Okmeydanı cemevinde katıldığı cenaze töreninde Uğur Kurt’u vurarak ölümüne sebep olan polise verilen 12 bin liralık cezayla ilgili ailesi ve avukatları basın toplantısı düzenledi. Avukat Turgut Kazan, kararı veren mahkeme heyetinin ne görüntüleri izlediğini ne de polisi gördüğünü belirtti.
İstanbul 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında, Uğur Kurt’u vurarak ölümüne sebep olan polis S.K’yi ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan bir yıl sekiz ay hapis cezasına çarptırılmış, ceza 12 bin 100 lira adli para cezasına çevrilmişti.
İstanbul Barosu binasında düzenlenen basın toplantısına Uğur Kurt’un annesi Güllünaz ile babası Kemal Kurt ve avukatları Turgut Kazan ve Aslı Kazan Gilmore’nin yanısıra yakınları ve CHP Milletvekilleri Barış Yarkadaş, Hilmi Yarayıcı, Sezgin Tanrıkulu, Gülay Yedekçi, Taksim Dayanışması Sekretaryası’ndan Mücella Yapıcı ve Gezi Gazi ve Şehitleri Platformu Sözcüsü Volkan Kesanbilici katıldı.
Kazan: Toplumun can güvenliği için açıklama yapıyoruz
Toplantıya Uğur Kurt’un ölümüne ilişkin görüntülerin izlenmesiyle başlandı. Ardından açıklamayı okuyan avukat Turgut Kazan, sözlerine “Biz yargı içinde görevimizi yaparız. Basın toplantısı yapmayız. Çünkü biz basına açıklama yapmayız. Ama yargı yoksa ve şu olay hepimiz için bütün bir toplum için onların can güvenliği için büyük bir tehdit oluşturuyorsa sizi ve kamuoyunu uyarmak için bu türden açıklamaları yapmayı da görev sayarız” diye başladı.
‘Polis Uğur Kurt’u olası kastla öldürmüştür, kimse bunu örtbas edemez’
Görüntülere ilişkin konuşan Kazan, “Görüntüler apaçık bir olası kastın varlığını gösteriyor. Sanık polis, müfettiş raporunda belirtildiği gibi, ‘yapmaması gerekeni yapmış / silahını usule uygun kullanmamıştır. Molotof atan terörist zaten kaçtığına göre, o açıdan ateş ettiğinde, törendeki birine isabet edebileceğini öngörmesi gerekir. Dolayısıyla, olursa olsun düşüncesiyle hareket ettiği ve Uğur Kurt’u olası kastla öldürdüğü açıktır. Kimse bu gerçeği gizleyemez, örtbas edemez” ifadelerini kullandı.
‘Verilen ceza, polis dilediği gibi silah kullanacak anlamına geliyor’
Polise verilen 12 bin TL cezaya tepki gösteren Kazan kamuoyuna seslendi: “Kamu oyunu uyarıyorum. Sizleri de kamu oyunu uyarmaya çağırıyorum. Türkiye Meksika oluyor. Hiçbirimizin can güvenliği kalmayacak. Yaşam hakkımız tehlikede. Polis dilediği gibi silah kullanacak. Tetiğe basıp kurşunu sıkacak. Kime isabet edeceği umurunda bile olmayacak. Eşinizle / çocuğunuzla gezerken, işe giderken, cenaze törenindeyken vurulup yere düşeceksiniz. Öleceksiniz. Verilen kararın anlamı budur.”
Değişen mahkeme heyeti görüntüleri bile izlememiş
Kazan, mahkeme heyetinin değiştiğini ve son mahkeme heyetinin ne görüntüleri izlediğini ne de polisi gördüğünü belirterek açıklamasında şunları söyledi: “Ne var ki, olaya ilişkin bu görüntüler, 19.02.2016 günlü 5. oturumda başka bir heyet tarafından izlendi. Tanıklar yine o heyet tarafından dinlendi. Sonra, 25.10.2016 günlü 7. oturumda Başkan ve üyeler tümden değişti, değiştirildi. 09.02.2017 günlü oturumda, sanık müdafii mazeret bildirdiği için bir işlem yapılmadı. Ve yeni heyet görüntüleri duruşmada izlemeden, bizim yapacağımız açıklamalara göre durumu değerlendirme yoluna gitmeden, üstelik son oturuma kadar sanığı hiç görmeden, 25.04.2017 günü o inanılmaz cezayı açıklayıp çekildi. Mahkemenin, mevcut görüntülere, müfettiş raporuna ve savcılık mütalaasına rağmen, apaçık bir olası kastla adam öldürme eylemni taksirle öldürme sayıp 12.100 TL ceza vermesi olacak şey değildir.”
Kurt’un davası 501’nci AİHM dosyası olacak
Kazan, AİHM’in ihlal olarak kabul ettiği ve Türkiye’yi cezalandırdığı 500 dosyaya Uğur Kurt dosyasının da eklendiğini ifade ederek “Biz, hiç boyun eğmeden görevimizi yapıp adaletin gerçekleşmesini sağlamaya çalışacağız. Sorunu istinafa taşıyıp hukuksal tartışmayı orada yapacağız. Ama bu büyük tehlike hepimizin yaşama hakkıyla ilgili olduğu için, öncelikle bağımsız yargıyı yaratmamız gerektiğini belirtiyor, hepinizi göreve çağırıyoruz” dedi.
Acılı anne: Torunum babasını soruyor ve ben ondan yüzümü kaçırıyorum
Anne Güllünaz Kurt ise görüntüleri izlerken gözyaşlarına hakim olamadı. Anne Kurt, kendisinin polisin kol saatini kopardığı için altı seneyle yargılandığına işaret ederek “Üç kişinin katiline verilen cezanın değeri sadece 12 bin TL midir?” diye sordu. Kararı veren hakime tepki gösteren anne Kurt, “hiç mi elini vicdanına koymadı? Ne biçim hakimdir o? Nasıl kafasını yastığa koydu, nasıl rahat uyuyabildi? Hiç mi görüntüleri izlemedi, dosyayı incelemedi?” dedi.
Polisin bir kişinin katili olmadığını dile getiren anne, onun hem annenin hem babanın ve hem de oğlunun katili olduğunu söyledi.
Kendilerinin bu olay yüzünden kansere yakalandığını belirten Kurt, kendisinin üç yıldır tedavi gördüğünü, eşinin de kansere geçen yıl yakalandığını ifade etti.
“Bu ne biçim hükümet ne biçim devlet. Oraya terazi koymuşlar. Onu polisler için mi koymuşlar” sözleriyle tepkisini dile getiren anne “Adalet sarayıymış, bu nasıl adalet sarayı. Bir buçuk yaşında çocuğu kaldı meydanda. ‘Babam nerede? Herkesin babası işten geliyor benim babam neden gelmiyor?’ diye sorduğunda ben yüzümü dönüp torunumdan kaçıyorum” diye konuştu.