Ozan Devrim Yay – 27 Ocak 2022
Mahkeme: Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Esas No: 2021/80
3 Ekim 1993 tarihinde Muş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) beldesinde “yasa dışı örgüte yardım ve yataklık” ettikleri iddiasıyla evlerinin ateşe verilmesi sonucunda aynı aileden 9 kişinin yakılarak yaşamını yitirmesi ile ilgili Muş’ta açılıp güvenlik gerekçesiyle Kırıkkale’ye nakledilen ve sonucunda sanık Bülent Karaoğlu hakkında verilen beraat kararının Yargıtay temyiz incelemesi ile 2021 yılında bozulması sonucu Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlayan davanın 21 Eylül 2021’de görülen ilk duruşmasında sanık Bülent Karaoğlu için tutuklama kararı çıkmıştı. Ancak 4 Kasım 2021 tarihindeki ikinci duruşmada ve 9 Aralık 2021 tarihindeki üçüncü duruşmada, yakalama kararının halen infaz edilmediği görülüp dava 27 Ocak 2022 tarihine ertelenmişti. Dördüncü duruşma ise 27 Ocak 2022 günü görüldü.
Duruşma Öncesi
Duruşmanın yapılacağı saat olan 14:30’dan 10 dakika önce hazır olduğumuz Kırıkkale Adliyesinde 1. Ağır Ceza Mahkemesi duruşma salonunun önünde katılanlardan yalnız Nurullah Öğüt bulunuyordu. Kendisinden alınan bilgiye göre diğer müştekiler ve avukatları kötü hava koşulları nedeniyle duruşmaya gelememişti. Sanık ve avukatlarının da bekleme alanında olmadığı görüldü. Olağan dışı bir güvenlik önlemi gözlenmedi. İnsan Hakları Derneğinden, Türkiye İnsan Hakları Vakfından ve Yaşam Bellek Özgürlük Derneğinden birer temsilci de bekleme alanındaydı. Bu duruşmada basından temsilci yoktu. Resmi görevliler dahil, maske ve benzeri pandemi önlemlerine uymayanların çoğunlukta olduğu, herhangi bir uyarı yapılmadığı görüldü.
Duruşmanın planlanan saati geçtikten sonra mübaşir başka bir davanın duruşması için tarafları çağırdı. Bu duruşmanın, sabah 11.30’da başlaması planlanan bir duruşma olduğu anlaşıldı. Hassas bir konuyla ilgili olduğu anlaşılan bu duruşma çok uzun sürdü ve bittikten sonra, saat 14:00 için planlanan duruşmanın taraflarının gelmediği anlaşıldı. 14:30’da başlaması gereken Vartinis Davası duruşması için çağrı saat 16:43’te yapıldı.
Duruşma Salonunun Görünümü ve Duruşmaya Katılım
Duruşma Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin duruşma salonunda görüldü. Duruşma salonuna girişte herhangi bir engelleme ile karşılaşmadık.
Heyet başkanının ve savcının genelde alçak bir ses tonuyla konuşması, ses sisteminin açılmaması nedeniyle, mahkeme heyetinin ve savcının konuşmaları izleyici sıralarından çoğunlukla güçlükle anlaşılıyordu.
Hakkında tutuklama kararı çıkarıldığı halde karar infaz edilmediği için, tek sanık olan Bülent Karaoğlu duruşmaya katılmadı. Sanık vekilleri de mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.
Katılanlardan yalnız Nurullah Öğüt hazırdı. Duruşma salonunda duruşma boyunca herhangi bir polis memuru bulunmadı.
Mahkeme heyeti, Başkan Sibel Cengiz, üyeler Mehmet Feyyaz Baydar ve Yusuf Kasapoğlu’ndan oluşuyordu. Duruşma savcısı ise Yavuz Ertugay idi.
Duruşmaya Dair
Duruşma salonuna girdiğimizde mahkeme heyeti salonda hazırdı. Katılanların ve izleyicilerin yerlerini almasıyla duruşma hemen başladı.
Mahkeme Başkanı, Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığının 26/01/2022 tarihli 2021/1412 yakalama nolu cevabi yazısına göre, sanık Bülent Karaoğlu’yla ilgili yakalama emrinin halen infaz edilmediği bilgisini verdi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/12/2021 tarihli yazısında, karar düzeltmeyi gerektiren maddi ve hukuki sebep olmadığı görüşünü bildirdiği açıklandı.
Katılan Murat Öğüt’ün vekili Av. Nur Mehmet Dönmez, katılan Aysel Öğüt’ün vekili Av. Kadir Karaçelik’in ve sanık Bülent Karaoğlu’nun vekili Av. Fahrettin Piyade’nin mazeret sunduğu açıklandı.
Diğer yazışmalarla ilgili de bilgi verildikten sonra Cumhuriyet Savcısına soruldu. Savcı sanık hakkında tutuklamaya yönelik yakalama emrinin infazının beklenmesini talep etti.
Daha sonra katılan Nurullah Öğüt’e söz verildi.
Nurullah Öğüt’ün ifadesinden bazı alıntılar şu şekilde:
“Daha önceki ifademde de bahsettiğim üzere, Hasköy’de Bülent Karaoğlu’nun sorumlu olduğu karakola gitmiştik. Bizi telsizlerin olduğu odaya aldılar. Telsiz konuşmalarının bir kısmını duyduk. Diyarbakır Alay Komutanlığı [Yanan ev varmış, ne oldu?] diye sordu. Cevap olarak bir asker [Otların arasında kalmış, yanmış] dedi. Daha sonra Malatya Alay Komutanlığı da aynı soruyu sordu. Asker aynı cevabı verdi. Karakolun etrafında bir sur vardı. Surun dışında bizim köyden yaklaşık 20 kişiyi gördük. Aralarında bulunan eniştem Nizamettin Gök [Kardeşimi ve çocuklarını neden yaktınız? Alay komutanı da bizim haklı olduğumuzu söylüyor. Beldeyi Bülent Karaoğlu yakmasına rağmen bizden 12 kişiyi ‘Altınova’da ev yakmışsınız’ diyerek savcılığa sevk ettiler, işkence altında ifade aldılar] dedi.”
“Köyde Mele Hüseyin olarak tanınan Hüseyin Uğurlu’yu Bülent Karaoğlu köyün ortasında döverek panzerle aldı götürdü. Bu olaya en az 1000 kişi tanık oldu. Mele Hüseyin o günden beri kayıp, cenazesi ortada yok. Bundan bahsetmemin nedeni, karar bozmadan önceki yargılama sürecinde oğlunun ikinci duruşmaya gelip Bülent Karaoğlu’na [Babamı öldürdün mü?] diye sormuş olması. Babasının cenazesini arıyordu.”
“Avukatlar diyor ki bu koşullarda Bülent Karaoğlu’na ancak ihmalden 5 yıl ceza verilir. Bu suçları işleyen birinin 5 yıl ceza alması adil midir.”
“Bir gün beldeye girişte Bülent Karaoğlu minibüsü durdurup Nurettin Aktaş’ın kim olduğunu soruyor. Nurettin Aktaş o minibüsün şoförüydü. Ertesi gün Nurettin Aktaş’ın cenazesi bulundu. Onu öldürenin Bülent Karaoğlu olduğunu bütün belde biliyor. Bunun hesabını da mutlaka sormanızı talep ediyorum.”
“Babam kendisinden davacı olduğu için Bülent Karaoğlu [İmama söyleyin, ayağını denk alsın], [O imam teröristtir, peşinde namaz kılmayın] diyerek tehditler yolluyordu. Bir ay sonra evimize operasyon yapıldı. Panzer mutfağımızın penceresine kadar dayandı. Bundan birkaç ay sonra bir gece saat 23:30’da bir asker ve bir sivil giyimli kişi eve gelerek babamı sordu. Kapıyı annem açtı. Ne olduğunu sorarken babam üstünde pijama, atlet ve terlik olduğu halde kimliğini bile alamadan bu kişiler tarafından bir taksiye bindirildi. Babam sonradan o olayı [Beni öldüreceklerini anladım, kaçacaktım ama kaçamadım işte] diye anlattı. Babamı götürmeleri üzerine tüm köylüler toplanıp Hasköy karakoluna gittiler. [İmamı kaçırdılar] deyince Bülent Karaoğlu [Gözaltında, burada] dedi. Yetkili kişiler devreye girince babamı sabah 08:30-09:00 civarı serbest bıraktılar. Eğer vatandaşların tepkisi olmasa babamı öldürecekti. Buna eminim.”
“Yanan ev babamın eviydi. [Evi yeniden yapsam bile Bülent Karaoğlu yine yakar] dedi. Artık orada kalamayacağımızı anlayıp Bursa’ya taşındık. Yirmi yıldan fazladır Bursa’dayız. O günden beri maddi ve manevi sıkıntılar yaşıyoruz. Bize bunları yaşatan Bülent Karaoğlu terfi ettirilip binbaşı yapıldı. Türk Silahlı Kuvvetlerinin de cezalandırılmasını talep ediyorum.”
“Altıncı duruşmada mahkeme başkanı sıkıştırınca Bülent Karaoğlu [Beni astsubay iken yüzbaşı yapıp emrime 400 asker veren sizsiniz] diyerek, bu işler için özel olarak görevlendirildiğini ağzından kaçırdı. Avukatı uyardı da öyle sustu”
“Bülent Karaoğlu’nun yakalanması için kırmızı bülten çıkarılmasını talep ediyorum.”
“Maddi ve manevi olarak uğradığımız zararların tazmin edilmesini istiyorum.”
“Bülent Karaoğlu resmi evrakta sahtecilik gibi onlarca başka suç da işledi. O suçlardan dolayı da ceza almasını istiyorum.”
“Bülent Karaoğlu’nun yaptıkları kamu düzenini bozan şeylerdi, zamanaşımı uygulanmamalı.”
“Bülent Karaoğlu merkezden gelen hiçbir idarecinin çalışmasına izin vermedi. Hâkim, savcı, davacı, tanık, vs. herkesi tehdit etti.”
“Bülent Karaoğlu’nun 1993’ten bu yana aldığı ek ödemelerin tespit edilmesini talep ediyorum. O zamanlar [Kelle başına 5000 ek maaş aldığı] söylentileri vardı.”
“Bülent Karaoğlu’nun vatan haini ilan edilmesini, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılarak vatandaşı olduğu Bulgaristan’a gönderilmesini istiyorum.”
“Nasır’ın amca çocuğu Remzi Öğüt’e de tazminat ödenmelidir. Olay günü çocuktu, yerde dövüp çenesini kırdılar, evin yanmasını izlettiler. Mehmet Eşref Öğüt’e de evi yakıldığı için tazminat ödenmelidir.”
“Mahkemeye gelmeye bile korkuyoruz. Özellikle başlarda psikolojik ortam öyleydi. En başta sadece 5 kişi gelebildi. Onlara [ya biri sizi tararsa] diyordu diğerleri. Öyle bir şey olmayınca sonraki duruşmaya 50 kişi geldi. Onlardan yalnızca 10’unu dinleyip [yeterli] dediler. Tutuklama talep edildiğinde mahkeme başkanı [Bunun ne kadar riskli olacağını bilmiyor musunuz] dedi. Duruşma salonunda polisler not alıyordu. Bunların hepsi hâkimi korkutuyordu. Dördüncü duruşmada [Keşif gelse dahi kararımı değiştirmez] dedi. Bunun üzerine biz bakanlığa gittik. Bunların üzerine mahkeme başkanı daha önce bahsettiğim gibi sanığı sıkıştırınca o [400 asker…]li itirafı ağzından kaçırdı.”
Nurullah Öğüt ifade verirken mahkeme başkanı ilki ifadenin ilk cümlesinden sonra olmak üzere dört kere söz keserek “Daha önceki konuları tekrarlamaması”, “Toparlaması” için müdahale etti. Mahkeme başkanı ifade verirken Nurullah Öğüt’e “sen” diye hitap ederek konuşuyordu.
Ara Kararlar
Mahkeme heyeti ara kararlarında;
- Yakalama kararının infazının beklenmesine,
- Kırıkkale cumhuriyet savcılığına ve emniyetine “sıkı arama” için yazı yazılmasına karar verdi.
Bir sonraki duruşmanın 24 Mart 2022 saat 11:30’da görülmesine karar verildi.
Nurullah Öğüt zamanaşımı riski nedeniyle daha erken bir tarih verilmesini talep ederken sözü mahkeme heyeti başkanı tarafından bir kere daha kesilerek duruşmanın bittiği söylendi, yaklaşık 10 dakika süren duruşma sonlandırıldı.
Duruşma Sonrası
Duruşma sonrasında herhangi ek bir güvenlik tedbiri uygulanmadı. Katılan Nurullah Öğüt adliye dışında, izleyici kurum temsilcilerine davanın zaman aşımına uğraması riski ve duruşmalarda tüm istediklerini anlatamaması ile ilgili kaygılarını bir kere daha ifade etti.