı gönderdikleri İlçe Emniyet Müdürü Erdoğan’ın imza atmaktan imtina ettiğini açıkladı.
“Bu şekilde sanık Ömer Yeğit’in görevlendirilmesi Kaymakamlık oluru bulunmaksızın yapılmış oldu” diyen Taşdemir, olaya karışan panzerin de İlçe Emniyet Müdürü Selçuk Erdoğan’ın talimatı ile olay yerinden çekildiğini dile getirdi.
Taşdemir’in ardından tanık polis Ferhat Taş’ın ifadesine geçildi. Silopi İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde koruma büro amirliğinde görevli olan Taş ise sertifika konusunda düzenlenen evrakın Tuncay Taşdemir’in beyanı üzerine imzaladığını belirtti.
Sanık polis amiri Murat Maden ise bir önceki beyanlarını tekrar ederek, beraat talebinde bulundu.
İddia makamı da, eksik hususların giderilmesini talep etti.
‘İlçe Emniyet Müdürü Erdoğan sanık olmalı’
Yıldırım ailesinin avukatı Rojhat Dilsiz ise, savunmasında dosyada bulunan tarafların olayın sorumlusu olarak İlçe Emniyet Müdürü Selçuk Erdoğan’ı göstermeleri üzerinde durdu. “Ancak bu kişiler sanık olarak dosyaya eklenmemişlerdir” diyen Dilsiz, ismi geçen kişilerin dosyaya eklenmesini talep etti.
“Kanunsuz” emri alan polisin bu hususta direnmesi gerektiğine işaret eden Dilsiz, şunları söyledi:
“Tuncay Taşdemir ve Selçuk Erdoğan’ın görevlerini kötüye kullandıkları ve soruşturma geçirmelere kanaatiyle soruşturma evrakı oluşturulmuştur. Mahkeme huzurunda dinlenen tüm tanıkların beyanlarına ve tek bir kişi işaret edilmesine rağmen taleplerimiz göz ardı edilmektedir. Dosyanın bu haliyle sonuçlandırılması toplumun hukuka olan inancını zedeleyecektir. Dosya pilot bir dosyadır. Sanıkların tutuklanması talebimizi yineliyoruz. Tanık beyanlarında geçen kişilerin dosyaya sanık sıfatıyla eklenmesini talep ediyoruz.”
Olay yeri keşfi yapılacak, sanıkların tutuklanmasına ret
Savunmaların ardından duruşmaya kısa bir ara veren mahkeme heyeti, daha önce 3 kez yapılamayan olay yeri keşfinin 19 Eylül yapılmasına karar verdi.
Sanıkların adli kontrol tedbirlerine uydukları gerekçesiyle tutuklama istemini reddeden mahkeme heyet, duruşmayı ise 25 Ekim’e erteledi.
Dava hakkında
Polis Ömer Yeğit ve amiri Murat Maden hakkında “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma” suçundan 2’şer yıldan 15’er yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Olay sonrası tutuklanan sanık polis Yeğit ilk duruşmada tahliye edilmişti.