İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Diyarbakır Şubesi, 27 Aralık’ta çevik kuvvet polisine ait zırhlı otobüsün ezerek öldürdüğü üyeleri Cihan Can’a ilişkin oda binasında açıklama yaptı. TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu temsilcilerinin katıldığı açıklamada, İnşaat Mühendisi Cihan Can’ın fotoğrafları taşındı.
Şüphelinin Serbest Bırakılması
Açıklama yapan İMO Diyarbakır Şube Başkanı Murat Demir, 27 Aralık’ta meslektaşları Cihan Can’ın işyerinden çıkıp evine gitmek isterken işyerinin yakınındaki cadde üzerinde çevik kuvvet zırhlı servis aracının çarpması sonucu feci şekilde hayatını kaybettiğini hatırlattı. Olay anına dair görüntülerin olmasına rağmen basına yansıyan haberlere göre, daha önceden şüphelinin lehine hazırlanan ifadeyle zanlının delilleri karartma şüphesi gözetilmeden serbest bırakıldığını kaydeden Demir, şüphelinin hali hazırda görevine devam ettiğini söyledi.
Demir, “Görüntülerde, meslektaşımız çarpma sonucu yere düştükten sonra zırhlı aracın hareket etmeye çalıştığı için aracın altında sürüklendiği açıkça görülmesine rağmen araç sürücüsü , ‘aracın odunlar üzerinden geçtiği için sarsıntı olduğunu sandım’ şeklinde ifade vermesi, 2017’de Lice ilçemizde zırhlı araç çarpması sonucu hayatını kaybeden Pakize Hazar davasında verilen ‘zırhlı araçların patlamaya dayanıklı olan araçtan dışarıdaki sesin kolay kolay duyulmadığını, ancak çok yakında ve yüksek sesle bağırılması durumunda bu sesin duyulacağı’ ve yine 27 Nisan 2016’da Diyarbakır kent merkezi askeri zırhlı aracın çarpması sonucu ölen 55 yaşındaki Hatun Elhuman davasında, sanık kolluk kuvvetinin avukatı ‘Söz konusu olayın gerçekleşmesinde müvekkilim kusurlu değildir. Buradaki olay tamamen yayanın ağır kusurundan kaynaklanmaktadır. İki buçuk metre ön cam yüksekliği olan kirpi aracını kullanan müvekkilimin maktulü görmesi beklenemez’ şeklinde yapmış olduğu müdafi savunmasını bize hatırlatmaktadır” dedi.
Cezasızlık Politikası
TMMOB’a bağlı Diyarbakır ve İstanbul Makine Mühendisleri Odası’ndan bilirkişilerin incelediği rapora göre, Trafik Kanununa tabi olmayan bu araçların muayene olmadığını, yaya koruyucu sensörlerinin olmadığını kaydeden Demir, şunları söyledi: “Özellikle Araç İmal Montaj Yönetmeliği kapsamı dışında olan bu araçların kısıtlı çevre görüş yeteneğine sahip olmalarına rağmen şehir içinde bu kadar yaygın ve özensizce kullanımı aslında bize bölgede son 10 yılda 16’sı çocuk 6’sı kadın toplam 37 kişinin hayatını kaybettiği, 85 kişinin yaralandığı ve bir kısmının kalıcı fiziki kayıplarla yaşamlarını sürdürmek zorunda kaldığı, en az 64 zırhlı araç çarpması olayının neden durdurulamadığının bir açıklaması gibi duruyor. Kazaların yoğun yaşandığı son on yıla baktığımızda ülke de esen şiddet rüzgarından OHAL ve uygulamalarından, uygulanan savaş politikalarından kaynaklı şehir içine doldurulan zırhlı araçlar tırmanan gerilim atmosferinde iyice gelişigüzel ve başına buyruk şekillerde caddelerde sokaklarda gezinmekte ve bu sonuçlara sebep olmaktadır. Bu cezasızlık politikası bu tür kazaları teşvik etmektedir.”
‘Şehir İçinde Yasaklansın’
Teknik açıdan bu kadar kusurlu olmasına rağmen kanunlara ve yönetmeliklere tabi olmayan bu araçların mevcut halleriyle şehir içinde kullanımının yasaklanmasını isteyen Demir, kazalara karışan şoförler hakkında soruşturmaların daha sağlıklı ve caydırıcı olacak şekilde sonuçlanması gerektiğini söyledi.