Diyarbakır’da geçtiğimiz yıl yapılan bir gösteride hayatını kaybeden ve Adli Tıp raporları da dayanak gösterilerek ‘elinde Molotof kokteyli patladığı’ iddia edilen 19 yaşındaki Şahin Öner’in ölümüyle ilgili olarak Adli Tıp geri adım attı ve ölümün “polis aracının çarpması ve sürüklemesiyle” meydana geldiğini kabul etti.
Diyarbakır’da, geçen yıl şubat ayında yapılan bir gösteride, 19 yaşındaki Şahin Öner’in elindeki molotofkokteylinin patlaması sonrasında öldüğü yönünde rapor veren Adli Tıp Kurumu, geri adım attı. Savcılığın itirazı üzerine ikinci bir rapor hazırlayan 1. İhtisas Dairesi, dosyaya göre olay yerinde bu tür bir bomba kullanılmadığını belirterek, “Kişinin (Öner’in) ölümünün görgü tanıklarının ifadelerinde belirtildiği şekliyle polis aracının çarpması ve sürüklemesi ile meydana gelmiş olduğunu” belirtti. Bunun üzerine Diyarbakır TMK 10. Maddesi ile yetkili başsavcılık, adı belirtilmeyen zırlı aracın sürücüsü hakkında ‘taksirle ölüme sebebiyet vermek’ suçlamasıyla, görevsizlik kararı vererek, dosyayı normal savcılığa gönderdi. Avukat Rehşan Bataray Saman, yalnızca sürücü değil, araçtaki tüm polisler hakkında ‘kasten adam öldürme’ suçlamasıyla işlem yapılması gerektiğini vurguluyor.
Diyarbakır’da geçen yıl 10 Şubat’ta Şehitlik Mahallesi’nde yapılan gösteriye polis müdahale etmiş, liseli Şahin Öner yaralı bir vaziyette bulunmuştu. Öner’in hayatını kaybettiği o gece Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak’ın beyanatına istinaden haber ajansları, ‘Öner’in elindeki patlayıcıyı atmak isterken öldüğü’ haberini duyurdu.
Fakat savcılıkça dinlenen tanık Levent Çartay Çartay, Öner’e zırhlı aracın çarptığını iddia etti. Çartay, “ Çocuk araç kendisine üç metre mesafe kalınca geriye döndü. Ellerini kaldırdı, akrep durmadı. Önüyle Şahin’e çarptı. Sürükleyerek 15-20 metre aşağıya götürdü. Araç yoluna devam etti” dedi. Arkadaki araçtan inenlerden birinin silahı Öner’e doğrultarak, “A… k… çocuğu sen daha ölmedin mi?” dediğini savunan Çartay, vatandaşların “Bakacağınıza hastaneye götürün” şeklindeki itirazına “Konuşacağına gel sen götür” diye karşılık verdiklerini iddia etti. Aynı sokakta manav işleten Yılmaz Dağ, çarpmanın üç metre önünde gerçekleştiğini, Öner’in 15 metre sürüklendikten sonra aracın sol arka tarafından kanlar içinde çıktığını savundu. Bu arada, Öner’in ağır yaralı halde önce Şehitlik Polis Merkezi’ne götürülerek parmak ve tırnak izi alındığı ortaya çıktı. Otopsi tutanağında, ezilmeye işaret edilirken, açıkça, “Cebir izi, ateşli silah yarası, kesici delici alet yarası görülmemiştir” ifadesine yer verildi.
Adli Tıp’tan Geri Adım: Zırhlı Araç Çarptı
Buna karşılık savcılık Öner’in ölümü sonrası polislerin tanık sıfatıyla ifadesini aldı. Öner’e çarptığı iddia edilen ‘Shortland 75’ kodlu zırhlı araçta ekif şefi olarak bulunan polis, kovalamacada 26. Sokak’a girdiklerini, dumandan ötürü sokağın sisle kaplı olduğunu, araçlarına molotofkokteyli atıldığını ve aracın alev aldığını savundu. Sokaktan hızla çıktıklarını kaydeden polis, “Biz devam ederken, oturduğum yerin sağ tarafındaki camdan, dizleri kendine doğru çekilmiş vaziyette yatan birisini gördüm. Yüzünde bir şey vardı. Ya bezle kaplıydı. Ya da yaralanma nedeniyle bana öyle geldi. Telsizle haber merkezini bilgilendirdim. Biz önümüzde ya da yolda herhangi bir kimseyi kesinlikle görmedik. Görüş açısı son derece sınırlıydı” dedi.
Bütün bu verilere rağmen Adli Tıp Kurumu tarafından verilen raporda, Öner’in patlayıcının patlamasından kaynaklı yaşamını yitirdiği iddia edildi. Savcılık ise bulgulara itiraz ederek, dosyayı ikinci kez kuruma gönderdi. Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu, geçen 15 Ocak’taki raporunda, bulgular patlamanın basıncını işaret etse de, dava dosyasında ve olay yeri incelemesinde, böyle bir bulgudan söz edilmediği vurgulandı. Bu nedenle, “Kişinin ölümünün görgü tanıklarının ifadelerinde belirtildiği şekilde, zırhlı polis aracının çarpması ve sürüklemesi ile meydana geldiği” saptandı.
Diyarbakır TMK 10. Madde ile yetkili Başsavcılık, bu ikinici rapor üzerine, dün görevsizlik kararı vererek, dosyayı normal savcılığa yolladı. Kararda, yalnızca Öner’e çarpan zırlı aracın sürücüsü hakkında ‘taksirle ölüme sebebiyet vermek’ iddiasıyla soruşturma yürütüldüğü belirtildi.
Avukat Saman: Kasten Adam Öldürme
Diyarbakır İHD Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Avukta Rehşan Bataray Saman, görevsizlik kararında, sadece zırhlı aracın şöförü olan polisin suçlandığı ve ‘Taksirle ölüme neden olmak’ ile itham edildiğini belirterek, buna itiraz etti. Avukat Saman, “Son ve rapor ve tanıklar, Öner’e bilerek çarpıldığını gösteriyor” dedi ve suçlamanın, kasten adam öldürme olması gerektiğini belirtti. Saman ayrıca, sadece sürücünün değil, araçtaki üç polisin de şüpheli olması gerektiğini, ayrıca ölümden sonra gerçekdışı evrak hazırlayan görevlilere de soruşturma açılması gerektiğini vurguladı. Öner’in molotofkokteyli atarken öldüğünü açıklayan vali hakkındaki takipsizlik kararının da kaldırılmasını istedi.